08 Temmuz 2020 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 31179
Yargıtay 19, Ceza Dairesinden:
BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ CEZA DAİRELERİ ARASINDAKİ KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİNE DAİR KARAR
Esas No: 2020/2053
Karar No: 2020/6650
Tebliğname No : UG – 2020 / 23198
Başkan: Memiş Selçuk Güney
Üye : Erdoğan İshakoğlu
Üye : Lütfı Aksoy
Üye : Harun Kodalak
Üye: Aytekin Sakarya
Tetkik Hakimi: Erkal Hilmi Kart
A-) KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİNE DAİR BAŞVURU
İstanbul Anadolu ve Küçükçekmece İcra Ceza Mahkemelerince “karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme” suçundan yapılan yargılamalar neticesinde verilen mahkumiyet kararlarının istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesince
14.11.2019 tarihinde; “suç tarihinden sonra açılmış olan konkordato davasının bekletici sorun yapılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinden bahisle mahkumiyet hükmünün bozulmasına”, buna karşılık aynı hususta bu yer 14. Ceza Dairesince
29.11.2019 tarihinde; sanığın yetkilisi olduğu tüzel kişi şirketin devam eden konkordato davası sürecinden bahsedilmeksizin “mahkumiyet hükmüne karşı yapılan istinaf talebinin ise konkordato davası (zımnen) bir engel olarak görülmediğinden esastan reddine” dair kararlar verilmiştir.
Aynı koşullarda iki farklı tarihte işlenen suça ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri arasında çıkan karar uyuşmazlığının çözümü için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun çoğunluğunu oluşturan başkan ve üyelerinin; 5941 sayılı Kanun‘un 5/1 md. düzenlenen suçun “çekin karşılıksız kalmasına sebebiyet verme” suçu olduğu, suç tarihinin çekin bankaya ibraz edilerek banka tarafından ‘karşılıksızdır’ işlemi yapıldığı gün olarak belirlenmesi gerektiği, dolayısıyla suçun çekin bankaya ibraz edildiği tarihte oluştuğu bu nedenle ibraz tarihi sonrasında açılan konkordato davasının sonucunun, tamamlanan suça etki etmeyeceği gerekçesiyle 14. Ceza Dairesinin mahkumiyet hükmüne karşı gidilen istinaf talebinin esastan reddi yönündeki kararın yerinde olduğu,
Başkanlar Kurulunun azınlıkta kalan üyelerinin ise; İİK’deki düzenlemeler karşısında konkordato ilan etmiş olan bir kişiye karşı daha önceden düzenlediği çeklerin üzerinde yazılı düzenleme tarihinde karşılıksız kalması halinde bu kambiyo senedinden dolayı takip yapılamayacağı ve başlamış bir takip varsa duracağı, çünkü borçlunun vadesi henüz gelmemiş bir çeki ilgili tarihte ödeyemeyeceğini önceden ilan ettiğini ve kanun koyucunun da belirli koşullar altında bu beyanı hukuka uygun kabul ettiğini, buna göre borçlunun çeki karşılıksız bırakma fiiline hukuk izin verdiğinden, bu fiilin hukuka uygun sayılması ve ortada hukuka uygunluk sebebinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, belirlenen durum karşısında konkordato ilan eden ve ilan ettiği projede (önceden) ilgili tarihte çekin karşılığını bulunduramayacağını beyan eden kişi bakımından 5941 sayılı Yasanın 5/1.maddesinde düzenlenen suçun maddi ve manevi unsurlarının oluştuğu, zira çekin bankaya ibrazının konkordato davasından önce olduğu söylenebilir ise de konkordato davası açılmasıyla birlikte verilecek kararın konkordatonun tasdiki kararı olması halinde yukarıda belirlenen gerekçelerle eylemin hukuka uygun hale geldiği, fiilin artık hukuka aykırılığından bahsedilemeyeceği ve suçun oluşmayacağının kabul edilmesi gerektiği görüşünde oldukları, ilgili evrakların incelenmesinden anlaşılmıştır.
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35/3. maddesi gereği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri arasında çıkan karar uyuşmazlığının, Yüksek Yargıtay İlgili Ceza Dairesi tarafından çözülmesi için gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
B-) KARAR UYUŞMAZLIĞININ GİDERİLMESİNE KONU BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CEZA DAİRESİ KARARLARI
1- ) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 14.11.2019 Tarihli, 2019/3569 Esas 2019/5304 Karar Sayılı Kararı
Karşılıksız çıkan çek hamilinin şikayeti üzerine, “karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçundan” sanık hakkında Küçükçekmece 2. İcra Ceza Mahkemesinin,
16.04.2019 tarihli, 2018/1117 E. 2019/458 K. sayılı kararıyla; somut olayda çekin ibraz edildiği ve karşılıksızdır işlemi yapıldığı tarihin 04.10.2018 olduğu, ancak çek hesabı sahibi tüzel kişi hakkında çekin karşılıksız çıkmasından yaklaşık iki ay geçtikten sonra, Ticaret Mahkemesince 31.12.2018 tarihinde konkordato mühleti kararı alındığı, bu kapsamda suç mühlet kararı verilmesinden önce oluştuğundan, Ticaret Mahkemesince verilen kararın sonuca bir etkisi bulunmadığı gerekçeleriyle sanığın mahkumiyetine hükmedildiği,
Anılan kararın sanık müdafii tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 14.11.2019 tarihli, 2019/3569 E. 2019/5304 K. sayılı kararıyla; Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.12.2018 tarihinde açılan konkordato davasında, 31.12.2018 tarihinde geçici mühlet kararı verdiği, somut olayda suça konu çekin 28.09.2018 keşide tarihli olup 04.10.2018 günü bankaya ibrazında karşılıksız çıktığı, konkordato davasında alınan geçici mühlet kararının keşide ve ibraz tarihi sonrasında verilmiş olmasına rağmen, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 10.06.2019 tarihli, 2019/23974 E. 2019/9339 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; devam eden konkordato yargılaması sürecinin “bekletici sorun” yapılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kesin olarak karar verildiği, görülmektedir.
2- ) İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin 2019/2083 Esas Sayılı Dava Dosyası ve 29.11.2019 Tarihli, 2019/3639 Sayılı Kararı
İstanbul Anadolu 2. İcra Ceza Mahkemesinin, 14.03.2019 tarihli, 2018/886 E., 2019/188 K. sayılı kararıyla; somut olayda çekin ibraz edildiği ve karşılıksızdır işlemi yapıldığı tarihin 01.11.2018 olduğu, ancak çek hesabı sahibi tüzel kişi hakkında Ticaret Mahkemesince 31.12.2018 tarihinde konkordato mühleti kararı alındığı, bu kapsamda suç mühlet kararı verilmesinden önce oluştuğundan, sanığın üzerine atılı suçun sabit olduğu gerekçeleriyle, yapılan kısmi ödemelerin mahsubu sonrasında çekin karşılıksız kalan miktarı üzerinden sanığın mahkumiyetine hükmedildiği,
Anılan kararın sanık müdafii tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 29.11.2019 tarihli, 2019/2083 E. 2019/3639 K. sayılı kararıyla; şikayete konu edilen çekin karşılıksız kalan miktarının bankadan gelen yazı cevabına göre 83.400 TL olarak belirtilmesine karşın sanık hakkında neticeten 35.000 TL adli para cezası verilmiş ise de bu hususta aleyhe istinaf talebi
…
Tamamı İçin Tıklayınız