Doğan ÇENGEL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
Volkan DEMİRCİOĞLU
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
Giriş
2024 Yılının tamamlanmasına sayılı birkaç gün kaldı. Mevzuattaki değişim ise olabildiğince hızlı devam ediyor. Yıl içerisinde gerçekleştirilen işlemlerin gözden geçirilmesinde ve yeni yıla hazırlık yapılmasında katkı sağlayacağı düşüncesiyle bazı hatırlatmalarda bulunmamızda fayda bulunmaktadır.
1. Kasa: Dönem sonu fiili kasanın resmi kasadan yüksek olması gelirin kayıtlara alınmaması, fiili kasanının resmi kasadan düşük olması ise vergisiz nakit çekim eleştirisine sebep olacağından kasa bakiyesi kontrol edilmeli kasa fazlası veya noksanlıklarının sebebi araştırılarak ilgili düzeltme kayıtları yapılmalıdır. Kasa hesabı hiçbir zaman alacak bakiyesi veremeyeceği gibi özellikle kredi kullanan işletmeler için günlük nakit ihtiyacından fazlasının kasada bulunduğu iddiası kabul görmez. Bu nedenle söz konusu nakdin ortaklar tarafından işletmeden çekildiği varsayımıyla ihtiyaç dışı kasa tutarına faiz hesaplanarak KDV’li fatura düzenlenir. Ayrıca kasada bulunan yabancı paralar dönem sonunda TCMB efektif alışla değerlenerek kur farkı ayrılmalıdır. Yılın son gününde kasada bulunan nakit ve diğer varlıkların sayılarak tutanağa bağlanması faydalı olacaktır. Son günlerde mükelleflere kasa bakiyesine/hareketlerine ilişkin çok sayıda izaha davet yazısı gönderildiğini bu nedenle üzerinde önemle durulması geren bir konu olduğunu hatırlatmakta fayda bulunmaktadır.
2. Çek-Senet: Alınan çekler/senetler ile keşide çekleri ve borç senetleri kontrol edilmeli aralarında vadesi geçenlerin durumu tespit edilmelidir. Dövizli olanlar TCMB döviz alış kuruyla değerlenmeli ayrıca çek ve senetlere reeskont hesaplaması yapılmasının vergisel sonuçları dikkate alınmalıdır. Keşide çeklerinde atlayan serilerin akıbeti araştırılmalıdır. Çek her ne kadar ödeme aracı olsa da 5941 sayılı Kanun’un geçici 3/5.maddesi gereği 31/12/2025 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir. Bu hükümle çeklerin ileri tarihli keşide edilebileceği, haliyle zımnen de olsa fiilen borçlanma aracı olarak kullanılabileceği kabul edilmiştir. Bu sebeple aksi görüşler bulunsa da dönem sonunda muhasebenin özün önceliği kavramı gereği 101-Alınan Çekler hesabının bakiyesi 121-Alacak Senetleri hesabına, 103-Verilen Çekler hesabının bakiyesi 321-Borç Senetleri hesabına devredilmesi gerektiğini belirtmeliyiz. Kasada bulunan çek ve senetler tutanağa bağlanmalı, bankaya/finans kurumuna teminata/tahsile verilenler ise ilgilisiyle mutabakata bağlanmalıdır. Teminat niteliğindeki alınan/verilen çek/senetler nazım hesaplarda takip edilmelidir. VUK-64/2013-9/ Vadeli Çeklerde Reeskont Uygulaması-2 Sayılı Sirkülere göre “… vergi uygulamaları bakımından çekin vadeli olabileceği ve değerleme gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen 213 sayılı Kanunda yer alan reeskont uygulamasından yararlanılmasının mümkün olduğu” belirtilmiştir. Dönem sonunda reeskont hesaplanmak istenmesi durumunda şartlara çekler/senetler için reeskont hesaplanarak gelir/gider kaydedilmeli, izleyen yılbaşında ise reeskont faiz geliri/gideri yeni bir muhasebe kaydıyla muhakkak iptal edilmelidir. Reeskont uygulamasıyla ilgili “Senetlerde Reeskont Hesaplamak Vergi Avantajı Sağlar mı?” başlıklı makalemizden detaylı bilgi edinebilirsiniz.
3. Banka/Pos: Bankalardan POS, vadeli/vadesiz mevduat ve kredi hesapları için ekstre alınmalı ve muhasebe hesaplarıyla karşılaştırılmalıdır. Vadeli mevduat ve krediler için kıst faiz hesaplanarak tahakkuk kaydı yapılmalıdır. Ayrıca işletme aktifinde yer alan yatırımlar uygun değerleme ölçüsüyle değerlenmelidir. Yabancı paralı hesaplar TCMB döviz alış kuruyla değerlenerek kur farkı ayrılmalıdır.
4. Alıcı/Satıcı Hesapları: Müşteri ve satıcılarla yazılı mutabakat yapılmalı yabancı paralı olanlar TCMB döviz alış kuruyla değerlenmelidir. Uzun süredir hareket görmeyen hesaplar titizlikle incelenmeli gerekli muhasebesel (şüpheli/değersiz alacak) ve hukuki işlemler (takip/dava) yapılmalıdır. Dönem sonunda alacak bakiyesi veren alıcılar 340-Alınan Sipariş Avansları Hesabına, borç bakiyesi verilen satıcılar 159-Verilen Sipariş Avansları Hesabına devredilmelidir. 2024 Yılı içinde gerçekleşen ve tamamlanan dövizli işlemlere ilişkin kur farklarının mal/hizmetin tabi olduğu oranda KDV hesaplanarak faturaya bağlanıp bağlanmadığı kontrol edilmelidir. Geçici vergi ve yıl sonlarındaki bakiye için kur farkı hesaplanması gerekmekle birlikte söz konusu kur farklarının faturaya bağlanma zorunluluğu bulunmamaktadır. Cari dönem yurt dışı satışları için hesaplanacak kur farkları 601/612 hesaplara kaydedilmelidir. Kur farklarıyla ilgili “Çeşitli Açılardan Kur Farkı” başlıklı makalemizden detaylı bilgi edinebilirsiniz.
5. Şüpheli/Değersiz Alacaklar: Şüpheli alacaklar için geçmişte ayrılan karşılıkların şartları koruyup korumadığı, hukuki takibin yapılıp yapılmadığı, cari dönemde ise karşılık ayrılması gereken ticari alacak olup olmadığı şirket avukatından alınacak belge ve bilgilerle teyit edilmelidir. Ayrıca konkordato sözleşmesi yapılan alacaklar için değersiz/şüpheli alacak olma hali ile KDV durumu dikkate alınmalıdır. Daha önce karşılık ayrılan ve sonrasında tahsil edilen şüpheli alacaklar gelir olarak kayıt edilmelidir. Sadece şeklen icra takibi yapılması (karşılık ayırdıktan sonra alacağın takip edilmemesi), ya da alacağın şüpheli düştüğü dönemden sonraki dönemlerde karşılık ayrılması hususları eleştiri konusu olmaktadır. Borçlu açısından vazgeçilen alacakların üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına devredilmesi gerektiğinden süreler takip edilmelidir. Şüpheli alacaklardan değersiz alacak niteliği kazananlara ilişkin gerekli muhasebe kayıtları yapılmalıdır.
7338 ayılı Kanunla VUK’un 323.maddesinde değişiklik yapılarak yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan ve 14.000 TL’yi (2024 yılı için) aşmayan alacaklar için karşılık ayırma imkânı sağlanmıştır. Ayrıca işletme hesabı esasında defter tutan mükelleflere VUK’un 323.maddesi kapsamındaki şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına yazılarak daha önce sadece bilanço hesabına göre defter tutan mükelleflere sağlanan bu haktan yararlanmaları sağlanmıştır.
Şüpheli Alacaklar konusunda detaylı bilgiyi “Şüpheli Alacaklar” ve “Şüpheli (Ticari) Alacaklar ve Karşılıklarının Değerlemesi” başlıklı makalelerimizden, 7338 sayılı Kanunla yapılan yukarıdaki değişiklikleri de dikkate alarak edinebilirsiniz.
6. Stoklar: Normal olarak, tüm işletmeler defter kayıtlarında, miktar bazında; (Dönem başı stok + dönem içindeki alışlar = Satışlar + dönem sonu stok) dengesini tutturmak durumundadır. 31/12/2024 Tarihi itibariyle fiili stok sayımı yapılarak tutanağa bağlanmalı ve bahse konu denklik gereği satışların maliyeti oluşturulmalıdır. Satışların maliyeti ve dönem sonu mal mevcudu miktarsal ve tutarsal olarak randıman hesabıyla karşılaştırılmalı ve fire miktarının uygunluğu test edilmelidir. İzah/ispat edilemeyen olağanüstü firelerin, kayıt dışılık eleştirisine haliyle vergi cezalarına sebebiyet verebileceği dikkate alınmalıdır. Sayım fazlası ve eksiklikleri araştırılmalı sebebine uygun düzeltme kayıtları yapılmalıdır. Envanter kaydı, KDVK’nın 54/2.maddesinde belirtilen “Emtia üzerine iş yapanlar, emtia envanterinde veya envanter defterinde, hesap dönemi sonunda mevcut emtiayı Katma Değer Vergisine tabi olan ve olmayanlar itibariyle tefrik edip göstermeye mecburdurlar” hükmüne uygun olmalıdır. Dönem sonu 151-Yarı Mamuller hesap bakiyesinin oluşumuna ilişkin tablolar (720-730 hesaplardan verilen payların dağıtım anahtarları gibi) ile satış maliyetlerine ilişkin kayıtların dayanağı tablolar muhafaza edilmelidir. Ayrıca değeri düşen/zarar gören stoklar için VUK’un 267. ve 278.maddeleri ile KDVK’nın 30.maddesikapsamında işlem yapılması gerekmektedir.
7. Belge Takibi: İşletme adına düzenlenen ancak 2024 yılı kayıtlarına henüz alınmayan fatura ve diğer belgeler tespit edilmeli ve kayıtlara alınmalıdır. E-fatura / E-arşiv fatura bilgilerine dijital vergi dairesinden/entegratör firmadan ulaşarak kontrol sağlanabilir. Mutabakatlar, stok kartları ve irsaliyeler vasıtasıyla faturası düzenlenmemiş mal/hizmet alımları kontrol edilmelidir. 2024 Yılı faturalarında yer alan KDV her ne kadar 31/12/2025 tarihine kadar indirim konusu yapılabilse de hesapların kapatılması, e-defterlerin/beratların GİB’e yüklenmiş olması gibi sebeplerle resmi defterlere fiilen gider kaydı mümkün olmayabilir. Ancak 2024 Yılı kurumlar vergisi beyannamesinde söz konusu giderlerin beyanname üzerinde “Zarar olsa dahi indirilecek istisnalar ve indirimler” bölümündeki “Diğer indirim ve istisnalar” satırında açıklama girilerek indirimi mümkündür. Bu durumda mükerrerlik teşkil etmemesi adına 2025 dönemi kurumlar vergisi beyannamesinde söz konusu tutarın KKEG olarak matraha ilave edilmesi gerektiği unutulmamalıdır (Manisa Vergi Dairesi Başkanlığının 20/082013 tarih ve 85373914-125[49.01.07]-78 sayılı özelgesi).
8. Vergi İadeleri: Vergi dairesinden olan KDV-Kurumlar/Gelir vergisi alacaklarının akıbeti araştırılmalı gerçekleştirilen mahsupların ve nakden iadelerin muhasebe kayıtları kontrol edilerek eksik kayıtlar yapılmalıdır. Bloke edilen tutarların akıbeti araştırılmalıdır. İndirimi mümkün olmadığı gerekçesiyle iadelerden tenzil edilen KDV, KKEG olarak işleme tabi tutulmalıdır.
7440 sayılı Kanunun 6.maddesi kapsamında kayıtlara alınan makine, teçhizat ve demirbaş üzerinden beyan edilerek ödenen KDV’nin indirimi haliyle iadesi mümkün değildir. Ancak mezkur madde kapsamında emtia nedeniyle beyan edilerek ödenen KDV’nin indirimi mümkün iken iadesi mümkün değildir. KDV iadesi hesaplamalarında bu hususların dikkate alınıp alınmadığı kontrol edilmelidir.
7440 sayılı Kanun geçici 1/ç maddesi gereği, 2022 yılına yönelik matrah artırımında bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu yıla ilişkin yıllık beyannamelerinde hesaplanan vergilerinden mahsup edilemeyen geçici vergiler iade edilmez. 2022 Yılına ilişkin talep edilen iadelerde bu dikkate alınmalıdır.
9. Peşin Ödenen Gider ve Gelir Tahakkukları: 180-Peşin ödenen giderler hesabında takip edilen tutarların ilgili dönemlere gider olarak, 381-Gelir tahakkukları hesabında takip edilen tutarların ilgili döneme gelir olarak yansıtılıp yansıtılmadığı kontrol edilmelidir. Ayrıca 37-Borç ve Gider Karşılıkları ile 381-Gider Karşılıkları hesaplarının dayanakları muhafaza edilmelidir.
10. Vergi/SGK Borçları-Teşvikleri: Vergi beyannameleri, muhsgk beyan/bildirgeleri ve ücret bordrolarıyla 190, 191, 193, 196, 335, 360, 361, 368, 391 ve 438 hesaplarının tutarlılığı sağlanmalıdır. KDVK’nın 29/1-ç maddesi gereği, sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen KDV indirim konusu yapılabileceğinden 2 No.lu KDV Beyannameleri sebebiyle tahakkuk eden KDV’nin ödenip ödenmediği, ödenmeyenlerden indirim konusu yapılanlar var mı kontrol edilmelidir.
SGK’ya ilişkin teşvik ve indirimlerin muhasebe kayıtlarına yansıyıp yansımadığı kontrol edilmelidir. Çoğunlukla SGK teşviklerinden yararlanılması borcu bulunmamaya bağlı olduğu unutulmamalıdır. Sigorta primi işveren hissesi destek tutarlarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borç tahakkukunun yapılması halinde yani diğer bir deyişle söz konusu tutarların defter kayıtlarında 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri hesabında izlenmesi durumunda, bu tutarların maliyet ya da gider hesaplarında izlenmesi gerekmektedir. Anılan tutarların Devlet tarafından teşvik olarak karşılanması halinde de söz konusu tutarların 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri hesabının borcuna karşılık 602 Diğer Gelirler hesabının alacağına kayıt edilerek muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, sigorta primi işveren hissesi destek tutarlarının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından borç tahakkukunun yapılmaması halinde Devlet tarafından karşılanan teşvik unsurlarının gelir veya gider hesapları ile ilişkilendirilmemesi gerekmektedir (Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 28/12/2020 tarih ve 27575268-105[2020-948]-E.364352 sayılı özelgesi).
11. Sayım ve Tesellüm Noksanlıkları ile Fazlalıkları: Dönem sonu envanter/mali tablo çalışmasında bakiye veren 197- Sayım ve Tesellüm Noksanları hesabı ile 398 – Sayım ve Tesellüm Fazlaları hesapları kontrol edilmeli kaynağı tespit edilerek (olağanüstü fire, hırsızlık, konsinye teslim, hırsızlık, belgesiz mal edinme/satma gibi) ve gerekli düzeltmeler yapılmalıdır. Sebebi tespit edilemeyen fazlalıklar gelir, eksiklikler ise KKEG olarak işleme tabi tutulmalıdır. Ancak bu işlem sırasında daha sonra eleştiriye muhatap olmamak adına emsal bedel üzerinden KDV/ÖTV gibi vergiler de ihmal edilmemelidir.
12. Amortisman Tabloları: Amortisman tablolarındaki hesaplamalar kontrol edilmeli, fiili durum ile mizan uyumu sağlanmalıdır. Önceki dönemde ayrılmayan amortismanların cari dönemde vergi matrahından düşülmesinin mümkün olmadığı, binek taşıtlara uygulanan ve ilk yıl ayrılmayan kıst amortisman bakiyesinin son dönem amortismanına ilave edilmesi gerektiği hususları unutulmamalıdır (234 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği). Yine binek taşıtlarda amortisman/gider kısıtlamasına uygun işlem yapılıp yapılmadığı gözden geçirilmelidir. Dijital vergi dairesinde işleme adına tescili olan araçların bilgisi kontrol edilmelidir. Amortisman hesaplama yöntemlerinden olan azalan bakiyeler yönteminden normal yönteme geçmek mümkün iken normal yöntemden azalan bakiyeler yöntemine geçmek mümkün değildir.
GVK’nın 40/7.maddesine göre, işletmeye dâhil olan gayrimenkulün iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamalar, yapıldığı yılda doğrudan gider yazılabileceğinden bu hususun işletmeye vergi avantajı sağlayabileceği dikkate alınmalıdır.
VUK’un mük. 298/A maddesi gereği amortismanlar düzeltme sonrası değerler üzerinden hesaplanmalıdır. Boş arazi ve arsalar, 7143, 7326 ve 7440 Sayılı Kanunun 6.maddesi kapsamındaki sabit kıymetler, varlık barışı (GVK’nın geçici 93.maddesi ile KVK’nın geçici 15.maddesi) kapsamında beyan edilen taşınmazlar üzerinden amortisman ayrılarak gider kaydedilemez.
Gün Esaslı Amortisman ve Mükelleflerce faydalı ömrün belirlenmesi: 7338 sayılı Kanunla VUK’un 320.maddesine ihtiyari uygulanmak üzere gün esasına ve faydalı ömre ilişkin ilaveler yapılmıştır. Gün hesabına göre amortismana, iktisadi kıymetin kullanıma hazır olduğu tarihte başlanacaktır. Mükellefler, tespit ve ilan edilen faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere amortisman süresini, her yıl için aynı nispette olmak kaydıyla, belirlemekte serbesttir. Bu süre Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin iki katını ve elli yılı aşamaz. Belirtilen şekilde amortisman hesaplanmasına başlandıktan sonra bu hesaplama şeklinden vazgeçilemez. Bu düzenlemeyle ilişkili olarak VUK’un 315 ve 318. maddelerinde değişiklik/ilaveler yapılmıştır. Düzenleme 26/10/2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Tescile Tabi Araçlar: Örnek Özelge: 25.12.2012 Tarihinde alışı gerçekleşen ancak tescil işlemi yasal süresi içerisinde 03.01.2013 tarihinde tamamlanan çekiciye ilişkin amortismanın ayrılmasına hangi yılda başlanacağı hususunda özelge talep eden mükellefe İdare, “mükellefler tarafından iktisap edilerek defter kayıtlarına geçirilen, değerleme gününde envantere dahil olan ve kullanılma şartı aranmaksızın kullanılmaya hazır halde bulunan iktisadi kıymetler için amortisman ayrılabilecektir. Bu kapsamda kullanılabilmesi kayıt ve tescile tabi taşıtların, ilgili sicillerine yasal süresi içerisinde kayıt ve tescil işlemi yapılmak şartıyla; aktife alındıkları dönemden itibaren amortismana tabi tutulması mümkün bulunmaktadır.” Şeklinde görüş vermiştir (Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığının 17/04/2014 Tarih ve 27192137-105[320-2013/21-264]-50 Sayılı Özelgesi).
13. Ortaklar Hesabı: Ortaklar hesabı kontrol edilmeli, ortakların şirkete borçlu olması halinde faiz hesaplanarak KDV’li fatura düzenlenmelidir. Uygulanacak faiz oranı işletmenin aldığı kredi faiz oranı olup iç emsal bulunmaması (şirketin kredi kullanmaması) halinde TCMB tarafından ilan edilen bankalarca açılan ticari kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranının, kullandırılan döviz cinsinin mezkûr ilanda yer almaması halinde ise bankalardan alınan faiz oranı bilgilerinin dış emsal olarak dikkate alınması gerekmektedir (Vergi Denetim Kurulu Danışma Komisyonu Başkanlık Makamının 08/04/2022 tarih ve E-55935724-050.06.04 – 394 sayılı onayı ile yürürlüğe giren kararı-TÜRMOB’un 08.10.2022 tarih ve 151-1 sayılı mevzuat sirküleri).
14. Örtülü Sermaye/Transfer Fiyatlandırması: Ortaklar ve ilişkili kişilerin şirketten alacaklı olması halinde KVK 12. Maddesi kapsamında Örtülü sermaye hükümleri (dönem başı öz sermayenin 3 katını aşan kısmı örtülü sermayedir) dikkate alınmalıdır. Ayrıca yıl içinde ilişkili kişilerle yapılan işlemlerin KVK 13. Maddesi kapsamında Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı hükümlerine (emsal fiyat) uygunluğu test edilmelidir.
15. Uzun/Kısa Vadeli Borç/Alacaklar: Uzun vadeli varlık ve kaynaklardan süresi 1 yılın altına düşenler ilgili kısa vadeli hesaplara devredilmelidir. (Örneğin 120-220, 121-221, 180-280, 303-400, 368-438 gibi).
16. Kârdan Ayrılması Gereken Yedekler: Yedek akçeler kontrol edilmeli yasa ve ana sözleşmeye uygun ayrılıp ayrılmadığının tespiti yapılmalıdır. (Örneğin ödenmiş sermayenin %20’sine ulaşılıncaya kadar kârın %5’inin I. tertip yasal yedek ayrılması gibi).
17. İstisna ve Diğer Uygulamalar: İlgili mevzuat (GVK, KVK, VUK) çerçevesinde yararlanılan müessese (KVK 5. madde, VUK 328 gibi) hükümlerine ilişkin şartlarının sağlanıp sağlanmadığı kontrol edilmeli gerekli ise özel fonlar için muhasebe kaydı yapılmalıdır. Önceki dönemlerde ayrılan fonların dönem karına ilavesi gerekenler (yenileme fonu gibi) incelenmeli ve gereği yapılmalıdır.
KVK 5/3. maddesine göre, Kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmez. Şu kadar ki iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri, Kanunun 19.maddesi kapsamında yapılan devir işlemleri sonrasına isabet edenler de dâhil olmak üzere, kurum kazancından indirilebilir.
Genç girişimcilerde kazanç istisnasından dolayı alınan BAĞ-KUR destek tutarlarının ticari kazancın tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir (Manisa V.D. Başkanlığının 14/06/2021 tarih ve 85373914-120[40.01.138]-56135 sayılı özelgesi). Genç girişimci istisnasına ilişkin detaylı bilgiye “Genç Girişimcilere Kazanç İstisnası ve SGK Teşviki” başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz.
Emisyon Primi: Emisyon primleri, doğrudan bilançonun “Öz Kaynaklar” bölümüne muhasebeleştirilerek gelir tablosu hesaplarıyla ilişkilendirilmediğinden öncelikle beyannamenin “KKEG” satırına ilave edilmeli, daha sonra ise “Zarar Dahi Olsa İndirilecek İstisna ve İndirimler” bölümünde yer alan “319-Emisyon Primi Kazancı” satırında gösterilmelidir. Gelir tablosu hesaplarında yer verilmeyen emisyon primi kazancının KKEG olarak kurumlar beyannamesine ilave edilmemesi halinde istisnadan mükerrer yararlanılacağı bu nedenle de vergi ziyaına sebebiyet verileceği hususu göz ardı edilmemelidir. Beyannamenin ekler bölümündeki KKEG’ye ilişkin satırlarda ise emisyon primine özgü bir alan olmadığından söz konusu tutar “Diğer” satırında belirtilerek “emisyon primi” açıklaması yapılmalıdır. Emisyon prim istisnasına ilişkin detaylı bilgiye “Emisyon Primi İstisnası” başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz.
18. İndirimler: İndirimlerin (bağış ve yardımlar gibi) ve geçmiş yıl zararlarının indirim hakkı bulunup bulunmadığı (5 yıl devredip devretmediği ara dönemlerde yararlanma hakkı varken bu hakkın kullanılıp kullanılmadığı), hususlarına dikkat edilmelidir. KVK’nın 10. maddesi ve GVK’nın 89. maddesi kapsamındaki indirimler muhakkak geçerli belgelere (bağış makbuzu, fatura tutanak, banka dekontu gibi) bağlanmalıdır. Ayrıca 7143, 7326 ve 7440 sayılı Kanun kapsamında matrah artırımı yapılan dönemlere ilişkin geçmiş yıl zararlarının yarısı (2022 yılı için tamamı) izleyen yıl karlarından mahsup edilemez. Zarar mahsubu konusunda detaylı bilgiye “Kurumlar Vergisi Yönünden Zarar Mahsubu” başlıklı çalışmamızdan ulaşabilirsiniz.
19.İndirimli Kurumlar: İndirimli kurumlar vergisi açısından önceki dönemden devreden indirimli kurumlar vergisi tutarının endekslemeye tabi olup olmadığı tabi ise doğru endeksleme yapılıp yapılmadığı ayrıca dönem içinde yatırım tamamlanmışsa indirimli kurumlar vergisinin hesaplanma biçiminde meydana gelen değişiklikler kontrol edilmelidir. İndirimli kurumlar uygulaması açısından yatırımın tamamlanıp tamamlanmadığı ya da ne zaman tamamlanmış sayıldığı hususlarının önem arz ettiği dikkate alınmalıdır.
20. Yeniden Değerleme Oranı: 574 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile yeniden değerleme oranı 2024 yılı için %43,93 olarak belirlenmiştir. Vergi mevzuatındaki bir çok had bu orana bağlanmıştır. GVK’nın Geçici 61. maddesi kapsamında aynı Kanunun 4842 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmadan önceki Ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6. maddeleri çerçevesinde yapılan yatırımlar nedeniyle hesaplanan ve kazanç yetersizliği dolayısıyla sonraki yıllara devreden yatırım indirimi tutarları yeniden değerleme oranında arttırılır. 5746 Sayılı Kanuna göre kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili vergilendirme döneminde indirim konusu yapılamayan Ar-Ge indirimi, sonraki vergilendirme dönemlerine devredilir. Devredilen tutar, takip eden yıllarda VUK’a göre her yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır.
21. Ödenmeyen SGK Primleri / Önceki Yıl SGK Borçlarının 2024 Yılında Ödenmesi: 5510 sayılı Kanunun 88. maddesine göre ödenmeyen SGK primleri gider olarak yazılamaz. Bu nedenle vergi planlaması açısından 31/12/2024 tarihinden önce SGK primlerinin ödenmesi vergi avantajı sağlayacaktır. 2024 Aralık dönemi primi ise 2025 Ocak ayında ödenmesi durumunda 2024 Yılı için gider olarak dikkate alınır. Önceki yıllara ait olup da 2024 yılında ödenen SGK primleri gelir/kurumlar vergisi hesaplanmasında dikkate alınabilir (Mersin Vergi Dairesi Başkanlığının 11/04/2017 ve 18008620-125[2017-721-1]-16071 sayılı özelgesi).
22. KKEG: Gider hesapları kontrol edilmeli KKEG niteliğinde olanlar Geçici ve KV Beyanı çerçevesinde sınıflandırılmalıdır (KVK 11 Finansman Gider Kısıtlaması ve Diğer KVK 11, VUK Karşılıklar, Ödenmeyen SGK Primleri, Bağış ve Yardımlar, KDVK 30/d, ÖİV, MTV, 6736 SK, 7143 SK, 7326 SK, 7440 SK, İstisna ve muafiyetlere ilişkin gider ve zararlar, GVK 40, ve Diğer gibi). KKEG niteliğindeki harcamalar (bazen de emisyon primi gibi istisnalar) Kurumlar Vergisi Beyannamesinde vergi matrahının hesaplanması sırasında ilgili satıra yazılarak ticari kara ilave edilmelidir. Gelir Vergisi Beyannamesinde ayrıca KKEG satırı bulunmamakla birlikte beyannamenin ticari kazanca ilişkin bildirim satırına KKEG tutarı ilave edilmeli ayrıca bilanço hesabına göre defter tutuluyorsa “ekler” bölümündeki “bilanço karından mali kara ulaşılmasına ilişkin bildirim” satırları oldurulmalıdır. Ayrıca TDHP’de kanunen kabul edilmeyen gider adı altında tanımlanmış bir muhasebe hesabı bulunmadığını, giderlerin ya fonksiyon (7/A) ya da çeşit (7/B) esasına göre muhasebeleştirilmesi gerektiğini KKEG’lerin ise ayrıca nazım hesaplarda takip edilebileceğini hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır. Kanunen kabul edilmeyen giderlere ilişkin detaylı bilgiye “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler-1” ve “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler-2” başlıklı yazılarımızdan ulaşabilirsiniz.
23.Finansman Gider Kısıtlaması: Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10’u KKEG’dir. İşletmelerin dönem sonlarında finansman gider kısıtlaması yönünden borçlanmadan kaynaklanan toplam finansman giderlerini, netleştirme yapılacak kısmı, örtülü sermaye üzerinden hesaplanan finansman giderlerini, özkaynak ve yabancı kaynaklar ile nihayetinde KKEG olarak işleme tabi tutulacak finansman giderlerini tespit etmeleri gerekir. Konuya ilişkin detaylı bilgiye “Soru ve Cevaplarla Finansman Gider Kısıtlaması” başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz.
Kredi Kartı Komisyonları: Kredi kartı ile satışlara ilişkin tutarların vadesinden önce tahsil edilebilmesi için bankalara ödenmiş olan komisyon bedelleri, yabancı kaynakların kullanımına bağlı olarak ödenen bir finansman gideri mahiyetinde olmadığından, söz konusu komisyon ödemelerinin KVK’nın 11.maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi kapsamında finansman gider kısıtlamasına tabi tutulması söz konusu değildir (Ankara VDB’nin 18.10.2022 tarih ve E-38418978-125[6-2021/30]-476079 sayılı özelgesi).
Emtianın maliyetine dahil edilen finansman giderleri: Yabancı kaynakların öz kaynaklarını aşması durumunda, aşan kısma tekabül eden ve emtianın maliyetine eklenmiş olan finansman giderinin, %10’unun finansman gider kısıtlamasına tabi olması ve kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir (Hatay VDB’nin 05.08.2022 tarih ve E-35672403-010.01[125.07.2021]-105997 sayılı özelgesi). Her ne kadar özelgede bahsi geçmemiş olsa da satılan malın maliyetiyle henüz ilişkilendirilmeyen stokların içerinde yer alan finansman giderleri için kısıtlama yapılmaması gerektiği görüşündeyiz.
24. Sabit Kıymete İlişkin Faiz ve Kur Farkı Giderleri: Sabit kıymetin iktisap edinildiği döneme ilişkin tüm kur farkları ve finansman giderlerinin maliyete ilave edilerek aktifleştirilmesi zorunlu olup sonraki dönemlere ilişkin olanların ise gider kaydı ya da aktifleştirilmesi ihtiyaridir. Ancak 334 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğine göre, iktisap dönemini takip eden ilk hesap döneminde kur farklarının aktifleştirilmesi halinde kredinin kapanacağı tarihe kadar oluşan tüm kur farklarının maliyete ilavesi zorunlu olacaktır. Bu nedenle geçmiş dönemlerde kur farklarının ve finansman giderlerinin ne şekilde muhasebeleştirildiği kontrol edilerek geçmişte benimsenen yöntemle devam edilmelidir. Ayrıca 7338 sayılı Kanunun 27.maddesiyle VUK’un “maliyet bedeli” başlıklı 262.maddesi yeniden düzenlenmiş ve 26/10/2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Maliyet bedeline zorunlu olarak ilavesi gereken unsurların tespitinde söz konusu hüküm ve yürürlük tarihi dikkate alınmalıdır. Konuya ilişkin detaylı bilgiye “Maliyet Bedeli” başlıklı çalışmamızdan ulaşabilirsiniz.
25. Dönem Sonu Emtiaya İlişkin Kur Farkı/Faiz: Emtianın satın alınıp işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan finansman ve kur farklarının maliyete intikal ettirilmesi zorunlu olup, stokta kalan emtia ile ilgili olarak daha sonra ortaya çıkacak finansman ve kur farklarının ise, ilgili oldukları yıllarda gider yazılması veya maliyete intikal ettirilmesinin mümkündür. Emtianın işletme stoklarına girdiği tarihe kadar oluşan aleyhte kur farklarının maliyete ilave edilmemesi dönem sonu mal mevcudunun olması gerekenden daha az, maliyet hesaplarının da olması gerekenden daha fazla görünmesine neden olacağından eleştiri konusu yapılabilir. Maliyet bedeline ilavesi zorunlu unsurların tespiti açısından bir önceki maddede yaptığımız 7338 sayılı Kanunla getirilen hüküm ve açıklamalar bu madde için de geçerlidir. Konuya ilişkin detaylı bilgiye “Maliyet Bedeli” başlıklı çalışmamızdan ulaşabilirsiniz.
26. Binek Taşıtlar Gider Kısıtlaması: 2024 Yılı itibariyle iktisap edilen binek taşıtlara ait 690.000 TL tutarındaki KDV + ÖTV direkt gider kaydedilebilecek olup bu durumda amortismana tabi tutar 790.000 TL’dir. ÖTV+ KDV maliyete ilave edilirse ya da kullanılmış binek taşıt iktisap edilirse 1.500.000 TL üzerinden amortisman ayrılabilir. Binek taşıtlar için aylık kira gider sınırı 2024 yılı 26.000 TL + KDV olup aşan tutar ve KDV’si KKEG niteliğindedir. Binek taşıtlara ilişkin gider kısıtlaması (%70-%30) devam etmektedir. Konuya ilişkin detaylı bilgiye “Binek Otomobillerde Amortisman Uygulaması ve Gider Kısıtlamasıyla İlgili Bazı Hususlar” başlıklı çalışmamızdan ulaşabilirsiniz.
VUK’un mükerrer 298/A maddesi kapsamında binek otomobiller için düzeltilmiş değerler üzerinden amortisman ayrılacaktır ancak bu durum binek taşıtlar için GVK’ya göre belirlenen haddin üzerinde amortismanın vergi matrahından indirilmesine sebep olamaz. Başka bir deyişle düzeltilmiş değer üzerinden ayrılan amortisman tutarının iktisap yılı için belirlenmiş limit üzerinden hesaplanan amortismanı aşan kısmı KKEG olarak dikkate alınacaktır.
27. Yıllara Sari İnşaat: Yıllara sari inşaat işlerinde, önceki dönemlerden devreden ve 2024 yılında tamamlanan projelerin maliyet ve gelirleri ilgili gelir tablosu hesaplarına aktarımı sağlanmalı ve stopajlar beyanname üzerinde ödenecek vergiden düşülmelidir. Ancak ilerleyen dönemlerde tamamlanacak projelere ilişkin stopajlar işin tamamlandığı yılın beyannamesinden mahsup edilebilir. Başlangıçta yıllara sari olmayan ancak ilerleyen tarihlerde yıllara sari olduğu anlaşılan projelere ilişkin muhasebe ve stopaj yükümlülükleri gözden geçirilmelidir. 04/02/2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 3491 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 01/03/2021 tarihinden itibaren yıllara sari inşaat işlerinde stopaj oranı %5’e çıkarılmıştır. Geçici ve kati kabul usulüne tabi işlerde geçici kabul tutanağının düzenlendiği tarihin, geçici ve kati kabul usulüne tabi olmayan işlerde ise işin fiilen tamamlandığı veya bırakıldığı tarihin işin bitim tarihi olarak kabul edilmesi, bu işle ilgili kâr veya zararın bitim tarihi itibariyle tespit edilmesi ve tamamının işin bittiği yılın geliri olarak beyan edilmesi gerekmekte ve işin bitirilmesinden sonra taşerona yapılan ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır (Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 07/12/2016 tarih ve 17192610-125[ÖZG-14/44]-277 sayılı özelgesi).
Yıllara sari inşaat işiyle ilgili yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderlerinin, işin kesin kâr veya zararının tespit edildiği yıl kazancının hesaplanmasında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerektiğinden, gider kısıtlamasına ilişkin uygulama da aynı dönemde yapılacaktır. (KVKGT’nin 11.13.7 sayılı bölümü).
Yıllara sâri inşaat ve onarma işlerine ait maliyet ve istihkak tutarları ile ilgili olarak 2023 hesap dönemi sonu itibarıyla düzeltme sonucu oluşan düzeltme farkları işin bitiminde (2023 hesap dönemi sonundan önce başlayan işlerde) mali kâr/zarar tutarının tespitinde dikkate alınmayacaktır. Bir başka ifade ile 2023 hesap dönemi sonuna kadar geçen süreye isabet eden kazanç düzeltme öncesi hükümlere, sonraki dönemlere isabet eden kazanç ise düzeltilmiş değerlere göre tespit edilecek ve bunların toplanması suretiyle oluşan kazanç tutarı beyan edilecektir (555 Sıra No.lu VUKGT’nin 27.maddesi).
28. Dönemsellik ve Tahakkuk İlkesi: Ticari kazancın tespitinde “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Ticari kazancın elde edilmesi tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan, bir gelir unsurunun özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.
Vergi İnceleme Raporuna Göre Tarh Edilen Vergilerin Gider Dönemi: Vergi inceleme raporuna istinaden tarh edilen ve uzlaşma sonucuna göre kesinleşerek aynı yıl ödenen gelir vergisi stopajı ödendiği yılın kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekir (Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığının 18/04/2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-6-101 sayılı özelgesi).
29. Aralık Ayıyla ilgili Yeni Yılda Gelen Faturalar:
Ticari Kazanç: Bir önceki yılın son ayında (Aralık ayında) tüketilen elektrik, su, telefon, doğalgaz vs. faturalarında yer alan bedeller, aralık ayı içerisinde tahakkuk etmiş olduğundan, bu giderlere ilişkin faturalar izleyen takvim yılının Ocak ayında düzenlenmiş olsa dahi bir önceki yıla ilişkin olarak beyan edilecek ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir. Bununla birlikte, gider tutarının mükellefçe bilinememesi ve faturaların ilgili yıl hesaplarının kapatılmasından sonra düzenlenmesi halinde, ilgili yılda indirim konusu yapılamayan söz konusu giderler, faturaların düzenlendiği döneme ilişkin ticari kazancın tespitinde de dikkate alınabilecektir (Adana Vergi Dairesi Başkanlığının 11/01/2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.01.16.02-2010-542-KDV-7 sayılı özelgesi). Diğer taraftan önceki yıla ilişkin faturanın stok faturası olması halinde envanter listesinde yer alıp almadığı, fiili kullanım miktarı hususları dikkate alınarak muhasebe kayıtları yapılmalıdır.
Serbest Meslek Kazancı: Aralık ayına ait elektrik, su, doğalgaz, kırtasiye vb. masraflar için serbest meslek erbabı adına düzenlenmiş olan fatura bedelleri ile sigorta poliçe bedellerinin ödemenin yapıldığı döneme ait serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 17/08/2015 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[68-2014/514]-75148 sayılı özelgesi).
30. Ciro Primleri: Bir gelir unsuru olan ciro primi, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir (602 Hesap kullanılarak direkt gelir kaydedilir). Ciro primlerine uygulanacak KDV oranı ise ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranıdır (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 30/07/2013 tarih ve 84098128-125-455 sayılı özelgesi). İdari görüş bu yönde olmakla birlikte 2024 yılıyla ilgili olan ancak 2025 yılında faturaya bağlanacak ciro primlerinin taraflarca tahakkuk yoluyla gelir/gider kaydedilebileceği, stok alımlarıyla doğrudan ilgili olan ciro primlerinden dönem sonu kalan stoklara pay verilebileceği düşüncesindeyiz. Konuyla detaylı bilgiye “Ciro Primleri” başlıklı çalışmamızdan ulaşabilirsiniz.
31. Kısa/Uzun Vadeli Finansman Gideri Ayrımı: Dönem sonu muhasebe kayıtlarının detaylarına girmeyeceğiz. Ancak 780-Finansman Giderlerinin yansıtma hesapları aracılığıyla gelir tablosu hesaplarına aktarımında özellikli bir husus vardır. Şöyle ki; 7’li Grup olan maliyet hesaplarından kısa ve uzun vadeli borçlanmalara ilişkin sadece 780-Finansman Giderleri hesabını kullanmaktayız. Ancak 6’lı Grup olan gelir tablosu hesaplarında bir yıla kadar olan borçlanmalarla ilgili faiz ve benzeri giderler için 660- Kısa Vadeli Borçlanma Giderleri hesabını, bir yılı aşan vadeli borçlanmalarla ilgili faiz ve benzeri giderlerin için ise 661- Uzun Vadeli Borçlanma Giderleri hesabını kullanmamız gerekir. Bu nedenle 780-Finansman Giderleri hesabını kısa ve uzun vadeli borçlanmalara ilişkin alt hesaplar nezdinde kırılıma tabi tutarak dönem sonlarında yansıtma hesapları aracılığıyla doğru gelir tablosu hesabına aktarımını sağlamak gerekir.
32. Götürü Gider: 7491 sayılı Kanunun 9.maddesiyle GVK’nın 40.maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde parantez içinde yer alan götürü gidere ilişkin hüküm 01.01.2024 tarihi itibariyle kaldırılmıştır. Başka bir deyişle 2024 yılı ve sonrasında götürü gider uygulaması yapılmayacaktır.
33. Sermaye Azaltımında Vergileme: 2024 Yılı içinde sermaye azaltımı yapılması durumunda azaltmaya konu sermayenin bileşenleri ve ne zaman sermayeye ilave edildiği hususları incelenerek vergi yükü gözden geçirilmelidir. KVK’nın Sermaye Azaltımında Vergileme başlıklı 32/B maddesi 09/11/2022 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Mezkur maddeye göre sermaye azaltımında sermayeye ilave edilen özkaynak kalemlerinin sermayeye ilave tarihinden itibaren 5 yıl geçmiş olması hali, sermayeye ilave edilen unsurlar gibi hususlar dikkate alınarak vergileme yapılacağı hususu hüküm altına alınmıştır. Özetle özkaynak unsurlarının sermayeye ilavesi üzerinden 5 yıl geçmişse oranlama yapılacağı, geçmemişse en çok vergili olandan en az vergili olana doğru sıralama yapılacağı kanunlaşmıştır. Hatırlanacağı üzere geçmiş İdari görüş en çok vergili olandan en az vergili olana doğru azaltım yapıldığı varsayımına dayanmaktaydı (İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 05/12/2012 Tarih ve 62030549-125[9-2012/58]-3132 Sayılı Özelgesi).
Kurumlar Vergisi Kanunun 10/1-ı bendi kapsamında Nakdi Sermaye Artırımına ilişkin indirimden yararlanılıyorsa sermaye azaltımı hususu dikkate alınmalıdır. Bu hususa ilişkin detaylı bilgiyi 7417 sayılı Kanunla yapılan 5 yıllık sınırlamada göz önünde bulundurarak “Nakdi Sermaye Artırımında İndirim” başlıklı çalışmamızdan edinebilirsiniz.
34. Ödenmeyen Geçici Vergi: 2024 Yılına ilişkin beyan edilen ancak beyan dönemi başlangıç tarihine kadar ödenmeyen geçici vergilerin yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinden mahsup edilemeyeceği aksi uygulamanın vergi ziyaına sebebiyet vereceği unutulmamalıdır. Ayrıca ödenen geçici vergiler yıl sonunda 193-Peşin Ödenen Vergiler hesabından 371-Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi ve Diğer Yükümlülükleri (-) hesabına devredilmesi gerekir.
35. Faiz Tahakkuku ve Stopaj: Bankalarda çeşitli şekillerde (vadeli mevduat, repo, ters repo) değerlendirilen yatırım enstrümanları için yıl sonunda vergi kesinti listesi alarak bu listedeki gelirler ile vergi kesintileri 642-Faiz Gelirleri ile 193-Peşin Ödenen Vergiler hesaplarıyla karşılaştırılmalıdır. Ayrıca Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 34.8 Bölümüne göre; vadesi değerleme gününden sonra olan repo ve ters repo işlemleri ile vadeli mevduat hesaplarına ilişkin olarak, değerleme gününe kadar tahakkuk eden ve kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınan faiz tutarları üzerinden, ilgili dönem beyannamesinin verilmesi gereken sürenin sonuna kadar kesinti suretiyle ödenmiş olan verginin, beyannameye dahil edilen gelire isabet eden kısmı hesaplanan vergiden mahsup edilebilecektir.
36.Yurtdışında Ödenen Verginin Mahsubunda Süre: Şartları sağlayan ancak zarar mahsubu veya istisnalar sonucu ilgili yılda Türkiye’de vergiye tabi kurum kazancının oluşmaması nedeniyle, Türkiye’deki beyannamelere dahil edilen yurt dışı kazançlar üzerinden mahallinde ödenen vergilerin kısmen veya tamamen mahsubuna imkân bulunmazsa, bu mahsup hakkı izleyen üçüncü hesap dönemi sonuna kadar kullanılabilecektir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan yurt dışında ödenen ve mahsup hakkı bulunan vergiler tekrar gözden geçirilmelidir. Ancak istisnaya tabi olan kazançlar ilişkin yurtdışında ödenen vergilerin Türkiye’deki vergiden mahsubu mümkün olmadığı unutulmamalıdır. Yurt dışında ödenen vergilerin mahsubuyla ilgili detaylı bilgiye “Kurumlar Vergisinden Yurt Dışında Ödenen Vergilerin Mahsubu” başlıklı çalışmamızdan ulaşabilirsiniz.
37-Ödenmeyen Kıdem Tazminatı: Tahakkuk etmiş olsa da ödenmemiş kıdem tazminatının gider yazılması mümkün değildir. Bu nedenle, iş akdinin fesih sözleşmesi ile sona erdirilmesi veya mahkeme kararı dolayısıyla mükellef tarafından çalışanlarınıza ödenecek kıdem ve ihbar tazminatı giderlerinin ödemenin yapıldığı dönemde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 20.03.2015 Tarih ve 84098128-120.01.02.07[40-2013-3]-143 Sayılı Özelgesi). Ayrıca hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödeme ve yardımlar için 303 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğine göre işlem tesis edilmesi gerekir.
38. KDV’de İndirim Süresi: KDVK’nın 29/3.maddesine göre, indirim hakkı vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabilir. Bu durumda 2023 yılı tarihli belgelere ait KDV 31/12/2024 tarihine kadar, 2024 yılı tarihli belgelere ait KDV ise 31/12/2025 tarihine kadar indirim konusu yapılabilir.
39. KDV İadesinde Talep Süresi:
√ KDVUGT’nin III/B-3 Bölümünde belirtildiği üzere mükelleflerin, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade taleplerini, en geç indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerin (Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin yılın sonuna kadar verilen düzeltme beyannameleri dahil) herhangi birinde iadeye konu olan KDV alanında beyan etmeleri gerekmektedir. 2023 Yılı indirimli orana ilişkin iade tutarı Aralık ayının 28’ine kadar (düzeltme beyannamesi 31/12/2024 tarihine kadar) Ocak-Kasım 2024 KDV beyannamesinde yer verilmesi gerekir. İade tutarının sadece beyannamede gösterilmesi yeterli olmayıp listelerin (indirim, yüklenim, satış gibi) internet vergi dairesine yüklenerek iade talep dilekçesinin girilmesi gerekmektedir.
√ 43 Seri No.lu KDVGT ile 01/11/2022 tarihinden itibaren 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki (I) sayılı listenin (A) bölümü kapsamında yer alan malların (%1 orana tabi gıda maddelerinin) takvim yılının Ocak-Haziran dönemindeki teslimlerinden doğan KDV iadelerinin, en erken ilgili yılın Haziran dönemi en geç ilgili yılın Kasım dönemi itibarıyla talep edilmesi kaydıyla nakden yapılmasına imkân sağlanmıştır.
√ KDVK’nın 32.maddesi ile geçici maddelerde yer alan tam istisna kapsamındaki işlemlere ilişkin iade talebinde bulunacak mükelleflerin, istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar ilgili dönem beyannamelerinde istisnaya ilişkin yüklenilen KDV sütununu doldurmaları ve en geç bu süre içinde standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur. Bu durumda 2022 yılına ait istisna kapsamındaki teslimlere ilişkin KDV iadesi işlemleri 31.12.2024 tarihine kadar yapılmalıdır. KDVK’nın 9.maddesi kapsamındaki kısmi tevkifat uygulanan işlemlere ilişkin iade talep süresinin, istisnaya tabi işlemlerde belirtilen süre gibi olduğunu hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır.
40. KDV Tevkifatı: 35 Seri No.lu KDVGUT’yle 01/03/2021 tarihi itibariyle uygulanmak üzere önemli değişiklikler yapılmıştır (Konunun önemine binaen bu bölüme makalemizde tekrar yer verdik). Bu düzenlemenin bazıları aşağıdaki gibidir:
√ Sigorta ve reasürans şirketleri, sendikalar ve üst kuruluşları, vakıf üniversiteleri, mobil elektronik haberleşme işletmecileri belirlenmiş alıcılar listesine eklenerek tevkifat yapmakla yükümlü alıcıların sayısı artırılmıştır.
√ KDV dahil bedeli 5 milyon TL ve üzerinde olan yapım işleri ile bu yapım işleriyle birlikte ifa edilen mühendislik-mimarlık ve etüt-proje hizmetlerinde (4/10) oranında tevkifat uygulanması sağlanmıştır.
√ Yük Taşımacılığına ilişkin (2/10) oranında tevkifat uygulanması sağlanmıştır.
√ Ticari reklam hizmetlerine ilişkin (3/10) oranında tevkifat uygulanması sağlanmıştır.
√ KDV mükellefleri tarafından Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğüne yapılan ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün teslimlerde (su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri enerji kullanımları hariç), söz konusu kurum tarafından (2/10) oranında KDV tevkifatı uygulanması sağlanmıştır.
KDV mükellefleri tarafından, 5018 sayılı Kanuna ekli cetveller kapsamındaki idare, kurum ve kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına ifa edilen ve Tebliğde özel olarak belirlenmeyen diğer bütün hizmet ifalarında söz konusu alıcılar tarafından (5/10) oranında KDV tevkifatı uygulanması sağlanmıştır (Bu düzenlemeye göre avukatlara CMK gereği yapılan ödemelerde KDV tevkifatı uygulanacaktır).
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 05.03.2021 tarih ve E-43370460-130[5300-6010]-E.29828 sayılı yazısına göre sigorta şirketlerince, kendilerine düzenlenen hasar yansıtma bedellerinde KDV tevkifatı yapılması gerekmektedir.
41. İmalatçı İhracatçılara İhracat Bedeline Göre İade:41 Seri No.lu KDVGUT ile imalatçıların üretimden ihracatını gerçekleştirdikleri ürünler için sektör ayrımı yapılmadan, yüklendikleri KDV tutarına bakılmaksızın ihracat bedelinin %10’una kadar (devreden KDV ile sınırlı) iade talep etme imkânı sağlanmıştır. Söz konusu düzenleme Mayıs 2022 ve sonraki dönem iadeleri için uygulanabilir. Konuyla ilgili detaylı bilgiye “İmalatçı İhracatçılara İhracat Bedeline Göre İade-1” ve “İmalatçı İhracatçılara İhracat Bedeline Göre İade – 2 (Karşıt İnceleme ve Dönemleri)” başlıklı çalışmamızdan ulaşabilirsiniz.
42. İmalat Sanayii ile Turizme Yönelik Yatırım Teşvik Belgesi Kapsamındaki İnşaat İşleri: KDVK’nın imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin iade edilmesi hakkında geçici 37.maddesi,7394 sayılı Kanunun 11.maddesiyle yeniden düzenlenmiştir. Bu kapsamda 01/05/2022 tarihinden itibaren söz konusu teslimler 31/12/2025 tarihine kadar KDV’den istisna tutulmuştur. Düzenleme sonrasında şartları taşıyan alıcılar istisnalı (KDV ödemeksizin) tedarik yapacaklar ve satıcılar indirim suretiyle gideremedikleri KDV’yi iade talep edebileceklerdir. 01/05/2022 Tarihinden önce ve sonrasına ait teslim ve iade süreçlerine ilişkin usul ve esaslar 42 Seri No.lu KDVUGT’nde belirlenmiştir.
43.Sigorta Şirketi Kefalet Senetleri: 01/11/2022 Tarihinden itibaren 43 Seri No.lu KDVGT ile teminat karşılığı yapılan KDV iadelerinde teminat olarak sigorta şirketleri tarafından düzenlenen kefalet senetlerinin kabul edilmesine olanak sağlanmıştır.
44. Konut ve Arsa Teslimlerinde Uygulanacak KDV oranları ve Diğer Bilgiler:
a-01.04.2022 tarihinden önce yapı ruhsatı alınmış veya kamu kurum ve kuruluşları ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi yapılmış projeler kapsamında inşa edilen konutların 10.07.2023 tarihinden itibaren tesliminde;
-Net alanı 150 m2’ye kadar olan konutlar için KDV oranı,
- Büyükşehir statüsünde olmayan yerlerde (%1),
- Büyükşehirlerde, 2007/13033 sayılı BKK’nın 5359 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile kaldırılmadan önceki 1 inci maddesinin altıncı fıkrasına ilişkin yukarıda yer alan açıklamalar da dikkate alınarak (%1), (%10) veya (%20)
olarak uygulanır.
– Net alanı 150 m2’yi aşan konutlarda ise genel vergi oranı (%20) uygulanır.
6306 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan konutların net alanının 150 m2’ye kadar olan kısmı” 01.04.2022 tarihinden itibaren (%1) oranında,
-Konutların net alanının 150 m2’ye kadar olan kısmı,” 01.04.2022 tarihinden itibaren (%10) oranında,
KDV uygulanır.
b-01.04.2022 tarihinden sonra alınan yapı ruhsatlarına göre yapılan konut teslimlerinde, konutun net alanının;
– 150 m2 veya daha az olması durumunda KDV oranı (%10),
– 150 m2’den fazla olması durumunda ise satış bedelinin 150 m2’ye kadar olan kısmı için KDV oranı (%10), 150 m2’nin üzerindeki kısmı için KDV oranı (%20)
olarak uygulanır.
6306 sayılı Kanun çerçevesinde 01.04.2022 tarihinden sonra alınan yapı ruhsatlarına göre yapılan konutların tesliminde, konutun net alanının;
-150 m2 veya daha az olması durumunda KDV oranı (%1),
– 150 m2’den fazla olması durumunda ise satış bedelinin 150 m2’ye kadar olan kısmı için KDV oranı (%1), 150 m2’nin üzerindeki kısmı için KDV oranı (%20)
olarak uygulanır.
c-5359 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile arsa ve arazi teslimlerine II-Sayılı tarifedeki KDV oranı (%10) olarak uygulanır.
d-Kanunla kurulmuş sosyal güvenlik kuruluşları ve belediyelere yapılan sadece net alanı 150 m2’ye kadar konutlara ilişkin inşaat taahhüt işleri ile 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde taşınmaz maliklerine ait mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanında yapılacak olan konutlara ilişkin inşaat taahhüt işlerinde KDV oranı (%1) olarak uygulanır (Eskişehir VDB’nin 03.01.2022 tarih ve E-26696128-130[28-2021/17]-88 sayılı özelgesine göre; yeni inşaat alanının bir buçuk katını aşan kısma isabet eden konutların inşaat taahhüt işleri ile yeni inşaat alanında otopark yönetmeliği gereği inşa etmek zorunda olunan garaj gibi konut dışı özellik arz eden bölümlere yönelik inşaat taahhüt hizmetlerinin indirimli oran kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından genel oranda KDV hesaplanması gerekmektedir).
Not: 7346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile; 10.07.2023 tarihinden itibaren %18 olarak uygulanmakta olan genel KDV oranı %20’ye, %8 KDV’ye tabi teslim ve hizmetlerin KDV oranı %10’a, yükseltildi. KDVGUT’nin ilgili bölümünde belirtilen oranlar bu çalışmamıza revize edilerek taşınmıştır.
45. İstisna, 16/1-c ve Transit Ticaret Sebebiyle İndirilemeyecek KDV:
KDVK’nın 30/a Maddesine göre “Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası (Bu Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b), (c) ve (d) bentleri ile (4) numaralı fıkrasının (ı) ve (ö) bentleri uyarınca katma değer vergisinden istisna edilen işlemler hariç) ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi” indirimi söz konusu değildir.
İthal edilen malların millileştirilmeden yurt içindeki firmalara teslimi KDV Kanununun 16/1-c maddesi uyarınca KDV’den istisna olup, söz konusu teslim nedeniyle yüklenilen KDV’nin KDV Kanununun 30/a maddesi uyarınca indirim konusu yapılması mümkün değildir (Bursa Vergi Dairesi Başkanlığının 16/05/2018 tarih ve 45404237-130[I-18-90]-E.105307 sayılı özelgesi).
KDVK’nın 33. maddesinde “indirim hakkı tanınan işlemlerle indirim hakkı tanınmayan işlemlerin bir arada yapılması halinde, fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’nin ancak indirim hakkı tanınan işlemlere isabet eden kısmı indirim konusu yapılır” ifadesi mevcuttur.
KDVK’nın yukarıdaki hükümleri dikkate alınarak Transit Ticaret gibi indirim hakkı olmamasına ya da kısmi indirim hakkı olmasına karşın tamamı indirim konusu yapılan KDV’nin tespit edilerek gerekirse pişmanlık hükümlerine göre beyannamelerin düzeltilmesi, olası bir vergi incelemesinde vergi ziyaı cezasına muhatap olmanızın önüne geçecektir.
46-İthalatta Gözetim ve Koruma Önlemleri Kapsamında Ödenen KDV:
7846 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla 24.11.2023 tarihinden;
√ İthalatta gözetim uygulaması kapsamında ilgili mevzuat uyarınca, gözetim uygulamasına tabi tutulan mallara ilişkin gümrük beyannamelerinde beyan olunan ve tevsik edilemeyen tutarlar ile bu tutarlar nedeniyle doğan ve
√ İthalatta koruma önlemleri uygulaması hakkında ilgili mevzuat uyarınca korunma önlemi olarak uygulanan gümrük vergisi ve/veya ek mali mükellefiyetler, ithalatta haksız rekabetin önlenmesi hakkında ilgili mevzuat kapsamında uygulanan dampinge karşı vergi ve telafi edici vergiler ile bu tutarlar nedeniyle doğan ve
KDV matrahına dahil olan her türlü vergi, resim, harç ve paylar dolayısıyla ödenen KDV’nin indirim hakkı kaldırılmıştır.
Not: 8000 sayılı Cumhurbaşkanı kararı gereği 24.11.2023 tarihinden önce ithalat bedelinin bankacılık sistemi üzerinden ödendiği tevsik edilen malların 01.04.2024 tarihine kadar (bu tarih dahil) ithal edilmesi halinde bu Karar (7846 sayılı Karar) hükümleri uygulanmaz.
47. Personel Özlük Dosyaları: 4857 sayılı Kanun çerçevesinde çalışanlarla sözleşme yapılması, İşçi özlük dosyalarının kontrol edilerek eksikliklerin giderilmesi, yeni yıl için fazla mesai muvafakati alınması, SGK teşvikleri ile BES uygulamalarının gözden geçirilmesi yerinde olacaktır. Ayrıca işveren tarafından 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereği yapılması gerekli işlemler (risk değerlendirmesi, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı gibi) gözden geçirilmelidir.
48. Defter Tasdikleri: 5 Sıra No.lu Genel Tebliğ ile 1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliğinde değişiklik yapılarak bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olan mükellefler ile ihtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih eden mükelleflerin e-defter uygulamasına dahil olmak zorunluluğu getirilmiştir. Bu mükelleflerin 2025 yılında kullanacakları yevmiye ile kebir defterlerini noterde tasdik ettirmeleri söz konusu değildir. Ancak 2025 yılında tutulması zorunlu diğer resmi defterlerin (envanter ve bilanço, damga vergisi) 31.12.2024 tarihine kadar merkezlerinin bulunduğu ildeki noterlere tasdik ettirmeleri zorunludur. Yeterli yaprak sayısı olan ve yeni yılda kullanılacak olan defterler 31/01/2025 tarihine kadar ara tasdik yaptırılabilir. Anonim şirket yönetim kurulu karar defteri ile limited şirket müdürler kurulu karar defterinin 31/01/2025 tarihine kadar, 2024 yılına ait kağıt ortamında tutulan yevmiye defterlerinin ise 30/06/2025 tarihine kadar kapanış tasdikinin notere yaptırılması gerekmektedir. Genel Kurul Toplantı ve Müzakere defteri ile pay defterleri doluncaya kadar kullanılabileceğinden her yıl yeniden tasdik zorunluluğu bulunmamaktadır. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı defteri, hali hazırda defter beyan sistemi üzerinden tutulmaktadır.
2025 Yılına ilişkin tüccar sınıfının belirlenmesi açısından, 2024 yılındaki faaliyetlere ilişkin yıllık alım, satım ve gayrisafi iş hasılatının, 2025 yılı için yayımlanan hadlerle kıyaslanması icap ettiği hususunu hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır (İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının 16/12/2022 tarih ve E-67854564-105[1741-8606]-674860 sayılı özelgesi). Yazıyı kaleme aldığımız tarih itibariyle 2025 yılına ilişkin hadler henüz yayımlanmamıştır.
49. E-Fatura,E-İrsaliye ve E-Deftere Geçiş: 526, 535, 550, 573 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğleri ile 509 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinde değişiklikler yapılarak e-belge kapsamı genişletilmiştir.
a-2022 veya müteakip hesap dönemleri için brüt satış hasılatı 3 Milyon TL ve üzerinde olan mükellefler, izleyen yılın 7.ayın başından itibaren e-Fatura, e-Arşiv Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.
b-4760 Sayılı ÖTV Kanuna ekli I sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans alan (bayilik lisansı dâhil) mükellefler, lisans alımı gerçekleştirildiği ayı izleyen 4.ayın başından itibaren e-Fatura, e-Arşiv Fatura ve e-İrsaliye uygulamasına geçmek zorundadır.
c-4760 Sayılı ÖTV Kanununa ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa ve/veya ithal eden mükellefler imal, inşa veya ithalin gerçekleştirildiği ayı izleyen 4.ayın başından itibaren e-Fatura, e-Arşiv Fatura ve e-İrsaliye uygulamasına geçmek zorundadır.
d-Mal veya hizmetlerin alınması, satılması, kiralanması veya dağıtımı işlemlerinin gerçekleştirilmesine aracılık etmek üzere internet ortamında 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda tanımlanan başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ya da tüzel kişi aracı hizmet sağlayıcıları, internet ortamında gerçek ve tüzel kişilere ait gayrimenkul, motorlu araç vasıtalarının satılmasına veya kiralanmasına ilişkin ilanları yayınlayan internet sitelerinin sahipleri veya işleticileri ile internet ortamında reklamların yayınlanmasına aracılık faaliyetinde bulunan internet reklamcılığı hizmet aracıları, bahse konu işler ile iştigal etmek üzere işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde e-Fatura, e-Arşiv Fatura ve e-İrsaliye uygulamasına geçmek zorundadır.
f-Kendilerine veya aracı hizmet sağlayıcılarına ait internet sitelerinde veya diğer her türlü elektronik ortamda mal veya hizmet satışını gerçekleştiren mükelleflerden, 2022 veya müteakip hesap dönemleri için 500 Bin TL ve üzeri brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) olan mükellefler, ilgili hesap dönemini izleyen 7.ayın başına kadar e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamasına geçmeleri zorundadır.
g- 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticaretiyle iştigal eden mükellefler, bahse konu işler ile iştigal etmek üzere işe başlama tarihinden itibaren 3 ay içinde e-Fatura ve e-Arşiv Fatura ve e-İrsaliye uygulamasına geçmek zorundadır.
h- SGK ile sözleşme imzalayan sağlık hizmeti sunucuları ile medikal malzeme ve ilaç/etken madde temin eden tüm mükellefler (hastane, tıp merkezleri, dal merkezleri, diyaliz merkezleri, Sağlık Bakanlığından ruhsatlı diğer özelleşmiş tedavi merkezleri, tanı, tetkik ve görüntüleme merkezleri, laboratuvarlar, eczaneler, tıbbi cihaz ve malzeme tedarikçileri, optisyenlik müesseseleri, işitme merkezi, kaplıcalar, beşeri tıbbi ürün/ürün sunan ve/veya üreten özel hukuk tüzel kişileri ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubeleri, ecza depoları vb.), SGK’ya fatura düzenlemeye başlamadan önce e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.
g- Gayrimenkul ve/veya motorlu taşıt, inşa, imal, alım, satım veya kiralama işlemlerini yapanlar ile bu işlemlere aracılık faaliyetinde bulunan ve brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 2022 veya müteakip hesap dönemleri için 500 Bin TL ve üzeri olan mükellefler ilgili hesap dönemini izleyen yedinci ayın başına kadar e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamasına geçmeleri zorunludur.
h-Kültür ve Turizm Bakanlığı ile belediyelerden yatırım ve/veya işletme belgesi almak suretiyle konaklama hizmeti veren otel işletmeleri faaliyete başladıkları ayı izleyen 3.ayın sonuna kadar e-Fatura ve e- Arşiv Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.
I-Şarj Hizmeti Yönetmeliği kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan şarj ağı işletmeci lisansı alan mükellefler ile bu mükellefler tarafından sertifika verilen şarj istasyonu işletmecilerinden 07/10/2023 tarihi itibariyle faaliyette bulunanlar 02/01/2024 tarihine kadar, daha sonra faaliyete başlayanlar ise faaliyetlerine başladıkları tarih itibariyle e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.
i-İnşaat Demiri İzleme Sistemine geçiş zorunluluğu getirilen mükelleflerden brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 2024 ve müteakip hesap dönemlerinde 1 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler söz konusu şartların sağlandığı ayı izleyen 4.ayın başından itibaren e-irsaliye uygulamasına geçmeleri zorunludur.
j-Sektör Ayrımı olmaksızın E fatura uygulamasına dahil olan mükelleflerden 2021 ve müteakip hesap dönemlerinde brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 10 Milyon TL ve üzerinde olan mükellefler müteakip hesap döneminin 7.ayın başından itibaren e-irsaliye uygulamasına geçmek zorundadır.
k-Maden ruhsatı-sertifikası alanlar ile bu kapsamda sözleşmeyle maden üretim faaliyetinde bulunanlar ruhsat-sertifikanın alındığı veya sözleşmenin yapıldığı ayı izleyen 3.ayın sonuna kadar; şeker imali gerçekleştirenler bu faaliyete başlanıldığı ayı izleyen 3.ayın sonuna kadar; demir ve çelik ile demir veya çelikten ürünlerin imal, ithal veya ihracını gerçekleştirenler faaliyetin gerçekleştirildiği ayı izleyen 3.ayın sonuna kadar; Gübre Takip Sistemine dahil olanların sisteme kayıt tarihini izleyen 3.ayın sonuna kadar; GİB tarafından kendilerine yazılı bildirim yapılan mükellefler ise yazılı bildirimde bulunulan süreler içinde e-İrsaliye, e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamalara geçmek zorundadır.
l- e-Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu bulunan mükellefler, e-Fatura uygulamasına geçiş süresi içinde (e-Fatura uygulamasına yıl içinde zorunlu olarak geçen mükellefler bakımından izleyen yılın başından itibaren) e-Defter uygulamasına geçmek zorundadır.
m-2020 Yılı ve müteakip yılarda bağımsız denetime tabi olma şartlarını sağlayan mükellefler şartların sağlandığı yılı takip eden yılın başından itibaren e-Defter uygulamasına geçmek zorundadır
n-01/01/2025 tarihinden (bu tarih dâhil) itibaren bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olan mükellefler ile bu tarihten itibaren (bu tarih dâhil) ihtiyari olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih eden mükellefler 01/01/2025 tarihinden (bu tarih dâhil) itibaren e-Defter uygulamasına geçmek zorundadır.
o- e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce düzenlenecek faturaların 1/1/2025 ila 31/12/2025 tarihleri arasında vergiler dahil toplam tutarının 3 Bin TL’yi aşması halinde, 1/1/2026 tarihinden itibaren ise tutarına bakılmaksızın e-Arşiv Fatura olarak düzenlenmesi zorunludur.
E-Defter uygulaması başvuru kılavuzuna göre E-defter uygulamasına başvuru; www.edefter.gov.tr/edefterbasvuru.html adresinde yer alan elektronik başvuru ekranından gerçek kişi mükellefler nitelikli elektronik sertifika (NES) veya mali mühür ile tüzel kişi mükellefler mali mühür kullanarak, Dijital Vergi Dairesi kullanıcı kodu ve şifre kullanılarak Dijital Vergi Dairesi üzerinden eDefter Başvuru dilekçesi ile yapılabilmektedir. Elektronik defter uygulamasına zorunluluk kapsamında başvuru yapacak mükelleflerin başvurularının, kanuni süre içinde değerlendirilmesi için mükelleflerin zorunluluk tarihinden önce başvuru işlemini gerçekleştirerek zorunluluk başlangıç tarihlerini seçmeleri gerekmektedir. Zorunluluk tarihinden sonraki tarihlerde yapılan başvurular, kanuni süreden sonra yapılan başvuru olarak değerlendirilecektir.
E-Fatura Uygulaması Elektronik Başvuru Rehberi ve Klavuzuna göre; e-fatura uygulamasına başvuru yapmak isteyen mükelleflerin veya temsilcilerinin www.efatura.gov.tr adresindeki e-Fatura başvuru bağlantısına tıklayarak gerekli formları doldurup onaylamaları gerekmektedir. E-fatura uygulamasından yararlanmak için başvuru işlemi elektronik imza araçları (tüzel kişiler için MALİ MÜHÜR, gerçek kişiler için NİTELİKLİ ELEKTRONİK SERTİFİKA ya da için MALİ MÜHÜR) ile elektronik ortamda yapılmaktadır. Bu nedenle, söz konusu başvuru işlemi öncesinde mükelleflerin elektronik imza araçlarını temin etmiş olmaları gerekmektedir (https://ebelge.gib.gov.tr/efaturabasvuru.html).
E-Uygulamalar konusunda detaylı bilgiye 509 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ve 1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliğinin güncel halleri ile TÜRMOB’un 12.11.2024 tarih ve 2024/143-1 sayılı Mevzuat Sirkülerinden ulaşabilirsiniz.
50. E-Defter ve Berat Yükleme Süreleri: Uygulamadan yararlananlar tarafından aylık dönemler halinde oluşturulacak e-Defter ve berat dosyalarının;
a-Gelir vergisi mükelleflerinde ilgili olduğu ayı takip eden dördüncü ayın 10.günü sonuna kadar, diğer mükelleflerde ilgili olduğu ayı takip eden dördüncü ayın 14.günü sonuna kadar,
b- Hesap dönemlerinin son ayına ait olduğu durumlarda, e-Defter ve berat dosyalarının gelir vergisi mükelleflerinde gelir vergisi beyannamesinin verileceği ayı takip eden ayın 10.günü sonuna kadar, diğer mükelleflerde kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği ayı takip eden ayın 14.günü sonuna kadar,
oluşturulması, NES veya Mali Mühürle zaman damgalı imzalanması/onaylanması ve bu defter ve berat dosyalarının e-Defter uygulamasına yüklenmesi suretiyle berat dosyalarının Başkanlıkça onaylı halinin alınması zorunludur.
Dileyen mükellefler, her hesap dönemine ilişkin ilk ayda (hesap dönemi içinde işe başlayanlarda işe başlanılan ayda), tercihlerini e-Defter uygulaması aracılığıyla elektronik ortamda bildirmeleri şartıyla, her bir geçici vergi döneminin aylarına ait e-Defter ve berat dosyalarını her ay için ayrı ayrı olmak üzere, gelir vergisi mükellefleri için ilgili olduğu geçici vergi dönemine ilişkin gelir geçici vergi beyannamesinin verileceği ayı takip eden ayın 10.günü sonuna kadar, diğer mükellefler için kurum geçici vergi beyannamesinin verileceği ayı takip eden ayın 14.günü sonuna kadar (hesap döneminin üçüncü geçici vergi dönemini takip eden üç ayına ilişkin ayların defter ve berat dosyalarının gelir vergisi mükelleflerinde gelir vergisi beyannamesinin verileceği ayı takip eden ayın 10. günü sonuna kadar, diğer mükelleflerde ise kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği ayı takip eden ayın 14.günü sonuna kadar) oluşturma, NES veya Mali Mühürle imzalama/onaylama ve defter ve berat dosyalarını e-Defter uygulamasına yükleyerek berat dosyalarının Başkanlıkça onaylı halini alma imkânından da yararlanabilirler. Tercihlerini belirtilen süre içinde bildirmeyen mükellefler hakkında (a) ve (b) maddelerinde belirtilen tarihler esas alınır. Ayrıca yapılan tercih, tercih bildirim süresi içinde yapılan değişiklikler hariç olmak üzere, müteakip hesap dönemlerine ait tüm aylar için geçerlidir. Tercihini geçici vergi dönemi bazında yapan mükelleflerden, defter ve berat dosyalarına ilişkin işlemlerini belirtilen sürede gerçekleştirmeyenler hakkında cezai müeyyidelerin tayininde her bir ay, ayrı ayrı dikkate alınır.
51. Nakdi Sermaye Artışına İlişkin İndirimde İlave oran ve Sınırlama ile Sermaye Avansı: 7338 sayılı Kanunla KV’nın 10/1-ı maddesine “Nakdi sermaye artışlarının, yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için bu oran %75 olarak uygulanır» ilavesi yapılmıştır. Düzenleme 26/10/2021 tarihinde yürürlüğe girdi ve bu tarihten sonraki sermaye artırımlarında uygulanacaktır.
05.07.2022 tarihli ve Resmi Gazetede yayımlanan 7417 sayılı Kanun 49.maddesiyle KVK’nın 10/1-ı maddesine ilave yapılarak daha önce süresiz olan nakdi sermaye artışı faiz indirimi uygulamasına 5 yıllık süre sınırı getirilmiştir. 5 Yıllık süreye sermaye artırımında bulunulan yıl dahildir. Yine mezkur Kanunun 50.maddesiyle KVK’ya geçici 15.madde ilave edilerek bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce sermaye artırımı yapan/yeni kurulan şirketler 2022 yılı hesap dönemi dahil olmak üzere 5 hesap dönemi uygulamadan faydalanma imkanı sağlanmıştır.
Nakdi sermaye artışlarında indirim uygulamasına ilişkin detaylı bilgiye yukarıda bahsi geçen değişiklikler de dikkate alınarak “Nakdi Sermaye Artırımında İndirim” başlıklı çalışmamızdan ulaşılması mümkündür.
Sermaye Avanslarında İndirim: Sermaye artırımına ilişkin karardan önce ortaklar tarafından sermaye avansı olarak şirketin banka hesabına yatırılan tutarların;
√ Banka hesabına yatırıldığı tarihten itibaren şirketin bilançosunda öz sermaye kalemleri arasında yer alan “Diğer Sermaye Yedekleri” hesabında izlenmesi ve
√ Banka hesabına yatırıldığı tarihin içinde bulunduğu hesap döneminin sonuna kadar bu tutarlarla ilgili sermaye artırımına ilişkin kararın ticaret siciline tescil ettirilmesi
şartıyla, söz konusu kararın ticaret siciline tescil ettirildiği tarih esas alınarak indirim uygulamasında dikkate alınması mümkündür.
Dolayısıyla, şirketin banka hesabına yatırıldığı tarihin içinde bulunduğu hesap döneminde sermaye artırımına konu edilmeyen sermaye avansı niteliğindeki tutarların, indirim uygulamasında dikkate alınması mümkün değildir. Ayrıca, şirketin banka hesabına yatırıldığı tarihten itibaren bilançoda öz sermaye kalemleri arasında yer alan “Diğer Sermaye Yedekleri” hesabında izlenmeyen tutarlar için, ilgili hesap döneminde bu tutarlara ilişkin sermaye artırımı gerçekleştirilse dahi indirim uygulamasından faydalanılması mümkün bulunmamaktadır. Bu kapsamda sermaye avanslarına ilişkin kararın 31/12/2024 tarihine kadar ticaret siciline tescil ettirilmesinde fayda bulunmaktadır.
52. Tevkif Yoluyla Kesilen Vergilerin İadesi : 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan ve tevkif yoluyla kesilen vergilerin nakden iadesine yönelik tespit olunan 2024 yılı hadleri;
√ İnceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirilecekler için tutar 239.000 TL,
√ Süresinde tam tasdik sözleşmesi düzenlemiş yeminli mali müşavirce düzenlenecek tam tasdik raporu uyarınca vergi inceleme raporu olmaksızın tutar 2.405.000 TL,
olarak belirlenmiştir. Hadleri aşan kısmının iadesi ise vergi inceleme yetkisi bulunanlarca düzenlenen vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir. Hadler her yıl bir önceki yıl için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacaktır.
Tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyannamedeki mahsuplar sonunda kalan kısmının diğer vergi borçlarına mahsup talebi tutarına bakılmaksızın, (ilgili bilgi ve belgeler ibraz edilmek kaydıyla) inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir.
53.Meslek Mensubunun Ağır Hastalığa Yakalanması ve Doğum Hali: 30/11/2021 Tarihli ve VUK-137/ 2021-5 Sayılı VUK Sirkülerinde vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır hastalığı bulunan veya doğum yapan meslek mensuplarının mücbir sebep hükümlerinden faydalandırılmasına ilişkin açıklama/düzenleme yapılmıştır. Sirküler incelendiğinde doğum haliyle ağır hastalık hallerinde farklı uygulamalara gidildiği anlaşılmaktadır.
54. Gerçek Faydalanıcı Bilgisi Verme Yükümlülüğü: Gerçek faydalanıcı; tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişidir. 529 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile 01/08/2021 tarihi itibarıyla faal olan (tasfiye işlemi devam edenler dâhil); Kurumlar vergisi mükellefleri ile; kollektif şirketlerde şirketi temsile yetkili kimse veya ortak, eshamsız komandit şirketlerde komandite ortaklardan biri ve adi ortaklıklar adına en yüksek ortaklık payına sahip kişi, Türkiye’de yönetim merkezi olan veya Türkiye’de mukim yöneticisi olan yabancı ülkede kurulmuş trust ve benzeri teşekküllerin yöneticileri, mütevellileri veya temsilcilerine, gerçek faydalanıcı bilgisi bildirimini verme zorunluluğu getirildi. Bildirim yapma yükümlülüğü getirilen kurumlar vergisi mükellefleri, gerçek faydalanıcı bilgisini geçici vergi beyannameleri ve yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ekinde bildirmek zorundadır. Yeni mükellefiyet tesisini veya bilgi değişikliğinin, bunların gerçekleştiği tarihi takip eden bir ay içerisinde bildirilmeleri gerekmektedir. Düzenlemeler kapsamında bildirilmesi gereken bilgileri bildirmeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında 213 sayılı Kanunun ilgili ceza hükümleri (Özel Usulsüzlük Cezası) tatbik olunur. Detaylı bilgiye 529 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinden ulaşabilirsiniz.
55. Asgari Ücrete Gelir Vergisi ve Damga Vergisi İstisnası: 7349 sayılı Kanunun 2.maddesiyle, GVK’nın 23.maddesinenin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde yapılan düzenleme ile hizmet erbabının 01/01/2022 tarihinden itibaren ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan tutarına isabet eden ücretleri gelir vergisinden tutulmuştur (7349 Sayılı Kanunun 2.maddesi). 7349 sayılı Kanunun 4.maddesiyle Damga Vergisi Kanununun (2) sayılı tablosunda değişiklik yapılarak aylık brüt asgari ücrete isabet eden kısım damga vergisinden istisna tutulmuştur. Söz konusu düzenlemeye ilişkin açıklamalara 319 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer verilmiştir. İstisna kapsamında huzur hakları da dahildir.
56. Çalışanlara Ödenen Nakit Yemek Bedelleri: 7420 sayılı Kanunun 2.maddesiyle GVK’nın 23/8.maddesinde değişiklik yapılarak 01/12/2022 tarihinden itibaren işverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin limitler dahilinde olan kısmı (2024 yılı için 170 TL) gelir vergisinden istisna tutulmuştur. 2024 Yılı için SGK primine tabi olmayan limit ise asgari ücretin %23,65’i, başka bir deyişle günlük 157,69 TL’dir.
57.Kâr Dağıtımı Stopajı Oranı: 22 Aralık 2021 tarihli Resmi Gazete ‘de yayımlanan 4936 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile GVK’nın 94. maddesi ile KVK’nın 15 ve 30. maddeleri kapsamında kar payı dağıtımında yapılacak vergi stopajı oranı %10’a düşürülmüştü. Ancak 9286 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile bu oran 22.12.2024 tarihinden geçerlik olmak üzere %15’e çıkarılmıştır. Kâr payı alan gelir vergi mükellefleri, bu kazançların istisna sonrası tutarını yıllık gelir vergisi beyannamelerine dahil etmeleri gerekmesi durumunda kesinti tutarının tamamını ödenecek gelir vergisinden mahsup edebileceklerdir.
58. İhracat Bedellerinin Yurda Getirilme Zorunluluğu Olmayan ve %50’sinin Tasarrufu Serbest Olan Ülkeler: Hazine ve Maliye Bakanlığının 04.11.2022 tarih ve 1640977 sayılı, 02.02.2024 tarih ve 2845126 sayılı, 10.12.2024 tarih ve 3600466 sayılı yazıları uyarınca TCMB tarafından İhracat Genelgesi’nde yapılan düzenlemelerle bazı ülkelere gerçekleştirilen ihracaatlara ilişkin bedellerinin yurda getirilmesi zorunluluğunda değişiklikler yapılmıştır.
a-İhracat bedellerinin yurda getirilmesinde istisna tanınan ülkeler: Afganistan, Angola, Belarus, Benin, Cibuti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Fildişi Sahili, Filistin, Gabon, Gana, Gine, Güney Sudan, İran, Kamerun, Kenya, Kırgızistan, Kongo Cumhuriyeti, Kuzey Kore, Küba, Liberya, Lübnan, Mali, Moldova, Nijerya, Senegal, Somali, Sudan, Suriye, Tacikistan, Tanzanya, Venezuella, Yemen, Çad Cumhuriyeti.
b-İhracat bedellerinin %50’sinin tasarrufu serbest bırakılan ülkeler: Azerbaycan, Cezayir, Fas, Kazakistan, Libya, Özbekistan, Tunus, Türkmenistan ve Ukrayna
59. İBKB/DAB’a Bağlanan İhracat Bedellerinin %30’unun TL’ye Çevrilmesi ve Döviz Dönüşüm Desteği: 03/01/2022 tarihinde yürürlüğe giren İhracat Genelgesinin Ek 1 inci Maddesi Kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına Yapılacak Döviz Satışına İlişkin Uygulama Talimatı gereği, İhracat Genelgesine göre İBKB (İhracat Bedeli Kabul Belgesi) veya DAB’a (Döviz Alım Belgesine) bağlanan ihracat bedeli dövizin %30’u (Söz konusu oran %25 iken Hazine ve Maliye Bakanlığının 15.04.2022 tarihli talimatıyla önce %40’a çıkarılmış daha sonra 07.06.2024 tarih ve 3187388 sayılı yazısıyla 10.06.2024 tarihinden itibaren %30’a düşürülmüştür), İBKB veya DAB’ın düzenlendiği tarihteki işlem kuru üzerinden Merkez Bankasına satılmak üzere İBKB veya DAB’ı düzenleyen bankaya satılması zorunludur. Söz konusu talimatta banka nezdinde Merkez Bankası adına sadece ABD doları, Euro ve İngiliz sterlini hesaplarının açılacağı belirtilmiştir. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ve Tebliğleri uyarınca yurda getirilmesi ya da İBKB’ye bağlatılması zorunlu olmayan bedellerin İBKB veya DAB’a bağlatılmadığı sürece bahse konu talimat kapsamı dışında olduğu görüşündeyiz.
Yurt dışı kaynaklı dövizlerinin Merkez Bankasına satışını gerçekleştiren ya da yurt dışı kaynaklı dövizlerini Türkiye’ye getirerek 2021/14 sayılı Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesaplarına Dönüşümün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ kapsamında Türk lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüştüren firmalara Merkez Bankasınca %2 destek sağlanmaktadır. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi TCMB Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğe İlişkin Uygulama Talimatı’ndan edinebilirsiniz.
60. Ar-Ge Ve Tasarım İndirimi İle Teknokent Kazanç İstisnasından Yararlanan Mükelleflerin Fon Ayırma ve Yatırım Yapma Yükümlülüklerindeki Değişiklikler: 7953 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı;
Pasifte geçici bir hesaba aktarım yükümlülüğünün doğması için gerekli olan yıllık beyanname üzerinden yararlanılan Ar-Ge ve tasarım indirim tutarı ile Teknokent Kazanç İstisnası tutarının alt sınırı 1.000.000 Türk Lirasından 2.000.000 Türk Lirasına,
Pasifte geçici bir hesaba aktarım oranı %2’den ikiden %3’e,
Yıllık bazda geçici bir hesaba aktarılması gereken tutar yükümlülüğünün üst sınırı 20.000.000 Türk Lirasından 100.000.000 Türk Lirasına,
çıkarılmıştır. Karar 01.01.2024 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle 2023 hesap dönemine ait 2024 yılında verilen gelir/kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde faydalanılan istisna/indirime ilişkin fon hesaplamasının yukarıdaki oran ve tutarlar üzerinden hesaplanması gerektiği görüşündeyiz. Diğer taraftan fon alımının veya sermaye konulması işleminin 31/12/2024 tarihine kadar gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Söz konusu tutarın ilgili yılın sonuna kadar aktarılmaması durumunda, yıllık beyanname üzerinden istisna edilen/indirim konusu yapılan kazançlar tutarının %20’si, ilgili yılda yararlanılan gelir/kurumlar vergisi istisnasına konu edilemez. Bu tutar nedeniyle zamanında alınmayan vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilir.
61. Kurumlar Vergisi Oranında “5” ve “1” Puanlık İndirim ve Öncelik: 7351 Sayılı Kanunun 15.maddesiyle KVK’nın 32.maddesine; İhracat yapan kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançlarına ve sanayi sicil belgesini haiz ve fiilen üretim faaliyetiyle iştigal eden kurumların münhasıran üretim faaliyetinden elde ettikleri kazançlarına kurumlar vergisi oranının “1” puan indirimli olarak uygulanacağına dair hükümler ilave edilmişti. Daha sonra 7456 sayılı Kanunun 21.maddesiyle 2023 yılı ve izleyen vergilendirme dönemlerinde uygulanmak üzere ihracatçılara yönelik indirim oranı “5” puana çıkartılmış ve 7491 sayılı Kanunun 62.maddesiyle “Aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi kurumların, dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına da bu indirim uygulanır.” ifadesi KVK’nın 32/7.maddesine ilave edilmiştir. Yapılan değişikliklerle KVK’nın 32/7 ve 32/8.maddeleri birlikte değerlendirildiğinde her iki indirimin birlikte uygulanamayacağı ve ihracata ilişkin “5”puanlık” indirimin öncelikli olduğu konusu netleşmiştir.
62. Zararlarının Ortaklarca Karşılanması: 7394 Sayılı Kanunla KVK’nın 6.maddesine “13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 376 ncı maddesi uyarınca sermayenin tamamlanmasına karar verilen şirketin ortakları tarafından zarar sebebiyle karşılıksız kalan kısmı kapatacak miktarda aktarılan tutarlar kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaz” hükmü ilave edilerek söz konusu zararların ortaklarca karşılanması halinde vergilendirmenin önüne geçilmiştir. Ancak zararı karşılayacak miktarın üzerinde aktarım yapılması halinde, her ne kadar GVK’nın “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti” başlıklı 38.maddesine aykırı olduğunu düşünsek de aşan kısmın gelir kabul edilerek vergisel eleştiriye sebebiyet verebileceği hususu dikkate alınmalıdır. Hatırlanacağı üzere değişiklik öncesinde aktarım yapılan tutarın tamamı için idari yaklaşım bu yöndeydi.
63. Kur Korumalı Mevduata İlişkin İstisna Uygulaması ve Vergileme: KVK’nın geçici 14.maddesiyle KKM hesaplarına ilişkin faiz, kar payları ile diğer kazançlar vergiden istisna edilmiş durumdaydı. Ancak yapılan değişiklikler ve kullanılan yetki sonucunda;
Kurumların 31/3/2022 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını 30/6/2024 tarihine kadar TL ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden TL’sına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen TL varlığı en az üç ay vadeli TL mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda söz konusu hesapların dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere vade sonunda elde edilen faiz ve kâr payları ile diğer kazançlar kurumlar vergisinden istisna edilmiş ve bu istisnalar 30/6/2024 tarihine kadar vade sonunda yenilenen hesaplara da uygulanmıştı/uygulanacaktı. Haliyle 30/6/2024 tarihinden sonra yenilenen, bu tarihten sonra açılan ve/veya belirtilen tarihli bilançolarda yer almayan döviz ve altın hesaplarının istisnadan yararlanması mümkün görünmemektedir. Bu nedenle 2024 yılına ilişkin KKM istisnasının hesaplanması sırasında dikkatli olunmasında fayda bulunmaktadır. Diğer taraftan 31.07.2024 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 8775 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile KKM hesaplarından elde edilen faiz ve kar payları için uygulanmakta olan %0’lık tevkifat oranı, 6 aya kadar (6 ay dâhil) vadeli hesaplarda % 7,5, 1 yıla kadar ( 1 yıl dâhil) vadeli hesaplarda ise % 5 olarak belirlenmiştir. Karar 01/08/2024 tarihinden itibaren açılan/yenilenen hesaplara uygulanacaktır.
64.Vergi İncelemesinin Yeri ve İncelemeye Başlama Bildirimi: 7338 sayılı Kanunun 17. ve 18.maddeleriyle maddesiyle VUK’un 139. ve 140.maddelerinde değişiklik yapılarak;
√ Vergi incelemelerinin esas itibariyle dairede yapılacağı,
√ İncelemenin dairede yapılması halinin, incelemeye tabi olanın iş yerinde tespit yapılmasına ve çalışmalarda bulunulmasına mani olmadığı,
√ Mükellef ve vergi sorumlusunun talep etmesi ve iş yerinin müsait olması halinde inceleme iş yerinde de yapılabileceği,
√ İncelemeye tabi olana, vergi incelemesinin konusunu ve incelemeye başlanıldığı hususunu bir yazıyla bildirileceği, Ayrıca yazının bir örneğini bağlı olduğu birime ve ilgili vergi dairesine gönderileceği
hususları hüküm altına alınmıştır. Özetle vergi incelemesi esas olarak işyerinde değil dairede yapılacak ve vergi incelemesine tutanakla değil “İncelemeye Başlama Bildirimi” ile başlanılacaktır. Ayrıca Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte değişiklik yapılarak işe başlama süresi 10 günden 5 güne, incelemeye başlama süresi ise bir aydan 15 güne indirilmiştir. Vergi incelemelerine ilişkin detaylı bilgiyi “Vergi İncelemeleri -1”, “Vergi İncelemeleri -2 (Vergi İnceleme Süreci)”, “Vergi İncelemeleri – 3 (Aramalı İnceleme)” başlıklı çalışmalarımızdan edinebilirsiniz.
65. Enflasyon Düzeltmesi: VUK’un mükerrer 298/A maddesi kapsamında bilanço hesabı esasına göre defter tutan mükellefler 31.12.2023 tarihli bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutmuş ancak bu bilançoların düzeltmesi sonucu oluşan geçmiş yıl karları/zararları vergi matrahlarıyla ilişkilendirilmemişti. Mevcut düzenleme kapsamında 2024 ve sonraki dönemlerde de bilançonun parasal olmayan kalemlerine ilişkin enflasyon düzeltmesine ilişkin uygulama devam edecektir. Konuya ilişkin usul ve esaslar 555, 560 ve 563 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinde belirlenmiş ve açıklamalar 20.02.2024 tarihli VUK-165/2024-3/Enflasyon Düzeltmesi Uygulaması-15 ile 01.11.2024 tarihli VUK-176/2024-14/Enflasyon Düzeltmesi Uygulaması-18 Sirkülerde yapılmıştır.
a-2024 Birinci geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi ertelemesi: 560 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğine göre; 2024 hesap döneminin birinci geçici vergi döneminde (213 sayılı Kanunun 174 üncü maddesi kapsamında kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde 555 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre karşılık gelen ilgili dönemde), kapsam dâhilindeki mükelleflerin (213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (9) numaralı bendi kapsamındaki mükellefler hariç) enflasyon düzeltmesi yapmaması uygun bulunmuştur.
b-2024 İkinci ve üçüncü geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi dışında kalanlar: 563 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğine göre; 2024 hesap döneminin ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde (213 sayılı Kanunun 174 üncü maddesi kapsamında kendilerine özel hesap dönemi tayin edilenlerde Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 555)’ne göre karşılık gelen ilgili dönemde), enflasyon düzeltmesi yapma yükümlülüğü bulunan mükelleflerden, 31/12/2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50.000.000 TL’nin altında olanların (213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (9) uncu bendi kapsamındaki mükellefler hariç) enflasyon düzeltmesi yapmaması uygun bulunmuştur. Bahse konu mükelleflerin sadece geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmayacaklarını mevcut düzenleme kapsamında 31.12.2024 tarihi itibariyle enflasyon düzeltmesi yapmak zorunda olduklarını hatırlatmamız yerinde olacaktır.
c-Finansman gider kısıtlamasında esas alınacak bilanço: 176 No.lu VUK Sirkülerinde; finansman gider kısıtlamasında da 2023 hesap dönemi için düzeltilmemiş bilançolardaki öz kaynak/yabancı kaynak tutarlarının dikkate alınacağı, sonraki dönemlerde ise düzeltilmiş bilançolardaki tutarların dikkate alınarak finansman gider kısıtlamasının hesaplanması gerektiği ifade edilmiştir.
d-Gelecek dönemlere ait giderlerin ve verilen depozito ve teminatların 2023 yılı enflasyon farkları: 176 No.lu VUK Sirkülerinde; 180 Peşin ödenen ve cari dönem içinde ilgili gider hesaplarına kaydedilmemesi gereken, gelecek döneme ait giderler” ve “280 Peşin ödenen ve cari dönem içinde ilgili gider hesaplarına kaydedilmemesi gereken gelecek yıllara ait giderler” parasal olmayan kıymet olarak sayıldığı ve gider hesaplarına aktarılan düzeltme farkının 2023 hesap döneminden kaynaklanan kısmının gider olarak dikkate alınmayacağı, beyannamede kanunen kabul edilmeyen giderler kısmında gösterileceği ifade edilmiştir. Aynı ifadeler verilen depozito ve teminatların için de kullanılmıştır. Ancak 555 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinin 53.maddesinde “enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan parasal olmayan kıymetlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet olarak dikkate alınacağı, düzeltme işlemine tabi tutulmuş olan 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançoda yer alan parasal olmayan kıymetlerden amortismana tabi olmayan kıymetlerin, düzeltilmiş değerlerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltme sonrası değerle, düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zarar, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı” ifadelerinden hareketle 180, 280, 126, 226 muhasebe hesaplarının 2023 yılı enflasyon düzeltmesi kaynaklı farklarının 2024 ve sonraki dönemlerde vergi matrahından düşülebileceği görüşünde olsak da 176 No.lu Sirkülerin bahse konu açıklaması sebebiyle bu yönde bir uygulamanın eleştiriye sebep olabileceğini belirtmemiz gerekir.
e-Basit ortalama hesabında dikkate alınacak dönem: 176 Sayılı VUK Sirkülerinde ise stokların düzeltilmesinde kullanılabilecek basit ortalama yöntemindeki formülde; 2024 yılının ikinci geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi uygulayacak olan mükellefler söz konusu formülde Aralık/2023 dönemine ait Yİ-ÜFE endeksini kullanacakları, üçüncü geçici vergi döneminde ise Haziran/2024 dönemine ait Yİ-ÜFE endeksini dikkate alacakları; 560 ve 563 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri uyarınca 2024 yılının geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi uygulamayan mükelleflerden hesap dönemi sonunda basit ortalama yöntemini kullanacaklar ise bir önceki geçici vergi dönemi sonu endeksi olarak Aralık/2023 dönemine ait Yİ-ÜFE endeksini uygulayacakları ifade edilmiştir. Bu görüşe katılmamakla birlikte sirkülerde belirtildiği idari görüşün bu yönde olduğunu belirtmemizde fayda bulunmaktadır.
f-Yapılmakta olan yatırımlara ilişkin fon uygulaması: 7529 sayılı Kanunu 11.maddesiyle VUK’un mük.298/A maddesine;
√ Bu Kanun kapsamındaki muhasebe standartları uyarınca yapılmakta olan yatırımlar hesabında takip edilen tutarların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması sonucunda oluşan ve bu hesabın alt hesabında izlenen düzeltme farkları, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilir ve dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz.
√ Özel fon hesabında bulunan bu tutarlar, yatırımın tamamlanarak ilgili iktisadi kıymetin aktifleştirilmesi gereken dönem ile bu dönemi takip eden dört hesap dönemi içerisinde eşit taksitler halinde dönem kazancının tespitinde dikkate alınır.
√ Bu bent uyarınca özel fon hesabında izlenen ve dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayan tutarlar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır. Bu hesaplarda izlenen tutarlara ayrıca enflasyon düzeltmesi uygulanmaz.
√ Yatırım döneminde veya iktisadi kıymetin aktifleştirilmesinden sonra işin bırakılması veya özel fon hesabında izlenen söz konusu tutarların bir kısmının veya tamamının başka bir hesaba nakledilmesi ya da işletmeden çekilmesi hallerinde, bu bent uyarınca dönem kazancında dikkate alınmayan tutarlar; işin bırakıldığı veya özel fon hesabının kısmen veya tamamen bu bent hükümlerine aykırı şekilde kullanıldığı dönemin kurum kazancının tespitinde dikkate alınır.
hükümleri ilave edilmiştir. Anlaşılacağı üzere tamamlanmayan yatırım harcamalarının enflasyon düzeltmesine tabi tutulması kaynaklı vergilendirmenin ertelenmesi sağlanmıştır.
g-Tasfiye ve iflas halinde enflasyon düzeltmesi: 7529 sayılı Kanun 12.maddesiyle VUK’un Geçici 33.maddesine “Bu fıkra hükümleri; tasfiye halindeki şirketler açısından kurumların tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihin içinde bulunduğu hesap döneminden, iflas halindeki şirketler açısından ise iflasın açıldığı tarihin içinde bulunduğu hesap döneminden itibaren uygulanır. Bu tarihten önce geçici vergi dönemlerine ilişkin yapılmış olan enflasyon düzeltmesine yönelik geriye dönük herhangi bir düzeltme yapılmaz. Tasfiyeden vazgeçilmesi ya da iflasın kaldırılması durumunda, tasfiyeden vazgeçilen tarihin veya iflasın kaldırılmasına ilişkin mahkeme karar tarihinin içinde bulunduğu geçici vergi döneminden itibaren enflasyon düzeltmesi uygulanır. Tasfiyeden vazgeçilmesi veya iflasın kaldırılması hallerinde, bu fıkra uyarınca dönem kazancında dikkate alınmayan tutarlar tasfiyeden vazgeçildiği veya iflasın kaldırıldığı dönem kazancının tespitinde dikkate alınır” hükmü 01.01.2024 tarihinden, özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler için 2024 yılında başlayan hesap döneminden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmek üzere ilave edilmiştir. 176 No.lu VUK Sirkülerine göre bu hüküm, bahse konu mükelleflerin dönem sonlarında enflasyon düzeltmesi yapmamaları ya da yapılan düzeltme işlemlerinin sonuçlarını bilanço ve gelir tablosunda göstermemeleri anlamına gelmemektedir.
h-176 No.lu VUK Sirkülerinde yer alan diğer hususlar: Mezkur Sirkülerde, yukarıdaki bahsi geçen konular dışında;
√ 178- Yıllara Yaygın İnşaat Enflasyon Düzeltme Hesabı” ile “358- Yıllara Yaygın İnşaat Enflasyon Düzeltme Hesabının” enflasyon düzeltmesi karşısındaki durumu
√ Enflasyon düzeltmesi sonrası Ar-Ge ve tasarım harcamalarının alt hesabında izlenen düzeltme farklarının Ar-Ge ve tasarım indirimine konu edilip edilmeyeceği
√ İndirimli kurumlar vergisi uygulaması kapsamında enflasyon düzeltmesi sonrası bilançonun aktifinde izlenen harcamalara ilişkin düzeltme farklarının yatırıma katkı tutarının hesabında dikkate alınıp alınmayacağı
√ Enflasyon düzeltmesi sonrası oluşan kar veya zararların istisna kazançlar karşısındaki durumu
√ Münhasıran ihracat faaliyetiyle iştigal eden kurumlar ile sanayi sicil belgesini haiz olup münhasıran üretim faaliyetiyle iştigal eden kurumlarda enflasyon düzeltmesi sonrası kurumlar vergisi oranının tespiti
√ Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kar/zarar farkı kurum kazancının tespitinde dikkate alınmayan mükelleflerde enflasyon düzeltmesi kar/zararlarının bilançolarda ve beyannamelerde gösterilmesi
√ Öz sermaye hesaplarına ait düzeltme farkları 2023 yılı enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilen veya sermayeye eklenmiş olan mükelleflerin tasfiyesi edilmesi
hususlarına da yer verilmiştir.
66.Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Kar Dağıtımına Esas Alınacak Finansal Tablolar: Ticaret Bakanlığınca hazırlanan ve 15.06.2024 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak Finansal Tablolara İlişkin Tebliğde esas alınacak finansal tablolara ilişkin belirleme yapılmıştır. Özetle KGK tarafından belirlenen standartlara uygun finansal tablo hazırlamak zorunda olanların bu finansal tabloları, diğerlerinin ise 2023 yılı için VUK’a göre hazırlanan enflasyon düzeltmesi yapılmamış mali tabloları esas alarak kar dağıtımı yapabilecekleri ancak her durumda dağıtılması öngörülen karın VUK’a göre enflasyon düzeltmesi yapılmış finansal tablolarda bulunan kaynakları aşamayacağı ve bu Tebliğ kapsamında kar dağıtımı yapılması halinde vergisel yükümlülüklerin saklı olduğu ifade edilmiştir.
67. BA ve BS Bildirim Yükümlülüğünün Kalkması: 565 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğine göre; elektronik belge uygulamalarının yaygınlaşması, elektronik ortamda düzenlenen belgelere erişimin kolaylaşması ve kamu kurumları arasındaki bilgi paylaşımının etkinleşmesine bağlı olarak vergi mükelleflerinin uyum maliyetlerinin azaltılması, mükellef ve meslek mensupları tarafından verilmesi gereken bildirimlerin azaltılması amacıyla, Eylül 2024 dönemi bildirimlerinden başlamak üzere Form Ba ve Form Bs bildirimlerinin verilmesi uygulamasına son verilmesi uygun bulunmuştur. Bu kapsamda, Eylül 2024 dönemi ve bu dönemi izleyen dönemlere ilişkin olarak Form Ba ve Form Bs bildirimi verilmeyecektir.
68. Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerde Limit Değişikliği: 06/04/2024 tarihli ve 32512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararıyla, 6434 sayılı Bağımsız Denetime Tabi Şirketlerin Belirlenmesine Dair Cumhurbaşkanı Kararı’nda bazı değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu değişiklikler şirketlerin 1/1/2024 ve sonrasında başlayan hesap dönemlerinde uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bahse konu kararla Genel Denetim Ölçütleri yeniden belirlenmiş, Karar’a ekli (I) ve (II) sayılı listede değişiklikler yapılmıştır. Genel denetim ölçütleri;
√ Aktif toplamı, yıllık net satış hasılatı ve çalışan sayısı bakımından sırasıyla 150 milyon TL, 300 milyon TL ve 150 kişi,
olarak belirlenmiştir. Söz konusu değişiklik uyarınca, herhangi bir özellikli durumu olmayıp genel denetim ölçütlerine tabi olan şirketlerden, yukarıda belirtilen yeni ölçütlerden en az ikisinin eşik değerini tek başına veya bağlı ortaklık ve iştirakleriyle birlikte art arda 2022 ve 2023 hesap dönemlerinde aşanlar 2024 hesap dönemi için bağımsız denetime tabi olacaktır. Yapılan değişikliğe ilişkin detaylı bilgiye KGK’nın 16/04/2024 tarih ve 2024-26 sayılı Duyurusundan ulaşılması mümkündür.
69. Tahsilat ve Ödemelerde Tevsik Zorunluluğu (Kiralar Dahil): 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde; vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayı, belli kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit etmek ve böylece kayıt dışılığı önlemek amacı doğrultusunda tahsilat ve ödemelerde tevsik zorunluluğu getirilmesi ile ilgili bir takım açıklama ve düzenlemelerde bulunulmuş, tahsilat ve ödemelerde tevsik zorunluluğuna ilişkin limit 01/01/2016 tarihinden itibaren 7.000 Türk Lirasına düşürülmüş ve konuya ilişkin olarak yayımlanmış tebliğler bir bütün olarak ele alınarak tevsik zorunluluğu kapsamında olan ve olmayan tahsilat ve ödemeler tek tebliğ olarak düzenlenmişti. 575 sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile 30.11.2024 tarihinden itibaren,
√ Her türlü mal teslimi veya hizmet ifasına ilişkin tahsilat ve ödemelerin,
√ Avans, depozito, pey akçesi gibi suretlerle yapılacak tahsilat ve ödemelerin,
√ İşletmelerin kendi ortakları ve/veya diğer gerçek ve tüzel kişilerle yaptığı her türlü tahsilat ve ödemelerin,
30.000 TL’yi aşması durumunda, aracı finansal kurumlar kanalıyla yapılması ve bu işlemlerin söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur.
Tevsik zorunluluğu kapsamında olanlardan araç kiralama faaliyeti ile uğraşanların vermiş oldukları motorlu kara taşıtı ve motorlu kara aracı kiralama hizmetlerine ilişkin tahsilat ve ödemelerin ise yukarıda belirtilen hadle sınırlı kalınmaksızın, aracı finansal kurumlar tarafından düzenlenen belgeler ile tevsik edilmesi zorunludur.
Bu zorunluluk kapsamında, mükellef olmayanlar da, tevsik zorunluluğu kapsamında olanlardan yapacakları alımlarına ilişkin 30.000 TL’yi aşan tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapacaklardır.
Ayrıca Tebliğin “4.2. Kapsamda Olmayan Tahsilat ve Ödemeler” başlıklı bölümünün (h) bendinde değişiklik yapılarak tevsik zorunluluğu kapsamında olanların yabancılar ve/veya Türkiye mukimi olmayan gerçek kişilerle yapacakları işlemlere ilişkin tahsilat ve ödemelere ilişkin düzenlenecek faturalarda yabancıların ve/veya Türkiye mukimi olmayan gerçek kişilerin pasaport numaralarının yazılması zorunlu olduğu, bunun dışında pasaportların bir suretinin faturanın ekine konulmasına gerek bulunmadığı belirtildi. Konuya ilişkin detaylı bilgiye Türmob’un 02.12.2024 Tarih ve 149-1 sayılı Mevzuat Sirkülerinden ve GİB’in Belir Tutarın (30 Bin) ve Üzerindeki Tahsilat ve Ödemelerde Tevsik (Belgeleme) Zorunluluğu Aralık/2024 Rehberinden ulaşabilirsiniz.
Kira Ödemeleri: 328 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 17 Ekim 2024 tarihinden itibaren konut kira ödemelerine ilişkin 500 TL alt sınırı kaldırıldı. Başka bir deyişle iş yeri ile konut kira geliri elde edenlerin ve kiracıların, kira tutarı ne olursa olsun kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerin tamamının banka veya posta idaresi tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunludur. Haftalık, günlük gibi kısa süreli konut kiralamalarına ilişkin tahsilat ve ödemeler de elden yapılamayacaktır. Detaylı bilgiye GİB’in Kira Tahsilat ve Ödemelerinin Tevsik (Belgeleme) Zorunluluğu Aralık/2024 Rehberinden ulaşabilirsiniz.
70. TTK Açısından Borca Batık Olma Hali: 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun,
“376/1.maddesine göre; son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
376/2.maddesine göre; son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
376/3.maddesine göre; şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır”
hükümleri gereği sadece dönem sonlarında değil bu duruma ilişkin bir emare olması halinde gerekli tedbirlerin ilgililerce alınması gerekir. Şirketlerin borca batıklık durumuna ilişkin usul ve esaslara 6102 Sayılı TTK’nın 376.Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğde yer verilmiştir. Mezkur Tebliğin Geçici 1.maddesi 01/01/2026 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu tarihe kadar; sermaye kaybı veya borca batık olma durumuna ilişkin yapılan hesaplamalarda, henüz ifa edilmemiş yabancı para cinsi yükümlülüklerden doğan kur farkı zararlarının tamamı ile 2020 ve 2021 yıllarında tahakkuk eden kiralamalardan kaynaklanan giderler, amortismanlar ve personel giderlerinin toplamının yarısı dikkate alınmayabilir. Bu tutarların belirlenmesinde mükerrerlik oluşmayacak şekilde hesaplama yapılır.
71. Uzlaşma Müessesesinde Yapılan Değişiklikler: 7524 Sayılı Kanunun 14.maddesiyle VUK’un 112, 376, Ek 1, Ek 7, Ek 8, Ek 9 ve Ek 11.maddelerinde değişiklik yapılmış ve VUK’a Geçici 35.madde ilave edilmiştir. Söz konusu değişiklikleri aşağıdaki gibi özetlememiz mümkündür.
√ Vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarılmıştır. Böylelikle sadece vergi ziyaı cezaları ile belirlenen haddin üzerinde kalan (2024 yılı için 23.000 TL) usulsüzlük/özel usulsüzlük cezaları uzlaşma kapsamında kalmıştır.
√ Uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için gecikme faizi hesaplanmasına ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılmış bu sebeple de söz konusu maddeye atıf yapan diğer maddeler değişikliğe uğramıştır. Vergi cezalarına gecikme faizi uygulanamayacağından söz konusu hükmün kanun metninden çıkarılması yerinde olmuştur.
√ Uygulamada nadiren karşılaşılan, verginin matrah farkları itibariyle bölünebilmesi haline ilişkin olan kısmi uzlaşma kaldırılmıştır.
√ Uzlaşılan vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına VUK’un 376.maddesi ile Ek 9.maddesi kapsamında ödeme süresine bağlık olarak uygulanan %25 oranındaki indirim kaldırılmıştır.
7524 Sayılı Kanunun 16.maddesiyle VUK’a geçici 35.madde ilave edilerek değişikliğe ilişkin maddelerin yürürlük tarihinden önce (02.08.2024);
√ uzlaşma talep edildiği halde henüz uzlaşma günü verilmemiş,
√ uzlaşma günü verilmiş ancak uzlaşma görüşmesi yapılmamış ya da
√ çeşitli nedenlerle uzlaşma günü ertelenmiş veya
√ uzlaşma talep süresi geçmemiş olan vergi ve cezalara ilişkin
değişiklik öncesi hükümlerinin uygulanması sağlanarak hak kayıplarının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
7524 sayılı Kanunun 13.maddesiyle VUK’un mükerrer 355.maddesine;
√ 153/A maddesinin üçüncü ve müteakip fıkraları uyarınca istenilen teminatın süresinde verilmemesi veya tamamlanmaması halinde mezkûr fıkralar kapsamında verilmesi veya tamamlanması gereken teminat tutarı kadar, teminatı vermeyenler veya tamamlamayanlar adına özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu ceza hakkında, Kanunun 376 ncı maddesi ile uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
hükmü ilave edilerek yeni bir özel usulsüzlük cezası belirlenmiş ve bu özel usulsüzlük cezası indirim ve uzlaşma kapsamı dışında tutulmuştur. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi “Uzlaşma – 2 (7524 sayılı Kanun İle Yapılan Değişiklikler)” başlıklı yazımızdan edinebilirsiniz.
72. KDV İadelerinin Vergi İncelemesi Sonucuna Göre Yerine Getirilmesi: 7524 sayılı Kanunun 21.maddesiyle KDVK’nın 36.maddesinde düzenleme yapılarak KDV iadelerinin VİR sonucuna göre yerine getirilmesi hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede KDVGUT’nde 52 Seri No.lu Tebliğ ile Özel Esaslar bölümü kaldırılarak Vergi İncelemesine Tabi Olanlar bölümü ilave edilmiştir. Yapılan düzenlemenin hali hazırda YMM raporuyla talep edilebilen iadelere doğrudan tesiri bulunmamaktadır. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi “Katma Değer Vergisi İadelerinde Vergi İnceleme Raporu Zorunluluğu” başlıklı çalışmamızdan edinebilirsiniz.
73. Aracı Hizmet Sağlayıcıları İle elektronik Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcılarına Yaptıkları Ödemelerden %1 Stopaj Yapma Zorunluluğu: 7524 sayılı Kanun ile Cumhurbaşkanı’na e-ticaret işlemlerinde stopaj yapma yetkisi verilmişti. 9284 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren Gelir Vergisi Kanununun 94 ve Kurumlar Vergisi Kanunun 15 ve 30’uncu maddelerine göre 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, e-ticaret kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemelerden %1 oranında stopaj yapılması zorunluluğu getirildi. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi TÜRMOB’un 23.12.2024 tarih ve 157-1 Sayılı Mezuat Sirkülerinden edinebilirsiniz.
74. Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 52) ile Yapılan Bazı Değişiklikler:
a-Avukatlara ödenen ücretler: Mahkemelerce veya icra ve iflas müdürlüklerince karşı tarafa yükletilen, avukatlara ait olan ve serbest meslek kazancına dahil edilmesi gereken vekalet ücretlerinin davayı kaybeden tarafından doğrudan ya da icra ve iflas müdürlükleri aracılığıyla avukata ödendiği durumlarda serbest meslek makbuzunun davayı kaybeden adına düzenlenmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Düzenleme 31.10.2024 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
b-KDV iade limitinde değişiklik: Tebliğin ilgili bölümlerinde değişiklikler yapılarak; iade taleplerinin vergi inceleme raporu, YMM raporu ve teminat aranmadan yerine getirilmesine ilişkin 10.000 TL’lik sınır, 50.000 TL’ye yükseltilmiştir. Düzenleme 31.10.2024 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olup Ekim’2024 dönemi ve sonrasındaki KDV iadelerinde 50.000 TL’lik limit esas alınacaktır.
c-İTUS ve HİS’e ilişkin hadlerde değişiklik: İndirimli Teminat Uygulaması Sistemi ve Hızlandırılmış İade Sistemi Sertifikalarının talep edilmesine ilişkin hadler yeniden değerleme oranları esas alınarak güncellenmiştir.
d-KDV iadelerinde yüklenilen dönem ile iade talep edilen dönemde devreden KDV farklılığı: Tam istisna kapsamında işlemleri bulunan mükelleflerin bu işlemler nedeniyle yüklendikleri KDV’nin, yüklenildiği dönem ile iadenin talep edildiği dönem arasındaki KDV beyannamelerinde yer alan devreden KDV ile karşılaştırılmaksızın iadenin talep edildiği dönem beyannamesindeki toplam indirim KDV ile karşılaştırılarak iade talebi sonuçlandırılmasına yönelik düzenleme yapılmıştır.
Yapılan değişiklikler yukarıdakilerle sınırlı olmayıp detaylı bilgiyi TÜRMOB’un 21.11.2024 Tarih ve 145-1 sayılı Mevzuat Sirkülerinden edinebilirsiniz.
75. Kıymetli Madenlerde Değerleme: 7524 sayılı Kanunun 8.maddesiyle VUK’a 274/A maddesi ilave edilerek;
√ Altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenler borsa rayici ile değerleneceği;
√ Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel olarak, bu rayiç yerine maliyet bedeli esas alınacağı,
√ Bu madde hükmü kıymetli maden ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da cari olduğu,
√ Kıymetli maden ile olan mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar ve borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınacağı,
√ Alacak ve borçların değerleme günü kıymetine ircasına ilişkin olarak 280 inci, 281 inci ve 285 inci maddelerde yer alan hükümlerin bu fıkra kapsamındaki alacak ve borçlar bakımından da geçerli olduğu
hususları hüküm altına alınarak 02.08.2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu düzenlemeyle birlikte 7524 sayılı Kanunun 7.maddesiyle de VUK’un Borsa rayici başlıklı 263.maddesine “kıymetli madenler” ibaresi eklenmiştir.
76. 7524 sayılı Kanunla Yapılan Diğer Değişiklikler: 7524 sayılı Kanunla yapılan köklü olarak nitelendirilebilecek diğer değişikliklerin bir kısmına aşağıda yer verilmiştir.
a-Gezi, eğlence, spor ve amatör balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan araçlar, özel tekne ve yatların, deniz taşıma araçlarına ilişkin olarak liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlere tanınan KDV istisnası dışında kalması yönünde değişiklik düzenlemesi yapılmıştı (Madde 17) Değişiklik 1 Eylül 2024 tarihinde yürürlüğe girdi.
b-Bazı mallara tanınan ithalatta KDV istisnası kaldırılmıştır. (Madde 18) Değişiklik 1 Kasım 2024 tarihinde yürürlüğe girdi.
c- KDV Kanununda yapılan değişiklikle şirketlerin birleşme, devir ve bölünme işlemlerine ilişkin KDV indirimlerinde zamanaşımına bağlı olmaksızın vergi inceleme yapılması zorunluluğu getirilmişti. (Madde 19) Değişiklik 2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe girdi.
d-Beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin indirim hakkı sonlandırılmıştı. (Madde 20, 22) Maddelerin 1 Ocak 2030 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.
e-5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin her türlü ödemelerinde vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğuna yönelik düzenleme yapılmıştır. (Madde 1)
f-Teknogirişim şirketi niteliğini haiz işverenlerce, hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerine ilişkin gelir vergisi istisnası getirilmiştir. (Madde 2)
g-Ticari ve mesleki kazançlarda günlük hasılat tespiti ve gelir vergisi matrahının belirlenmesine yönelik düzenleme yapılmıştır. (Madde 3)
h- Bazı durumlarda vergi ziyaı cezasının %50 artırımlı uygulanması yönünde değişiklik yapılmıştır. (Madde 9)
ı- VUK’a göre kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları arttırılmıştır. (Madde 10, 11, 12, 13)
i-Ocak 2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak serbest bölgelerden Türkiye’ye yapılan satışlardan elde edilen kazançlara ilişkin gelir ve kurumlar vergisi istisna kaldırılmaktadır. (Madde 24)
j- Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı %2 den %2,25 e yükseltilmiştir.
k-Yatırım fon ve ortaklıklarının kazançlarının kurumlar vergisi istisnadan faydalanılabilmesi için fon ve ortaklıkların (emeklilik yatırım fonları hariç) sahip oldukları taşınmazlardan elde ettikleri kazançların en az %50’sinin, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı izleyen ikinci ayın sonuna kadar kar payı olarak dağıtılması şartı getirilmiştir. (Madde 32)
l-%30 oranında kurumlar vergisi ödeyen kurumlar vergisi mükelleflerinin kapsamı genişletilmiştir.(Madde 35)
m-% 10 oranında yurt içi asgari kurumlar vergisi getirilmiş ve küresel asgari tamamlayıcı kurumlar vergisi düzenlemesi yapılmıştır. (Madde 36-50)
n-Konusu 31 bin Türk lirasını geçmeyen; vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacaktır. (Madde 52)
o-Danıştay’da temyiz edilebilecek davaların limitlerine ilişkin düzenleme yapılmıştır. (Madde 53)
571 sırano.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, 7524 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununun 344, 353 ve mükerrer 355 inci maddelerinde vergi cezalarına ilişkin yapılan değişikliklere yönelik açıklamalar yapılmıştır.
Değişikliklere ilişkin detaylı bilgiyi TÜRMOB’un 05.08.2024 Tarihli 105-1 Sayılı, 21.10.2024 Tarih ve 135-1 Sayılı ve 21.11.2024 Tarihli 145-1 sayılı Mevzuat Sirkülerinden edinebilirsiniz.
77.Taşınmaz Satış Kazancı İstisnası ile İştirak Hisseleri Satış Kazancı İstisnası:
a-7456 Sayılı Kanunun 7. ve 8.maddeleriyle; Kurumların aktifinde en az 2 yıl süreyle bulunan taşınmazların satış veya devrinde uygulanmakta olan KDVK’nın 17/4-r maddesinde yer alan istisna uygulamasına son verilmiştir. Ancak maddenin 15.07.2023 tarihinden öne kurumların aktifinde yer alan taşınmazlar için değişiklik öncesi hükümleri uygulanacaktır.
b-7456 Sayılı Kanunun 19. ve 22.maddeleriyle; Kurumların aktifinde en az 2 yıl süreyle bulunan taşınmazların satış veya devrinden elde edilen kazancın %50’sini istisna tutan KVK’nın 5/1-e maddesindeki düzenlemeye son verilmiştir. Ancak 15.7.2023 tarihinden önce kurumların aktifinde bulunan taşınmazların elden çıkarılması halinde kazancın %25’ i istisna tutulabilecektir.
c-9160 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile; 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-e maddesi uyarınca; Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri, rüçhan hakları ve KVK 5/1-a bendi kapsamında istisna kazançlarına kaynak oluşturan yatırım fonlarının katılma paylarının satışından doğan kazançlara %75 oranında uygulanan istisna 27.11.2024 itibariyle %50’ye düşürülmüştür
78.Taşınmazların Kısmi Bölünme Suretiyle Vergisiz Devredilmesi İmkanı Kaldırıldı: 7456 sayılı Kanunun 20.maddesiyle KVK’nun 19/b maddesinde değişiklik yapılarak madde metnindeki “taşınmaz” ibareleri kaldırılmıştır. 01.01.2024 tarihinden itibaren taşınmazların kısmi bölünmesinde, kurumlar vergisi istisnası uygulanmayacaktır.
79.GVK’nın 20/B Maddesinin (Sosyal İçerik İstisnası) Kapsamı Genişletildi: 7491 sayılı Kanun 7.maddesiyle; GVK’nın 20/B maddesinin kapsamı “İnternet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ve bu ortamlar üzerinden verilen bireysel kurs, eğitim, veri işleme ve geliştirme, ürün tanıtımı gibi hizmetlerden sağlanan kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden müstesnadır” şeklinde 01.01.2024 tarihinden itibaren uygulanmak üzere genişletilmiştir. 318 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde istisnanın usul ve esasları belirlenmiştir.
80.Genç Girişimci Kazanç İstisnası Artırıldı: 27.09.2024 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 327 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 292)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile “75.000 Türk lirası” ibaresinden sonra gelmek üzere, “(1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci diliminde yer alan tutar)” ibaresi eklenmiştir. İstisna tutarı 2024 yılı için 230.000 TL’dir.
81.Anonim ve Limited Şirketlerde Asgari Sermaye: 7511 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’da Kanununda;
√ Sermaye tutarı 250.000 TL’nin altında olan anonim şirketler ile sermaye tutarı 50.000 TL’nin altında olan limited şirketler, sermayelerini 31 Aralık 2026 tarihine kadar bu tutarlara yükseltmemeleri halinde infisah etmiş sayılacağı,
√ Çıkarılmış sermayesi en az 250.000 TL olan kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketler ise başlangıç sermayeleri ile çıkarılmış sermayelerini 31.12.2026 tarihe kadar 500.000 TL’ye yükseltmedikleri takdirde, bu sistemden çıkmış sayılacakları,
√ Sermayenin öngörülen asgari tutarlara yükseltilmesi için yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmayacağı, kararlar toplantıda mevcut oyların çoğunluğu ile alınacağı ve bu kararlar aleyhine imtiyaz kullanılamayacağı,
yönünde değişiklikler yapılmıştır. Ayrıca, anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı ve başkan vekilinin seçiminin her yıl yapılması uygulamasından vazgeçilmiş, yönetim kuruluna, görevi süresince anılan kişileri seçebilme serbestisi tanınmış, Yönetim kurulları, imza yetkisini haiz bulunanlar ile şube müdürlerini atama ve görevden alma konusunda yetki devrinde bulunabilmesine imkan tanınmıştır. Söz konusu düzenlemeler, yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Detaylı bilgiyi TÜRMOB’un 02.06.2024 Tarih ve 86-1 Sayılı Mevzuat Sirkülerinden ulaşabilirsiniz.
82.Gecikme Zammı Oranında Değişiklik: 6183 sayılı AATUHK’un 51.maddesine göre 14 Kasım 2023 tarihinden itibaren uygulanan aylık % 3,5 oranında uygulanmakta olan gecikme zammı oranı 21.05.2024 tarihinden itibaren aylık % 4,5 olarak belirlendi. Gecikme zammındaki değişime bağlı olarak Vergi Usul Kanunu’nun 112.maddesine göre uygulanan “gecikme faizi oranı”, 370.maddesine göre uygulanan “izahat zammı oranı”, 371.maddesine göre uygulanan “pişmanlık zammı oranı” da aylık % 4,5’ e çıkarılmış oldu. Buna göre gecikme zammı, gecikme faizi, izahat zammı ve pişmanlık zammı oranları yıllık bazda % 54 olmuştur. Gecikme zammı; VUK’a göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında %4,5 oranında, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanacaktır.
83.Reeskont Faiz Oranlarında Değişiklik: TCMB tarafından çıkarılan Reeskont İşlemlerinde Uygulanacak İskonto Faiz Oranlarına İlişkin Tebliğ, 1.4.2024 tarihli ve 32507sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Tebliğ ile 1.4.2024 tarihinden geçerli olmak üzere vadesine en çok 3 ay kalan senetler karşılığında yapılacak reeskont işlemlerinde uygulanacak iskonto faiz oranı yıllık yüzde 50,75; avans işlemlerinde uygulanacak faiz oranı ise yıllık yüzde 51,75 olarak tespit edilmiştir.
84.2025 Yılı Asgari Ücret: 01/01/2025 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanılacak olan asgari ücret; brüt günlük 866,85.-TL, Aylık brüt 26.005,5 TL, net 22.104.67.-TL olarak açıklamıştır. Asgari ücretin işverene indirimsiz maliyeti 31.921,75 TL, %5 indirime hak kazanılması halinde ise 30.621,48 TL olacaktır.
85. Bildirge/Beyanname Verme Son Günündeki SGK Borç Durumundan Dolayı Teşvikten Yararlanamayanlara Yeni İmkan Sağlandı: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü’nün 25.12.2024 Tarih ve 2024/15 Sayılı Genelgesi ile;
√ Gerek yasal süresi dışında verilen gerekse de yasal süresi dışında verilmiş olmakla birlikte yasal süre içerisinde verilmiş sayılan hallere ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerine/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerine ilişkin oluşacak tahakkukların belge/beyanname verme süresinin son gününde sisteme işlenmesi sonucunda oluşacak borçlar nedeniyle cari ay aylık prim ve hizmet belgelerinin/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin teşvikli ya da teşviksiz olarak yasal süre içerisinde verilememesi,
√ Geçmiş döneme ilişkin olarak tahakkuk eden borçların belge/beyanname verme süresinin son gününde ödenmiş olmasına karşın belge/beyanname verme son günü saat 23.59’a kadar söz konusu borçlara ilişkin ödemelerin hesaba geçmemiş olması nedeniyle cari ay aylık prim ve hizmet belgelerini/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini teşvikli ya da teşviksiz olarak yasal süre içerisinde verilememesi,
halinde belgelerin/beyannamelerin belge/beyanname verme süresinin son gününü takip eden 5 iş günü içerisinde (B) tahakkuk nedeni ile verilmiş olması kaydıyla, aylık prim ve hizmet belgeleri/muhtasar ve prim hizmet beyannameleri yasal süresi içerisinde verilmiş belge/beyanname sayılacak, bu belgelere ilişkin olarak 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) veya (m) bentlerine göre idari para cezası uygulanmayacaktır. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi TÜRMOB’un 09.12.2024 Tarih ve 154-1 Sayılı Sirkülerinden edinebilirsiniz.
86. Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS): 5/10/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliği (Sıra No:1) ile taşıtların plaka bilgisinin YN Pompa ÖKC’ye elle yazılmaksızın otomatik olarak iletilmesini sağlayacak olan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemine (UTTS) ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.
T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’nca 07.12.2024 tarih ve 32745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 3)” ile akaryakıt piyasasında rekabet eşitliğinin sağlanması ve kayıt dışı ekonomi ile etkin mücadele amacıyla kurulan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi (UTTS) kapsamındaki uygulama esaslarında bazı önemli değişiklikler yapılmıştır.
Bilindiği üzere, UTTS kapsamındaki taşıt sahipleri ile akaryakıt istasyonu işletmecilerine en geç 31 Aralık 2024 tarihine kadar sisteme kaydolarak taşıtlarına ve istasyonlara gerekli donanımları taktırma zorunluluğu getirilmiş iken, anılan Tebliğ’de yapılan değişiklik ile Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi’ne (UTTS) geçişle ilgili yaşanan yoğunluk nedeniyle vergi mükelleflerinin mağdur olmaması için sisteme son kayıt tarihi 31 Ocak 2025 tarihine ötelenmiştir.
Tebliğ’de yapılan değişiklik ile;
√ 31 Aralık 2024’e kadar kayıt yaptırılması halinde; Taşıt Tanıma Birimi (TTB) siparişi verenler, 2024 fiyatlarıyla ödeme yapacaktır. Donanım fiyatları yıl sonunda ÜFE artış oranı üzerinden güncelleneceği için, 31 Aralık 2024’e kadar www.utts.gov.tr üzerinden sisteme kaydolanlar 2024 için geçerli fiyatlardan faydalanabilecek ve montaj işlemini 30 Nisan 2025’e kadar tamamlama hakkına sahip olacak ve bu tarihe kadar UTTS üzerinden yapılmayan akaryakıt giderlerini vergi indiriminde kullanmaya devam edebilecektir.
√ 1-31 Ocak 2025 arası kayıt yaptırılması halinde; 2025 yılı fiyatları geçerli olacaktır. Montaj işlemleri ise 30 Nisan 2025 tarihine kadar tamamlanabilecek ve bu tarihe kadar UTTS üzerinden yapılmayan akaryakıt giderleri vergi indiriminde kullanılmaya devam edilebilecektir.
Öte yandan, mevcut bireysel araçlar açısından TTB taktırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. 1 Temmuz 2025 tarihinden itibaren trafiğe çıkacak sıfır araçların ise piyasaya sürenleri veya ithalatçı, üreticileri vb. tarafından TTB taktırılması zorunluluğu mevcuttur. Bu araçların plaka veya sahip değişikliğinde TTB değişimi zorunluluğu bulunmamaktadır. 31 Ocak 2025 tarihine kadar kayıt yaptırmayanlar yakıt harcamalarını gider gösteremeyecektir (İTO, 10.12.2024 Tarihli Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde Yapılan Değişiklik Duyurusu). Detaylı bilgiye https://utts.gov.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz.
87. Perakende Mal Ve Hizmet Satışı Yapan İşletmelerde Eft-Pos Cihazlarının Kullanımına İlişkin Düzenlemeler ve Dikkat Edilecek Hususlar: Bilindiği üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, mal teslimi ve hizmet ifalarına istinaden düzenlenmesi gereken perakende satış fişi, fatura gibi mali belgelerin doğru ve zamanında düzenlenebilmesi, kartla ödeme imkânlarının genişletilmesi ve kayıt dışı ekonomi ile etkin bir şekilde mücadele edilmesine yönelik olarak bugüne kadar birçok çalışmayı hayata geçirmiştir. Son günlerde özellikle seyyar POS uygulaması sebebiyle bir çok mükellefe tebligatlar yapılmıştır.
ÖKC kullanım zorunluluğu bulunan mükellefler;
√ Faaliyetlerinde Seyyar EFT-POS cihazı yerine EFT-POS özellikli Yeni Nesil ÖKC kullanmaları zorunlu olduğundan, hali hazırda ellerinde bulunan banka vb. kuruluşlardan almış oldukları Seyyar EFT-POS cihazlarını bu kuruluşlara ivedilikle iade etmeleri ve bu cihazlar yerine EFTPOS özellikli Yeni Nesil ÖKC kullanmaya başlamaları zorunludur.
√ Banka vb. kuruluşlardan masaüstü (kablolu) EFT-POS cihazları temin etmiş olanlar, bu tür EFTPOS cihazlarını Basit/Bilgisayar Bağlantılı Yeni Nesil ÖKC’ler ile bağlantılı ve entegre kullanma zorunlulukları çerçevesinde, gerekli bağlantı işlemlerini ivedilikle yaptırmaları ya da banka vb. kuruluşlara iade etmeleri zorunluluğu bulunmaktadır.
ÖKC zorunluluğu bulunmayan mükelleflerin ise Dijital Vergi Dairesi/Yeni Dilekçe Oluştur/Masaüstü-Seyyar POS Cihazı Kullanım Talep Dilekçesi sekmelerinden talep oluşturmaları gerekmektedir. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi TÜRMOB’un 28.10.2024 Tarih ve 137-1 Sayılı Mevzuat Sirkülerinden edinebilirsiniz.
88. YMM Bilgi Yazılarında ETTN Bilgilerine Yer Verilmesi: 45 Seri No’lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliğinin 3/5-a maddesinde “İade talebinde bulunan veya nezdinde karşıt inceleme yapılan alt mükellefin ilgili dönem için e-defter uygulamasına yüklenmiş berat dosyaları var ise YMM tasdik raporları/ karşıt inceleme tutanakları ve teyit-bilgi isteme cevap yazılarında, yeminli mali müşavirlerce, mükellefin ilgili dönemde e-defter uygulaması kapsamında kanuni defter kayıtlarını tutmakta olduğunun belirtilmesi ve ilgili aya ait Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) onaylı berat dosyalarının “Defterin Nev’i ve Dönemi, Berat Dosyasının Tekil No’su ve Oluşturma Tarihi, 2017 yılının Mayıs ayından itibaren yüklenecek Berat Dosyaları için Evrensel Tekil No’su (ETTN)” bilgisine ayrı bir tabloda yer verilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verilmiştir. KDV iade tasdik raporlarının ekindeki YMM bilgi yazılarında ETTN bilgilerine yer verilmemesi hususu vergi daireleri tarafından eksiklik olarak addedilmekte ve iade süreçlerini uzatabilmektedir. Söz konusu Tebliğ her ne kadar 22/04/2017 tarihinde yürürlüğe girse de düzenlenen bilgi yazılarında çoğunlukla bu bilgilere yer verilmediğinden bu konuyu tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz.
89. Süresinde Yapılan Tam Tasdike İlişkin Avantajlar: Yeminli mali müşavirlerce tasdik edilen beyannameler ve buna ilişkin mali tablolar, Kamu İdaresinin yetkili memurlarınca incelenmiş bir belge olarak kabul edilir. Ancak, çeşitli kanunlarla Kamu İdaresine tanınan teftiş ve inceleme yetkilerinin kullanılmasına ve gerektiğinde tekrarına ait hususlar saklıdır (14 Seri No’lu SM, SMM ve YMM Kanunu Genel Tebliği’nin K Bölümü ). Tam tasdik, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri ile bunlara ekli mali tabloların ve bildirimlerin tasdikini ifade eder. İşletmeler, YMM’ler ile 2025 yılına ilişkin tam tasdik sözleşmesini 31/01/2025 tarihine kadar yapmaları halinde süresinde yapılan tam tasdike ilişkin avantajlardan yararlanabilir.
YMM ile (süresinde) tam tasdik sözleşmesi yapılmaksızın sadece KDV iadesine ilişkin sözleşme yapan mükellefler 2023 ve sonraki yıllar için YMM tasdik raporuyla, KDV Kanunun 11/1-a, 11/1-c, 13/a, 13/d, 14, 15/b, 9 maddeleri kapsamında 1.300.000 TL’ye kadar nakden, 29/2 Maddesi (İndirimli Oran) kapsamında ise 2.600.000 TL’ye kadarlık kısmı nakden/mahsuben iade alabileceklerdir. Başka bir ifadeyle tam tasdik kapsamında olmayan mükelleflerin bahse konu limitlerin üzerindeki KDV iadeleri ancak Vergi İnceleme Raporuyla yerine getirilebilecektir.
29 Sıra No.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliğinin III/3 bölümünde; YMM’lerle süresinde tam tasdik sözleşmesi düzenleyen mükelleflerin KDV iade taleplerinin bu YMM’ler tarafından düzenlenen tasdik raporlarına dayanılarak yerine getirilebileceği, bu mükelleflerin varsa tam tasdik sözleşmesinin düzenlendiği yıldan önceki dönemlere ilişkin KDV iadelerinin de anılan YMM tarafından düzenlenen tasdik raporları ile yapılabileceği ifade edilmiştir. Ancak KDVGUT’un I/C-2.1.5.2.1 ve I/C-2.1.5.2.2 bölümlerinde yer verilen bir kısım tevkifat kaynaklı iadeler sadece iade hakkı doğuran işlemin yapıldığı yılda süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesinin bulunması halinde YMM raporuyla alınabilir. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi “Katma Değer Vergisi İadelerinde Vergi İnceleme Raporu Zorunluluğu” başlıklı çalışmamızdan edinebilirsiniz.
Süresinde tam tasdik sözleşmesi imzalamayan mükelleflerin, kurumlar vergisi istisnalarından (5. Maddede yer alanlar) 2023 ve sonraki yıllar için 663.000 TL, yatırım indirimi istisnasından ise 1.508.000 TL üzerinde yararlanmaları halinde bu istisnalara ilişkin YMM’lerden tasdik raporu düzenlemesini talep etmek durumundadırlar.
46 Sıra No.lu SMMM ve YMMM Kanunu Genel Tebliğine göre; Bakanlıkça özel bir belirleme yapılmadığı takdirde, yukarıda yer alan işlemlere ilişkin hadler 2023 yılı ve izleyen yıllarda artış olmaksızın devam edecektir. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi “2023 Yılı Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Hadlerinde Değişiklik” başlıklı çalışmamızdan edinebilirsiniz.
Tevkif yoluyla kesilen ve beyanname üzerinden mahsup edilemeyen verginin tam tasdik sözleşmesi olmayan mükelleflerce nakden talep edilmesi 2024 yılı için 239.000 TL, YMM ile tam tasdik sözleşmesi bulunanlar için ise 2.405.000 TL olarak uygulanmaktadır. 2025 yılı için hadler henüz açıklanmamış olmakla birlikte yeniden değerleme oranında (%45,93) artırılması beklenmektedir. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi, güncel hadleri de dikkate alınarak “Gelir ve Kurumlar Vergisinde Mahsup ve İadeler” başlıklı çalışmamızdan edinebilirsiniz.
İhracat bedelinin %10’una kadar KDV iadesi uygulamasında; mükelleflerin süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesinin bulunması halinde nakden iadelerde 100.000 TL’ye kadar KDV iadesi YMM Raporu/VİR aranmadan yerine getirilir. Konuya ilişkin detaylı bilgiyi “ İmalatçı İhracatçılara İhracat Bedeline Göre İade – 1” ve “İmalatçı İhracatçılara İhracat Bedeline Göre İade – 2 (Karşıt İnceleme ve Dönemleri)” başlıklı çalışmalarımızdan edinebilirsiniz.
KDVGUT’ne göre; SMYİB kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan dönemi kapsayan takvim yılında süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerin, sahte/yanıltıcı olduğu tespit edilen belgelerde yer alan alım tutarının, aynı dönemdeki toplam alımlarının %5’ini geçmemesi halinde, bu mükellefler hakkında sahte belge kullanma tespiti gerekçesiyle işlem yapılmaz. Ancak bu durumun VUK’un 370.maddesinin (b) fıkrası kapsamındaki ön tespitler için yapılacak izaha davet ve buna bağlı olarak yapılacak değerlendirmelere etkisi olmadığını hatırlatmamız gerekir.
YMM ile yapılacak tam tasdik sözleşmesinin yukarıdaki avantajlarının haricinde karşıt inceleme, vergi ve yönetim danışmanlığı, vergi planlaması, iç kontrol sisteminin denetimi ve önleyici tedbirlerin alınması gibi daha bir çok faydası bulunmaktadır.
İşletme sahipleri ve yönetimi 2025 yılında gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetler çerçevesinde yukarıdaki hadler ile avantajları da dikkate alarak bir takım haklardan da mahrum kalmamak adına YMM ile tam tasdik sözleşmesi yapıp yapmayacaklarına 2025 Yılı Ocak ayında karar vermeleri yerinde olacaktır.
Sonuç
Öncesinde olduğu gibi 2024 yılında da mevzuattaki değişim, hız kesmeden devam etmektedir. Çalışmamızdan da anlaşılacağı üzere TÜRMOB Mevzuat Sirkülerinden oldukça fazla yararlandık. Bu vesileyle TÜRMOB tarafından mevzuata ilişkin değişikliklerin zaman kaybetmeden meslek mensuplarına Sirküler aracılığıyla duyurulmasına ilişkin memnuniyetimizi belirtmek ve bu hususta emeği geçen herkese teşekkür etmek isteriz. Yıl içerisinde gerçekleştirilen tüm işlem ve kayıtların tek tek kontrol edilmesinin mümkün olmadığını ancak özellik arz eden bazı hususların gözden geçirilmesinde faydalı bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle muhasebe ve vergi uygulamaları açısından olabildiğince fazla konuya değinmeye çalıştık. Ancak gerek dönem sonu/dönem başına ilişkin hususlar gerekse mevzuattaki son değişiklikler içerikler de dahil olmak üzere yukarıda saydıklarımızla sınırlı değildir. Amacımız konu başlıklarıyla da olsa faydalı olabilecek bazı hususları sizlere hatırlatmaktan ibarettir.