Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
Biriken Vergi ve Prim Borçlarının Ödenmesi Konusunda Düzenleme Yapılmazsa Ciddi Sorun Yaşanacak.
Giriş; 06 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremler nedeniyle 11 ilimizde Hazine ve Maliye Bakanlığınca 06.02.2023-31.07.2023 tarihleri arasında ilan edilen mücbir sebep hali daha sonra Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep İlinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde 30 Nisan 2024 tarihine kadar uzatılarak vergi kanunlarının uygulanması bakımından mücbir sebep halinin devamına karar verilmişti. Hazine ve Maliye Bakanlığının bu kararına uygun olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (SGK) tarafından da 06.02.2023-30.04.2024 dönemini kapsayan süre içinde verilmesi gereken bildirimler ve ödenmesi gereken sigorta primleri yönünden mücbir sebep hali ilan edilmişti.
GİB tarafından yapılan açıklamaya göre mücbir sebep halinin başladığı 06.02.2023 tarihinden mücbir sebep halinin sona ereceği 30.04.2024 tarihine kadar verilmesi gereken vergi beyanname ve bildirimler 15.05.2024 çarşamba günü sonuna kadar verilebilecek, bu beyannamelere ve bildirimlere istinaden tahakkuk eden vergiler ile 2023 yılı motorlu taşıtlar vergisinin ikinci taksiti ve 2024 yılı motorlu taşıtlar vergisinin birinci taksiti 31.05.2024 Cuma günü sonuna kadar ödenebilecektir. SGK tarafından yapılan düzenlemeye göre de iş yerleri ile primini kendi ödemekle yükümlü sigortalıların 6 Şubat 2023’ten önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile 2023 yılı ocak-aralık, 2024 yılı ocak-mart aylarına ait prim borçlarının ödeme süresi 31 Mayıs 2024’e ertelendi.
Mücbir sebep hali süresinin sonuna yaklaşıldığı bu günlerde Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ilinin İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde ertelenen vergi ve prim borçlarının ödenmesi ve taksitlendirilmesi konusunda yeni bir düzenleme yapılmazsa ileride telafisi zor sonuçlar doğabilir.
Uygulama; Bilindiği üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı (GİB) ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (SGK) tarafından mücbir sebep hali kapsamında birikmiş vergi ve prim borçlarının mükelleflerin ve işverenlerin talebi halinde 24 aya kadar faizsiz taksitlendirme imkanı sağlandı. Ancak bu konuda yapılan açıklamada borçluların 24 ay faizsiz taksitlendirme imkanından yararlana bilmesi için gerekli şartların yerine getirilmesi gerekiyor. SGK tarafından yapılan açıklamada bu durumda bulunan borçluların 1 Temmuz 2024 Pazartesi günü sonuna kadar başvuru yapmaları ve 6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesinde belirtilen teminat şartının sağlanması kaydıyla erteleme kapsamındaki borçlar, tecil faizi alınmaksızın azami 24 ay süre ile tecil edilebilecek. GİB tarafından yapılan açıklamada ise bu yerlerde bulunan vergi mükelleflerinin borçları 1 Temmuz 2024 Pazartesi günü sonuna kadar başvuru yapmaları ve gerekli şartları da taşımaları kaydıyla faiz alınmaksızın 24 aya kadar taksitlendirilecektir şeklindedir.
Hem GİB hem de SGK ile yapılacak taksitlendirme kapsamında yasada öngörülen şart, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı 50 bin Türk Lirasını aşmadığı takdirde teminat şartı aranmıyor. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı ise 50 Bin Türk Lirasını aşan kısmın yarısı. Buna göre toplam borç tutarları 50 Bin TL üzerinde bulunan borçluların 50 bin lirayı aşan kısmın yarısı kadar teminat vermesi ayrıca vergi borçları içinde mükelleflerin çok zor durum halinin tespitinde mali verilerinin analize tabi tutularak şartların uygun olması aranacaktır.
Depremin yıkıp enkaza çevirdiği bu şartlarda ticaret yapmaya devam etmek için gayret sarf eden esnaf, tüccar ve sanayicinin (iş dünyası) bu olumsuzluklardan en az şekilde etkilenmesi için mücbir sebep kapsamındaki dönemde ödenmesi gereken ve sürenin bitimde taksitlendirilecek olan vergi ve prim borçları için yasada öngörülen şartların yeniden değerlendirilmesi ve kolaylaştırıcı şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Yasada Cumhurbaşkanına bu konuda 50 bin TL tutarını on katına kadar artırmaya yetki verilmiştir. Cumhurbaşkanın bu yetkisini kullanması ve hatta bu konuda çıkarılacak bir kararla ya da yasal düzenlemeyle deprem bölgesi için teminat şartının kaldırılmasını öngören özel bir uygulamanın devre sokulması bu konudaki beklentileri karşılayacaktır. 6183 sayılı kanunun 48.maddesinde yer alan alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca hükmü gereğince belirli bir tutarın üzerindeki borçların taksitlendirilmesinde yerel idarenin yetkisinin bu limitler için yeterli olup olmadığı da ayrıca çözümlenmesi gereken bir sorun olmaktadır.
Sonuç; Güncel tutarlar üzerinden hesapladığımızda esnaf ve tüccarların birikmiş borç tutarların 50 bin TL’nin çok çok üzerinde olduğu. Bu illerde OSB de faaliyette bulunan firmaların birikmiş vergi ve prim borçlarının milyon liraları aştığı dikkate alındığında hiçbir kişi veya firmanın (Kredi limitlerinin yetersiz olması nedeniyle) bu tutarlarda banka teminatı vermesinin zor olduğu. Depremden dolayı hasarlı olarak tescillenen hiçbir binanın da teminat olarak gösterilmesinin mümkün görülmediği gibi iş yeri yıkılmış, mal varlığını kaybetmiş esnaf ve tüccarın bu şartlar altında teminat göstermesi mümkün görülmemektedir. Mücbir sebep döneminde ertelenen birikmiş vergi ve prim borçlarının taksitlendirilmesi konusunda kolaylık sağlanmaması halinde esnaf, tüccar ve sanayiciler çok zor durumda kalabilir, teşvikleri yanabilir ve cezalı duruma düşebilirler. Buda ileride telafisi zor sonuçlar doğurabilir. Bu durumu da dikkate aldığımızda mücbir sebep kapsamında ödenmesi gereken borçlarla ilgili taksitlendirme işleminin yasal şartlarının deprem bölgesine özel yeniden belirlenmesi bir zorunluluk olmaktadır.
Not: 6183 sayılı Kanun 48/A maddesi “01.01.2018 tarihinden itibaren vadesi gelen alacaklara uygulanmak üzere vergiye uyumlu mükelleflerin borçlarının tecili” mücbir sebep halini kapsamamaktadır.
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.