Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
İş Dünyası KDV’2 de Ödeme Şartına Neden Sessiz
Katma Değer Vergisi harcama üzerinden alınan bir vergi olup, üretilen mal veya hizmetin her aşamasında yaratılan değerin vergilendirildiği, özü itibariyle nihai tüketicinin katlanmak zorunda kaldığı bir tüketim vergisidir. KDV’nin en önemli özelliği indirim sisteminin olmasıdır. Çünkü KDV uygulamasında vergiyi doğuran olayın işlemin her aşamasında vergiye tabi tutulması ve bu işlemlerinde kendi sistematiği içinde yüklenilen verginin indirim konusu yapılarak beyan edilmesidir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergi güvenliği kapsamında 3065 sayılı Kanunun 9. maddesinden aldığı yetki ile KDV tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilmektedir. İdare bu yetkisini kullanarak bazı mal ve hizmetlerin teslimlerinde KDV tevkifatı yapılması konusunda düzenleme yapmıştır. (Tevkifat; mal veya hizmet ifasından dolayı alıcı tarafından satıcıya ödenmesi gereken KDV tutarının bir kısmının satıcıya ödenmeksizin sorumluluk eşliğinde hazineye aktarılması işlemidir.)
Bilindiği üzere idare tevkifat yapma zorunluluğu getirdiği işlemlerle ilgili özelikle de KDV iadesinde tevkifata tabi tutulan ve iadeye konu edilen tutarın yayınlamış olduğu tebliğle ödenmiş olması şartına bağlaması üzerine bu konuda açılan davalarla ilgili Danıştay 4. Dairesi’nin 09.09.2021 tarihli ve E:2021/2647 sayılı kararı ile durdurulmuştur. Mali idarenin yapmış olduğu itiraz sonrasında itiraz red edilerek Danıştay 4. Dairesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararını onadı (Danıştay VDDK’nın 23.03.2022 tarihli ve İtiraz No: 2022/3 sayılı Kararı) Mali İdare Danıştay VDDK tarafından verilen onama kararının kendisine tebliğ edilmesini ile birlikte konu ile ilgili yaptığı düzenlemede bu şartın aranmayacağı konusunda görüş bildirmiştir. (GİB’in 13 Mayıs 2022 tarihli ve E-64994458-130[5509-815]-63230 sayılı Genel Yazısı– “Danıştay Dördüncü Dairesinin 1/2/2022 tarih ve Esas No:2021/2647 sayılı Kararı ile KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair 35 Seri No.lu Tebliğin 15 inci maddesinin yürütmesi durdurulduğundan, tevkifat uygulamasından kaynaklanan iade taleplerinin yerine getirilmesinde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmiş olması şartı mükelleften aranmayacaktır.” )
Mali idare yargı tarafından iptal edilen düzenlemeyi bu kez KDV 2 beyannamesi verilme tarihini öne çekerek ve ödeme şartını ön koşarak işlemi yasal hale getirerek uygulamada yeni bir dönem başlatmak istemektedir.
Vergi ile ekonomi disiplin etmek bir araç olsa da hiçbir şekilde amaç olmamalıdır.
KDV özü itibariyle nihai tüketicinin katlanmak zorunda olduğu bir vergidir. Devreden KDV’nin getirdiği finansman maliyetinin üzerine birde KDV 2’ de tahakkuk eden verginin indirim konusu yapılabilmesi için ödeme şartının getirilmesi iş dünyasına yeni finans yükü getirilecektir. KDV iade işlemlerinde tıkanma yaşanacak. Alıcı satıcı arasındaki ticaretin zarar görmesine neden olacaktır. SMMM bürolarının iş yükünü artıracak KDV iade işlemlerini zora sokacaktır.
İş Dünyası Neden Sessiz
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonunun (TESK) bu konuda devekuşu misali tavır takınması, üyelerinin hakkını koruması bir kenara ülke vergi sisteminin bir kargaşaya sürüklenmesine göz yumması, sessiz kalması izah edilebilir bir durum değildir. Yapılması düşünülen bu düzenleme zor ekonomik şartlarda faaliyetine devam etme mücadelesi veren ticarî yaşamın önüne konulmuş vergi takozu etkisi yaratacaktır.
Ülkemizde GİB verilerine göre Ekim 2023 ayı itibariyle 3.535.238 kayıtlı KDV mükellefi bulunmaktadır. Mali idare tarafından uygulamaya konulan KDV tevkifatı dikkate alındığında her ay düzenli olarak verilmekte olan 3.535.238 KDV 1 Beyannamesi dışında en az yaklaşık 3 milyon adette KDV 2 beyannamesi her ay düzenli olarak verilmektedir. TBMM görüşülmekte olan Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi içinde yer alan 30, 32 ve 33 maddelerinde KDV sistematiğine aykırı bir düzenleme yapılarak indirim imkanının ödeme şartına bağlanması anlaşılır ve izah edilebilir bir durum değildir. Yapılan bu düzenleme Katma Değer Vergisi başta olmak üzere kamu giderlerinin karşılanması için ödenmesi gereken verginin hesaplanarak beyan edilmesine aracılık hizmeti veren SMMM’lerin iş yükünü ciddi bir şekilde artıracak ve mükellefle sorun yaşamasına neden olacaktır.
Devlet bütçesi ve bütçelerin gerçekleşmeleri ile hükümet politikalarının ekonomik hedeflere ulaşılmasının yanı sıra hükümetlerin yönetim performanslarını değerlendirirken hiç kuşku yok ki vergi ve muhasebe politikası önemlidir. Bu konudaki tercihleri ve uygulamaları başarısı muhasebe mesleğini icra eden bizlerin taşıdığı sorumluluk ve büyük özverilerle ortaya konulan emeğin ürünü olarak gerçekleşmektedir.
Ülkemizde devletin en önemli gelir kaynağı vergidir. Devletin vergi alacağını en doğru şekilde hesaplanıp beyan edilmesi sağlıklı bir muhasebe sistemiyle mümkün olmaktadır. Bu nedenle muhasebe/mali müşavirlik mesleğinin değerini ve kamusal faydasını dikkate aldığımızda muhasebe meslek mensuplarının ekonominin kayıt altına alınarak vergi gelirlerinin toplanması ile vergi kayıp ve kaçağının önlenmesindeki rolünü hiç kimse yadsımamalıdır. Ve Başta TÜRMOB olmak üzere bu konuda görüş bildiren tüm YMM ve SMMM odaları ile meslek mensuplarının KDV 2 beyannamesinin beyan tarihi ve ödeme şartına bağlı indirim uygulaması konusundaki talepleri dikkate alınmalıdır.
Yapılan bu düzenleme akıllarımıza yapılması düşünüle vergi reform paketinde KDV’nin dışında başka vergilerinde ödeme şartına bağlanması vergi reformu paketi içinde yer alıyor mu? Sorusunu getirmektedir. Bu ve buna benzer yapılacak vergi düzenlemeleri ekonomik olarak iş dünyası acısından bütün öngörülerini, hedeflerini, plan ve programlarını altüst edecek bunun doğal sonucu olarak da devlet bütçesindeki olumsuzlukların giderilmesi için getirilen ek yüklere sanayici ve vatandaş katlanmak zorunda kalacaktır.
Maliye politikasında süreklilik zorunluluktur. Yazboz tahtası gibi kullanılmaz. Devlet yönetimi ciddiyet ve öngörü ister. Vergi tekniği dışında müdahalelerle verginin sistematiğini bozmak ticari hiyerarşik düzende çözümsüzlük üretir.
KDV2 Beyannamesinde beyan edilen verginin indiriminin ödeme şartına bağlanması. Normal KDV1 beyannamesini de olumsuz etkileyecek ve mükellef bir işlem için iki farklı beyanname üzerinden tahakkuk eden vergi için gecikme cezası/zammı ödemek zorunda kalacaktır.
TBMM görüşülmekte olan ve torba kanun olarak adlandırdığımız kanun teklifi içinde yer alan 30, 32 ve 33 maddelerinde yer alan düzenlemelerin kaldırılması ve KDV 2 Beyannamesi için yeni bir beyanname verme ve ödeme süresi tarihinin belirlenmesi konusunun iptal edilmesi tüm meslek camiasının ortak talebidir.
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.