Murat DÜZGÜN
Başkan Yardımcısı, Mali Hizmetler Müdürü
[email protected]
Günümüzde belediyeler, gerek sunmuş oldukları hizmet çeşitliliği, gerek ülke siyasetinin gidişatını belirlemedeki etkisi, gerekse de sahip oldukları bütçe büyüklüğü açısından sıklıkla tartışma konusu olmaktadırlar. Bu yazı dizimizde, vatandaşın doğumundan ölümüne kadar hizmet veren ve neredeyse günün her saat ve anında hizmetleriyle halka dokunan belediyelerin; gelir, harcama ve bütçe dengeleri ele alacak ve iyi bir uygulama süreciyle mali darboğazda olan belediyelere gelir artışı ve mali disiplininin sağlanması açısından reçete niteliğinde olacak bir süreci sizlerle paylaşmış olacağız.
Yazı dizimizde mevzuat dilinden uzak, sade bir dil ile belediyelerin mali darboğazda olmasının nedenleri, belediye gelirlerin ve giderlerin analizi, belediyelerin borçluluk durumları incelenecek; mevcut durumların iyileştirilmesine, öz gelirlerinin artırılmasına yönelik hem yasal düzenlemelerle hem de iyi uygulama örnekleri ile belediyelerde mali yönetim süreçlerinde görev alanlara katkı sağlayacak yöntemleri anlatacağız.
Hadi Başlayalım: Dizimizin ilk yazısında mali darboğazın nedenleri ve detaya girmeden belediye gelirleri ve bazı teknik tanımlamalardan bahsedecek, devamı yazılarımızda ise belediye gelirleri üzerine detaylı analizler yapıp, sade vatandaşa da çok dokunmadan belediye gelirleri nasıl arttırılır anlatacağız.
BELEDİYELER NEDEN MALİ DARBOĞAZDA?
Hizmetleriyle olduğu kadar belediyelerimiz maalesef zaman zaman borçları, harcamaları ve hatta maaş ödeyememeleri gibi konularla gündeme gelmekte olduğunu görmekteyiz. Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu enflasyonist ortam, girdi maliyetlerindeki sürekli artışlar da eklenince, belediyelerin mali dengesi son yıllarda iyice bozulduğu gözlemlenmektedir.
Mali darboğazın nedenlerini temel olarak sıralayacak olursak;
Enflasyonist ortam: Günümüz ekonomik koşullarında belediyelerin halka hizmet için ihtiyaç duydukları temel girdiler olan; personel maaşları, araç kiralama, akaryakıt, enerji, mal, malzeme gibi maliyetlerinde her geçen gün artış gözlemlenmekte ancak bu artışa rağmen aynı ölçüde belediye gelirleri artmamaktadır.
Bütçe açıkları: Herhangi bir belediyenin internet sitesine girip faaliyet raporlarındaki bütçe uygulama sonuçlarını incelediğimizde, genel olarak belediyelerin her yıl bütçe açığı verdiği görülmekte ve bu bütçe açıklarına rağmen, yapısal değişiklikler içeren bir mali planı olmadan klasik işleyişlerine devam ettikleri mali tablolarından ve faaliyetlerinden açık bir şekilde gözlemlenmektedir. Art arda devam eden bütçe açıkları, bir yandan var olan hizmetlerin sürdürülmesinde zorlaştırmakta bir yandan da belediye borç stokunun artmasına neden olmaktadır.
Borç stokları: Ülkemizdeki hangi siyasi parti yönettiğine bakılmaksızın belediyelerin yüksek kamu ve müteahhit borçları ile karşı karşıya olduğu aşikardır. Borç stoklarının temel nedenlerine baktığımızda, bütçe dengesi gözetilmeden yapılan plansız harcamalar, gelecek yılları düşünmeden ve finansmanı olmadan ortaya atılan popülist projeler başat nedenler olarak karşımıza çıkıyor.
Verimsiz harcamalar: Temel belediyecilik hizmetlerinin yanında belediyelerde hizmet çeşitliliğinin çok fazla olması, siyasi imaj ve popülerlik sağlamak adına vatandaşın direkt faydasına olmayan veya sosyal faydasının da çok düşük olduğu harcamalar olduğu görmekteyiz.
Kurumsal yapı ve uzman personel eksikliği: Belediyelerin özelikle gelir ve gider işlemlerinin gerçekleştirildiği mali hizmetler ve gelir birimleri geniş bir mevzuat yelpazesine dayanarak işlemlerini yürütürler. Bu birimlerin kurumsal yapısının gereği gibi kurulmaması ve personel ve yönetici yapılarının da alanında uzman kişilerden oluşmaması belediyelerde mali işlem süreçlerinin iyi yönetilmemesine neden olmaktadır.
Yasal düzenleme eksikleri: Belediye gelirlerinin yasal dayanakları olan kanuni düzenlemelerin ve gelir kalemlerinin günümüz belediyelerinin hizmet sunumunun finansmana yetmekten uzak olduğu görülmektedir.
BELEDİYE GELİRLERİ NELERDİR?
Belediye gelirlerinin yasal dayanakları temel olarak 5393 sayılı Belediye Kanunu, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu olarak sıralanabilir.
Temel olarak belediye gelirleri;
√ Kanunlarla gösterilen belediye vergi, resim, harç ve katılma payları,
√ Genel bütçe vergi gelirlerinden ayrılan pay,
√ Genel ve özel bütçeli idarelerden yapılacak ödemeler,
√ Varlıkların kira, satış ve başka suretle değerlendirilmesinden elde edilecek gelirler,
√ Belediye meclisi tarafından belirlenecek tarifelere göre tahsil edilecek hizmet karşılığı ücretler,
√ Faiz ve ceza gelirleri, bağışlar,
√ Her türlü girişim, iştirak ve faaliyetler karşılığı sağlanacak gelirler,
Bu gelirleri başka bir şekilde katogorize ederek, gelir türlerini ana başlıklar halinde açıklayıp, Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan veriler ışığında yorumlayalım. Ana başlıklar halinde ele aldığımız bu gelirlerin alt başlıklarına ve analizlerine ilerleyen yazılarımızda detaylı olarak yer vereceğiz.
Vergi Gelirleri: Kamu otoritesine dayanarak mülkiyet üzerinden ve konusuna göre çeşitli ekonomik faaliyetleri gerçekleştiren mükelleflerden karşılıksız olarak alınan vergiler ile belediyelerin sunmuş olduğu kamusal nitelikli hizmetlerin karşılığı olarak alınan harçlardan oluşur. Toplam gelirler içindeki payı belediyelere göre değişiklik gösterse de tüm gelirler içindeki payı 2023 yılı verilerine göre yüzde 8,97’tir. En bilinen ve büyük gelir kalemleri; bina ve arsa vergisi, elektrik tüketim ve havagazı vergisi, çevre temizlik vergisi, ilan ve reklam vergisi, bina inşaat harcı ve işgal harçlarıdır.
Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri: Belediyelilerin sahip oldukları mülklerden elde ettikleri kira gelirleri ve ecrimisil gelirleri, sunmuş oldukları özel nitelikli hizmetlerden elde ettikleri gelirleri bu sınıfta toplanır. Su gelirleri, otopark gelirleri, kira gelirleri, ulaşım hizmetinden elde edilen gelirler, kültür ve sportif faaliyetlerden elde edilen gelirler en bilinenleri olup, teşebbüs ve mülkiyet gelirlerinin 2023 yılında toplam gelirler içindeki payı tabloda görüleceği üzere yüzde 8,46 olarak gerçekleşmiştir.
Alınan Bağış ve Yardımlar: Kişi ve kurumların karşılıksız olarak belediyeye yapmış oldukları bağışlar bu sınıfta toplanır. Ayrıca yurt dışından bazı kurum ve kuruluşlardan proje fon vs. altında elde edilen gelirler de bu sınıfa kaydedilir. 2023 yılı gelirleri içindeki payı yüzde 2,98’dir.
Paylar, Faiz ve Cezalar: Belediyelerin ilgili kanun gereği merkezi idare gelirlerinden almış oldukları paylar, yetkileri gereği kesmiş olduğu cezalardan ve mevduat faizlerinden elde ettikleri gelirler temel olarak bu sınıfı oluşturan gelirlerdir. Belediye gelirleri içindeki en büyük oran bu sınıfa ait olup, 2023 yılında yüzde 69,5 olarak gerçekleşmiştir. Belediyelerin en yüksek gelir kalemi nüfuslarına oranla almış oldukları pay olan ve mevzuattaki adıyla Merkezi idare Vergi Gelirlerinden Alınan Paylardır, bu pay 2023 yılında da 64,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran belediyelerin nüfusuna ve öz gelirlerine göre değişkenlik gösterir. Bu oranın çok yüksek olması o belediyenin öz gelir elde etme konusunda başarısız olduğunu gösterir.
Sermaye Gelirleri: Belediyelerin sahip oldukları arsa, bina vs. gibi taşınmazların satışından elde etmiş oldukları gelirlerdir. Maalesef son yıllarda belediyeler varlık satışlarını arttırmakta ve bu oran bazı belediyelerde yılı gelirinin yarısına kadar ulaşmaktadır. 2023 yılı verilerine göre bu sınıfın tüm gelirler içindeki payı yüzde 10,09’dur.
Yazı dizimizin ilkinde; Belediyeler Neden Mali Darboğazda ve Belediye Gelirleri Nelerdir başlıklarını detaylara girmeden işledik. Gelecek hafta yerel yönetimler maliyesi için öneli olan bazı tanımlamalarla devam edeceğiz ve devamında 6 hafta boyunca Belediyelerde Gelir Artış ve Mali Disiplin Çalışmaları ve bu alandaki iyi uygulama örnekleriyle sizlerle olacağız.