Mevzuatın Adı: Anayasa Mahkemesinin 16/1/2025 Tarihli ve E: 2024/21, K: 2025/15 Sayılı Kararı
24 Mart 2025 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 32851
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2024/21
Karar Sayısı : 2025/15
Karar Tarihi : 16/1/2025
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara 18. Aile Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa’nın 5., 10., 36., 40. ve 41. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 174. maddesi şöyledir:
“1. Maddî ve manevî tazminat
Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR ve Muhterem İNCE’nin katılımlarıyla 1/2/2024 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Hilal YAZICI tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. İtirazın Gerekçesi
3. Başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralla, boşanma kapsamında farklı düzenlemelerde ya da genel hükümler çerçevesinde talep edilebilecek zararların tekrar talep edilebilmesine imkân tanındığı, dolayısıyla boşanma nedeniyle maddi zararların tazmini bakımından özel bir yol öngörülmesinin ilgili tarafın bir kez daha aynı konuda tazminata mahkûm edilmesi sonucunu doğurduğu, bu durumun eşler arasındaki menfaat dengesini bozduğu belirtilerek kuralın Anayasa’nın 5., 10., 36., 40. ve 41. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
B. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
4. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 17. maddesi yönünden de incelenmiştir.
5. Anayasa’nın 17. maddesinde “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” hükmüne yer verilmiştir. Kişinin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı, birbirleriyle sıkı bağlantıları olan, devredilmez ve vazgeçilmez haklarındandır.
6. Öte yandan Anayasa’nın 5. maddesi insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamayı devletin temel amaç ve görevleri arasında saymıştır.
7. Anayasa’nın 17. maddesinde temel haklar olarak güvence altına alınan yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının etkili şekilde korunması yalnızca devletin bu haklara müdahaleden kaçınmasına bağlı değildir. Bu bağlamda Anayasa’nın 5. ve 17. maddeleri uyarınca devletin pozitif yükümlülükleri de bulunmaktadır. Anılan pozitif yükümlülükler bazı durumlarda söz konusu temel hakların korunması için belirli tedbirlerin alınmasını gerektirir (benzer yöndeki karar için bkz. AYM, E.2019/11, K.2019/86, 14/11/2019, § 13).
8. Devletin söz konusu pozitif yükümlülüğü, kişinin uğradığı zararı tespit ve tazmin edecek etkili mekanizmalar kurmak, bu kapsamda gerekli usule ilişkin güvenceleri sunan yargısal prosedürleri sağlamak, bu suretle yargısal ve idari makamların kişilerin idare ve özel kişilerle olan uyuşmazlıklarında etkili ve adil bir karar vermelerini temin etmek sorumluluğunu da içermektedir (AYM, E.2021/82, K.2022/167, 29/12/2022, § 49).
9. Kuralla, evlilik birliğinin boşanma nedeniyle sona ermesi durumunda mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği hüküm altına alınmak suretiyle kişinin maddi ve manevi varlığının korunması bakımından giderim yolu öngörülmektedir. Söz konusu giderim aynı zamanda kusurlu tarafa yönelik bir yükümlülük içermektedir.
10. Kanun koyucunun kişinin maddi ve manevi varlığının korunması yönündeki pozitif yükümlülüklerini yerine getirirken anayasal sınırlar içinde geniş bir takdir yetkisi olduğu açıktır. Bununla birlikte söz konusu yükümlülük kapsamında öngörüldüğü ve giderim sağlanması amacı taşıdığı anlaşılan davada talep edilebilecek maddi tazminatın konusunu oluşturan mevcut veya beklenen menfaatlerin kapsamı ile tazminata hükmedilmesinin şartları ve tazminat miktarının belirlenmesi yönteminin de ortaya konulması gerekir.
Tamamı İçin Tıklayınız (word)