Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Yüksek Vergi Riski İçeren “KDV Tevkifatı” Ödevi ve Alıcının Bu Ödevi Yerine Getirmediği Hallerde Tevkifatsız Fatura Düzenleyen Satıcıların Suçlanmasının Uygun Olup Olmadığı – Dr. Emrah AYGÜL, YMM

Dr. Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
emrah.aygul@erisymm.com

Maliye Bakanlığı, KDV alacağının emniyet altına alınması amacıyla KDV Kanununun 9/1. maddesi uyarınca mal ve hizmetin alıcısı tarafında olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutmaya yetkilidir. KDV’de sorumluluk müessesesinin temelini oluşturan KDV Kanununun 9. maddesi kapsamı itibari ile Maliye Bakanlığı’na KDV’de sınırsız bir şekilde vergi sorumlusu belirleme yetkisi vermektedir. Bu yetkiyi sınırlandırabilecek tek unsur, yetkinin vergi alacağının emniyet altına alınması amacına uygun kullanılmasıdır.[1] Bu yetki zaman içerisinde defalarca kullanılarak çok sayıda mal ve hizmetin alıcısına, işleme ilişkin KDV’nin bir kısmının alıcıya ödenmeyerek doğrudan onların adına, kendilerinin KDV yönünden bağlı oldukları vergi dairesine ödenmesi zorunluluğu getirmiştir. “Kısmi tevkifat” olarak adlandırılan bu uygulamada işleme ilişkin hesaplanan verginin, Maliye Bakanlığınca belirlenen kısmının işleme muhatap olan alıcılar tarafından, diğer kısmının ise işlemi (teslim veya hizmeti) yapan tarafından beyan edilip ödenmesi esastır.

Kısmi tevkifat kapsamında yer alan işlemler ve tevkifat oranları aşağıda belirtilmiştir.

KDV Genel Uygulama Tebliği Bölümü Tevkifat Yapmak Zorunda olan Tevkifat Oranı
2.1.3.2. Kısmi Tevkifat Uygulanacak Hizmetler
2.1.3.2.1. Yapım İşleri ile Bu İşlerle Birlikte İfa Edilen Mühendislik-Mimarlık ve Etüt-Proje Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar[2] ve tutar sınırını aşan durumlarda KDV mükellefleri (4/10)
2.1.3.2.2. Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler Belirlenmiş alıcılar (9/10)
2.1.3.2.3. Makine, Teçhizat, Demirbaş ve Taşıtlara Ait Tadil, Bakım ve Onarım Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar (7/10)
2.1.3.2.4. Yemek Servis ve Organizasyon Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar (5/10)
2.1.3.2.5. İşgücü Temin Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (9/10)
2.1.3.2.6. Yapı Denetim Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (9/10)
2.1.3.2.7. Fason Olarak Yaptırılan Tekstil ve Konfeksiyon İşleri, Çanta ve Ayakkabı Dikim İşleri ve Bu İşlere Aracılık Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (7/10)
2.1.3.2.8. Turistik Mağazalara Verilen Müşteri Bulma / Götürme Hizmetleri KDV mükellefleri (9/10)
2.1.3.2.9. Spor Kulüplerinin Yayın, Reklâm ve İsim Hakkı Gelirlerine Konu İşlemleri Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (9/10)
2.1.3.2.10. Temizlik, Çevre ve Bahçe Bakım Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (9/10)
2.1.3.2.11. Taşımacılık Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri Yük taşımacılığı hizmeti alımlarında (2/10), servis taşımacılığı hizmeti alımlarında ise (5/10)
2.1.3.2.12. Her Türlü Baskı ve Basım Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar (7/10)
2.1.3.2.13. Diğer Hizmetler KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlar, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kurulan kamu kurum ve kuruluşları, (Ek ibare:RG-10/2/2024-32456) kamu iktisadi teşebbüsleri (kamu iktisadi kuruluşları, iktisadi devlet teşekkülleri), döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına ifa edilen ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün hizmet ifalarında (5/10)
2.1.3.2.14. Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Yaptırılan Sağlık Tesislerine İlişkin İşletme Döneminde Sunulan Hizmetlerde Tevkifat Uygulaması Sağlık Bakanlığı Hizmete göre değişken
2.1.3.2.15. Ticari Reklam Hizmetleri Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (3/10)
2.1.3.3. Kısmi Tevkifat Uygulanacak Teslimler
2.1.3.3.1. Külçe Metal Teslimleri Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (7/10)
2.1.3.3.2. Bakır, Çinko, Alüminyum ve Kurşun Ürünlerinin Teslimi Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (7/10)
2.1.3.3.3. Hurda ve Atık Teslimi Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (7/10)
2.1.3.3.4. Metal, Plastik, Lastik, Kauçuk, Kâğıt, Cam Hurda ve Atıkları ile Konfeksiyon Kırpıntılarından Elde Edilen Hammadde Teslimi Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (9/10)
2.1.3.3.5. Pamuk, Tiftik, Yün ve Yapağı ile Ham Post ve Deri Teslimleri Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (9/10)
2.1.3.3.6. Ağaç ve Orman Ürünleri Teslimi Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (5/10)
2.1.3.3.8. Demir-Çelik Ürünlerinin Teslimi Belirlenmiş alıcılar ve KDV mükellefleri (5/10)

Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere kısmi tevkifata konu işlemlerin kapsamı geniş ve tevkifat oranları yüksektir. Bu açıdan vergi sorumlularınca satın almalarda tevkifat konusuna önem gösterilmesi çok önemlidir.

KDV Genel Uygulama Tebliği uyarınca tevkifata tabi işlemler dolayısıyla satıcılar tarafından düzenlenecek belgelerde; “İşlem Bedeli”, “Hesaplanan KDV”, “Tevkifat Oranı”, “Alıcı Tarafından Tevkif Edilecek KDV Tutarı”, “Tevkifat Dahil Toplam Tutar” ve “Tevkifattan Sonra Tahsil Edilmesi Gereken Toplam Bedel (Tevkifat Hariç Toplam Tutar)” ayrıca gösterilir. Bu fatura satıcı açısından, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV’ye tevkifat uygulandığını tevsik eden belge mahiyetini de taşımaktadır.

Tevkifat kapsamına giren işlemlerde alıcı tarafından KDV tevkifatının usulüne uygun ve süresinde beyan edilmediği ya da eksik beyan edildiği hallerde, durumun İdare tarafından tespiti halinde KDV Kanununun (9/1) inci maddesi kapsamında sorumlu tayin edilen alıcılardan, eksik beyan edilen vergi tutarı vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile talep edilecektir. Beyanın usulüne uygun pişmanlıkla yapılması ve süresinde ödenmesi halinde vergi ziyaı cezasının hesaplanmayacağı malumdur.

KDV Genel Uygulama Tebliği uyarınca sorumlu sıfatıyla beyan edilmeyen veya eksik beyan edilen KDV tutarının satıcı tarafından beyan edilmiş ve Hazineye ödenmiş olması halinde sorumlu adına yapılacak tarhiyatta vergi aslı aranmaz. Sorumlu tarafından beyan edilip ödenmesi gerekirken satıcı tarafından beyan edilen ve Hazineye ödenen bu verginin normal vade tarihinden ödendiği tarihe kadar hesaplanan gecikme faizi alıcıdan aranır. Söz konusu vergi satıcı tarafından beyan edilmiş olmakla birlikte, tahakkuk eden verginin ödenmemesi veya ödenecek KDV çıkmaması nedenleriyle Hazineye ödenmeyen vergi ile buna bağlı ceza, faiz ve zamlar alıcıdan aranır.

Yine 28.12.2023 tarihli ve 32413 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 27.12.2023 tarih ve 7491 sayılı Kanun ile 3065 sayılı Kanunun (29/1) maddesinde değişiklik yapılarak vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen KDV’nin indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm uyarınca KDV tevkifatına konu edilmesi gerekirken tevkifata tabi tutulmamış ve sorumlu sıfatıyla beyan edilmemiş ve ödenmemiş KDV tutarının indirimi de eleştiri konusu edilebilecektir.

Örneğin hazır beton üretimi yapan A Beton A.Ş., bir inşaat projesinin ana yüklenicisi olan (belirlenmiş alıcı niteliği taşımayan) müşterisi B İnşaat A.Ş.’nin isteği doğrultusunda 1.500 m3 beton imal ve döküm işini yüklenmiş ve işin bedeli de 4.000.000 TL + KDV olarak belirlenmiştir. B İnşaat AŞ.’nin bu işle ilgili düzenlenen beton satış ve döküm faturaları için KDV tevkifatı talebinde bulunmaması sebebiyle A Beton A.Ş. faturalarını tevkifatsız düzenlemiştir. Ancak B İnşaat A.Ş.’nin KDV iade talebinde işlemin KDV tevkifatına tabi tutulması gerektiği vergi dairesi müdürlüğünce tespit edilmiştir ve tevkif edilmesi gereken KDV cezalı olarak tarh edilmiştir. Nitekim KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1/a) ayırımında sayılanlara karşı ifa edilen ve KDV dahil bedeli 5 milyon TL üzerinde olan yapım işlerinin tamamen veya kısmen alt yüklenicilere (taşeronlara) veya daha alt yüklenicilere devredilmesi halinde, işi devreden her yüklenici tarafından ilgili aşamada bedelin 5 milyon TL’lik sınırı aşıp aşmadığına bakılmaksızın, kendisine ifa edilen hizmete ait KDV üzerinden Tebliğin (I/C-2.1.3.2.1.) bölümü uyarınca (4/10) oranında tevkifat yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla, işlemin bu kapsamda tevkifata tabi olup olmadığı, ana işin yapım işi kapsamında tevkifata tabi olup olmadığına göre belirlenmelidir. Hazır beton tutarı aşmasa da yapılan inşaat işinin (bu işin taşeron olması halinde ana inşaat işinin) KDV dahil bedelinin 5 milyon TL üzerinde olması halinde Tebliğin (I/C-2.1.3.2.1.) bölümü uyarınca (4/10) oranında KDV tevkifatı uygulanması gerekmektedir. (Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 09.01.2023 tarih ve E-45404237-130[I-21-194]-6398 sayılı özelgesi). [3]

Bu durumda B İnşaat A.Ş. sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekirken beyan edilmeyen KDV tevkifatı tutarını vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte ödeyecektir. Tabi vergi ziyaı cezasının tarhiyat sonrası uzlaşmaya konu edilmesi mümkündür. Bu durumun vergiye uyumlu mükellef indirimine etkisi de değerlendirilmelidir. Yine bu tevkifat tutarına ilişkin vergi indirimi dönemi ödeme dönemi olarak düzeltilebilecektir. Görüleceği üzere KDV tevkifatının süresinde ve usulüne uygun yapılmaması, beyan edilmemesi ve ödenmemesi  B İnşaat A.Ş. için önemli vergi risklerine yol açmıştır.

Şimdi gelelim alıcının, satıcıya yönelik “Neden faturalarını tevkifatlı düzenlemedin? Bu vergi cezalarını ve gecikme faizlerini size yansıtmam gerekir?” suçlama ve taleplerinin haklı olup olmadığına.

KDV Kanunu ve KDV Genel Uygulama Tebliği uyarınca tevkifat işleminde tüm yükümlülük alıcıya yüklenmiştir. İdare de bu sebeple cezalı tarhiyatı alıcı adına yapmakta, tevkifat konusunda tamamen alıcıyı muhatap almaktadır. Alıcının bu yükümlülüğü bilmemesi ve uygulamaması (satıcının faturasını tevkifatsız düzenlemesi hali dahil) bu ödeve ilişkin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Nitekim Türk Ticaret Kanununun 18/2. maddesinde her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği belirtilmiştir. Alıcının hakkında cezalı tarhiyat uygulandığı ya da kendiliğinden tevkifatı beyan ettiği durumlarda satıcıya KDV tutarını ve fazlasını rücu talebinin satıcı tarafından kabul edilmediği durumlara ilişkin ihtilaflar asliye ticaret mahkemelerinin alanına girmektedir. Açılan davaların istirdat, sebepsiz zenginleşme davası olduğu görülmektedir. Benzer bir olayda Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/575 E. 2023/172 K. No.lu ve 16.03.2023 tarihli kararında şu ifadeler oldukça aydınlatıcıdır[4]: Bununla birlikte somut olay fazla ve yersiz ödenen vergi olmayıp, vergi sorumlusunun hatalı işleminden dolayı yine vergi sorumlusunun uğradığı bir zarardır. KDV kanunu ve tebliği davalının (satıcının) belge düzenine bakmaksızın, davacının (alıcının) vergi sorumlusu sıfatı ile tevkifatı yaparak vergi dairesine ödeme yükümlülüğü altına almıştır (KDV Tebliğ I/C-2.1: KDV tevkifatı ihtiyari bir uygulama olmayıp, Maliye Bakanlığınca tevkifat uygulaması kapsamına alınan işlemlerde alıcılar tarafından tevkifat yapılması zorunludur). Hal böyle olunca KDV kanunu ve tebliğ kapsamında tevkifatın yapılmamasındaki tek kusurlunun davacı olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacının davalıdan sebepsiz zenginleşme ve sözleşme hükümlerine göre alacak talep etmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.”

Ancak bu durumda satıcının beyanlarını, alıcı hakkındaki tarhiyatları dikkate alarak düzeltmesi ve fazla tahsil ettiği KDV’yi ivedi olarak alıcıya ödemesi uygun olacaktır.  Bu tutar için satıcı faiz ödemeye zorlanamaz. Örnek olayımızda da süresinde KDV tevkif edilseydi bu tutar satıcı tarafından iade alınabileceğinden faiz istemi bu açıdan da yersiz olacaktır. Ancak yasal talep tarihinden sonraki kısma ilişkin faiz talepleri bu açıklamalarımız kapsamına girmemektedir.

Nitekim başka bir emsal karar tevkif edilmesi gerektiği halde süresinde tevkif edilmeyen ve beyan edilmeyen KDV tutarlarının alıcı tarafından vergi dairesine ödendikten sonra fazlası ile birlikte satıcıdan istenmesine yöneliktir. Aşağıdaki emsal karardan da görüleceği üzere davacının fazla talepleri reddedilmektedir.

T.C. ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/572 Esas – 2024/70: “Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında muhtelif 17 adet Gönderilerin Adresten Kabulü Cihet Ayrımı ve Dağıtım/Teslimi/Boşaltılması/Sevki Hizmetlerinin Yürütülmesi kapsamında sözleşmeler akdedildiğini, davacı şirketin 3065 sayılı KDV Kanununun 9. maddesi ve KDV Genel Uygulama Tebliğinin (VC.2.1.3.2.5.) bölümü uyarınca, söz konusu sözleşmelere istinaden anılan şirkete yaptığı ödemelerden KDV tutarının 9/10’unu sorumlu sıfatıyla tevkif edip kendi … ödenmesi gerekmekle birlikte KDV tutarının tamamı anılan şirkete ödendiğini, akabinde ise KDV mevzuatından kaynaklanan zorunlulukların gereği olarak 9/10 oranındaki tevkif KDV’yi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371. maddesi hükümlerine göre pişmanlıkla … beyan ederek ödenmek durumunda kalındığını, davalıya 25.02.2020 tarihli ve 5918 ve 6060 sayılı yazılan yazıldığını, …, İşgücü Temin Hizmetlerinde alıcılara 9/10 Oranında KDV Tevkifat Yapma Zorunluluğu Getirmiş olduğunu, …, 26/04/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 1/5/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin, ihtilafa/davaya konu alacağımızın doğduğu tarihler için de geçerli olan, (VC. 2.1.3.2.5.) bölümüyle “İşgücü Temin Hizmetleri”ni kısmi KDV tevkifatı kapsamına aldığını, söz konusu Genel Uygulama Tebliğindeki düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Tebliğde “belirlenmiş alıcı” olarak belirlenenler ile KDV mükellefi diğer alıcıların, işgücü temin hizmetlerinde satıcılara KDV tutarının tamamını ödemeyip, 9/10 oranındaki kısmını tevkif edip kendi … beyan ederek ödemesi, kalan 1/10’luk kısmını ise satıcıya ödemesi, satıcının sadece 1/10’luk kısmı kendi … beyan etmesi gerektiğini, iş gücü temin hizmetlerinde KDV oranı %18 olduğunu, buna göre, örneğin 100.000 TL tutarında işgücü temin hizmeti alınması durumunda işleme ilişkin 18.000 TL KDV hesaplanması; bu tutarın 1/10’u olan 1.800 TL’nin satıcıya ödenmesi ve satıcı tarafından kendi 1 Nolu KDV beyannamesi ile kendi … beyan edilmesi, 9/10’u olan 16.200 TL’nin ise alıcı tarafından satıcıya ödenmeyip (tevkif edilip) kendi … beyan edilerek ödenmesi gerekeceğini, davacı şirketin, davalının 9/10 oranındaki KDV”’sini hem … hem de şirkete ödemiş olup mükerrer ödeme söz konusu olduğunu, KDV tevkifat tutarını şirketimize iade etmesi halinde şirketin (davalının) , kendi beyanlarını düzeltmesi ve kendi … ödediği bir vergi varsa bunun iadesini talep edebilmesi mevzuat gereği mümkün olup buna rağmen gereğini yapmayan şirket (davalı) açıkça kötü niyetli olduğunu, ayrıca belirtmek gerekir ki bu duruma davalının düzenlediği faturalar neden olduğunu, zira; davacı şirketin KDV tevkifatı uygulamasında faturadan doğan KDV üzerinden kesinti yaparak yüklenici davalı adına sorumlu sıfatıyla … ödemekle yükümlü iken, adı geçen Şirket de KDV Genel Uygulama Tebliğinin “Belge Düzeni” başlıklı (1/C-2.1.3.4.2.) bölümü kapsamında davacı şirkete tevkifat tutarını göstermek suretiyle (tevkifatlı) fatura düzenlemek ve “Satıcıların Beyanı” başlıklı (1/C-2.1.3.4.3.2.) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde bu tevkifatlı işleme uygun şekilde 1 No.lu KDV beyannamesi vermekle yükümlü olduğunu, buna rağmen davalının, davacı şirkete düzenlediği faturaları tevkifatsız olarak düzenlemiş ve faturalarda tüm KDV’yi davacı şirketten tahsil edilecek KDV olarak gösterdiğini, yüklenici tarafından faturaların yanlış düzenlenmesinin de etkisiyle borçlu olmadıkları KDV tutarına dair meblağı sehven ve fazladan yüklenici şirkete ödendiğini, ayrıca bir kerede KDV tevkifatı yapılarak 2 nolu KDV beyannamelerinde düzeltme işlemi neticesinde 6.998,64 TL pişmanlık zammıyla birlikte … ödenmek zorunda kalındığını, nihayetinde yüklenici davalı tarafından beyan edilerek ödenmesi gereken verginin davacı tarafından iki kez ödenmiş olduğundan davalı muamelekinde haksız şekilde 7.172.298,78 TL artış olduğunu belirterek 7.172.298,78 TL’nin 13.03.2021 temerrüt tarihinde itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Bilirkişi heyetince davalı tarafından davacı adına düzenlenen faturalarda ki %18 KDV tutarına 9/10 oranında tevkifat uygulanması sonucunda KDV tutarlarından toplam 7.192.808,28 TL tevkifat edilmesi gerektiğinin tespit edildiği, davacı tarafça sunulan 2 faturanın dava dışı davalı ile … … Ltd.Şti’nin oluşturduğu adi ortaklık tarafından düzenlendiği taraflar arasında hizmet alım sözleşmesine ait olmadığı anlaşılmakla bu faturalara ilişkin 57.171,57 TL tevkifat tutarının mahsubu ile toplam 7.135.636,72 TL KDV tevkifat tutarına ilişkin kanıtlanan davanın kısmen kabulüne, davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenen alacağın ödenmesine ilişkin 26.02.2021 tarihli 6035 sayılı yazılarının tebliğ belgesinin sunulmadığı, … A.Ş hukuk müşavirliğinin 22.03.2022 tarihli yazı içeriğinde de 26.02.2021 tarihli yazının tebliğ edilememiş olduğu anlaşıldığından dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM

:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın kısmen kabulü ile 7.135.636,72 TL’nin 19.08.2022 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,

2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,

…”[5]

Olası ihtilafların, ticari ilişkilerin zedelenmesinin önlenmesine yönelik olarak tevkifat konusuna giren işlere ilişkin sözleşmelerde KDV tevkifatı konusuna da yer verilmesi uygun olacaktır. Sözleşmelerde tevkifat konusuna girdiği müphem işlemlere ilişkin de eğer tevkifat yapılmaması kararlaştırılmış ise gelecekte olası tarhiyatların etkileri hüküm altına alınabilir.

Dipnotlar:

[1] Madde gerekçesi

[2] b) Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun olmasın):

5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar, il özel idareleri ve bunların teşkil ettikleri birlikler, belediyelerin teşkil ettikleri birlikler ile köylere hizmet götürme birlikleri,

– Yukarıda sayılanlar dışındaki, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kurulan kamu kurum ve kuruluşları,

– Döner sermayeli kuruluşlar,

– Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,

– Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,

– Bankalar,

–  Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri,

– Sendikalar ve üst kuruluşları,

– Vakıf üniversiteleri,

– Mobil elektronik haberleşme işletmecileri,

– Büyükşehir belediyelerinin su ve kanalizasyon idareleri,

– Kamu iktisadi teşebbüsleri (Kamu İktisadi Kuruluşları, İktisadi Devlet Teşekkülleri),

– Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar,

– Türkiye Varlık Fonu ile alt fonlara devredilen kuruluşlar,

– Organize sanayi bölgeleri ile menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları dahil bütün borsalar,

– Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan idare, kurum ve kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler,

– Payları Borsa İstanbul (BİST) A.Ş.’nde işlem gören şirketler,

– Kalkınma ve yatırım ajansları.

Okul aile birlikleri ve Sağlık Bakanlığına bağlı aile hekimliği kurumları, Tebliğin (I/C-2.1.3.1/b) ayrımı kapsamında değerlendirilmez.

[3] Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 09.01.2023 tarih ve E-45404237-130[I-21-194]-6398 sayılı özelgesi.

[4] https://karararama.com.tr/emsal-mahkeme-karari-kayseri-1-asliye-ticaret-mahkemesi-2022-575-e-2023-172-k-16032023-t-e474451/

[5] https://avevrak.com/dev/yargitay/28138525/vc-kararidir-ayrimi-cihet-esaskarar-muhtelif-kdv-yapmaya-akdedildigini-baskan

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”] Sorumluluk Beyanı ve Hukuki Haklarımız [/vc_message][vc_column_text]

 

Exit mobile version