Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler-2 (Kurumlar Vergisi Yönünden) – Doğan ÇENGEL, YMM

Doğan ÇENGEL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
dogancengel@beratymm.com

Çalışmamızın 1.Bölümünde Kurumlar/Gelir/Vergi Usul/Katma Değer ve Vergi/Matrah artırımı Kanunlarında yer alan kanunen kabul edilmeyen giderler üzerinde durmuştuk bu bölümde ise enflasyon düzeltmesine ilişkin hüküm ve açıklamalara, diğer kanunlarda yer alan kanunen kabul edilmeyen giderlere, muhasebe kayıtlarına, beyannamede gösterime ve özelgeler ile değerlendirmeye yer vereceğiz.

E- ENFLASYON DÜZELTMESİ YÖNÜNDEN KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER

Enflasyon düzeltmesine ilişkin hükümler VUK’un mükerrer 298/A maddesinde, uygulamaya ilişkin usul ve esaslara 555 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğinde; açıklamalara ise VUK Sirküleri/165’de yer verilmiştir. VUK düzenlemeleri içerisinde yer alan enflasyon düzeltmesi yönünden KKEG hususunun önemi ve genişliği sebebiyle ayrı bir bölümde yer verilmesinin uygun olacağına karar verdik.

1-Tebliğin 27/3.maddesi

Yıllara sâri inşaat ve onarma işlerine ait maliyet ve istihkak tutarları ile ilgili olarak 2023 hesap dönemi sonu itibarıyla düzeltme sonucu oluşan düzeltme farkları işin bitiminde (2023 hesap dönemi sonundan önce başlayan işlerde) mali kâr/zarar tutarının tespitinde dikkate alınmayacaktır. Bir başka ifade ile 2023 hesap dönemi sonuna kadar geçen süreye isabet eden kazanç düzeltme öncesi hükümlere, sonraki dönemlere isabet eden kazanç ise düzeltilmiş değerlere göre tespit edilecek ve bunların toplanması suretiyle oluşan kazanç tutarı beyan edilecektir.

2-Tebliğin 40/2.maddesi

213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının, (5) numaralı bendinin son paragrafı, “Matrahın tespitinde, kanunen kabul edilmeyen giderler, istisnalar ve geçmiş yıl malî zararları enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş tutarları ile dikkate alınır.” hükmüne amirdir.

Söz konusu bent hükmü uyarınca, bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri;

b-2024 hesap dönemine ilişkin verilecek geçici vergi beyannameleri ile yıllık gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyannamelerinde beyan edecekleri vergi matrahlarını tespit ederken;

– Bilanço üzerinde düzeltmeye tabi tutulan parasal olmayan kıymetlerden kaynaklanan KKEG’lerin düzeltilmiş tutarlarıyla,

dikkate alacaklar, beyanname üzerinde ayrıca bir düzeltme yapmayacaklardır.

Bu kapsamda, ödenen trafik para cezası, binek otomobillere ilişkin akaryakıt gibi harcamaların gider olarak dikkate alınamayacak kısmı, gider olarak dikkate alınamayacak olan motorlu taşıtlar vergisi ödemeleri gibi harcamalar, enflasyon düzeltmesine tabi tutulmayacağından, beyannamede mevcut tutarları üzerinden kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Fazladan ayrılmış amortisman tutarları gibi giderler, enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağından, beyannamede düzeltilmiş tutarları üzerinden KKEG olarak dikkate alınacaktır.

Mükellef 2023 yılı ve 2024 yılı bilançolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutacak, 31/12/2024 tarihli dönem sonu işlemlerinde söz konusu binek otomobilin düzeltilmiş değeri üzerinden amortisman ayıracaktır. Ancak binek otomobilin GVK’ya göre belirlenen amortismana esas bedelin üzerinde kalan maliyet kısmına tekabül eden amortisman tutarını KKEG olarak dikkate alacaktır.

Ayrıca, 2024 yılı bilançosunda düzeltilmiş amortismanlar içerisinde daha önceki yıllarda ayrılmış ve kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınan amortisman tutarları da bulunacağından 2024 yılı bilançosunun düzeltilmesi neticesinde birikmiş amortismanlar hesabında oluşan farkların söz konusu tutarlara isabet eden kısmının da KKEG olarak beyannamede dikkate alınması gerekecektir.

Böylelikle KKEG beyannamede düzeltilmiş tutarları ile dikkate alınmış olacaktır.

3-Tebliğin 53.maddesi

Ancak düzeltme işlemine tabi tutulmuş olan 2023 hesap dönemi sonuna ait bilançoda yer alan parasal olmayan kıymetlerden amortismana tabi olmayan kıymetlerin (stoklar, arazi ve arsalar gibi, düzeltilmiş değerlerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltme sonrası değerle, düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zarar, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacaktır.

4-Sirkülerin 7.maddesi

Mükelleflerin, 2023 hesap dönemi sonu ve izleyen dönemlerde bilançolarında görülen “263- Araştırma ve Geliştirme Giderleri” hesabında takip edilen Ar-Ge harcamaları enflasyon düzeltmesine tabi tutulurken, her bir aya ilişkin harcamanın, gerçekleştiği ay sonu dikkate alınmak suretiyle düzeltme işlemi yapılacaktır.

Diğer taraftan, projelerin tamamlanmasına imkân kalmaması veya projenin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle herhangi bir iktisadi kıymetin ortaya çıkmadığı durumlarda önceki yıllarda aktifleştirilmiş olan tutarlar projenin başarısızlıkla sonuçlandığı hesap döneminde doğrudan gider olarak dikkate alınacağından, söz konusu giderin 2023 hesap dönemi sonu itibarıyla yapılan enflasyon düzeltmesine ilişkin kısmının gider olarak dikkate alınmaması gerekmektedir.

F-DİĞER KANUNLARDA YER VERİLEN KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER

1-Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTVK 14): Ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopter ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç olmak üzere, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun I, I/A ve IV sayılı tarifelerinde yer alan taşıtlardan (Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taşıtları ve benzerleri ile motosikletler; uçak ve helikopterler) alınan motorlu taşıtlar vergisi ve cezalar ile gecikme zamları, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilemez.

2-Şans oyunları vergisi (5602 Sk. 6): Şans oyunları vergisi, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider olarak kabul edilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez.

3-Özel işlem vergisi (6802 Sk. 39): 6802 Sayılı Kanunun 39.maddesinin altıncı fıkrasına göre; özel işlem vergileri, KDV matrahına dahil edilmez, gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider kaydedilmez ve hiçbir vergiden mahsup edilmez. Ancak Danıştay 3.Dairesinin, Vergi Mahkemesinin “6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39.maddesinin 6.fıkrasının muhataplarının Telekomünikasyon Kurumu’ndan ruhsat veya genel izin almak suretiyle telekomünikasyon altyapısı kurup işleten veya telekomünikasyon hizmeti sunan işletmeciler olduğu, bu nedenle özel iletişim vergisi mükellefleri tarafından verilen telekomünikasyon hizmeti nedeniyle davacı şirket adına düzenlenen faturalarda yer alan hizmet bedeli üzerinden hesaplanan özel iletişim vergisinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerektiğinden bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ikmalen tarh edilen vergi ve ceza kaldırılmıştır” şeklindeki kararını onadığını hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır (Danıştay 3.Daire 22.10.2020 tarih ve 2020/4087 sayılı Kararı).

4-Ödenmeyen SGK Primleri (5510 SK 88): 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre, Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamaz. Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz. Çalışan personelin brüt ücreti içinde yer alan SGK primleri de bu kapsamdadır. Ancak 174 Seri No.lu GVGT’nin “C” bölümüne göre; aralık ayına ait olan sigorta primlerinin ertesi yılın Ocak ayı içinde ödenmesi durumunda bu primler Aralık ayının gideri olarak dikkate alınabilecektir. Diğer taraftan uygulamada ödenmeyen SGK primlerinin 180-280 Gelecek Aylara/Yıllara Ait Giderler hesabında muhasebeleştirildiği görülmektedir. Bu uygulamanın VUK’un MSUGT ekindeki TDHP açıklamalarına aykırılık teşkil ettiğini, ödenmeyen primlerin ticari karın tespitinde gider kaydedilerek kurumlar vergi beyannamesi üzerinde KKEG olarak matraha ilavesi, ödendiği dönemde ise yine beyanname üzerinden matrahtan indirim konusu yapılması gerektiği hususlarını hatırlatmakta fayda görüyoruz.

5-Ödenmeyen turizm payı (7183 Sk. 6): 7183 sayılı Kanunun 6/4.maddesine göre ödenen turizm payı, kurumlar vergisi ve gelir vergisi mükellefleri tarafından matraha esas kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınır. Bu durumda tahakkuk yoluyla muhasebeleştirilen ancak ödenmeyen (kısmen ödenmesi halinde ise ödenmeyen kısmın) KKEG olarak beyanname üzerinden matraha dahil edilmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

G-KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLERİN MUHASEBE KAYDI VE BEYANNAMEDE GÖSTERİMİ

1-KKEG’lerin muhasebeleştirilmesi: Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ekinde yer alan TDHP’de kanunen kabul edilmeyen gider adı altında tanımlanmış bir muhasebe hesabı bulunmamaktadır. Bilanço hesabı esasında giderler ya fonksiyon (7/A) ya da çeşit (7/B) esasına göre muhasebeleştirilir.  Buradan hareketle KKEG’lerin tek bir hesapta muhasebeleştirilmesinin beklenemeyeceğini, nazım hesapların bu amaçla kullanılabileceğini ancak aynı fonksiyon/mahiyetteki işlemler için muhasebe kayıtlarının tutarlı olması gerektiğini söyleyebiliriz.

Matrah/vergi affı yasalarının (6111, 6736, 7143, 7440 sayılı Kanun) Tebliğlerinde ve binek taşıt gider kısıtlamasına ilişkin 311 Seri No.lu GV Tebliğinde 689-Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar hesabı; yeniden değerlemeye ilişkin 501 ve 530 Sıra No.lu VUK Genel Tebliğlerinde ise 770-Genel Yönetim Giderleri hesabı KKEG olarak kullanılmıştır. Görüldüğü üzere İdarenin dahi bu konuda uygulama birliği bulunmamakla birlikte gelir/kurumlar vergisi ile KDV iade taleplerine ilişkin eksiklik yazılarında beyanname üzerindeki KKEG tutarları ile gelir tablosunda yer alan 689-Olağandışı Gider ve Zararlar hesabının tutarlı olmadığına dair açıklamaların talep edilebilmektedir. Elbette TDHP çerçevesinde bu sorulara cevap vermek mümkündür.  Diğer taraftan finansman gider kısıtlaması gereği KKEG olarak hesaplanan finansman giderinin geçici vergi dahil dönem sonlarında takip edildikleri (780-660-661 gibi hesaplar) hesaptan başkaca (770 ya da 689 gibi) hesaplara devir yapılması gerekli değildir. Geçici vergi dönemleri dahil dönem başından dönem sonuna kadar oluşan tüm finansman giderleri kısıtlamaya tabi tutulacağından devre ilişkin muhasebe kaydının hatalı hesaplamaya sebebiyet verebileceği unutulmamalıdır.

Sonuç olarak işletmece hangi hesap planı kullanılıyorsa (7/A ya da 7/B) KKEG’lerin TDHP’na uygun bir şekilde ilgili hesaplarında (760/770/689 gibi) muhasebeleştirilmesi, vergi hesaplaması ve beyanname düzenlemeyi pratik hale getirmek için beyanname ekinde yer alan KKEG tablosuna uygun alt hesapların/nazım hesapların kullanılması yerinde olacaktır.

2-Kanunen kabul edilmeyen giderlerin beyannamede gösterimi: Kurumlar ve Geçici vergi beyannamesinde KKEG toplamı Kazanç ve İlaveler/İlaveler / KKEG satırına yazılmak suretiyle BDP tarafından entegre bir şekilde mali kâr/zarar hesabında dikkate alınmaktadır. Bu satırın ayrıntısına Ekler / Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler – Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler (Diğer) bölümünde yer alan aşağıdaki satılarda yer verilir. Bu satırların toplamı ile ilaveler bölümündeki satır toplamının eşit olmaması halinde beyanname kaydedilememektedir.

» KVK m. 11. hükümlerine göre kabul edilmeyen indirimler (KVK m.11/1-i finansman gider kısıtlaması hariç)

» KVK m. 11. hükümlerine göre kabul edilmeyen indirimler (KVK m.11/1-i finansman gider kısıtlaması)

» VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan karşılıklar

» VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan reeskontlar

» VUK hükümlerine aykırı olarak ayrılan amortismanlar

» 5510 sayılı Kanun m.88 kapsamındaki kanunen kabul edilmeyen giderler

» Bağış ve yardımlar

» GVK m.75 uyarınca yönetim kurulu üyelerine ödenen kar payları

» KDV Kanunun m. 30/d uyarınca indirilemeyen KDV tutarı

» 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu uyarınca gider yazılan özel iletişim vergisi

» MTV Kanunu m.14 uyarınca gider kaydedilen MTV’ler

» İstisna faaliyetlerden/işlemlerden doğan zararlar

» 6736 sayılı Kanun kapsamında oluşan KKEG

» 7143 sayılı Kanun kapsamında oluşan KKEG

» V.K. 40. Mad.gereği binek otomobil gider, amortisman ve kiraların gider yazılmasına ilişkin sınırlama kapsamında oluşan KKEG

» 7326 sayılı Kanun kapsamında oluşan KKEG

» 7440 sayılı Kanun kapsamında oluşan KKEG

» Sponsorluk harcamaları (Profesyonel spor dalları)

» Sponsorluk harcamaları (Amatör spor dalları)

Yukarıdakilerin dışında kalan KKEG’lere, Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler (Diğer) bölümünde, tutarına/önemine göre sınıflandırılarak bir/birden fazla şekilde “Diğer” satırında/satırlarında açıklamalarıyla birlikte yer verilir. İstatistik ve risk analizi amacıyla kullanılan bu satırların KKEG türü açısından doğru doldurulması önem arz eder. Diğer taraftan BDP’nin versiyonu ilerledikçe listedeki satır sayısının da arttığını buna karşın söz konusu alanın oldukça kullanışsız (yeterli uzunluk ve genişliğe sahip değil) olduğunu belirtmek isteriz.

Her ne kadar konumuz gelir vergisi mükellefleri olmasa da gelir vergisi beyannamesinde ayrıca KKEG satırı bulunmadığını, beyannamenin ticari kazanca ilişkin bildirim satırına KKEG tutarının ilave edilmesi gerektiğini, bilanço hesabına göre defter tutuluyorsa “ekler” bölümündeki “bilanço karından mali kara ulaşılmasına ilişkin bildirim” satırları oldurulması gerektiğini hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır.

H-SEÇİLMİŞ ÖZELGELERLE KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER

1-Ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı: Müstakar hale gelen İdari görüş; iş akdinin fesih sözleşmesi ile sona erdirilmesi veya mahkeme kararı dolayısıyla çalışanlara ödenecek kıdem ve ihbar tazminatı giderlerinin, ödemenin yapıldığı dönemde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmasının mümkün olduğu, tahakkuk etmiş olsa da ödenmemiş kıdem tazminatının gider yazılmayacağı yönündedir (İzmir VDB’nin 20.03.2015 tarih ve 84098128-120.01.02.07[40-2013-3]-143 sayılı özelgesi, İstanbul VDB’nin 04.08.2020 tarih ve 62030549-125[8-2017/361]-E.567951 sayılı özelgesi). Uygulamada bazı iş verenlerin kıdem tazminatı karşılığında senet verdikleri görülmekle birlikte bu durumda dahi kıdem tazminatının ödemenin yapıldığı vade tarihi itibariyle kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması gerekir (İstanbul VDB’nin 23.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-719 sayılı özelgesi). Özelgelerde kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi halinde gider kaydedilebileceği açık bir şekilde ifade edilmiş olmasına karşın kıdem tazminatı özelinde “tahakkuk etmiş olsa dahi” ifadesine ayrıca yer verilmesi ihbar tazminatı açısından tereddütte sebebiyet vermektedir. Bu ayrımın sebebi ise kanaatimizce tahakkuku yapılan ihbar tazminatı üzerinden GVK’nın 94/1.maddesi kapsamında vergi kesintisi yapılması buna karşın GVK’nın25/7-a maddesinde yer alan “…ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı…”  hükmü gereği kıdem tazminatının gelir vergisinden istisna oluşudur. Bunun dışında GVK’nın 40/3.maddesi göz önünde bulundurulduğunda kıdem tazminatı ile ihbar tazminatının gider/indirim yönünden bir farkı bulunmamaktadır. Diğer taraftan GVK’nın 40/3.maddesinde her ne kadar “ödeme” ifadesi yer alsa da ticari kazançların tahakkuk esasına tabi olması ve GVK’nın 94.maddesindeki “ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.” hükmü sebebiyle tahakkukun yapıldığı tarih itibariyle gider kaydedilmesi gerektiği görüşleri de bulunmaktadır. Ancak işçi alacaklarını süresinde ödemeyen mükellefleri bir bakıma cezalandıran bu idari görüşten hareketle tahakkuk eden ancak ödenmeyen tazminatların beyanname üzerinde KKEG olarak matraha ilavesi, ödemenin fiilen yapıldığı dönemde ise yine beyanname üzerinde matrahtan indirim konusu yapılması uygun olacaktır.

2-Geç gelen önceki yıl gider faturaları: Önceki yıl gider faturalarının geç gelmesi sebebiyle ilgili yıl resmi defterlerine gider kaydedilememesi halinde beyanname üzerinde diğer indirimler satırı aracılığıyla matrahtan düşme imkânı vardır. Ancak bu faturaların kayıtlara alındığı yıla ilişkin beyannamede KKEG olarak matraha ilavesi gerekmektedir (Manisa VDB’nin 20.08.2013 tarih ve 85373914-125[49.01.07]-78 sayılı özelgesi). Geç gelen faturanın gider değil de stok mahiyeti olması durumunda ise envanter sayımlarında yer alıp almadığı, tüketim/stokta kalan ve ispat külfeti gibi hususlar da dikkate alınarak işleme tabi tutulması gerekir. Diğer taraftan KDVK’nın 29/4.maddesine göre; indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceğini hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır.

3-Ödenmeyen damga vergileri: GVK’nın 40/6.m maddesine göre işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir. Kanun lafzında bulunmamasına karşın aşağıda yer verdiğimiz idari görüşlerde ödeme şartı arandığı görülmektedir.

Geçmiş döneme ait damga vergisinin kurum kazancının tespitinde indirimi: Geçmiş hesap dönemlerinde imzalanan sözleşmeler ile ilgili olarak 6111 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanılarak tahakkuk ettirilen ve ödemesi yapılan damga vergisi asıllarının, ödendiği yılın kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, söz konusu tutarların geçici vergi dönemleri itibariyle de gider olarak dikkate alınması mümkündür. Öte yandan, ödenen gecikme faizlerinin ise gider olarak indirim konusu yapılamayacağı tabiidir (Büyük Mükellefler VDB’nin 15.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-GVK-40/1-148 sayılı özelgesi)

Uzlaşma sonucuna göre kesinleşen kurumlar ve damga vergilerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılıp yapılmayacağı ve kayıtlara alınacağı dönem: Şirketinizin yurt dışında mukim ortağından kullandığı kredilere ilişkin düzenlenen kredi sözleşmesinde yer alan bedel üzerinden hesaplanan ve uzlaşma sonucunda kesinleşen damga vergisi tutarının, ödendiği yılın kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Tarhiyat öncesi uzlaşmaya konu edilen kurum stopaj vergilerinin ise kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, uzlaşma sonucu ödenen vergi cezaları ile gecikme faizlerin de kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı tabiidir (Bursa VDB’nin 22.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-KV-10-60-178 sayılı özelgesi). Bu özelgedeki kurum stopajı hakkındaki görüşün Büyük Mükellefler VDB’nin’in 16.01.2013 tarih ve 64597866-125[6-2013]-2 sayılı özelgesindeki görüşüyle uyuşmadığını belirtmemiz gerekir.

4-Çalınan emtia ve nakit para: GVK’nın 40.maddesinde, safi ticari kazancın tespitinde hasılattan indirilecek giderler 10 bent (özelge sonrası 11 bende çıktığı görülmektedir) halinde sayılmış olup, bunlar arasında ticari işletmede mevcut varlıkta herhangi bir suretle meydana gelen eksilmelerin gider yazılacağı hususuna yer verilmemiştir. Buna göre, işyerinizden çalınan emtia bedelinin ve nakit para tutarının vergi matrahının tespitinde zarar veya gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. (Antalya VDB’nin 10.01.2011 tarih B.07.1.GİB.4.07.16.01-GVK.2010.99-4 sayılı özelgesi). Diğer taraftan çalınan kıymete ait önceki dönemlerde indirim hesaplarına alınan KDV bulunması durumunda ise söz konusu vergilerin indirim hesaplarından çıkartılarak son dönem beyannamesinde ilave edilecek KDV olarak beyan edilmesi gerekmektedir (Gelirler Genel Müdürlüğünün 09.02.2005 tarih ve B.07.0.GEL.0.55/5530-91/6279 sayılı özelgesi). Vakanın niteliğine göre değişebilmekle birlikte çalındığı ispat edilen mal ile KDV’sinin de KKEG niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz.

5-KKEG’lerin ticari bilanço zararına eklenmesi sebebiyle oluşan mali kâra indirimli oran uygulaması: Ticari bilanço zararınıza kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi suretiyle kurumlar vergisi matrahı oluşmuş ise de ihracat ve üretim faaliyetlerinizin zararla sonuçlanması nedeniyle, kurumlar vergisi matrahına 1 puan indirim uygulanması mümkün bulunmamaktadır (İstanbul VDB’nin 29.05.2023 tarih ve E-62030549-125-587580 sayılı özelgesi). KKEG’lerin imalat ya da ihracat faaliyetiyle doğrudan ilişkisi olması hali için bu görüşe katılmadığımızı, söz konusu durum için BDP’nin kurumlar vergisi beyannamesini zaten kaydetmediğini ayrıca ihracata ilişkin kazançlara uygulanacak indirimin 5 puana çıkarıldığını belirtmemiz gerekir.

6-İndiririmli kurumlar vergisinin hangi kazanca uygulanacağı: İndirimli kurumlar vergisi; yukarıda açıklandığı şekilde tespit edilen kazanç tutarını aşmamak koşuluyla beyannamede ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklendikten tüm indirim, istisna ve geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra kalan safi kazanca uygulanabilecektir (Ankara VDB’nin 14.05.2013 tarih ve 38418978-125[32/A-12/1]-446 sayılı özelgesi)

7- Kurumun aktifinde yer alan iştirak hisselerinin vadeli satışının zararla sonuçlanması durumunda zararın indirim konusu yapılıp yapılmayacağı: Şirketinizin en az iki tam yıl süreyle aktifinde yer alan iştirak hisselerinin satışının zararla sonuçlanması halinde, bu satışa ilişkin zararların (giderlerin) %75’inin kanunen kabul edilmeyen gider sayılarak kurumun istisna dışı diğer faaliyetlerinden doğan kazançlardan indirilmesi mümkün olmayacak, bu satışa ilişkin zararların (giderlerin) kalan %25’inin ise gider olarak matrahın tespitinde dikkate alınabilmesi mümkün olacaktır. Öte yandan, vadeli satışlarda satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi, istisnadan yararlanacak tutarın belirlenmesi açısından önem arz etmekte olup zararlı satışlarda satış bedelinin iki yıldan uzun bir sürede tahsil edilmesi bu zararın %75’lik kısmının kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmasına engel teşkil etmeyecektir (İstanbul VDB’nin 29.05.2023 tarih ve E-62030549-125-587580 sayılı özelgesi).

8-Özel kreş ve gündüz bakımevi faaliyetinde bulunan şirketin KKEG’lerinin istisna tutarına dahil edilip edilmeyeceği: Özel kreş ve gündüz bakımevi faaliyeti kapsamında elde edilen kazançlar beş yıl süre ile kurumlar vergisinden istisna olduğundan, bu süre içerisinde söz konusu faaliyetler kapsamda elde edilen kazancın, kanunen kabul edilmeyen giderler dikkate alınmak suretiyle hesaplanması ve kazanç bulunması halinde vergiden istisna edilmesi gerekmektedir (Ankara VDB’nin 27.09.2022 tarih ve 38418978-125[10-20/15]-436338 sayılı özelgesi).

9- Bedelsiz olarak şirkete tahsis edilen araç için yapılan giderlerin kurum kazancının tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı: Şirketinizin aktifine kayıtlı olan binek otomobilin arızalanması nedeniyle bakımı yapan servis firması tarafından geçici araç tahsis sözleşmesine istinaden Şirketinize tahsis edilen binek otomobiline ilişkin akaryakıt giderleri nedeniyle ödenen KDV’nin, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre ticari kazancın tespitinde indirimine imkan tanınan harcamalara isabet eden kısmının genel esaslar çerçevesinde indirime konu edilebilmesi mümkün bulunmaktadır (Bursa VDB’nin 06.06.2022 tarih ve 45404237-130[I.19.166]-135418 sayılı özelgesi).

10-Örtülü sermayeye denk giderlerinin beyanname üzerinde KKEG yapılması sonrasında yapılan tarhiyatın kesinleşmesi: Hesap dönemi kapandıktan sonra örtülü sermaye kapsamındaki finansmanı kullandıran kurum tarafından düzeltme yapabilmesi için, örtülü sermaye kullanan kurum nezdinde yapılan düzeltme neticesinde bir tarhiyatın olması ve bu tarhiyata konu verginin de kesinleşmesi gerekmekte olup düzeltmede dikkate alınacak tutar ise kesinleşen ve ödenen tutar olacaktır. Dolayısıyla, … Tic. A.Ş. tarafından yapılan düzeltme neticesinde dönem zararının bulunması ya da indirim ve istisnalar nedeniyle kurumlar vergisi matrahı oluşmaması nedeniyle yapılan bir tarhiyat ile kesinleşen ve ödenen bir vergiden söz edilemeyeceğinden, şirketiniz tarafından da düzeltme yapılarak iştirak kazançları istisnasından faydalanılması söz konusu olmayacaktır (Gelir İdaresi Başkanlığının 10.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.0.03.49-010.01-21 sayılı özelgesi).

11-Finansman gider kısıtlaması

Tedarikçi vasıtasıyla iskonto ettirilen çeklerin finansman gider kısıtlamasına tabi olup olmadığı: Elinizdeki müşteri çeklerinin tedarikçileriniz vasıtasıyla iskonto ettirilmesi nedeniyle oluşan ve şirketinize fatura edilmek suretiyle yansıtılan tutarlar esas itibarıyla finansman gideri niteliğinde olduğundan, yabancı kaynaklarınızın öz kaynaklarınızı aşması durumunda aşan kısma ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamına bu tutarların da dahil edilmesi ve toplam bedelin … kısmının … tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarınıza uygulanmak üzere kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir (Büyük Mükellefler VDB’nin 11.01.2024 tarih ve E-64597866-125-869 sayılı özelgesi).

5684 sayılı kanun kapsamında faaliyette bulunan şirketin finansman gider kısıtlaması tabi olup olmayacağı: 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu kapsamında sigorta brokerliği faaliyetiyle iştigal eden ve sigorta veya reasürans şirketi olmayan şirketinizin, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi kapsamında finansman gider kısıtlaması uygulamasına tabi tutulması gerekmektedir (Ankara VDB’nin 13.12.2023 tarih ve 38418978-125[11-23/2]-585205 özelgesi).

Bankalara ödenen komisyon bedellerinin finansman gider kısıtlaması hesabında dikkate alınıp alınmayacağı: Kredi kartı ile satışlara ilişkin tutarların vadesinden önce tahsil edilebilmesi için bankalara ödemiş olduğunuz komisyon bedelleri, yabancı kaynakların kullanımına bağlı olarak ödenen bir finansman gideri mahiyetinde olmadığından, söz konusu komisyon ödemelerinin Kurumlar Vergisi Kanununun 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi kapsamında finansman gider kısıtlamasına tabi tutulması söz konusu değildir (Ankara VDB’nin 18.10.2022 tarih ve E-38418978-125[6-2021/30]-476079 sayılı özelgesi).

Karşılık hesaplarının finansman gider kısıtlaması hesabında yabancı kaynaklara dahil edilmesi ile Yabancı para cinsinden alınan mal ve hizmet teslimlerine ait avansların finansman gideri kısıtlamasına tabi olup olmadığı: Bilançonun yabancı kaynaklar kısmında yer alan “Kıdem Tazminatı Karşılığı”, “Maliyet Giderleri Karşılığı”, “Gider Tahakkukları Karşılığı” ve “Diğer Borç ve Gider Karşılıkları” hesaplarının, finansman gider kısıtlaması uygulamasında yabancı kaynaklar toplamının hesabında dikkate alınması gerekmektedir (Ankara VDB’nin 27.02.2023 tarih ve E-38418978-125[6-21/28-İ]-99912 ve sayılı özelgesi).

Alınan sipariş avansları, gelecekte yapılacak bazı mal ve hizmet teslimleri karşılığında peşin alınan değerleri ifade etmektedir. Avanslar, sipariş yöntemi ile mal alan işletmenin, sipariş ettikleri iktisadi değerlerin üretiminde üretici işletmeye finansman imkânı sağlamak amacıyla verilebileceği gibi, satış fiyatını düşük tutmak veya satış garantisi sağlamak amacıyla da verilebilmektedir. Avanslar hangi amaçla verilirse verilsin işletmeye finansman imkânı sağladığı açıktır. Dolayısıyla alınan sipariş avanslarının işletme için bir borç niteliğinde kabul edilmesi gerekmektedir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, bilançonuzun “Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar” bölümünde yer alan “340. Alınan Sipariş Avansları” hesabına ilişkin kur farklarının finansman gider kısıtlamasında dikkate alınacağı tabiidir (Antalya VDB’nin 16.02.2023 tarih ve E-49327596-125[KVK.ÖZ.2021.103]-36531 sayılı özelgesi)

Yukarıdaki görüşler, finansman giderlerine katlanan ve yabancı kaynakları özkaynaklarını aşan mükellefler için daha fazla KKEG hesaplanarak matraha ilavesi gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Ancak aksi yönde yargı kararları bulunduğunu da belirtmemiz gerekir (Kocaeli 2.Vergi Mahkemesi E.2022/499,K.2022/1633 sayılı Karar, Bursa 1.Vergi Mahkemesi E.2022/1402, K.2023/869 sayılı Karar).

Emtianın maliyetine eklemiş olduğunuz finansman giderlerinde kısıtlama: İşletmenizin yabancı kaynaklarının öz kaynaklarını aşması durumunda, aşan kısma tekabül eden ve emtianın maliyetine eklemiş olduğunuz finansman giderinin, %10’unun finansman gider kısıtlamasına tabi olması ve kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekmektedir (Hatay VDB’nin 05.08.2022 tarih ve E-35672403-010.01[125.07.2021]-105997 sayılı özelgesi).

12-Vergi İnceleme Raporuna istinaden tarh edilen ve 6111 sayılı Kanun kapsamında ödenen kurum stopajının kurum kazancından indirimi: Vergi inceleme raporlarına istinaden tarh edilen ve 6111 sayılı Kanunun 4.maddesi kapsamında yapılandırılarak 2012 yılında tamamen ödendiği belirtilen kurumlar vergisi kesintilerinin, 2012 yılı kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür. Öte yandan, 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan vergi asılları dışında kalan cezaların, gecikme faizlerinin ve/veya TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutarların ise kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı tabiidir. (Büyük Mükellefler VDB’nin 16.01.2013 tarih ve 64597866-125[6-2013]-2 sayılı özelgesi).

13-Taksitlendirilerek ödenen gümrük vergisi ve KKDF:  6111 sayılı Kanundan yararlanarak taksitlendirmiş bulunduğunuz gümrük vergisi ile K.K.D.F’nin ödendiği dönemde Gelir Vergisi Kanununun 40.maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi gereğince ticari kazancın tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmesi mümkün bulunmaktadır. Diğer taraftan, söz konusu ödemeler üzerinden hesaplanacak cezalar, gecikme zamları ve faizler ile ek mali yükümlülüğün kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılamayacağı tabiidir (Denizli VDB’nin 22.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.20.15.02-KV-2011/1-138 sayılı özelgesi). 7338 Sayılı Kanunla değişikliğe uğrayan VUK’un 262.maddesine göre; gümrük vergilerinin ve emtiaya ilişkin KKDF’nin maliyete ilavesinin zorunlu olduğunu hatırlatmamızda fayda bulunmaktadır.

14-Yansıtılan kanunen kabul edilmeyen giderler

Araç kiralama faaliyetinde bulunan şirketin kiraya verdiği araç için kesilen trafik para cezalarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı: Şirketiniz adına tahakkuk edip ödenen trafik para cezalarının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, şirketinizce ödenen söz konusu trafik para cezalarının kiracılara yansıtılması ve kiracılara yansıtılan bu tutarların şirketinizce kurum kazancınızın tespitinde gelir olarak dikkate alınması halinde bu tutarlar kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Öte yandan, şirketiniz adına tahakkuk edip ödenen ve kiracılara yansıtılan trafik para cezalarının söz konusu kiracılar tarafından gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı tabiidir (Kocaeli VDB’nin 31.12.2016 tarih ve 93767041-125[11-2015-31]-97 sayılı özelgesi).

Finansal kiralamaya konu taşıtlar ile taşınmazlara ilişkin vergi ve cezaların gider niteliği: Finansal kiralama faaliyetiniz çerçevesinde kiralanan gayrimenkuller için ödenen emlak vergileri ile kiralanan mallar için ödenen sigorta primlerinin kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün olup söz konusu ödemelerin sözleşmeye istinaden kiracılara yansıtılması halinde bu tutarların kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınacağı tabiidir. Öte yandan, faaliyet konusu münhasıran taşıtların kiralanması olmayan finansal kiralama şirketinizin ödemiş olduğu motorlu taşıtlar vergisi ile kiracıların kusurlarından kaynaklanan muhtelif cezalara ilişkin ödemeler kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınamayacaktır. Ancak söz konusu ödemelerin kiracılara yansıtılması durumunda kiracılar tarafından Şirketinize yapılacak ödemelerin kurum kazancınıza dahil edilmesi gerekmektedir (İstanbul VDB’nin 06.07.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-2075 sayılı özelgesi).

Sözleşmeye bağlı cezaların kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve yansıtılması: … ile firmanız arasında düzenlenen ihale sözleşmesinin “Cezalar ve sözleşmenin feshi” başlıklı 16 ncı maddesinin, 16.1.3 ve 16.1.6 fıkralarına dayalı olarak 1 no.lu hakediş tablosunda gösterilen … TL’lik kesintiler toplamının, sözleşmeye ceza şartı olarak konulması nedeniyle ilgili dönem kurum kazancının tespitinde, indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Diğer taraftan, firmanız ile … arasında düzenlenen 26/05/2010 tarihli “Nakliye Sözleşmesi”nin “Yüklenicinin Sorumlulukları” başlıklı 3’üncü bölümünde, “İşveren, hakedişine gelecek tüm cezaları yüklenicinin ilk nakliye faturasından tahsil edecektir.” açıklamasına yer verilmiştir. Bu nedenle hakedişinizden yapılan kesinti tutarının, VUK’un 230.maddesi gereğince düzenlenecek fatura mukabilinde yüklenici firmaya yansıtılması mümkün olup buna istinaden yüklenici firmadan tahsil edilecek tutarın ise kurum kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekeceği tabiidir (Kahramanmaraş VDB’nin 14.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.46.15.01-KVK-1-19 sayılı özelgesi).

15-Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sözleşme hükümlerine uyulmaması nedeniyle kesilen cezaların indirim konusu yapılıp yapılamayacağı: Her ne kadar SGK ile yapmış olduğunuz sözleşmede cezai şart olarak düzenlenmiş olsa da, Şirketinizin kusurlu davranması nedeniyle ortaya çıkan söz konusu cezaların idari para cezası mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, anılan ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır (İstanbul VDB’nin 13.03.2015 tarih ve 62030549-125[6-2014/131]-444 sayılı özelgesi).

16- İmar para cezasının indirim konusu yapılıp yapılmayacağı: İmar para cezasının ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır (Antalya VDB’nin 09.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.07.16.01-GVK/2010-50-156 sayılı özelgesi)

17-İmha/Zayi olan mallar ve Anormal Fire: Yangında zarar gören amortismana tabi iktisadi kıymetler ile hammadde ve emtianın değerinin VUK’un 267.maddesine göre takdir komisyonunca tayin edilecek emsal bedel ile değerlenmesi, dolayısıyla yangın sonucu hasar gören hammadde ve malların maliyet bedeli ile takdir komisyonunca tespit edilen emsal bedeli arasındaki tutarın takdir komisyonu kararının tarafınıza tebliğ edildiği yılda kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır (Antalya VDB’nin 19.07.2022 tarih ve 49327596-125[KVK.ÖZ.2020.14]-173478 sayılı özelgesi).

Zayi olan malların değerinin, Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde tespiti için bağlı bulunduğunuz vergi dairesine başvurulması ve zarar gören malların bedellerinin VUK’un 74.maddesine istinaden takdir komisyonu vasıtası ile belirlenmesi kaydıyla, safi kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır (İstanbul VDB’nin 09.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-687 sayılı özelgesi).

İmha edilen söz konusu ürünlere ilişkin olarak Vergi Usul Kanununa göre emsal bedel takdiri yapılamadığından, bu ürünlerin maliyet bedellerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır (İstanbul VDB’nin 04.10.2016 tarih ve 11395140-105[Mük257-2016/VUK1-18758]-152824 sayılı özelgesi).

Anlaşılacağı üzere VUK kapsamında gerekli işlem tesis edilmeden (takdir komisyonu kararı, Bakanlık/Yetkili Kurum görevlilerinin yer aldığı bir komisyon nezdinde imha edilmemesi gibi) imha edilen/zayi olan mal bedelleri KKEG niteliğindedir. Ancak bu durumda dahi söz konusu malların zayi olduğunun/imha edildiğinin VUK’un 3.maddesi kapsamında ispat edilmesi gerektiği görüşündeyiz. Konuyla ilgili detaylı bilgiye 496 Seri No.lu VUK Genel Tebliğinden ulaşabilirsiniz.

60 No.lu KDV Sirküleri hariç fireye ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte verilen idari görüşler bütün olarak değerlendirildiğinde yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıpların safi kazancın tespiti aşamasında indirim konusu yapılamayacağı anlaşılmaktadır (Ordu Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğünün 08.02.2023 tarih ve E-25953680-045.02-6823 sayılı özelgesi). Elbette mükellefin VUK’un 3/B maddesi gereği ispat hakkı mevcuttur.

18-Değeri düşen, bayatlayan ve kullanılmayacak durumda olan ekmeklerin belediyenin hayvan barınaklarına ücretsiz tesliminin gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı: Firmanız tarafından belediyenin hayvan barınaklarına bağışlanan ekmeklerin maliyet bedeli veya kayıtlı değerinin, bu değer mevcut değil ise VUK hükümlerine göre Takdir Komisyonunca tespit edilecek değerinin, beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek suretiyle o yıla ilişkin kurum kazancının %5’i ile sınırlı olarak indirim konusu yapılması mümkün olup, hayvan barınaklarına aktifinizden/stoğunuzdan çekilerek yapılan ekmek bağışlarına ilişkin olarak teslim tarihinden itibaren yedi gün içinde barınak adına fatura düzenlenmesi ve faturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili barınak tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanması gerekmektedir (Eskişehir VDB’nin 29.09.2022 tarih ve 11355271-125.08[6-2020/2]-64556 sayılı özelgesi). Söz konusu ücretsiz teslimin beyanname üzerinden indirim konusu yapılabilmesi için öncelikle yine beyanname üzerinden KKEG olarak işleme tabi tutulması gerekir.

19- Tahkim kararına istinaden ödenen tazminatın kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılıp yazılamayacağı: Yurt dışı firmanın zarara uğradığını ileri sürerek İngiltere’de aleyhinize açtığı dava sonucunda şirketinizin tazminat ödemesi yönündeki Tahkim Kurulu Kararı ile ilgili  olarak Türkiye’de yetkili mahkeme tarafından tenfiz kararı verilmesi gerekmekte olup tenfiz kararı olmaksızın Tahkim Kurulu Kararına istinaden şirketinizce düzenlenen uzlaşma sözleşmesine göre ödenen tazminat tutarının Gelir Vergisi Kanununun 40.maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında ilgili dönem kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır (Adana VDB’nin 28.04.2014 tarih ve 19341373-125[ÖZELGE-2013/11]-35 sayılı özelgesi).

20-Şirketçe ödenen mahkeme harcı, avukatlık ücreti ve faizin gider olarak gösterilip gösterilmeyeceği: Mahkeme kararına istinaden ödenecek gecikme faizi, icra inkar tazminatı, yargı harcı ve diğer dava masraflarının işle ilgili olması, ilama bağlı bulunması ve kurumun kendisinin, yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurlarından doğmamış bulunması şartıyla, fiilen ödendiği tarihler itibariyle kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür (Kocaeli VDB’nin 25.04.2014 tarih ve 93767041-125[6-11-GV-40-2013/35]-68 sayılı özelgesi).

21-Şirkette ücretli olarak çalışan eşlere ait brüt ücret, sigorta primi ve işsizlik sigortası işveren paylarının kurum kazancından indirim konusu yapılıp yapılamayacağı: Ortaklarınızın eşleri ilişkili kişi kapsamında değerlendirildiğinden, ortakların eşlerine ödenen ücretlerin emsallere uygun olması gerekmektedir. Şirketiniz tarafından ortakların eşlerine ödenen ücretlerin, emsallerine uygun olmaması durumunda, bu şekilde örtülü olarak dağıtılan kazancın kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir. Ancak, emsaline uygun olan ücret tutarları ile bu ücret tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ve işsizlik sigortası primi işveren paylarının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür. Öte yandan, söz konusu ücret ödemeleriyle ilgili olarak muvazaalı bir durumun tespit edilmesi durumunda gerekli cezai işlemlerin uygulanacağı tabiidir (Ankara VDB’nin 01.11.2013 tarih ve 38418978-120[40-13/1]-1161 sayılı özelgesi).

22-Şirket ortaklarına ödenen ücretlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilip indirilemeyeceği: Kurumların kendi ortakları ilişkili kişiler arasında sayıldığından, şirket ortaklarına hizmetleri karşılığı olmak kaydıyla emsaline uygun olarak ödeyeceğiniz ücretin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır (İzmir VDB’nin 23.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-242 sayılı özelgesi). Özelgenin devamında KVK’nın 13.maddesi kapsamında emsali aşan kısma değinildiği görülmektedir.

23-Şirket Ortağı için yapılan SGK primlerinin kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılamayacağı: Yönetim kurulu üyesi ortaklarınızdan şirketinizde ücretli olarak çalışanların 5510 sayılı Kanunun 53’üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hizmet akdine bağlı sigortalı olarak bildirilmeleri mümkün olmadığından ve bunlar adına şirketiniz tarafından ödenen sosyal güvenlik primleri ortaklarınızın menkul sermaye iratlarının beyanında yıllık gelirden indirilebileceğinden, yönetim kurulu üyesi ortaklar adına 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b/3) bendi kapsamında ödenen sosyal güvenlik primleri kurum kazancının tespitinde ayrıca gider olarak dikkate alınamayacaktır. Ayrıca, sermaye şirketlerinin kurucularından ve ortaklarından ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olması nedeniyle söz konusu prim ödemelerinin ortaklarınız tarafından yapılması halinde de kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacağı tabiidir (Yalova Valiliği Defterdarlık Genel Müdürlüğünün 22.12.2011 tarih ve B.07.4.DEF.0.77.10.00-K.V 2010/1-14 sayılı özelgesi).

24-Ortaklarının veya ortakların eş ve çocuklarının sağlık sigortasının gider niteliği: Şirketiniz ortaklarının veya ortakların eş ve çocuklarının sağlık sigortası poliçelerine ilişkin ödemelerin kurum kazancınızın tespitinde indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan bahse konu sigorta poliçesi ödemelerinin şirketiniz tarafından yapılması halinde bu tutarların kâr payı dağıtımı olarak dikkate alınması gerektiği tabiidir (İstanbul VDB’nin 10.11.2016 tarih ve 39044742-010.01-203284 sayılı özelgesi).

25-Fark işçilik tutarının kurum kazancının tespitinde gider olarak kaydedilip edilemeyeceği: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından re’sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri (fark işçilik), fiilen bu Kuruma ödendiği tarihte gider olarak dikkate alınabilecek olup bu şekilde hesaplanan sigorta primleri nedeniyle söz konusu kuruma ödenen para cezaları ile gecikme zamları ve faizlerin kurum kazancından indirilmesi mümkün bulunmamaktadır (Mersin VDB’nin 05.08.2013 tarih ve 18008620-2011-721-8-79 sayılı özelgesi)

26-İştirak edilen şirkete yapılan sermaye tamamlama fonu ödemelerini müteakip, sahip olunan hisselerin elden çıkarılması halinde vergileme: Şirketiniz tarafından sermaye tamamlama fonu adı altında iştirakinize ödenen tutarlar, GVK’nın 40. ve KVK’nın 8. maddesinde sayılan giderler kapsamına da girmediğinden, gider yazılması veya zarar olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. (KVK’nın 5/1-e maddesinde sayılı şartları sağlayan) İştirak hisseleri satışından; kazanç doğması ve maddede belirtilen şartların varlığı halinde satıştan doğan kazancın %75’inin istisnaya konu edilmesi mümkün olup zarar doğması halinde ise bu zararın %75’inin kurum kazancından indirilebilmesi mümkün bulunmamaktadır (Gelir İdaresi Başkanlığı 01.06.2012 tarih ve B.07.1.GİB.0.06.49-010.01-11 sayılı özelgesi).

27-Otele ait olmayan otoparkta bulunan müşteri aracının çalınması halinde otel işletmesi tarafından sigorta şirketine ödenen tutarın kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı: Ödenen tazminatların gider yazılabilmesi için, işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunması şarttır. Ancak, kurumlarca işle ilgili ödenen tazminatlar, sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi, kurumların, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurundan kaynaklanması halinde gider olarak yazılamamaktadır. Otel müşterisi … Sendikasına ait olan aracın çalınması nedeniyle şirketiniz tarafından davacı sigorta şirketine ödenen tutarın 5520 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır (İstanbul VDB’nin 24.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-737 sayılı özelgesi). Özelgeden, aracın otel çalışanları tarafından bir başka otoparka yönlendirilmesi hususunun kusur addedildiği anlaşılmaktadır.

28- Bağış ve yardımlarda üst sınırın hesaplanmasında KKEG’in dikkate alınıp alınmayacağı: İndirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutardır (İstanbul VDB’nin 03.05.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 10-66 ve  sayılı özelgesi). Haliyle özelgede, KKEG’lerin hesaplamaya dahil edilmediği ifade edilmek istenmiştir.

29- Hesaplanan KDV olarak beyan edilen ancak sözleşme gereği arsa sahibinden tahsil edilmeyen KDV: Katma Değer Vergisi Kanununun 58 inci maddesine göre mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV ile mükellefçe indirilebilecek KDV, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilemeyeceğinden Şirketiniz ile anılan Vakıf arasında yapılan sözleşmeye istinaden, hesaplanarak beyan edilen, ancak söz konusu Vakıftan tahsil edilmeyen KDV’nin ilgili dönem kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir (Kayseri VDB’nin 18.02.2016 tarih ve 50426076-125[6-2015/20-249]-41 sayılı özelgesi).

30-İş kazaları: İş kazaları kaynaklı tazminatların gider gösterilebilmesine ilişkin hususun her bir vaka özelinde mahkeme kararı/kusur unsurları da dikkate alınarak karar verilmesi gerekir. Bu hususa ilişkin örnek özelgeler aşağıda olmakla birlikte konun daha iyi anlaşılabilmesi için özelge içeriklerinin tamamının gözden geçirilmesinde fayda bulunmaktadır.

İş kazaları sonucunda ödenen tazminatların gider yazılıp yazılamayacağı: Türkiye Kömür İşletmelerine ait sahada kömür çıkarılması sırasında meydana gelen iş kazaları sonucunda; kaza geçiren işgörene veya bunun varislerine şirketinizin kusurundan dolayı mahkeme kararına göre ödenen tazminatlar ve faizleri ile gerek bir iş akdi veya toplu iş sözleşmesi hükümlerine istinaden anlaşmak suretiyle, gerek hiçbir akde veya sözleşmeye bağlı olmaksızın doğrudan sulh yoluyla ödenen tazminatlar KVK’nın 11. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınamayacaktır (İzmir VDB’nin 23.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-244 sayılı özelgesi).

İş kazası sonucu ölen işçinin ailesine mahkeme kararına istinaden ödenen tazminatın gider yazılıp yazılamayacağı: Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere; ödenen tazminatların gider yazılabilmesi için, işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunması şarttır. Ancak, kurumlarca işle ilgili ödenen tazminatlar, sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi, kurumların, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarının kusurundan kaynaklanması halinde gider olarak yazılamamaktadır. Özelge talep formu ekindeki … İş Mahkemesinin … sayılı Kararının incelenmesinden, 04/05/2009 tarihli Teknik Bilirkişi Heyeti Raporu ile şirketinizin %50 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği ve bu kusur oranı da dikkate alınmak suretiyle şirketinizin tazminat ödemesine hükmedildiği anlaşılmıştır. Bu çerçevede, 06/10/2008 tarihinde işyerinizde gerçekleşen iş kazası sonucu ölen işçinin ailesine, yukarıda belirtilen mahkeme kararına göre ödemek zorunda kaldığınız tazminatın, 5520 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır (Bursa VDB’nin’nin 22.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-KV-10-52-177 sayılı özelgesi). Gelir İdaresi Başkanlığının 31.01.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.03.49/4914-228/ 8166 sayılı özelgesinde ise “… ödenen tazminatlardan, şirketinizin kusurlu olmadığı orana isabet eden tutarın GVK’nın 40.maddesinin (3) numaralı bendine göre gider olarak dikkate alınması mümkün olup, kusurlu olduğu orana isabet eden tutarın ise KVK’nın 11.maddesinin (g) bendine göre gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır” şeklinde görüş verilmiştir.

İş kazasında ölen işçinin varislerine ödenen tutarların safi kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılıp yazılamayacağı: Şirketiniz bünyesinde çalışan işçinin ölümü nedeniyle herhangi bir mahkeme ilamı da olmaksızın işçinin varislerine ödenmiş olan tazminatların Kurumlar Vergisi Kanununun 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir (Afyonkarahisar Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğünün 19.08.2011 tarih ve B.07.4.DEF.0.03.10.00-KVK.MUK.196-33 sayılı özelgesi).

İş kazası geçiren çalışana mahkeme kararı olmadan ödenen tazminat: Tazminat miktarında anlaşılmış olması nedeniyle, … Mahkemesinin 07.10.2010 tarih ve … sayılı kararı ile davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden, şirketiniz çalışanı … geçirdiği iş kazası sonucu ödediğiniz tazminat tutarının Gelir Vergisi Kanununun 40.maddesinin (3) numaralı bendine göre, safi kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır (Kocaeli VDB’nin’nin 14.07.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.41.15.01-KVK-2011/4-82 sayılı özelgesi).

31-Sözleşmeye istinaden kesilen cezanın indirim konusu yapılması için fatura düzenlenmesinin şart olup olmadığı: Şirketiniz tarafından yapılan ödeme, sözleşmede ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlardan olduğundan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Bir mal teslimi veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen veya buna bağlı olarak ortaya çıkmayan dolayısıyla malın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sadece sözleşme şartlarına uyulmaması sonucu ortaya çıkan tazminatlar katma değer vergisinin konusuna girmediğinden, tazminat tutarı üzerinden katma değer vergisi hesaplanması söz konusu olmayacaktır. İşletme Müdürlüğü ile adı geçen şirket arasında düzenlenen palet alım sözleşmesinde belirtilen şartların yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi halinde sözleşme hükmü gereğince adı geçen şirketten tahsil edilen cezai müeyyide, mal teslimi veya hizmet ifası kapsamında değerlendirilmese dahi tahsil edilen tutar için fatura düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, söz konusu ceza ödemesi karşılığında fatura düzenlenmemesi durumunda; bu ödemenin, söz konusu sözleşme, ödemeye dair makbuz, dekont vb. evrak ile tevsik edilmesi gerekmekte olup bu belgelerin muhafaza ve istenildiğinde ibraz edileceği tabiidir (İzmir VDB’nin 23.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-240 sayılı özelgesi).

32-Şirket (taşeron) personellerine mahkeme kararına göre yapılan ödemelerin kurum kazancını tespitinde indirim konusu yapılıp yapılmayacağı: Şirketiniz tarafından anılan Kanunun sorumluluk hükümlerine (4857 sayılı Kanunun 2.maddesi) göre veya yine bu Kanun hükümlerine dayanılarak verilen mahkeme kararlarına istinaden ödenen ücretler, sosyal güvenlik primi, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile karar harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır (Ankara VDB’nin 05.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2009-GVK-40-26 sayılı özelgesi). Özelgenin devamında GVK açısından kıdem tazminatları ve hükmedilen faizler üzerinden GV kesintisi yapılmayacağı ancak ücret ve ihbar tazminatı üzerinden kesinti yapılacağı belirtilmiştir.

33-Ecrimisil ödemeleri

İrtifak hakkı bulunan iskele için geçmiş dönemlere ilişkin cari dönemde tahakkuk eden ve ödenen ecrimisil ödemelerinin gider olarak indirim konusu yapılıp yapılamayacağı: Buna göre, … İşletme Müdürlüğünüz bünyesinde bulunan iskele için tarafınızdan ödenen ecrimisil ödemelerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır (Ankara VDB’nin 18.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-37-13-1012 sayılı özelgesi).

Ecrimisil bedeli ile gecikme zammının kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği: Şirketinizin genel merkez bahçesinde bulunan arsanın tarafınızca kullanılması yoluyla sağlanmış olan menfaatin parasal karşılığı olarak tahakkuk ettirilen ve anılan Yönetmelikte her ne kadar tazminat olarak tanımlanmışsa da kira ödemesi niteliği taşıyan ecrimisil ödemelerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Öte yandan, ecrimisil bedeline ilişkin Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun hükümlerine göre ödenen gecikme zammının kurum  kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılamayacağı tabiidir (İstanbul VDB’nin 07.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-1485 sayılı özelgesi).

34-Davadan vazgeçme bedelinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı: Mukaveleye dayanarak ödenen zarar, ziyan ve tazminatın gider kaydedilebilmesi için söz konusu zarar, ziyan ve tazminat ödemesinin iş ile ilgili olduğunun başlangıçta yapılan mukavelede öngörülmüş olması gerekmektedir. Firmanız tarafından … Ltd. Şti.’ne sulhname niteliğindeki ibraname ve anlaşmaya istinaden ödenmesine karar verilen ve özelgesi talep formunda davadan vazgeçme bedeli olarak adlandırılan tutarın, düzenlenen mukaveleye istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminat niteliğinde olmaması nedeniyle kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün değildir (Ankara VDB’nin 18.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-40-9-1015 sayılı özelgesi).

35- Müteahhit tarafından edinilen taşıma ruhsatlı silahın indirim konusu yapılıp yapılamayacağı: Almış olduğunuz silah demirbaş olarak kaydedilemeyeceği gibi, silah için yapmış olduğunuz harcamaların da GVK’nın 40.maddesine göre ticari kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması ve yüklendiğiniz KDV’nin indirimi mümkün bulunmamaktadır (Kayseri VDB’nin 06.08.2015 tarih ve 50426076-130[29-2014/20-1173]-126 sayılı özelgesi). Özelge içeriği incelendiğinde mükellefin ticari faaliyeti gerekçesiyle silah ruhsatı talep ettiği görülmektedir.

36- PTT ve TEAŞ gibi kurumlara ödenen gecikme zamları: Maliye Bakanlığının 14.06.2001 tarih ve 32996 sayılı Özelgesinde; “PTT ve TEAŞ gibi kurumların kamu kuruluşu olmasının bu kuruluşlara ait alacakların kamu alacağı niteliğinde olduğunu göstermeyeceği, bu kurumların alacaklarının 6183 sayılı Kanuna göre takip ve tahsilinin mümkün olmadığı, elektrik, su ve telefon faturalarının süresinde ödenmemesi nedeni ile alınan gecikme zamlarının işle ilgili olarak mukavelenameye göre ödenen tazminat olarak nitelendirilmesi gerektiği ve kurum kazancının tespitinde gider olarak yazılmasının mümkün olduğu” şeklinde görüş verilmiştir.

37- Şirket tarafından spor kulübünden kiralanan “loca satış” faturasının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı: Spor kulübünden gerçekleştirdiğiniz loca kiralama işlemine ilişkin giderlerin Kurumlar Vergisi Kanununa göre kurum kazancının tespitinde indirimi kabul edilen kısmına ilişkin KDV’nin Şirketiniz tarafından indirim konusu yapılması mümkün bulunmakta olup, kurum kazancının tespitinde indirimi kabul edilmeyen kısmına ilişkin KDV’nin ise indirim konusu yapılması mümkün değildir (İstanbul VDB’nin 12.11.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.837266 sayılı özelgesi).

38-Girişim sermayesi fonu sebebiyle indirimin hesaplanması: KVK’nın 10/1-a maddesi kapsamında girişim sermayesi fonuna ilişkin indirim tutarının tespitinde beyan edilen gelir olarak ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmek ve geçmiş yıl zararları ile varsa tüm indirim ve istisnalar düşülmek suretiyle bulunan tutar [Ticari bilanço kârı (zararı) + kanunen kabul edilmeyen giderler – geçmiş yıl zararları – tüm indirim ve istisnalar] dikkate alınacaktır.

39-Tasfiye halindeki şirkete ait şüpheli alacakların durumu: Değersiz hale gelen bahse konu alacağınızın, daha evvel karşılık ayırmak suretiyle zarar yazılmasından dolayı, bu kez buna bağlı karşılık hesabıyla birlikte kayıtların terkin edilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, herhangi bir nedenden dolayı şirketiniz ve borçlu şirket arasında karşılıklı mutabakat, protokol ve ibranamenin imzalanmaması halinde, bu alacakla ilgili karşılığın gelir, alacak tutarının da kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmak suretiyle kapatılması mümkün olabilecektir (İzmir VDB’nin 09.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-443 sayılı özelgesi).

40-Dış giyim harcamalarının gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı: Şirket faaliyetlerinin ifasında kullandığınızı belirttiğiniz dış giyim eşyalarının, kuaför ve kozmetik harcamalarının münhasıran faaliyetinizin yürütülmesine mahsus olmaması nedeniyle, belirtilen harcamalarınız ile kurum kazancının elde edilmesi veya idamesi arasında doğrudan bir bağ olduğundan söz edilemeyecektir. Buna göre; yapmış olduğunuz kıyafet, ayakkabı, kuaför ve kozmetik harcamalarının kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır (Antalya VDB’nin 22.07.2015 tarih ve 49327596-125[KVK.2014.ÖZ.40]-178 sayılı özelgesi).

I-DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Kurumlar vergisi mükellefleri yönünden indirilemeyecek giderlere esas itibariyle KVK’nın 11.maddesi, mefhumu muhalifi sebebiyle GVK’nın 40.maddesi ile eshamlı komandit şirketler açısından GVK’nın 41.maddesinde yer verilmiş olmakla birlikte bu konuyla ilgili pek çok kanunda düzenlemeler yapıldığı, idari görüşler sebebiyle de alanın oldukça genişlediği görülmektedir.

Mevzuatta yapılan düzenlemelerde yer alan ve safi kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen bir kısım unsurlar (KV’nin kendisi, yedek akçeler gibi) gider niteliğini taşımamakta ve beyanname üzerinde matraha ilavesi de gerekmemektedir. Ana kural sonuç hesaplarıyla ilişkilendirilen giderlerden mevzuat gereği indirimi kabul edilmeyenlerin beyanname üzerinde matraha ilavesi olmakla birlikte emisyon primi, dağıtılmamış kontrol edilen yabancı kurum kazancı, varlık kiralama şirketi tarafından ayrılan toplam amortisman gibi sonuç hesaplarıyla ilişkilendirilmeyen bir kısım işlemler de beyannamede KKEG alanı aracılığıyla matraha ilave edilebilmektedir.

Kurumlar vergisi beyannamesinde “Ticari Bilanço Kârı/Ticari Bilanço Zararı” olarak isimlendirilen satır, bilançoda yer almamakta bu satıra gelir tablosundaki “Dönem Kârı veya Zararı” rakamına aktarılmaktadır. Kurumlar ve Geçici vergi beyannamesinde (BDP’de) KKEG toplamı Kazanç ve İlaveler/İlaveler/KKEG satırına yazılarak matraha dahil edilmekte ve ayrıntısına eklerdeki ilgili satırlarında yer verilmektedir. Risk analizi açısından sınıflandırmanın doğru yapılması önem arz eder. Diğer taraftan bu alanın kullanışsız olduğunu (ekranın tamamını kapsayacak şekilde büyütülememesi) ve iyileştirme yapılması gerektiğini belirtmemizde fayda bulunmaktadır.

TDHP’de KKEG adı altında bir hesap tanımlanmamıştır. İşletmece hangi hesap planı kullanılıyorsa (7/A ya da 7/B) KKEG’lerin TDHP’de ilgili hesaplarında (689/760/770 gibi) muhasebeleştirilmesi, vergi hesaplaması ve beyanname düzenlemeyi pratik hale getirmek için ise beyanname ekinde yer alan KKEG tablosuna uygun alt hesaplarda/nazım hesaplarda ayrıca takip edilmesi yerinde olacaktır.

Önceki çalışmalarımızda da üzerinde durduğumuz üzere bütçe gelirlerinin yaklaşık %85’i vergi gelirlerinden oluşmaktadır. Bu sebeple keyfi/ölçüsüz/işletmeyle ya da işle bağlantısı olmayan harcamalarla matrah aşındırılmasının önlemesine yönelik düzenlemeler doğal karşılanmalıdır. Ancak binek otomobillere ilişkin gider ile finansman gider kısıtlamasına ilişkin düzenlemeler sonrasında ticari kâr ile mali kâr arasındaki makas oldukça açılmış ve birçok işletme dönemi ticari zararla kapatmalarına karşın vergi yüküyle karşılaşmıştır. Bir bakıma KKEG’ler vergi güvenlik müessesesi/vergi toplama aracı haline dönüşmüştür. Bu durumun Anayasanın “herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlü olduğu; vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacı olduğu” hükmüyle örtüşmediği söylenebilir.

Vergi mevzuatının önemli bir kısmını muafiyet, indirim, istisna gibi düzenlemeler oluşturmaktadır. Hatta vergi kanunu olmayan düzenlemelerde dahi bu konularda maddi vergi kanunlarına atıf yapılmaktadır. Bu düzenlemelerin makul gerekçeleri (teşvik, yurtdışıyla rekabet, sosyal, askeri gibi) olduğu kuşkusuzdur. Ancak işletmeyle/işle illiyet bağı olan giderlerin indiriminin reddedilmesinden ziyade muafiyet, istisna ve indirimlerin gözden geçirilerek törpülenmesi/yeniden düzenlenmesi yoluyla vergi gelirlerinin arttırılmasının Anayasanın 73.maddesine (özellikle son fıkrasına) daha uygun olacağı kanaatindeyiz.

Vergi bilinci, vergiye gönüllü uyum, matrah aşındırılmasının önüne geçilmesi haliyle vergi gelirlerinin artırılması  için vergi inceleme ve tam tasdik müesseselerinin önemi tartışılmazdır. 2023 Yılı Faaliyet Raporuna göre VDK’nın aktif denetim gücü 5.965 kişi, faal gelir ve kurumlar vergisi mükellef sayısı yaklaşık 3,7 milyon, 2023 yılı vergi inceleme oranı ise %1,66’dır. Haliyle her ne kadar yapay zekâ, VDK-RAS gibi bilimsel yöntemler kullanılsa ve vergi müfettişleri büyük özveriyle çalışsa da mevcut haliyle denetimlerin yeterli olması çok mümkün görünmemektedir. Konuya bu açıdan bakıldığında çalışmaları devam eden tam tasdik zorunluluğuna ve mevcut haliyle çoğu kapsam dışında kalan indirim ve istisnalar için tasdik raporu aranmasına ilişkin düzenlemelerin yasalaşması bütçeye yük getirmeden denetlenen mükellef sayısının ve vergi gelirlerinin artışına ayrıca da vergi bilincinin yerleşmesine neden olacaktır. Vergi/matrah artırımına ilişkin düzenlemelerin gündeme dahi gelmemesi/toplumda bu yönde beklenti oluşturulmaması da oldukça önemlidir.

Kaynaklar

– 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ve Genel Tebliği

– 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu

– 213 sayılı Vergi Usul Kanunu

– 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ve Genel Tebliği

– 197, 5602, 6802,  5510, 5411, 6361, 6102, 7183 sayılı Kanunlar

– 4811, 5811, 6111, 6552, 6736, 7020, 7143, 7256, 7326, 7440 Sayılı Kanunlar ve Tebliğleri

– Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri, Tek Düzen Hesap Planı

– 174, 311 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğleri

– 496, 501, 530 ve 555 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği

– VUK-165/2024-3/Enflasyon Düzeltmesi Uygulaması Sirküleri

– 60 No.lu KDV Sirküleri

– Danıştay 3.Daire 22.10.2020 tarih ve 2020/4087 sayılı Kararı

– Vergi Denetim Kurulu, 2023 Faaliyet Raporu

– TÜRMOB, 2023 Kurumlar Vergisi Beyanname Düzenleme Rehberi, Nisan 2014

– Gelir İdaresi Başkanlığı, İstatistikler, 2024 Nisan Ayı Faal Mükellefler

– Beyanname Düzenleme Programı Kurumlar Vergisi Beyannamesi 27.versiyon

– Ahmet Kavak, Sürgem, Kurumlar Vergisi Beyanında Önem Arz Eden Hususlar, Nisan 2024

– Selahattin Gökmen, Kurum Kazancının Tespiti ve Beyanında Özellikli Konular, Antalya SMMM Odası, 13.04.2023

– Abdullah Tolu, Mahkemenin sürpriz FGK kararı Maliye’yi şaşırttı!, Ekonomim, 01.12.2023

– Talha Apak, Telefon, Elektrik, Su ve Doğalgaz Faturalarının Giderleştirilmesi ve Bu Faturalarda Gösterilen KDV’nin İndirimi, Alomaliye, 26.10.2004

– İzmir VDB’nin 20.03.2015 tarih ve 84098128-120.01.02.07[40-2013-3]-143 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 04.08.2020 tarih ve 62030549-125[8-2017/361]-E.567951 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 23.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-719 sayılı özelgesi

– Manisa VDB’nin 20.08.2013 tarih ve 85373914-125[49.01.07]-78 sayılı özelgesi

– Büyük Mükellefler VDB’nin 15.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-GVK-40/1-148 sayılı özelgesi

– Bursa VDB’nin 22.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-KV-10-60-178 sayılı özelgesi

– Büyük Mükellefler VDB’nin’in 16.01.2013 tarih ve 64597866-125[6-2013]-2 sayılı özelgesi

– Antalya VDB’nin 10.01.2011 tarih B.07.1.GİB.4.07.16.01-GVK.2010.99-4 sayılı özelgesi

– Gelirler Genel Müdürlüğünün 09.02.2005 tarih ve B.07.0.GEL.0.55/5530-91/6279 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 29.05.2023 tarih ve E-62030549-125-587580 sayılı özelgesi

– Ankara VDB’nin 14.05.2013 tarih ve 38418978-125[32/A-12/1]-446 sayılı özelgesi

– Ankara VDB’nin 27.09.2022 tarih ve 38418978-125[10-20/15]-436338 sayılı özelgesi

– Bursa VDB’nin 06.06.2022 tarih ve 45404237-130[I.19.166]-135418   sayılı özelgesi

– Gelir İdaresi Başkanlığının 10.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.0.03.49-010.01-21 sayılı özelgesi

– Büyük Mükellef VDB’nin 28.07.2017 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-125.05-13903 sayılı özelgesi

– Büyük Mükellefler VDB’nin 11.01.2024 tarih ve  E-64597866-125-869 sayılı özelgesi

– Hatay VDB’nin 05.08.2022 tarih ve E-35672403-010.01[125.07.2021]-105997 sayılı özelgesi

– Ankara VDB’nin 13.12.2023 tarihli özelgesi

– Ankara VDB’nin 18.10.2022 tarih ve E-38418978-125[6-2021/30]-476079 sayılı özelgesi

– Ankara VDB’nin 27.02.2023 tarih ve E-38418978-125[6-21/28-İ]-99912 ve sayılı özelgesi

– Antalya VDB’nin 16.02.2023 tarih ve E-49327596-125[KVK.ÖZ.2021.103]-36531 sayılı özelgesi

– Büyük Mükellefler VDB’nin 16.01.2013 tarih ve 64597866-125[6-2013]-2 sayılı özelgesi

– Denizli VDB’nin 22.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.20.15.02-KV-2011/1-138 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 06.07.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 6-2075 sayılı özelgesi

– Kahramanmaraş VDB’nin 14.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.46.15.01-KVK-1-19 sayılı özelgesi

– Antalya VDB’nin 09.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.07.16.01-GVK/2010-50-156 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 13.03.2015 tarih ve 62030549-125[6-2014/131]-444 sayılı özelgesi

– Kocaeli VDB’nin 31.12.2016 tarih ve 93767041-125[11-2015-31]-97 sayılı özelgesi

– Antalya VDB’nin 19.07.2022 tarih ve 49327596-125[KVK.ÖZ.2020.14]-173478 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 09.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-687 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 04.10.2016 tarih ve 11395140-105[Mük257-2016/VUK1-18758]-152824 sayılı özelgesi

– Ordu Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğünün 08.02.2023 tarih ve E-25953680-045.02-6823 sayılı özelgesi

– Eskişehir VDB’nin 29.09.2022 tarih ve 11355271-125.08[6-2020/2]-64556 sayılı özelgesi

– Adana VDB’nin 28.04.2014 tarih ve 19341373-125[ÖZELGE-2013/11]-35 sayılı özelgesi

– Kocaeli VDB’nin 25.04.2014 tarih ve 93767041-125[6-11-GV-40-2013/35]-68  sayılı özelgesi

– Ankara VDB’nin 01.11.2013 tarih ve 38418978-120[40-13/1]-1161 sayılı özelgesi

– İzmir VDB’nin 23.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-242 sayılı özelgesi

– Yalova Valiliği Defterdarlık Genel Müdürlüğünün 22.12.2011 tarih ve B.07.4.DEF.0.77.10.00-K.V 2010/1-14 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 10.11.2016 tarih ve 39044742-010.01-203284 sayılı özelgesi

– Mersin VDB’nin 05.08.2013 tarih ve 18008620-2011-721-8-79 sayılı özelgesi

– Gelir İdaresi Başkanlığı 01.06.2012 tarih ve B.07.1.GİB.0.06.49-010.01-11 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 24.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-737 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 03.05.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 10-66 ve  sayılı özelgesi

– Kayseri VDB’nin 18.02.2016 tarih ve B.07.1.GİB.4.38.15.01-125[6-2015/20-249]-41 sayılı özelgesi

– İzmir VDB’nin 23.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-244 sayılı özelgesi

– Bursa VDB’nin’nin 22.08.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.16.01-KV-10-52-177 sayılı özelgesi

– Gelir İdaresi Başkanlığının 31.01.2007 tarih ve B.07.1.GİB.0.03.49/4914-228/ 8166 sayılı özelgesi

– Afyonkarahisar Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğünün 19.08.2011 tarih ve B.07.4.DEF.0.03.10.00-KVK.MUK.196-33 sayılı özelgesi

– Kocaeli VDB’nin’nin 14.07.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.41.15.01-KVK-2011/4-82 sayılı özelgesi

– İzmir VDB’nin 23.02.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-240 sayılı özelgesi

– Ankara VDB’nin 05.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2009-GVK-40-26 sayılı özelgesi

– Ankara VDB’nin 18.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-37-13-1012 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 07.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-1485 sayılı özelgesi

– Ankara VDB’nin 18.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-KVK-40-9-1015 sayılı özelgesi

– Kayseri VDB’nin 06.08.2015 tarih ve 50426076-130[29-2014/20-1173]-126 sayılı özelgesi

– İstanbul VDB’nin 12.11.2020 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.837266 sayılı özelgesi

– İzmir VDB’nin 09.09.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-443 sayılı özelgesi

– Antalya VDB’nin 22.07.2015 tarih ve 49327596-125[KVK.2014.ÖZ.40]-178 sayılı özelgesi

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi  kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.
[/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version