Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

7491 sayılı Kanun Kapsamında Temel Vergi Kanunlarında Yapılan Düzenlemeler – Mehmet Ali BACAKSIZ Vergi Dairesi Müdür V.

7491 sayılı Kanun Kapsamında Temel Vergi Kanunlarında Yapılan Düzenlemeler

Mehmet Ali BACAKSIZ
Vergi Dairesi Müdür V.
bcksz.mehmetali@gmail.com
Yazar Hakkında
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda Yapılan Düzenlemeler
Kanun’un “Sosyal içerik üreticiliği ve mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası” başlıklı mükerrer 20/B maddesinin başlığı ile birinci fıkrası değiştirilmiştir. Düzenleme ile internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden sunulan bazı hizmetler nedeniyle elde edilen kazançlarda istisnanın kapsamı genişletilmiştir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Mükerrer Madde 20/B – Sosyal içerik üreticiliği, internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden sunulan hizmetler ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası

İnternet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ve bu ortamlar üzerinden verilen bireysel kurs, eğitim, veri işleme ve geliştirme, ürün tanıtımı gibi hizmetlerden sağlanan kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden müstesnadır.(1/1/2024 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere)

… (ilgili madde hükümleri devam etmektedir)

Kanun’un “Menkul Sermaye İratlarında” başlıklı 22inci maddesine 4 ve 5inci fıkralar eklenmiştir. Böylelikle yurtdışından elde edilen kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna edilmiştir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

… 1,2 ve 3üncü fıkra hükümlerinin ardından gelmek üzere;

4.Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki kurumlardan elde edilen, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarının yarısı, bu kurumların ödenmiş sermayesinin en az %50’sine sahip olunması ve kâr payının elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla gelir vergisinden müstesnadır. (1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen gelirler ve kazançlara uygulanmak üzere)

5.Cumhurbaşkanı, üçüncü ve dördüncü fıkralarda yer alan kâr paylarına uygulanacak istisna oranı ile dördüncü fıkradaki %50 oranını ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya yetkilidir. (1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen gelirler ve kazançlara uygulanmak üzere)

Kanun’un “İndirilecek Giderler” başlıklı 40ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan parantez içi hükmü kaldırılmıştır. Böylelikle Binde 5 Götürü Gider Uygulaması kaldırılmıştır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Safi kazancın tespit edilmesi için, aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir:

1. Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler. (1/1/2024 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere kaldırılmıştır) (Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 (17.000 TL) Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına (440.000 TL) kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)

…(ilgili madde hükümleri devam etmektedir)

Kanun’un “Diğer İndirimler” başlıklı 89uncu maddesinin birinci fıkrasının (13) numaralı bendinin birinci cümlesinde yer alan “%50’si” ibaresi “kazancın elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar %80’i” şeklinde yine üçüncü cümlesinde yer alan “%100’e kadar artırmaya” ibaresi “%100’e kadar artırmaya ve Türkiye’ye transfer edilecek kazanç tutarını sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar artırmaya” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle Hizmet İhracında elde edilen kazanca uygulanan indirim oranı %80’e çıkarılmıştır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden aşağıdaki indirimler yapılabilir:

13.Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri (Yürürlük 1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen gelirler ve kazançlara uygulanmak üzere)  kazancın, elde edildiği takvim yılına ilişkin yıllık gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar tamamının Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla, %80’i. Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır. Bu bentte yer alan oranı, hizmet alanları ve kazanç tutarları itibarıyla sıfıra kadar indirmeye veya (1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen gelirler ve kazançlara uygulanmak üzere)  %100’e kadar artırmaya ve Türkiye’ye transfer edilecek kazanç tutarını sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar artırmaya Cumhurbaşkanı, bu bendin uygulamasına ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgili bakanlıkların görüşünü almak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir.

… (ilgili madde hükümleri devam etmektedir)

Kanun’un “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94üncü maddesinin sekizinci fıkrasına “3 numaralı bent kapsamında ödenen istihkak bedellerinden, işin; kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlara taahhüt edilip edilmemesine ve bunların genel veya özel bütçeli idare kapsamında olup olmamasına, süresine, nev’ine ve yüklenicinin; ana yüklenici, alt yüklenici ya da tam ve dar mükellef olmasına göre ayrı aynı veya birlikte” paragrafı eklenmiştir. Böylelikle yıllara sari inşaat ve onarım işlerinde uygulanan stopaj oranlarının belirlenmesinde Cumhurbaşkanı yetkisi genişletilmiştir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

3. 42nci madde kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri yapanlara (kurumlar dahil) ödenen istihkak bedellerinden,

Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan tevkifat nispetini, her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki;

– Tam ve dar mükellefler ile gerçek ve tüzel kişiler itibariyle,

–3 numaralı bent kapsamında ödenen istihkak bedellerinden, işin; kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlara taahhüt edilip edilmemesine ve bunların genel veya özel bütçeli idare kapsamında olup olmamasına, süresine, nevine ve yüklenicinin; ana yüklenici, alt yüklenici ya da tam ve dar mükellef olmasına göre ayrı ayrı veya birlikte,

Kanun’un geçici 67nci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “faiz gelirleri için ayrı ayrı veya birlikte bir katına” ibaresi “kar payı ve faiz gelirleri için ayrı ayrı veya birlikte %40’a” şeklinde, on yedinci fıkrasında yer alan “%15’e” ibaresi “%40’a” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkrada yer alan “her bir sermaye piyasası aracı” ibaresinden sonra gelmek üzere “ihraç edenler, ihraç veya iktisap tarihi, hesap türü, hesap açılış tarihi,” ibaresi eklenmiştir. Böylelikle madde kapsamında yer alan bazı stopaj oranlarının değiştirilmesine ilişkin Cumhurbaşkanına yetki verilmiştir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

6) Bu maddenin (1), (2), (3) ve (4) numaralı fıkralarında belirtilen tevkifat oranlarını yabancı para cinsinde ihraç edilen menkul kıymetlerden sağlanan getiriler ile döviz cinsinden açılmış hesaplardan elde edilen kâr payı ve faiz gelirleri için ayrı ayrı veya birlikte %40’a kadar artırmaya veya kanunî oranına kadar indirmeye Cumhurbaşkanı  yetkilidir.

….

17) Cumhurbaşkanı bu maddede yer alan oranları her bir sermaye piyasası aracı,(Geçerlilik; 28.12.2023) ihraç edenler, ihraç veya iktisap tarihi, hesap türü, hesap açılış tarihi, kazanç ve irat türü ile bunların vadesi elde tutulma süresi ve bunları elde edenler itibarıyla, yatırım fonlarının katılma belgelerinin fona iade edilmesinden veya diğer şekillerde elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar için fonun portföy yapısına göre, ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya (Yürürlük: 28.12.2023) %40’a kadar artırmaya yetkilidir.

Kanun’un geçici 72nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi “31/12/2028” şeklinde ve dördüncü fıkrası da “Cumhurbaşkanı birinci fıkrada yer alan oranları sıfıra kadar indirmeye, bir katına kadar artırmaya, Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle sporcu ücretlerinin vergilendirilmesine ilişkin sabit oran uygulaması uzatılmıştır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

31/12/2028 tarihine kadar sporculara yapılan ücret ve ücret sayılan ödemelerden aşağıdaki oranlarda gelir vergisi tevkifatı yapılır;

(4) Cumhurbaşkanı birinci fıkrada yer alan oranları sıfıra kadar indirmeye, bir katına kadar artırmaya; Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Kanun’un geçici 76ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi “31/12/2028” şeklinde değiştirilmiş ve “Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir” fıkrası eklenmiştir. Böylelikle Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlarda istisnası süresi uzatılmaktadır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

10/2/2005 tarihli ve 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar, 31/12/2028 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.

Hazine ve Maliye Bakanlığı bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda Yapılan Düzenlemeler
Kanun’un “Muafiyetler” başlıklı 4üncü maddesinin birinci fıkrasının (p) bendinde yer alan “kurumlar.” ibaresi “kurumlar ile katılım bankalarının ortağı olduğu ve katılım bankacılığı ilke ve esaslarına uygun her türlü finansman için kefalet vermek amacıyla kurulan Katılım Finans Kefalet Anonim Şirketi.” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle katılım bankalarının ortağı olduğu ve katılım bankacılığı ilke ve esaslarına uygun her türlü finansman için kefalet vermek amacıyla kurulan Katılım Finans Kefalet Anonim Şirketine de kurumlar vergisi muafiyeti tanınmaktadır.  Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

….

p) 18/6/2009 tarihli ve 5910 sayılı Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 18 inci maddesi kapsamında ihracatçılar lehine münhasıran ihracat kredileri için kefalet vermek amacıyla kurulan kurumlar ile katılım bankalarının ortağı olduğu ve katılım bankacılığı ilke ve esaslarına uygun her türlü finansman için kefalet vermek amacıyla kurulan Katılım Finans Kefalet Anonim Şirketi.

Kanun’un “İstisnalar” başlıklı 5inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci paragrafından sonra gelmek üzere “Kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki yabancı kurumların sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri iştirak kazançları için istisna oranı, iştirak payını elinde tutan şirketin yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %50’sine sahip olması ve kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla, bu bentte belirtilen diğer şartların sağlanması koşulu aranmaksızın %50 olarak uygulanır” paragrafı eklenmiş ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Böylelikle yurtdışı iştirak kazancı istisnasına düzenleme yapılmış ve kurumların yurt dışından elde ettikleri iştirak kazançlarına ilave olarak kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki yabancı kurumlara iştirak eden kurumlara, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az % 50’sine sahip olunması ve kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması şartıyla, 5520 sayılı Kanunun 5/1-b bendinde belirtilen diğer şartlar aranmaksızın iştirak kazancı istisnasının %50 oranında uygulanmasına karar verilmiştir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

(1) Aşağıda belirtilen kazançlar, kurumlar vergisinden müstesnadır:

b) Kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri aşağıdaki şartları taşıyan iştirak kazançları;

1) İştirak payını elinde tutan şirketin, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az % 10’una sahip olması,

2) Kazancın elde edildiği tarih itibarıyla iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süreyle elde tutulması (Rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle veya yurt dışı iştirakin iç kaynaklarından yapılan sermaye artırımları nedeniyle elde edilen iştirak payları için sahip olunan eski iştirak paylarının elde edilme tarihi esas alınır.),

3) Yurt dışı iştirak kazancının kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dahil iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az % 15 oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması; iştirak edilen şirketin esas faaliyet konusunun, finansal kiralama dahil finansman temini veya sigorta hizmetlerinin sunulması ya da menkul kıymet yatırımı olması durumunda, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,

4) İştirak kazancının, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi.

Yurt dışındaki inşaat, onarım, montaj işleri ve teknik hizmetlerin yapılabilmesi için ilgili ülke mevzuatına göre ayrı bir şirket kurulmasının zorunlu olduğu durumlarda, özel amaç için kurulduğunun ana sözleşmelerinde belirtilmesi ve fiilen bu amaç dışında faaliyetinin bulunmaması şartıyla, söz konusu şirketlere iştirak edilmesinden elde edilen kazançlar için bu bentte belirtilen şartlar aranmaz.

(1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen gelirler ve kazançlara uygulanmak üzere) Kanunî ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki yabancı kurumların sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri iştirak kazançları için istisna oranı, iştirak payını elinde tutan şirketin yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %50’sine sahip olması ve kazancın elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla, bu bentte belirtilen diğer şartların sağlanması koşulu aranmaksızın %50 olarak uygulanır.

Bu bent uyarınca vergi yükü, kanunî veya iş merkezinin bulunduğu ülkede ilgili dönemde tahakkuk eden ve kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler dâhil olmak üzere toplam gelir ve kurumlar vergisi benzeri verginin, bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit edilir.

(1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen gelirler ve kazançlara uygulanmak üzere) Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan; vergi yüküne ilişkin oranları ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya kurumlar vergisi oranına kadar artırmaya, diğer oranları ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya, Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddedeki istisnaların uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Kanun’un “Diğer İndirimler” başlıklı 10uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinin birinci paragrafında yer alan “kazancın %50’si.” ibaresi “kazancın, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar tamamının Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla %80’i.” şeklinde ve üçüncü paragrafında yer alan “%100’e kadar artırmaya” ibaresi “%100’e kadar artırmaya ve Türkiye’ye transfer edilecek kazanç tutarını sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar artırmaya” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle hizmet ihracında elde edilen kazanca uygulanan indirim oranı %80’e çıkarılmıştır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

ğ)Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleri ile ilgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri (1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen gelirler ve kazançlara uygulanmak üzere) kazancın, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar tamamının Türkiye’ye transfer edilmesi şartıyla, %80’i.

Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır.

Bu bentte yer alan oranı, hizmet alanları ve kazanç tutarları itibarıyla sıfıra kadar indirmeye veya (1/1/2023 tarihinden itibaren elde edilen gelirler ve kazançlara uygulanmak üzere) %100’e kadar artırmaya ve Türkiye’ye transfer edilecek kazanç tutarını sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar artırmaya Cumhurbaşkanı, bu bendin uygulanmasına ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgili bakanlıkların görüşünü almak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Kanun’un “Vergi Kesintisi” başlıklı 15inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “farklılaştırmaya yetkilidir” ibaresi “farklılaştırmaya; birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki vergi kesintisi oranını, işin; kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlara taahhüt edilip edilmemesine ve bunların genel veya özel bütçeli idare kapsamında olup olmamasına, süresine, nev’ine ve yüklenicinin; ana yüklenici, alt yüklenici ya da tam ve dar mükellef olmasına göre ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle yıllara sari inşaat ve onarım işlerinde uygulanan stopaj oranlarının belirlenmesinde Cumhurbaşkanı yetkisi genişletildi.  Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

(4) Cumhurbaşkanı, bu maddede belirtilen vergi kesintisi oranlarını, her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, kurumlar vergisi oranına kadar yükseltmeye ve aynı sınırlar dahilinde üçüncü fıkrada belirtilen kazançlar için fon veya ortaklık türlerine göre ya da portföylerindeki varlıkların nitelik ve dağılımına göre farklılaştırmaya; birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki vergi kesintisi oranını, işin; kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlara taahhüt edilip edilmemesine ve bunların genel veya özel bütçeli idare kapsamında olup olmamasına, süresine, nev’ine ve yüklenicinin; ana yüklenici, alt yüklenici ya da tam ve dar mükellef olmasına göre ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir.

Kanun’un “Dar Mükellefiyette Vergi Kesintisi” başlıklı 30uncu maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan “artırmaya yetkilidir.” ibaresi “artırmaya; birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki vergi kesintisi oranını, işin; kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlara taahhüt edilip edilmemesine ve bunların genel veya özel bütçeli idare kapsamında olup olmamasına, süresine, nev’ine ve yüklenicinin; ana yüklenici, alt yüklenici ya da tam ve dar mükellef olmasına göre ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle yıllara sari inşaat ve onarma işlerine ilişkin tevkifat konusunda Cumhurbaşkanı’na verilen yetki genişletilmiştir.  Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Cumhurbaşkanı yukarıdaki fıkralarda belirtilen vergi kesintisi oranlarını, gelir unsurları veya faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya yukarıdaki fıkralarda belirtilen oranın bir katına kadar artırmaya; birinci fıkranın (a) bendi kapsamındaki vergi kesintisi oranını, işin; kamu kurum ve kuruluşları ile bunlara bağlı, ilgili ve ilişkili kurumlara taahhüt edilip edilmemesine ve bunların genel veya özel bütçeli idare kapsamında olup olmamasına, süresine, nev’ine ve yüklenicinin; ana yüklenici, alt yüklenici ya da tam ve dar mükellef olmasına göre ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir.

Kanun’un “Kurumlar Vergisi ve Geçici Vergi Oranı” başlıklı 32nci maddesinin yedinci fıkrasına “Aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi kurumların, dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına da bu indirim uygulanır” cümlesi eklenmiştir. Böylelikle imalatçı veya tedarikçi kurumların aracılı ihracat faaliyetlerine ilişkin elde ettikleri kazançlar için de indirimli oran uygulanacaktır.  Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

(7) İhracat yapan kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançlarına kurumlar vergisi oranı 5 puan indirimli uygulanır. Aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak imalatçı veya tedarikçi kurumların, dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarına da bu indirim uygulanır.

Kanun’un geçici 14üncü maddesinde yer alan “31/12/2023” ibareleri “30/6/2024” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye “Cumhurbaşkanı, bu maddede belirtilen 30/6/2024 tarihini, bitim tarihinden itibaren her defasında altı ayı geçmeyen süreler halinde üç defa uzatmaya, kazanç istisnasını sıfıra kadar indirmeye veya kanuni seviyesine kadar artırmaya, istisna oranını; hesap türü, hesapların vadesi ve hesap açılış tarihine göre ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir” fıkrası eklenmiştir. Böylelikle Kur korumalı mevduata ilişkin kurumlar vergisi istisnasının süresi uzatılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda Yapılan Düzenlemeler
Kanun’un 413üncü maddesinden sonra gelmek üzere mükerrer madde eklenmiştir. Böylelikle Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde yer alan ve vergi mahremiyeti ihlali dışında tutulan bilgilerin genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıtlar karşılığında katılma payı alınacaktır.

Mükerrer madde 413

Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde yer alan ve bu Kanunun 5 inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin; anılan madde hükümleri çerçevesinde genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına 25 kuruştan az olmamak üzere katılma payı alınır. Katılma payının tutarı, sorgulanan veya dönen verinin sayısı, boyutu ve kapsamı, verinin sorgulama dışında toplu olarak paylaşılması durumunda paylaşılan verinin sayısı, boyutu, kapsamı ve mükellef sayısı ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenebilir. Bakanlık, kanunları gereğince mükelleflerden alabilecekleri bilgileri Başkanlık sistemlerinden alan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarından, paylaşılan verinin türü ve paylaşılma şeklini de dikkate alarak katılma payı almamaya veya daha düşük tutarlı almaya yetkilidir. Katılma payları, yeni bir belirleme yapılmadığı sürece, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır. Ödenecek katılma payı tutarının belirlenmesine esas olan sorgu, dönen kayıt veya toplu olarak paylaşılan veri miktarının belirlenmesinde Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtları esas alınır.

Katılma payları, takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından paylaşılan veriler üzerinden hesaplanır ve üç aylık dönemi takip eden ayın sonuna kadar veri paylaşılanlara bildirilir. Katılma payları bildirimin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar Bakanlık merkez muhasebe birimine ödenir.

Süresinde ödeme yapmayanlarla ödeme yapılıncaya kadar bilgi paylaşımı yapılmaz. Süresinde ödenmeyen katılma payları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince takip ve tahsil edilir.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.

Kanun’un geçici 30 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi “31/12/2024” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle geçici 30. Madde kapsamında yer alan ar-ge ve yatırım teşvik belgesi kapsamında yeni makine ve teçhizat alımlarına ilişkin amortisman uygulama süresi uzatılmıştır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten 31/12/2024 tarihine (bu tarihler dâhil) kadar, birinci fıkrada belirtilen kapsam ve şartlar dâhilinde iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için aynı fıkra uygulamasından yararlanılabilir. Bu fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Kanun’un geçici 33üncü maddesine “Bankalar, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındaki şirketler, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri tarafından geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2024 ve 2025 hesap dönemlerinde yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farla kazancın tespitinde dikkate alınmaz. Bu fıkra kapsamında belirlenen dönemleri geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere bir hesap dönemi kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir” fıkrası eklenmiştir. Böylelikle Banka ve finans kurumlarınca 2024 ve 2025 yıllarında yapılacak enflasyon düzeltmesi vergi matrahını etkilemeyecektir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Bankalar, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındaki şirketler, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri tarafından geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere 2024 ve 2025 hesap dönemlerinde yapılan enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan kâr/zarar farkı, kazancın tespitinde dikkate alınmaz. Bu fıkra kapsamında belirlenen dönemleri geçici vergi dönemleri de dahil olmak üzere bir hesap dönemi kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.

6183 sayılı AATUHK’nda Yapılan Düzenlemeler
Kanun’un “Haciz sırasında bulunacaklar ve haciz zaptı” başlıklı 78inci maddesinin ikinci fıkrasına “Haciz zaptı elektronik ortamda düzenlenebilir. Elektronik ortamda düzenlenecek haciz zaptına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir” cümlesi eklenmiştir. Böylelikle haciz zaptı elektronik ortamda düzenlenebilecektir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Haciz sırasında borçlu veya zilyed veya bunların; vekilleri, işçi, müstahdem veya aileleri efradından birisi kendilerini temsilen bulunur. Bunlar haciz yerinde bulunmaz veya o sırada bulundurulmaları sağlanamazsa gıyapta haciz yapılır. Gıyapta yapılan hacizlerde zabıta memuru veya muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden biri veya borçlunun veya zilyedin komşularından iki kişi hazır bulundurulur.

Tanzim edilen haciz zaptında, hacze esas olan haciz varakasının tarih ve numarası, haczin yapıldığı yer, gün ve saat, haczedilen malların neler olduğu, tahmin edilen değerleri, haciz sırasında bulunan kimseler, varsa üçüncü şahısların iddiaları vesair lüzumlu hususlar belirtilir, hazır bulunanlarca imzalanarak haciz işi tamamlanır.

Haciz zaptı elektronik ortamda düzenlenebilir. Elektronik ortamda düzenlenecek haciz zaptına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Gıyapta yapılan hacizlerde zaptın bir örneği borçlu veya zilyede derhal tebliğ olunur.

Güneş battıktan doğuncaya kadar ve tatil günlerinde haciz yapılamaz. Tatil günlerinde veya geceleri çalışılan yerlerde yapılacak hasılat haczi ile borçlunun mal kaçırdığının anlaşıldığı haller bu hükümden müstesnadır.

Kanun’un geçici 8inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi “31/12/2028” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle bazı kamu alacaklarının taşınmaz devriyle ödenmesinde süre uzatılmıştır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

31/12/2028 tarihine kadar uygulanmak üzere, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dahil 8.6.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tâbi iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri, 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Kanuna tâbi faaliyeti devam eden kamu bankaları, büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların, Devlete ait olan ve bu Kanun kapsamına giren borçlarına karşılık, mülkiyeti bu idarelere ait ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazlarından merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerince ihtiyaç duyulanlar ile  29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilecek olanlar, 4.1.2002 tarihli ve 4734 sayılı Kanunun 6ncı maddesine göre oluşturulacak komisyon tarafından takdir edilecek değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak bütçenin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin Maliye Bakanlığınca satın alınabilir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nda Yapılan Düzenlemeler
Kanun’un “Vergi İndirimi” başlıklı 29uncu maddesinin birinci fıkrasına “ç)Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen katma değer vergisi,” bendi eklenmiştir. Böylelikle 2 No.lu KDV beyanı ile beyan edilen vergi ödenmesi halinde 1 No.lu KDV beyannamesinden indirilebilecektir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

1.Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak aşağıdaki vergileri indirebilirler:

a) Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,

b) İthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi,

c) Götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap dönemi başındaki mallara ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi,

ç) Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilerek ödenen katma değer vergisi,

Kanun’un “Yetki” başlıklı 36ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “indirim hakkını” ibaresi “indirim veya iade hakkını”, “indirim hakkı” ibaresi “indirim veya iade hakkı” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle Cumhurbaşkanına KDV iade hakkını kısmen veya tamamen kaldırmaya ve iade hakkı kısıtlanan mal veya hizmetleri belirleme yetkisi verilmiştir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Cumhurbaşkanı indirim veya iade hakkını kısmen veya tamamen kaldırmaya veya yeniden koymaya ve bu şekilde indirim veya iade hakkı kısıtlanan mal veya hizmetleri belirlemeye, süresi içinde iadesi talep edilmeyen ve indirim yoluyla giderilmek üzere sonraki dönemlere devrolunan katma değer vergisinin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak yazılmasına imkân vermeye, iade talebinde bulunulabilecek asgari tutarı belirlemeye yetkilidir.

Kanun’un “Beyanname verme zamanı” başlıklı 41inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve fıkraya “akşamına kadar” ibaresinden sonra gelmek üzere “vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmibirinci günü akşamına kadar” ibaresi eklenmiştir. Böylelikle sorumlu sıfatıyla verilen 2 No.lu KDV beyannamelerinin verilme zamanı değiştirilmiştir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

1.Mükellefler Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takibeden ayın yirmidördüncü günü akşamına kadar vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi Beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmibirinci günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler.(söz konusu değişiklik yayımını izleyen ayın başında (1/1/2024) yürürlüğe girecektir)

2.Katma Değer Vergisi beyanının gümrük giriş beyannamesi veya özel beyanname ile yapılması gerektiği hallerde bu beyannameler vergi mükellefiyetinin başladığı anda ilgili gümrük idaresine verilir.

4. İşi bırakan mükelleflerin katma değer vergisi beyannamesi, işin bırakıldığı tarihi izleyen ayın yirmidördüncü günü akşamına kadar verilir.

Kanun’un “Verginin ödenmesi” başlıklı 46ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ile vergi kesmekle sorumlu tutulanlar,” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve fıkraya “akşamına kadar” ibaresinden sonra gelmek üzere”, vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi beyannamelerini vergilendirme dönemini takibeden ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar” ibaresi eklenmiştir. Böylelikle sorumlu sıfatıyla verilen 2 No.lu KDV beyannamelerinin ödeme zamanı değiştirilmiştir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

1.Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergilerini beyanname verecekleri ayın yirmialtıncı günü akşamına kadar vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergilerini beyanname verecekleri ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar ödemeye mecburdurlar.[1]

Kanun’un geçici 29uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi “31/12/2028” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle bazı projeler için uygulanan KDV istisnası süresi uzatılmıştır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanuna göre yap-işlet-devret modeli çerçevesinde gerçekleştirilecek projeler ve 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun ek 7 nci maddesine göre Yüksek Planlama Kurulu tarafından kiralama karşılığı yaptırılmasına karar verilen sağlık tesislerine ilişkin projeler ve 25/8/2011 tarihli ve 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 23 üncü maddesine göre Bakanlık tarafından kiralama karşılığı yaptırılmasına karar verilen eğitim öğretim tesislerine ilişkin projelerden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ihale veya görevlendirme ilanı yayımlanmış ancak teklif alınmamış olanlar ile 31/12/2028 tarihine kadar ihale veya görevlendirme ilanı yayımlanacak olanların; ihale edilmesi ile görevlendirilen veya projeyi üstlenenlere yatırım döneminde proje kapsamında yapılan mal teslimleri ve hizmet ifaları katma değer vergisinden müstesnadır.

Kanun’un geçici 32inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi “31/12/2028” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle ulaştırma ve altyapı harcamalarına yönelik KDV istisnasının süresi uzatılmıştır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

Şehir içi raylı ulaşım sistemleri, metro, tramvay, teleferik, telesiyej ve füniküler ile bunların hatları, istasyonları, yolcu terminalleri ve durakları ve bu iş ve işlemlerle ilgili tesisler ile eklenti veya bütünleyici parçalarının Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları arasında yapılacak devir ve teslimleri 31/12/2028 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.

Kanun’un geçici 33üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi “31/12/2028” şeklinde değiştirilmiştir. Böylelikle taşınmazların SGK’ya devir ve teslimi ile bu taşınmazların SGK tarafından devir ve tesliminde uygulanan KDV istisnasının süresinin uzatıldı. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 41 inci maddesi kapsamında taşınmazların Sosyal Güvenlik Kurumuna devir ve teslimi ile bu taşınmazların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dâhil) devir ve teslimi 31/12/2028 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır.

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nda Yapılan Düzenlemeler
Kanun’un “Tanımlar, teslim ve teslim sayılan haller” başlıklı 2inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendine “ana bayi” ibaresinden önce gelmek üzere “resmi şekilde düzenlenen sözleşmesi bulunan;” ibaresi eklenmiştir. Böylelikle motorlu araç ticareti yapanların kendi aralarında yaptıkları adi sözleşmelere istinaden ÖTV aranmaksızın işlem tesis edilmesinin önüne geçilecektir. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

d) Motorlu araç ticareti yapanlar: (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tâbi olanları imal, inşa veya ithal edenler ile fabrika, resmî şekilde düzenlenen sözleşmesi bulunan; ana bayi, bölge bayii, bayi, yetkili satıcı ve acenteler ile Maliye Bakanlığınca bu nitelikte oldukları tespit edilenleri,

Kanun’un “İhracat istisnası” başlıklı 5inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine “teslimi” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile yurt içinden serbest bölgelere yapılan teslimler” ibaresi eklenmiştir. Böylelikle ÖTV Kanunu’da yurt içinden serbest bölgelere yapılan teslimlerin ihracat istisnası kapsamında olmadığı hususuna yer verilmiştir.  Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

1. Bu Kanuna ekli listelerdeki malların ihracat teslimleri aşağıdaki şartlarla vergiden müstesnadır.

a) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye yapılmalıdır. Yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezleri yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir işletmenin, yurt dışında faaliyet gösteren şubelerini ifade eder.

b) Teslim konusu mal, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmış olmalıdır. Malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket edenlere veya bizzat alıcıya işlenmek ya da herhangi bir şekilde değerlendirilmek üzere yurt içinde teslimi  ile yurt içinden serbest bölgelere yapılan teslimler ihracat sayılmaz.

Kanun’un geçici 6ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “31/12/2023” ibaresi “31/12/2033” şeklinde, “bu tutarı” ibaresi “bu tutarı veya yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle belirlenmiş olan tutarı” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu maddede yer alan tutarlar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Hesaplanan tutarın 1 lirayı aşmayan kesirleri dikkate alınmaz” cümlesi eklenmiştir. Böylelikle geçici 6ncı maddenin uygulama süresi uzatılmıştır. Madde hükmü düzenleme sonrasında şu şekildedir:

31/12/2033 tarihine kadar, bu Kanuna ekli (IV) sayılı listede yer alan 8517.12.00.00.11 G.T.İ.P. numaralı malların karşısında gösterilen orana göre hesaplanan verginin, bu malların her bir adedi için 160 Türk Lirasından az olması halinde, orana göre hesaplanan vergi yerine her bir adet için 160 Türk Lirası vergi alınır. Bu maddede yer alan tutarlar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Hesaplanan tutarın 1 lirayı aşmayan kesirleri dikkate alınmaz. Cumhurbaşkanı bu tutarı veya yeniden değerleme oranı uygulanmak suretiyle belirlenmiş olan tutarı,

bu tutarı sıfıra kadar indirmeye, üç katına kadar artırmaya yetkilidir.

[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi  kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.
[/vc_message][vc_column_text]

Exit mobile version