Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Hizmet İthalatında Know-How Ödemelerinin Vergilendirilmesi – Erol SÖNMEZOCAK, SMMM

Erol SÖNMEZOCAK
SMMM
erol@umutmuhasebe.com

Öncelikle kelimenin Türkçe anlamını açıklayayım. Know how deyişinin Türkçesi meslek sırrıdır. Know how, mesleki tecrübe, sektörel bilgi birikimi ve donanım anlamına gelir. Bir şirketin ya da serbest girişimcinin iş hayatında başarılı olabilmesi için ”know how”a sahip olması gerekir.

Know-Now kelimesinin Türkçe anlamını yazmamın nedeni bu tanımın ithalat işlemlerinde sıkça karşımıza çıkmasıdır       

Hizmet ithalatının bir çeşitti olan “yönetim ve danışmanlık hizmeti adı altında yapılan know-how için yapılan ödemeleri ve bu ödemelerden yapılacak vergilendirmeleri” konusunu açıklayalım.

Konuya, iki uzmanın bu konudaki görüşleri, Gelir İdaresinin yayınladığı özelgeler ve bir yargı kararı ışığında açıklayacağım.

A- Birinci uzman görüşü olarak Sayın Birgül DİKMEN’in yazısı; Amerika Birleşik Devletleri’nde ortaya çıkan know-how kavramı, beceri yetenek anlamına gelen ‘‘skill’’ kelimesinin eş anlamlısı olarak kullanılmaktadır. Know-how kavramı dilimize ise ‘‘Teknik Bilgi’’ veya ‘‘Bilgi-Yapma’’ olarak çevrilmektedir. Know-how, bir üretim ve yönetim hususunda şirketlerin sahip oldukları bilgi birikimini ifade eder. Bu özelliği ile yönetim bilgisi ve metot bilgisi olarak nitelendirilmektedir.

Türk Vergi Hukuku Açısından Know-How Kavramı ve Vergilendirilmesi;

Kanun hükümlerine göre, dar mükelleflere yapılan gayrimaddi hak bedeli ödemeleri üzerinden, %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması, ancak ÇVÖA’nın dikkate alınması gerekmektedir.

Aynı maddenin 11’inci fıkrasına göre yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratlar gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisi, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği vergisinin toplamı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiştir.

Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları Çerçevesinde Vergilendirme;

Ülkemizin imzaladığı bütün anlaşmalarda gayrimaddi hak bedellerinden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde (Md.12) vergileme hakkı, oran sınırlaması olmaksızın bu tür gelirleri elde edenlerin mukim olduğu Devlete bırakılmıştır. Ancak, bu tür gelirler elde ettikleri Devlette de (kaynak Devlet) Anlaşmalarda belirtilen oranları geçmeyecek şekilde vergiye tabi tutulmaktadır. Anlaşmalarda yer alan vergi oranları vergilemede yapılacak maksimum oranı ifade etmekte olup, bu oranlar hiçbir şekilde aşılamayacaktır. Ancak, anlaşmalara taraf devletlerin iç mevzuatlarında bu tür gelirler için veya Anlaşmalarda ele alınan diğer gelir unsurları için daha düşük bir vergi oranı uygulanıyor ise bu durumda Anlaşmalarda yer alan oranlar değil, mükellefin lehine olan bu düşük oranlar uygulanmaktadır.

Kısacası, dar mükellef kurumların yönetim ve danışmanlık hizmeti adı altında Türkiye’de vermiş oldukları hizmetler yukarıda sayılan beş unsuru taşıyor ise know-how yani teknik bilgi birikimidir. Dolayısıyla bu hizmetler karşılığı yapılan ödeme gayrimaddi hak bedeli ödemesi olup gayrimenkul sermaye iradı olarak vergilendirilmelidir. Ancak dar mükellef kurumların kullandırılmış oldukları gayri maddi haklar (know-how) karşılığında elde etmiş oldukları kazançlar Türkiye’de bulunan bir işyeri ya da daimî temsilci vasıtasıyla elde ediliyor ise ticari kazançtır. Diğer yandan OECD model anlaşmasına göre, gizlilik şartı olan bir anlaşma çerçevesinde sunulan ve devredilen yönetimsel destek ve yardımlar başlı başına know-how olduğundan serbest meslek kazancı olarak da değerlendirilmez. Bu tür ödemelerin masraf paylaşımı adı altında yapılması ise sonucu değiştirmemektedir. Bu nedenle sayılan, nitelikleri taşıyan yönetim ve danışmanlık hizmeti sözleşmeleri gayri maddi hak (know-how) kullanımı niteliğinde olduğundan dar mükellef kuruma yapılan ödemelerin brüt tutarı üzerinden 5520 sayılı KVK 30’uncu maddesi uyarınca, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları çerçevesinde tevkifat yapılması gerekmektedir. *Vergi Dünyası Dergisi, sayı:479, s.61-69. Birgül DİKMEN- Eski Baş Hesap Uzmanı

B-İkinci uzman görüşü ise Sayın Osman ÖZEN’in yazısı.

Türkiye’nin imzaladığı bütün vergi anlaşmalarında know-how (bilgi birikimi) tanımı konusunda OECD modeli esas alınmıştır.

OECD modelinden farklı olarak, Türkiye bütün anlaşmalarında Türkiye kaynaklı know-now ödemelerinde bir üst limiti olsa da kaynakta vergileme hakkını korumaktadır.

Türkiye’nin imzaladığı anlaşmaların hiçbirisinde, teknik yardım/teknik hizmetler, yönetim hizmetleri ve genel olarak danışmanlıklar gibi mutad serbest meslek hizmetleri için yapılan ödemeler anlaşmaların gayrimaddi hak bedellerini düzenleyen 12’nci maddesindeki know-how transferi bağlamında ele alınmamıştır. Bu hizmetler genellikle anlaşmaların serbest meslek faaliyetlerini düzenleyen 14’üncü maddelerinde kapsanmıştır. Hatta bazı anlaşmalarda (Almanya ve Belçika anlaşmalarında olduğu gibi), teknik hizmetlerin ve genel olarak danışmanlık hizmetlerinin ya ticari kazanç ya da serbest meslek kazancı olarak ele alınacağı ayrıca açıklığa kavuşturulmuştur.

Yukarıdaki son iki paragraftan çıkarılabilecek sonuç şudur ki, Türkiye’nin genel vergi anlaşması politikasında, iç mevzuatımızın bir yansıması ve haklı olarak, her türlü teknik hizmetler, teknik yardım, danışmanlık, yönetim, mühendislik, mimarlık, avukatlık ve benzeri mesleki bilgi, ihtisas ve tecrübe gerektiren hizmetler serbest meslek faaliyeti olarak ele alınmaktadır.

Diğer taraftan, bu hizmetler için dar mükellef kurumlara yapılan ödemelerin gayrimaddi hak bedeli olduğu iddiasından daha önemli olan husus, bu hizmetlerin gerçekten verilip verilmediği, hizmet verenin bu hizmetleri sunak için yeterli imkân, organizasyon ve personele sahip olup olmadığı (veya hizmetlerin ifası için bağımsız hizmet tedarikçileri istihdam edip etmediği), ve nihayet yapılan ödemelerin transfer fiyatlaması kurallarına (emsallere) uygun olup olmadığıdır. Hem yerel vergi hukuku hem anlaşma hukuku bağlamında yanlış zeminde pozisyon almanın (hizmet bedellerini konw-how/gayrimaddi hak bedeli olarak nitelemenin), gerçek bir hizmet sunumuna dayanmayıp yalnızca kâr aktarımı amacıyla kurgulanmış durumların gözden kaçırılmasına da neden olacağı açıktır. Vergi Dünyası Dergisinin Mayıs/2018 tarihli 441 sayısında Sayın Osman ÖZEN (Eski Maliye Başmüfettişi) makalesi

Konumuzu Gelir İdaresinin yayınlamış olduğu özelgeler ışığında soru, yanıt olarak açıklamaya devam edeyim.

Soru: 1- Yurt dışında mukim grup firmamızdan üretim tekniği, işletme ve yönetim organizasyonu ve satış politikalarının belirlenmesi gibi konularda yönetim hizmeti almaktayız. Sağladığımız bu hizmetler gayri maddi hak mıdır yoksa serbest meslek hizmeti midir? Bunların vergilendirilmesiyle ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz?

Yanıt: “Know-How” esas itibarı ile “işletmelerin ekonomik faaliyetlerinde (malların üretiminde, satımında, hizmetlerin sunulmasında, organizasyon ve idare gibi işletmeye ilişkin faaliyetlerde kullanılan teknik, ticari, idari, mali veya başka bir alana ait bilgi” olarak tanımlanmıştır.

Yurt dışından alınan Know-How ve serbest meslek hizmetleri karşılığında yapılan ödemeler sorumlu sıfatıyla %20 oranında kurum stopajına (KVK Mad.30, Değişik 2009/14593 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı) ve %20 oranında KDV’ye tabidir.

Buraya kadar vergilendirmede bir farklılık yok. Özellikle yabancı sermayeli yatırımcılar için Türkiye’nin imzalamış olduğu Çifte Vergiyi Önleme Anlaşmalarında son derece önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu anlaşmaların içindeki düzenlemelerden biri de yazımıza konu olan vergilendirmeler hakkındadır;

Know-How dediğimiz gayri maddi haklar karşılığında yapılan ödemeler %20 stopaja tabi iken, ödeme yapılan taraf çifte vergiyi önleme anlaşmasına taraf olan ülke mukimi ise bu oran %10 olarak uygulanıyor.

Yurt dışından alınan hizmet karşılığı yapılan ödeme serbest meslek ödemesi olarak yapılırsa durum değişir. Şayet hizmet veren şirket, hizmetlerin icra edildiği süre veya süreler boyunca 12 aylık dönemde kesintisiz olarak 183 günden fazla Türkiye’de bulunmuşsa, normal stopaj kesintisine tabi tutulur. 183 günden az bulunmuşsa hiçbir stopaj yapılmaz.

Soru: 2- Know-How veya Lisans ücretlerinin Gümrük Kıymetine İlavesi Gerekir mi?

Yanıt: 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 27’nci maddesinin birinci fırkasında, ithal eşyasının gümrük kıymeti belirlenirken, ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına, kıymeti belirlenecek eşyanın satış koşulu gereği, alıcının doğrudan veya dolaylı olarak ödemesi gereken, fiilen ödenen veya ödenecek fiyata dahil edilmemiş olan konw-how ve lisans ücretlerinin ilave edileceğine hükmedilmiştir.28 Haziran 2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 2 Seri No.lu Gümrük Genel Tebliği ile ithal eşyasının imalatı, ihraç edilmek üzere satışı veya kullanımı ya da yeniden satışı ile ilgili hakların kullanımı nedeniyle patent, dizayn, know-how, model, marka, tescilli tasarım, telif hakkı ve imalat prosesleri gibi adlar adı altında yapılan royalty veya lisans ödemelerinin ne şekilde gümrük kıymetine ilave edileceği açıklanmıştır.

Buna göre, alıcının doğrudan veya dolaylı olarak ödemesi gereken, fiilen ödenen veya ödenecek fiyata dâhil edilmemiş konw-how veya lisans ücretleri gümrük kıymetine dahil edilecektir. Gümrük kıymetine eklenecek know-how veya lisans ücretinin; Kıymeti belirlenecek eşya ile ilgili olması, Kıymeti belirlenecek eşyanın satış koşulu olarak yapılması, gerekmektedir. Bu şartların her ikisini bir arada taşıyan know-how veya lisans ücretinin ithal edilen eşyanın gümrük kıymetine eklenmesi gerekmektedir.

Tebliğde know-how veya lisans ücretinin beyan edilmesine ilişkin özetle aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir.

İthal anında belli olacak know-how ve lisans ücretleri; İthal eşyasının gümrük kıymetine dâhil edilmesi gereken know-how veya lisans ücretinin tutarı ithal anında belirli olması durumunda, söz konusu ücret ithal anında gümrük kıymetine dahil edilerek beyan edilecektir.

İthalattan sonra belli olacak know-how ve lisans ücretleri; İthal eşyasının gümrük kıymetine dâhil edilmesi gereken, ancak tutarı ithalattan sonra belli olacak know-how ve lisans ücretleri ile ilgili olarak, Gümrük Yönetmeliğinin istisnai kıymetle beyan başlıklı 53’üncü maddesi çerçevesinde, istisnai kıymetle beyanda bulunulabilecektir.

Soru: 3- Yurt dışından Know How (Teknik Bilgi) hizmeti alınması konusunu vergisel açıdan açıklar mısınız?

Yanıt: Yayınlanan bir özelgeye göre; Sinop-Gerze’de kurulu fabrikanızda metalize sim ipliği imalatı yaptığınızı, firmanızın imalatta kullandığı reçine yapımına ilişkin yurt dışından know how (teknik bilgi) hizmeti alacağını, buna ilişkin yurt dışı firma yetkililerinin fabrikanıza bizzat gelip konu ile ilgili personelinizi eğiteceği Vergi Kanunları açısından yükümlülüklerinizin neler olacağını sormaktasınız.

Bu kapsamdaki sorumluluk uygulaması, mükelleflerin katma değer vergisi sorumluluğunu gerektiren işlemlerin bulunduğu dönemlerde geçerli olacak sorumluluk işlemlerinin bulunmadığı dönemlerde geçerli olmayacaktır.

Buna göre; Sinop Gerze’de kurulu söz konusu fabrikanın imalatında kullanılan reçine yapımına ilişkin yurt dışından alınan teknik bilgi (know how) hizmetinden Türkiye’de faydalanıldığından bu hizmet genel oranda KDV’ne tabi olacak, hesaplanan vergi sorumlu sıfatı ile 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenecek ve aynı döneme ait 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılacaktır.

Soru: 4- Know-How ödemeleri hakkında yargı kararı var mıdır?

Yanıt: Know-how ödemeleri hakkında Danıştay’ın 4 Dairesinin Üretim Teknik Desteği vb. Ödemeler hakkındaki 2019/2630 sayılı karar örneği aşağıdadır.

Davanın Konusu: Yurtdışında mukim şirketlerden gayrimaddi hak (know-how) niteliğinde aldığı hizmetler karşılığında ödenen bedellerin gayrimenkul sermaye iradı olduğuna karar verilmiştir.

Karar Özeti: Yurtdışında mukim dar mükelleflerden alınan hizmetler incelendiğinde, üretime hazırlık, teknik destek, bilgi teknolojisi desteği, iş destek, insan kaynakları desteği, kurumsal stratejik destek, organizasyon ve idare desteği, finans kontrol muhasebe operasyon düzenleme ve yönetim desteği hizmetleri olduğu davacı şirketin bu hizmetleri ‘‘Genel Yönetim Giderleri’’  ‘‘Araştırma ve Geliştirme Giderleri ’’ ve ‘‘Genel Üretim Giderleri’’ adı altında muhasebeleştirdiğinin görüldüğü, olayda, vergi inceleme raporunda sözü edilen hizmetlerin yurt dışında mukim firmalardan alınan, sanayi veya ticaret veya bilim alanlarından elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle, gizli bir formül veya imalat usulü niteliğinde bir bilgi aktarımı olmadığı anlaşıldığından davacı şirket tarafından davacı şirket tarafından dar mükellef kurumdan alınan hizmet karşılığı yapılan ödemenin gayrimaddi hak ödemesi olduğu ve kurum stopaj vergisinin konusunu oluşturduğundan bahisle yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. *Vergi Dünyası Dergisi Eylül 2020 Sayı:469 K. Nadir GÜLHAN, Eski Hesap Uzmanı/YMM

Sonuç: Yurtdışında mukim dar mükelleflerden alınan hizmetler için yurtdışına yapılacak ödemeler üzerinden, %20 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması, ancak ÇVÖA’nın dikkate alınması gerekmektedir. Yapılan bu ödemelersen ayrıca %20 oranında KDV ye tabıdır. Hesaplanan vergi sorumlu sıfatı ile 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilip ödenecek ve aynı döneme ait 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılacaktır.

Yapılacak (know how) ödemelerinde kesilecek KV stopaj oranlarının belirlenmesinde özellikle Ç.V.Ö. Anlaşmalarının ilgili maddesine dikkat edilmesi gerekmektedir.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi  kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.
[/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version