Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

İhtirazi Kayıtla Beyanda İadenin İadesinde Ceza Olur mu? Av. Mehmet Göktuğ KÖKBULUT

Mehmet Göktuğ KÖKBULUT
Avukat
goktugkokbulut@gmail.com

1. İhtirazi Kayıtla Verilen Beyanname Nedir?

Türk vergi hukukunda, mükelleflerin kendi verdikleri beyannamelere karşı dava açmaları mükelleflerin kendi işlemlerine karşı dava açamayacakları ilkesi dolayısıyla mümkün değildir. Ancak bu kuralın önemli bir istisnası mükellefler tarafından beyannamelerin ihtirazi kayıt ile verilmesidir.

İhtirazi kayıt, kısaca bir kısım hakların kullanma hakkını saklı tutmak ve sonradan kullanılabilmesi için hukuki işlem esnasında konulan kayıt, çekinme kaydıdır. Bu kayıt, tarafın gelecekte hak talep edebilmesini veya bir itirazını dile getirmesini sağlar.

Vergi Kanunlarında İhtirazi kayıt ise beyannamelerde mükelleflerce, tarh edilen vergiye dava hakkının saklı tutulması yolundaki beyannameye yazılı nottur. Bu uygulama, mükellefin çelişkili bir durumu veya hukuki ihtilafı mahkemeye taşıma hakkını korur.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na konulan 27 nci maddesinin 4 üncü fıkrasında; “… ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilât işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir” şeklinde kanun hükmü bulunmaktadır. Bu, mükellefe beyanda bulunurken dava hakkını saklı tutma özgülüğü tanırken, idareye tahsilatı devam ettirme yetkisi vermektedir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı da, vergi dairesi işlem yönergelerinde, “İhtirazi Kayıtla Verilen Beyannameler Üzerine Yapılacak İşlemler” başlığı altında mükelleflere kanuni gerekçe gösterilerek beyan edilen matrah veya matrah kısmı üzerinden tarh edilen vergiye dava hakkının saklı tutulması yolunda beyannameye yazılı not’a ihtirazi kayıt adı verildiğini belirterek bu beyannamelere yapılan itirazı, kabul etmiş ve uygulamayı bu şekilde yönlendirmiştir.

2. Dava Açma Süresi ve Usul

İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere dava, vergi mahkemesinde açılır. Dava dilekçesi şekli diğer dava dilekçeleri gibidir. Dava açma süresi, tahakkuk fişinin tarihini izleyen günden itibaren 30 gündür. Bu süre zarfında dava açılmaması veya ihtirazi kayıtla verilen beyanın hukuki bir itiraza dönüştürülmemesi durumunda, ihtirazi kayıt geçersiz hale gelir ve bu beyannameler, normal verilen beyanname mahiyetinde olur.

3. Vergi Mahkemesi Tarafından Verilen Kararın Sonuçları

Vergi mahkemesinde dava, mükellef lehine sonuçlanırsa, fazla olarak tahakkuk eden vergi, iade edilir. Dava, vergi dairesi lehine sonuçlanmışsa, tahakkuk eden vergi tahsil edildiğinden veya edileceğinden herhangi bir işlem yapılmaz. Vergi mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulması belirlenen parasal sınırların sağlanması durumunda İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca mümkündür.

Dava mükellef lehine sonuçlanırsa vergi vb. tutarlar mükellefe iade edilmekle birlikte, ilk derece mahkemesinden sonraki İstinaf ve Temyiz aşamasında karar bozulur ve dava vergi dairesi lehine sonuçlanırsa bu defa vergi dairesi daha önce iade etmiş olduğu vergiyi gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası ile birlikte ödenmesini istemekte…

4. İhtirazi kayıtla beyanda iade alınan verginin iadesinde ceza;

Mükelleflerin tereddüt ettiği bir konu ise herhangi bir yaptırımla karşılaşmamak için ihtirazi kayıtla beyanda bulunan ve açılan dava neticesinde ilk derece mahkemesi tarafından davaları kabul edilen mükellefler, istinaf ve temyiz aşamalarında farklı kararların çıkması nedeniyle cezalı duruma düşebilmektedir. Örneğin, X firması 2023 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde tereddüt edilen bir konu ile ilgili olarak 10 milyon TL tutarlı vergiyi ihtirazi kayıtla beyan edip ödemiş olsun. İhtirazi kayıtla beyan için süresinde vergi mahkemesinde dava açılmış ve bu dava sonucunda mahkeme dava konusu verginin iptal ve terkinine karar vermesi durumunda söz konusu 10 milyon TL vergi bu defa vergi dairesi tarafından mükellefe tecil faizi ile birlikte iade edilecektir.

İlk derece mahkemesi kararı vergi dairesi aleyhine olduğu için doğal olarak vergi dairesi bu defa vergi mahkemesi kararına karşı Bölge İdare Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna ve Danıştay nezdinde de temyiz yoluna gidecektir.  İstinaf süreci veya daha sonra temyiz süreci sonunda vergi mahkemesi kararının bozulması ve ilk derece mahkemesi tarafından kabul edilen davanın reddedilmesi şeklinde karar çıkması halinde bu defa mükellefe iade edilen 10 milyon TL vergi, gecikme faizi ve bir kat olan 10 milyon TL vergi ziyaı cezası ile birlikte vergi dairesine ödenmesi istenecektir.

Mükellefe ilk vergi mahkemesi kararına göre iade edilen 10 milyon TL verginin Bölge İdare Mahkemesi veya Danıştay kararı sonucuna göre vergi dairesine iadesinde yapılan ödemede söz konusu tutarın mükellefte kalması nedeniyle gecikme faizi hesaplanması gerektiği açıktır. Ancak mükellefler tarafından iyi niyetli olarak ihtirazi kayıtla da olsa beyan edilen ve tereddütlü de olsa idarenin haberdar olduğu bir konuda yargı süreçlerinde farklı görüşlerin ortaya çıkması nedeniyle mükellefin cezalandırılması hakkaniyete uygun değildir.

Ancak Vergi Usul Kanununun 341. Maddesinde tanımlanan vergi ziyaı aşağıdaki gibi tanımlanmıştır.

“Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.

Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez.”

VUK’un 341. maddesinin son fıkrasına göre uygulamada haksız iadenin geri alınması nedeniyle vergi aslının 1 katı kadar vergi ziyaı cezası istenmektedir. Bu uygulama birçok mükellef açısından iyi niyetli olarak ihtirazi kayıtla verilecek beyanların önüne geçecektir. Bu durumda birçok mükellef tereddütlü konularda ihtirazi kayıtla beyanname vermek yerine yargı süreçlerinde farklı kararlarının da çıkabileceği ihtimalini gözeterek risk alacak ve tereddüt ettiği konuya ilişkin vergiyi baştan hiç beyan etmeyecek ve ödememeyi tercih edecektir.

İyi niyetli olarak vergi dairesinin haberdar edilerek ihtirazi kayıtla beyanda bulunma hakkı bu defa cezalandırılmaktadır. İşin özünde vergi dairesinin bilgisi dışında kalan bir durum söz konusu değildir. Uygulamada tam olarak görüş birliğine varılmamış olan konuların tamamen beyan dışı kalması yerine iyi niyetli olarak ihtirazi kayıtla beyanda bulunulması vergi dairesi açısından da kazançlı bir durumdur.

Nihayetinde bu durumda oransal olarak küçük olan vergi incelemelerinde bile böyle bir ilave tarhiyat yapılması halinde de aynı vergi ve ceza ile karşılaşılacak ve vergi ve cezanın tamamı için bu defa yargı sürecine gitme ihtimali ağırlık kazanacaktır.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]

Makale Sorumluluk Beyanı ve Hukuki Haklarımız

[/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version