Mehmet Göktuğ KÖKBULUT
Avukat
[email protected]
Vergi kaçakçılığı suçu, Vergi Usul Kanununun 359. maddesi kapsamında yer alan ve vergi kaybına yol açan hukuka aykırı işlemlerden oluşur. Kanunda öngörüldüğü gibi, vergi kaçakçılığı suçu; vergi kanunlarına göre tutulan, düzenlenen ve saklama/ibraz yükümlülüğü bulunan defter ve kayıtlar, faturalar veya diğer belgeler üzerinde yapılan hukuka aykırı eylemler ile ortaya çıkmaktadır. Bu eylemler arasında defter ve kayıtlarda tahrifat yapılması, sahte belgelerin düzenlenmesi veya kullanılması, belgelerin yok edilmesi ya da hesap/muhasebe hileleri gibi çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bu yazıda ise özellikle VUK 359/b kapsamındaki sahte fatura düzenleme ve kullanma suçu üzerinde durulacaktır.
Vergi Kaçakçılığı Suçlarında Sahte Fatura Kullanımı
Vergi kaçakçılığı suçları arasında uygulamada en çok karşılaşılan suç tipi, sahte fatura düzenleme veya kullanma suçudur. Sahte fatura veya bilinen adıyla naylon fatura, yapılan bir ticari işlemin gerçek mahiyetini gizlemek veya gerçekte var olmayan bir işlemi var gibi göstermek amacıyla düzenlenmiş olan yanıltıcı bir belgedir. Bu tür faturalar iki şekilde ortaya çıkar:
1. Gerçek İşlemleri Yanıltıcı Şekilde Yansıtan Faturalar: Yapılmış olan bir ticari işlemin miktarını, bedelini veya niteliğini gerçeğe aykırı bir şekilde yansıtan faturalardır. Örneğin, alınan mal veya hizmet miktarının ya da bedelinin fazla gösterilmesi veya malın niteliğinin değiştirilerek vergi avantajı sağlanması gibi durumlar bu kapsama girer. (VUK 359/a)
2. Tamamen Gerçek Dışı Faturalar: Hiç yapılmamış bir ticari işlem veya mal/hizmet alımı için düzenlenen faturalardır. Mükellefler, bu tür faturalarla olmayan bir maliyeti varmış gibi gösterir ve böylece ödeyecekleri vergi miktarını azaltmaya çalışır. (VUK 359/b)
Sahte Fatura Kullanma Suçunun Unsurları
Sahte fatura kullanma suçunun oluşabilmesi için belirli unsurların varlığı gerekmektedir:
1. Faturanın Gerçek Bir Ticari İşleme Dayanmıyor Olması: Kullanılan faturanın gerçek bir ticari ilişkiye dayanmadığı veya işin gerçek mahiyetini yansıtmadığı tespit edilmelidir.
2. Vergi Avantajı Sağlama Amacı: Faturanın, vergi matrahını düşürme amacıyla beyan edilmesi gereklidir. Faturanın gider veya maliyet olarak ticari defterlere kaydedilerek beyan edilmesi, ödenecek vergi tutarını azaltma amacı taşır.
3. Kast Unsuru: Sahte fatura kullanma suçu kasıtlı olarak işlenen bir suçtur. Suçun oluşabilmesi için mükellefin, belgenin sahte olduğunu bilerek bu belgeyi kullanması gerekmektedir.
Sahte Fatura Kullanma Suçunun Cezaları
Vergi Usul Kanununun 359. maddesi, sahte fatura kullanma suçuna yönelik ağır cezalar öngörmektedir. Vergi kaçakçılığı suçuna ilişkin bir suç duyurusunda bulunulması, vergi denetim elemanlarının veya vergi inceleme birimlerinin tespitleri sonucunda gerçekleşir. Tespit edilen hususlar sonucunda, kaçakçılık fiiline ilişkin bir vergi suçu raporu hazırlanır ve bu raporlara dayanarak suç duyurusunda bulunulur. Vergi suçu raporu adıyla düzenlenen bu rapor, vergi inceleme elemanının mütaalasını içermektedir ve dava şartları arasındadır. Bu suçun cezası, işlenen fiilin niteliğine ve suçu işleyen kişinin durumuna göre değişiklik gösterebilir:
1. Hapis Cezası: Sahte fatura düzenleme veya kullanma suçunu işleyenler hakkında 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Suçun tekrarı, örgütlü olarak işlenmesi vs. durumunda hapis cezası belli oranlarda artırılabilir.
2. Vergi Ziyaı Cezası ve Özel Usulsüzlük Cezaları: Hapis cezasının yanı sıra, sahte fatura kullanımı ile ortaya çıkan vergi kaybını telafi etmek için, vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları uygulanır. Vergi kaybına neden olan mükellefler, söz konusu kayba VUK 359’daki eylemler ile sebebiyet verilmesi durumunda, eksik ödenen verginin yanı sıra, bu miktarın üç katı kadar ceza ile de karşı karşıya kalabilirler. Ayrıca verginin vadesinden ödeme tarihine karar olan gecikme faizi de hesaplanacaktır.
Vergi Kaçakçılığı Suçu Sebebiyle Vergi ve Ceza Yargılaması Geçirecek Mükelleflerin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar
Vergi kaçakçılığı suçundan yargılanacak mükelleflerin dikkatli ve özenli bir savunma stratejisi geliştirmesi gerekmektedir. Vergi kaçakçılığı suçları, vergi hukukuyla beraber ceza hukuku kurallarına da tabidir ve oldukça ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle mükellefler, hak kaybına uğramamak için süreç içerisinde doğru adımları atmalı, gerekli savunmaları yapmalı ve belirli noktalara özen göstermelidir. Vergi kaçakçılığı suçları hem vergi mevzuatına hem de ceza hukukuna dayanan özel ve karmaşık bir alandır. Bu nedenle, mükellefin vergi ve ceza hukuku alanında deneyimli kişilerden destek alması büyük önem taşır.
Vergi kaçakçılığı suçlamasıyla karşılaşan mükellefler için ilk aşama genellikle vergi incelemesi sürecidir. Bu süreçte mükellef, vergi inceleme elemanlarıyla doğru bir iletişim kurmalı, istenen bilgi ve belgeleri zamanında sunmalı ve yanlış anlamalara yol açacak açıklamalardan kaçınmalıdır. Vergi incelemelerinde yapılan açıklamalar ve sunulan belgeler, ilerleyen aşamalarda mükellefin savunmasını doğrudan etkileyecek niteliktedir.
Vergi kaçakçılığı suçlamasıyla karşı karşıya kalan mükelleflerin, iddialara karşı savunma hazırlamak için belge ve kanıtlarını titizlikle toplaması gerekmektedir. Suçlamalar genellikle sahte fatura kullanımı, belge tahrifi, yanıltıcı beyanlar gibi nedenlerle yapıldığından, mükellefin bu belgelerin gerçekliğini veya işlemlerin doğruluğunu kanıtlayacak dayanaklara ihtiyacı olacaktır. Örneğin, faturaların doğruluğunu kanıtlayan belgeler, ticari sözleşmeler, banka dekontları, alım-satım belgeleri ve diğer ticari kayıtlar bu süreçte önemli rol oynayabilir.
Vergi kaçakçılığı suçlamaları genellikle vergi denetimleri sonucunda düzenlenen raporlara dayanır. Bu raporlarda yer alan tespitler, suçlamaların temelini oluşturur. Vergi mükellefi, denetim raporundaki iddiaları dikkatlice incelemeli ve varsa hatalı veya eksik kısımlara itiraz etmelidir. Örneğin, yanlış değerlendirilen bir işlem veya eksik beyan edilmiş bir bilgi, mükellefin aleyhine olabilir. Bu durumda, hataların düzeltilmesi için itiraz süreci başlatılmalıdır.
Vergi kaçakçılığı suçlarında kasıt, yani bilerek ve isteyerek vergi kaybına yol açma unsuru aranır. Mükellefin kastı olmadan yapılan hatalar veya ihmaller, vergi kaçakçılığı olarak değerlendirilmemelidir. Eğer mükellef bir hata veya ihmal nedeniyle vergi kaybına yol açmışsa, bu durumu savunmasında mutlaka vurgulamalıdır. Kasıt unsurunun yokluğu, vergi kaçakçılığı suçunun oluşmaması için güçlü bir savunma argümanı olabilir.
Vergi Suçu Raporu Kim Hakkında Düzenlenir
Sahte belge kullanımı nedeniyle vergi incelemesi sonucunda şirket hakkında vergi inceleme raporu düzenlenir. Söz konusu rapora göre tarh edilmesi gereken vergi ve ceza ile gecikme faizleri şirket adına tahakkuk ettirilir. Kaçakçılık eylemi nedeniyle ise vergi suçu raporu gerçek şahıslar adına düzenlenir. Bu kişiler şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilerdir. Anonim şirketlerin yönetim kurulu, limited şirketlerin müdürleri genelde bu durumda haklarında suç raporu ceza süreci ile muhatap olan kişilerdir. Şirketin tüm iş ve işlemlerinin kimler tarafından yürütüleceği hususlarının Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanacak olan İç Yönerge ile tescil ve ilan edilmesi ve mali konularda kimin yetkilendirildiği ayrıca büyük önem kazanmaktadır.
Mükellef, kendisine yöneltilen suçlamalar doğrultusunda kapsamlı ve stratejik bir savunma planı hazırlamalıdır. Suçlamaların hangi işlemlere dayandığı, varsa yanlış tespitlerin düzeltilmesi ve doğru bilgilerle savunmanın güçlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, kasıt unsurunun olmadığı savunulmalıdır.
Pişmanlık ve Ceza İndirimi
Sahte fatura kullanma suçunda VUK 359. maddeye 7394 sayılı Kanunun 4. maddesi ile eklenen fıkra ile sahte fatura kullanmaktan vergi idaresince haklarında suç duyurusunda bulunulan mükelleflere etkin pişmanlık benzeri bir imkân getirilmiştir. Mükellefler kendilerine şart koşulan hususları yerine getirmeleri neticesinde verilecek olan cezalar belirli oranlarda indirilebilmektedir.
Buna göre, tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek hapis cezası yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek hapis cezası üçte bir oranında indirilmektedir. Ayrıca tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda ise verilecek ceza yarı oranında indirilir demektedir.
Mükellef bir ceza yargılamasıyla karşı karşıya kalması durumunda bahsetmiş olduğumuz bu hükümlerden faydalanarak ceza davasında çıkacak ceza miktarını düşürebilir ve HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) veya hükmün ertelenmesi kurumlarından yararlanabilme imkânı doğurabilmektedir. Ancak bu durumda mükellef ceza davasında alacağı bir beraat kararı sonucunda haksız olarak ödemiş olduğu tutarı geri alamaması gibi bir problemle karşı karşıya kalabilmektedir. Uygulamanın bu yönüyle mükelleflerin hak arama hürriyetini sınırlayıcı niteliktedir ancak mükellefin mevcut durumuna göre yapılacak bir değerlendirme neticesinde böyle bir imkandan faydalanmak mükellef adına büyük avantaj sağlamaktadır.
Zincirleme Suç Hükümleri
Vergi kaçakçılığı kapsamında yer alan sahte fatura kullanma suçunda, bazı durumlarda zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Zincirleme suç, TCK (Türk Ceza Kanunu) madde 43 uyarınca aynı suçun birden fazla kez işlenmesi durumunda söz konusu olur. Sahte fatura kullanma suçunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için belirli koşulların sağlanması gerekir. TCK madde 43’e göre zincirleme suç, failin bir suç işleme kararının icrası kapsamında, birden fazla fiil ile aynı suçu birden fazla işlemesidir. Bu durumda fail hakkında verilecek cezada belli bir oranda artırım yapılır.
Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması için aynı suç işleme kararının bulunması, fiillerin aynı suça yönelik olması, suçların belli bir süre içinde işlenmesi gerekmektedir. Vergi kaçakçılığı suçları bakımından değinmek gerekirse Mükellef, aynı vergi döneminde ya da aynı amaç doğrultusunda sahte fatura kullanmışsa, vergi ziyaına neden olan her bir fatura için ayrı ceza verilmesi yerine, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması yoluna gidilir. Bu durumda, tek bir ceza üzerinden dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırım yapılması mümkündür.
Son olarak, eğer vergi kaçakçılığı suçlaması kesinleşirse ve mahkeme süreci mükellef aleyhine sonuçlanırsa, mükellef temyiz ve yeniden yargılama gibi hukuki yollara başvurabilir. Ayrıca, karar kesinleşmeden önce mahkemeye yapılacak itirazlar ve yeni delillerle süreç uzatılabilir ve mükellef lehine bir sonuç elde edilebilir. Vergi kaçakçılığı suçlamasıyla karşı karşıya kalan mükelleflerin, hukuk sürecinde titiz ve dikkatli bir şekilde ilerlemeleri gerekmektedir. Vergi kaçakçılığı suçlarının cezaları ağırdır; bu nedenle uzman avukat desteğiyle süreç yönetilerek vergi idaresi ile iş birliği yapılmalı, iyi niyet ve uyumlu bir yaklaşım sergilenmeli ve savunma stratejisi güçlü bir şekilde oluşturulmalıdır.
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.