Hacı Ali GÜRKAN
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı
[email protected]
Katma Değer Vergisi bizde ve uygulama alanı bulduğu diğer ülkelerde, kısa dönemde realizasyon, talebi yönlendirme ve bol hasılat yaratma gibi özelliklerinden dolayı çok tutulan bir vergi türüdür. Ancak mükellefler açısından aynı şeyi söylemek tabii ki mümkün değildir. Bu yazımızda bunlardan biri olan ve son zamanlarda yeni bir düzenleme ile karşımıza gelen ‘devreden KDV’nin yeni halini irdeleyeceğiz.
KDV bir çeşit yayılı vergi olduğundan kendine özgü bir indirim mekanizması vardır. Mükellefler her yeni üretim süreci içinde ödediği vergiyi yeni ürünün veya hizmetin vergisinden indirerek eritebiliyorlar. KDV 29\ 2.’ Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tâbi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur ve iade edilmez. Şeklinde düzenlenerek indirim mekanizmasının işleyiş şeklini göstermiştir. Madde metninin konumuzla ilgili kısmı indirimle giderilemeyen verginin ne olacağıdır. Görüldüğü gibi kanun koyucu indirilemeyen verginin devredilip sonraki dönemlerde zincire dahil olacağını ancak iade edilemeyeceğini salık vermiştir.
Kıta Avrupasında uygulanan kimi modeller mükellefin devreden KDV maliyetini uzun dönem yüklenmesini haksızlık olarak görmüş ve bu verginin iade edilebilirliğini sağlamıştır (örneğin İngiltere). Ülkemizde de yüksek enflasyon şartlarının yaşandığı son dönemlerde bilançolarda aktifleştirilen bu değerler giderek erimeye başladığından siyasete mükellef baskısı artmıştır. Sonunda 7524 sayılı Kanunun 22.maddesiyle bir düzenleme yapılmıştır. ‘Şu kadar ki, bu Kanunun 30’uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca indirilemeyecek katma değer vergisi, sonraki döneme devreden katma değer vergisi hesabından çıkarılarak özel bir hesaba alınır. Özel hesaba alınan sonraki döneme devreden katma değer vergisi, üç yıl içinde mükellefler tarafından yapılacak talep üzerine, Vergi Usul Kanununda düzenlenen zamanaşımı süreleri ile bağlı olmaksızın talep tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılacak vergi incelemesi sonucunda incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınabilir. Bu suretle talepte bulunulmayan katma değer vergisi gider yazılamaz.’ Görüldüğü gibi 2030 yılında ancak uygulanabilecek olan bir gider mekanizması ile sorun çözülmeye çalışılmıştır. Madde metni 30.maddeye atıfta bulunarak (indirilemeyecek KDV) buna bir istisna getirdiğini ifade etmiştir. Bunun için de daha önce 30.maddede olmayan ‘f bendini f) (7524 sayılı Kanunun 20 nci maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 01.01.2030) Beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi.’ eklemiştir. Burada karşımıza tartışılacak iki durum ortaya çıkıyor.
1-Mükellefler daha önce devreden KDV’lerini süresiz olarak indirebiliyorlardı. Yeni durumda bu indirim 5 yıl ile sınırlanmıştır. Her ne kadar burada VUK ile KDV’yi zamanaşımı açısından paralelleştirmek olsa da sonuç mükellef açısından çok kötüdür
2-Diğer bir açmazda; KDV’deki indirim mekanizması ile Gelir ve Kurumlar Vergisindeki gider mekanizmasındadır. Şöyle ki; mükellef KDV’de tüm devrini sonraki dönemde realize ederken diğerlerinde gider yazılan tutarın vergi indirimi yaratma kapasitesi düşüktür.
Örneğin; Bir mükellef 100.000 TL devir ile sonraki döneme geçtiğinde yeni dönemde elde edeceği 100.000 TL’lik Hesaplanan KDV ile üzerindeki devir yükünü tamamı ile sıfırlayacaktır. Buna karşın bu devir tutarını Kurumlar Vergisinde giderleştirdiğinde yaratacağı kazanç daha düşüktür. 100.000 TL’lik bir gider kalemi %25’lik bir vergi sisteminde sadece 25 lira mükellefe katkı sağlayacaktır.
Görüldüğü gibi mükellef lehine çözülmeye çalışılan bir sorun yine kendini yeni bir soruna döndürecektir.
Yeni Düzen “Devreden KDV”
7524 sayılı Kanunla mevzuatımıza giriş yapan Devreden KDV’nin gider yazılabilme imkânı henüz tebliğle düzenlenmemesine rağmen hayatımıza getireceği yeniliklerle tartışılmaya değerdir. Madde metni 3065 sayılı KDV Kanununda iki değişikliğe giderek belki de tarihindeki en büyük değişikliğe neden olacak gibi duruyor. KDV de zamanaşımı ve Devreden KDV realizasyonu;
Kanundaki yeri olarak daha önce gelmesine karşın 30.maddedeki değişiklik 58.maddeye değinmeden bir anlamı olacağını düşünmemekteyim. Şöyle ki: ‘f) (7524 sayılı Kanunun 20’nci maddesiyle eklenen bent Yürürlük; 01.01.2030) Beş takvim yılı süresince indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisi.’ ibaresi 30. maddeye eklenerek indirilemeyecek KDV alanını genişletmiş ve KDV açısından tarihte ilk defa bir zamanaşımı sınırı koymuştur. Çünkü daha önceki düzenlemede Devreden KDV açısından sonraki dönemlere devirde süre sınırı yoktu. Mükellef indiremediği KDV’yi işletme ömrünce devrettirebiliyordu. Hatta iade doğurucu bir işlem yaptığında süre ile sınırı olmadan yüklendiği bu KDV’yi iade alabiliyordu. İşte bu maddeyle getirilen yenilikle hem devir hem yüklenilen KDV açısından bir zamanaşımı sorunu gündeme gelecektir. Mükellef 2025/1 dönemde indirdiği bir KDV’yi devri müsaade sürece en son 2029/12 döneme kadar indirebilecektir. Diğer taraftan bu alışın bir emtia olduğunu düşünelim; KDV ödenerek satın alınan bu mal stokta uzun süre kalıp 2030/01 döneminde ihraç ediliyor olsun. Mükellef 2030/01 dönemi ihracında yüklendiği bu emtia KDV’sini bu düzenleme ile artık iade alamayacaktır.
Diğer taraftan bu yeni mekanizma mükelleflerin stok izleme yöntemlerini FİFO ya kilitlemekte, aksi takdirde ilk giren malların KDV’sinin indirilememesi gibi bir sonuçla karşılaşmasına neden olacaktır.
Yazımın başında 30. maddedeki değişikliği kastederek 58. maddeye değinmeden bu durumu açıklayamayacağımızı iddia etmemdeki neden tam da burada saklıdır.’ (7524 sayılı Kanunun 22’nci maddesiyle eklenen fıkra Yürürlük; 01.01.2030) Şu kadar ki, bu Kanunun 30’uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca indirilemeyecek katma değer vergisi, sonraki döneme devreden katma değer vergisi hesabından çıkarılarak özel bir hesaba alınır. Özel hesaba alınan sonraki döneme devreden katma değer vergisi, üç yıl içinde mükellefler tarafından yapılacak talep üzerine, Vergi Usul Kanununda düzenlenen zamanaşımı süreleri ile bağlı olmaksızın talep tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılacak vergi incelemesi sonucunda incelemenin tamamlandığı yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak dikkate alınabilir. Bu suretle talepte bulunulmayan katma değer vergisi gider yazılamaz.’ Görüldüğü gibi indirilemeyecek KDV’ye eklenen hükmün devamı burada yer almaktadır. Mükellef beş yılın sonunda eritemediği faturanın KDV’sini büyük ölçüde sinesine çekerek gelir veya kurumlardan giderleştirecektir. Burada amaçlanan Devreden KDV’nin realizasyonu olsa da bu adil değildir.. Buradaki önemli hususlardan biri de madde metninin sonunda Maliye Bakanlığına verilen inceleme için düzenleme yetkisidir. Çünkü mükellef indiremediği KDV’yi dilediği gibi 5.yılın sonunda giderleştiremeyecektir. Bunun için inceleme gerekmektedir. Maliye Bakanlığı da bakalım bu inceleme yetkisini kime verecektir.
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.