Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Tahsil Dairelerine Kredi Kartı İle Yapılan Ödemelerde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar – Cemalettin YILDIZ, Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı

Cemalettin YILDIZ
Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı
cemalettin.yildiz@gelirler.gov.tr

Kamu alacağının tahsili, kamu hizmetlerinin finansmanını sağlamadaki etkinliği nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile özel olarak düzenlenmiştir. Devlet alacaklarının tahsilini sağlamak ve bu konuda gerekli tedbirleri almak görevi, 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile kurulan Gelir İdaresi Başkanlığına verilmiştir.

6183 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde Alacaklı amme idaresinin bu kanunu tatbik etmekle vazifeli dairesi olarak Tahsil Dairesi terimini kullanmakta, Amme alacaklarının tahsil ve takip işlemlerini yapmakla görevli olan Vergi Daireleri aynı zamanda Devlet alacakları yönünden Tahsil Dairesi olarak anılmaktadır. Diğer taraftan, Mezkur kanunun 41’inci maddenin 5’inci fıkrasında ise Hususi (Özel) ödeme şekillerine yer verilmekte; Banka kartı, kredi kartı ve benzeri kartlar kullanılmak suretiyle yapılmasının düzenlenmesiyle yetkili olunduğu belirtilmektedir. Teknolojik gelişmeler neticesinde artan Elektronik işlemlerde mükellef odaklı yapılan yeniliklerle Tahsil Dairelerinde gerçekleştirilen tahsilatlarda anlaşmalı Bankaların Banka kartı ve kredi kartları ile ödeme kolaylığı getirilmiş, Bankalarca veya Tahsil Dairelerince kredi kartı kullanımı karşılığı olarak ödenmesi gereken paraların T.C. Merkez Bankasına aktarılması süresi işlem tarihini takip eden günden itibaren azami 20 gün olarak gerçekleşmektedir.

Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından www.gib.gob.tr internet adresinde 30/03/2020 tarihinde yayınlanan duyuru ile, aşağıda belirtilen vergi türlerinden 50.000 TL’ye kadar olan borçların İnteraktif Vergi Dairesi uygulaması üzerinden ve Vergi Dairelerinin veznelerinden (anlaşmalı bankaların) kredi kartlarıyla da ödenebilmesi uygun bulunmuştur.

Vergi ödemelerinde kullanılan kredi kartı limitleri, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından 50 bin liralık limit belirlenerek başlatılan uygulama limiti günümüz itibariyle 1.000.000,00 Türk Lirasına çıkartılmıştır. Vergi borçlarından aşağıdaki listede yer alan vergiler için en fazla 1.000.000,00 TL tutarında ödeme kredi kartıyla yapılabiliyor. Diğer vergi, ceza ve harçlar için ise herhangi bir limit sınırı bulunmakla birlikte Banka kartlarında da bir limit söz konusu değildir. (Örneğin Veraset ve İntikal Vergisinde herhangi bir limit bulunmamaktadır. Sebebi ise tahakkuk eden vergi 3 yılda, yılda 2 taksit olmak üzere toplam 6 eşit taksitle ödenmesidir.)

Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 5 kitaptan oluşmaktadır. Sırasıyla Vergilendirme, Mükellefin ödevleri, Değerleme, Ceza hükümleri ve Vergi Davalarıdır. Mezkûr kanunun 1’inci kitabı olan Vergilendirmede, Vergi hatalarından kaynaklanan uyuşmazlıkların; mükellefin, vergi idaresinin ve yargı mercilerinin iş yükünün artmasına, dolayısıyla taraflar açısından verimsizliğe yol açtığından, bu olumsuzluğun giderilmesi adına kanun koyucu vergi hatalarından kaynaklanan uyuşmazlıkların yargı organlarına intikal etmeden doğrudan vergi idaresine başvurarak düzeltme yolu ile çözümlenmesine ilişkin “Vergi Hatalarını Düzeltme ve Reddiyat” başlıklı 116-126’ncı maddelerinde düzenlemelere gitmiştir.

Vergi hatası, Vergi Usul Kanununun 116’ncı maddesinde “Vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. Takip eden 117’nci maddesinde hesap hataları 118’inci maddesinde de vergilendirme hataları sayılmak suretiyle kanun koyucu vergi hatalarını “Hesap Hataları” ve “Vergilendirme Hataları” olmak üzere iki ana grupta sınıflandırmıştır. Vergi hatalarının, mükellefin başvurusu üzerine tespit edilmesi mümkün olabildiği gibi, zaman zaman idare kendiliğinden de hesap hatalarını ortaya çıkarabilmektedir. Kimi durumlarda, tereddüde yer bırakmayacak kadar açık ve mutlak vergi hataları söz konusu olabilir. Bu türden hataların, bizzat vergi dairesi tarafından, düzeltilmesi haline “Re’sen Düzeltme” denilmektedir. Bu gibi durumlarda aleyhine re’sen düzeltme işlemi yapılan kişilerin, bu düzeltme işlemini vergi mahkemelerinde dava konusu etmeleri de mümkündür. Mükellefler de vergi işlemlerindeki hataların giderilmesini ve ilgili hatanın düzeltilmesini, vergi idaresinden düzeltme zamanaşımı içerisinde talep edebilmektedir. Zamanaşımı süresi vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği yılı izleyen takvim yılının başından itibaren 5 (beş) yıldır. Hatanın tespiti aynı gün içerisinde farkedilmesi halinde tahakkuk fişi iptal edilerek sonuçlanabilmekte iken bir sonraki gün farkedilmesi halinde düzeltme kuralına göre yerine getirilmektedir. Yapılan düzeltme neticesinde Tahsil Dairesine yapılan kredi kartı ile ödemelerde paranın T.C. Merkez Bankasına aktarım süresinin ödemeyi takip eden 20 (yirmi) gün sonra gerçekleştiğinden ödenen tutarın iade işlemi eğer bu süreden önce ise ödemenin T.C. Merkez Bankasına aktarım süresinden önce gerçekleştirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Kredi kartı ile yapılan ödemelerde eğer ki düzeltme sonucunda Mükellefe iade oluşması halinde sürecin aktarım sebebinden dolayı uzadığı aşikârdır. Tahsil Dairesine yapılan Nakit ödemelerde ise düzeltme işlemini takiben ödemiş olduğu tutarın iadesinin gerçekleşmesinde süre sınırı bulunmamaktadır.

Vergi İdaresi, mükellefin düzeltme talebine karşı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10’uncu maddesi gereğince, 30 (otuz) gün içerisinde cevap vermek durumundadır. Eğer bu süre içerisinde cevap verilmemesi halinde istek, zımmen reddilmiş sayılır. Düzeltme isteğinin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde mükellef kalan süreye göre vergi mahkemesine veya şikayet yoluyla Hazine ve Maliye Bakanlığına başvurabilir. Düzeltme isteğinin kabul edilmesi halinde ise, fazla istenen vergi terkin olunurken, fazla tahsil edilen vergi de mükellefe iade olunur.

Diğer taraftan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71’inci maddesinde Kamu Zararı ile ilgili olarak; “Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.

Kamu zararının belirlenmesinde;

a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,

b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,

c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,

d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,

e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,

g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması,

esas alınır.

Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.

Alınmamış para, mal ve değerleri alınmış; sağlanmamış hizmetleri sağlanmış; yapılmamış inşaat, onarım ve üretimi yapılmış veya bitmiş gibi gösteren gerçek dışı belge düzenlemek suretiyle kamu kaynağında bir artışa engel veya bir eksilmeye neden olanlar ile bu gibi kanıtlayıcı belgeleri bilerek düzenlemiş, imzalamış veya onaylamış bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunların bu fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Ayrıca, bu fiilleri işleyenlere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemelerin iki katı tutarına kadar para cezası verilir.

Kamu zararının, bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya diğer gerçek ve tüzel kişilerden tahsiline ilişkin usûl ve esaslar, Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” hükümleri yer almaktadır.

Ayrıca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 257’inci maddesinde görevi kötüye kullanmanın Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmektedir.

Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda, Tahsil Dairelerine Amme borcuna ilişkin olarak kredi kartı kullanımı ile yapılan ödemelerde belirlenmiş olan Vergilerde belirli bir limit bulunmakta olduğu, diğer vergi türlerinde ve Banka kartı ile yapılan ödemelerde herhangi bir limitin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, Amme borçlusunun kendisi tarafından kredi kartı ile yaptığı ödemeler neticesinde takip eden günden itibaren Vergi hataları veyahut Adli/İdari kararlardan dolayı düzeltme işlemi yapılması halinde yapılan ödemenin 20 (yirmi) günden evvel iadesinin gerçekleştirilmesi kanuni olarak mümkün bulunmamaktadır. Diğer taraftan, Amme borçlusunun nakit ödeme isteğine karşın (kendi elemanı ya da 3. kişi tarafından) başkasına ait kredi kartı ile ödeme yapılması durumunda Kamu zararının oluşacağı aşikârdır (kredi kartı ile ödemelerde paranın T.C. Merkez Bankasına aktarım süresinin ödemeyi takip eden 20 (yirmi) gün sonra gerçekleştiğinden). Bir başka ifadeyle Amme borçlusu, borcunu nakit ödeme yaptığını bilmesine rağmen başkasına ait kredi kartı ile ödeme yapılması durumunda iade işleminin gerçekleştirilmesi halinde belirli sürenin beklenmesi gerektiğinden Amme borçlusunun da maddi kaybının olacağı sabittir.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi  kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.
[/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version