Mehmet Ali BACAKSIZ
Vergi Dairesi Müdür V.
[email protected]
Yazar Hakkında
Arapça kökenli bir kelime olan “tecil”, Türkçe’de “erteleme” anlamına gelmektedir. Vergi uygulaması açısından ödeme güçlüğü içerisinde bulunan bir mükellefi ferahlatmak amacıyla getirilmiş bir “ödeme kolaylığı” olarak nitelendirebileceğimiz tecil müessesesinde temel gaye mükellefin iktisadi yaşamdaki devamlılığına zarar vermeden kamu alacağının tahsilini sağlamaktır.
Türk Vergi Sisteminde tecil müessesesi, mali, ekonomik, sosyal, teknik amaçlarla birçok vergi kanununda kendine yer bulmuştur. Bu doğrultuda 6183 sayılı Kanun kapsamında zor durumda olan vergi borçlusunun borcunun ertelenmesi mali; Ar-ge ve teşvik belgeli yatırımlarda KDV ertelemesi ekonomik, Veraset ve İntikal Vergisi kapsamında ihtilaflı borç ve alacaklarda verginin tahakkuk ettirilip ertelenmesi sosyal; ihraç kayıtlı teslimlerde KDV ertelemesi teknik amaçla tecil uygulamasına örnek verilebilir.
Çalışmada 6183 sayılı Kanun’da düzenlenen genel tecil müessesesi üzerinde durulacaktır. Bu tecil yönteminde vergiler muaccel ve temerrüde uğramış olsalar da, yeni bir vade belirlenerek vadesi geçmemiş borç statüsü kazanırlar. Diğer bir ifadeyle muaccel alacak, müeccel alacak haline gelmekte dolayısıyla borcun sadece vasfı değişmektedir.
1. 6183 sayılı Kanunun 48’inci Maddesine Göre Tecil
İlgili Kanun’un 48’inci maddesi “Amme borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin tatbiki veyahut haczolunmuş malların paraya çevrilmesi amme borçlusunu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı amme idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; amme alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil olunabilir. Şu kadar ki, amme borçlusunun alacaklı tahsil daireleri itibarıyla tecil edilen borçlarının toplamı 50.000 TL’yi (bu tutar dahil) aşmadığı takdirde teminat şartı aranılmaz. Bu tutarın üzerindeki amme alacaklarının tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı 50.000 TL’yi aşan kısmın yarısıdır” demektedir.
Borçludan teminat olarak öncelikle 6183 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinde sayılan maddi teminatın aranması gerekmektedir. Borçlu maddi teminat gösteremediği takdirde 11inci maddeye göre şahsi kefaletin (tahsil dairesince uygun görülmesi şartıyla) teminat olarak kabulü mümkündür.
Borçludan aranılan 50.000 TL’lik teminat sınırı belirlenirken tahsil daireleri itibarıyla tecil edilecek borç toplamına bakılacaktır. Dolayısıyla her bir tahsil dairesince borçlunun tecil edilen borç toplamı 50.000 TL’ye ulaşıncaya kadar borçludan herhangi bir teminat göstermesi istenmeyecektir.
Örnek 1: Mükellef Perihan Hanım’ın Ümraniye Vergi Dairesine 25.000 TL ve Sarıgazi Vergi Dairesine 40.000 TL borcu bulunmaktadır. Perihan hanım, anılan vergi dairelerinden 01.09.2023 tarihinde söz konusu borçlarının tecil ve taksitlendirilmesini talep etmiş ve başvurusu vergi daireleri tarafından uygun bulunmuştur. Bu durumda her iki vergi dairesine olan ve tecili uygun görülen borçları, ayrı ayrı 50.000 TL’nin altında kaldığı için ilgili vergi daireleri tarafından herhangi bir teminat aranılmadan taksitlendirme yapılacaktır.
Örnek 2: Beykoz Vergi Dairesi mükellefi Şenay Hanım 26.08.2023 tarihinde vergi dairesine müracaat ederek 90.000 TL borcunun taksitlendirilmesini talep etmiş, vergi dairesi borcun Eylül 2023’den itibaren 6 ayda 6 eşit taksitte ödemesini uygun bulmuştur. Vergi dairesi, mükelleften taksitlendirilen borcun 50.000 TL’yi aşan kısmın yarısı olan (90.000 – 50.000) / 2 = 20.000 TL değerinde teminat göstermesini isteyecektir.
Yukarıda belirtildiği üzere her bir tahsil dairesince borçlunun tecil edilen borç toplamı 50.000 TL’ye ulaşıncaya kadar borçludan herhangi bir teminat göstermesi istenmeyecektir. Ancak tecil edilen borç toplamı 50.000 TL’yi aştıktan sonra ve tecil şartlarına uygun ödemeler devam ettiği müddetçe borçlu tarafından yapılacak her yeni tecil talebi sırasında, daha önce tecil edilmiş borçların 50.000 TL’lik kısmı için teminat aranılmamış olması nedeniyle, tecili talep edilen borcun yarısı değerinde teminat gösterilmesi istenilecektir.
Örnek 3: Nusaybin Vergi Dairesi mükellefi Mahmut Bey 70.000 TL’lik vergi borcu için 26.05.2023 tarihinde tecil ve taksitlendirme talep etmiştir. Mükellefin talebi vergi dairesi tarafından uygun bulunmuş, Haziran ayından başlamak ve 6 ayda 6 eşit taksitte ödenmek üzere tecil edilmiştir. Mahmut bey, mevcut tecilli borcunu tecil şartlarına uygun ödemeye devam ederken, 26.10.2023 tarihinde 80.000 TL borcu için tecil ve taksitlendirme talebinde bulunmuştur. Vergi dairesi tarafından mükellefin ilgili borcu Kasım 2023 tarihinden başlamak ve 5 ayda 5 eşit taksitte ödenmek üzere tecil edilmiştir. Teminat şartı aranılmaksızın tecil edilebilecek borç tutarı 50.000 TL olduğundan, vergi dairesi mükellefin 26.05.2023 vadeli 70.000 TL borcunu taksitlendirirken, tecil edilen borcun 50.000 TL’lik kısmı için herhangi bir teminat istememiş, 50.000 TL’nin üzerinde kalan tutarın yarısı olan (70.000 – 50.000) / 2 = 10.000 TL teminat almıştır. Borçlu, ilk tecil talebine istinaden tecil edilen borcu için 50.000 TL teminat aranmaksızın tecil uygulamasından yararlandığından, 26.10.2023 vadeli borç tecil edilirken borçludan tecili talep edilen borcun yarısı tutarında (80.000 / 2 ) = 40.000 TL teminat göstermesi istenilecektir.
6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesinin 5’inci fıkrasında “Haciz yapılmışsa mahcuz mal, değeri tutarınca teminat yerine geçer. Tecil edilen amme alacakları ile ilgili olarak daha önce tatbik edilen ve borcun tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminat iade edilir. Ancak, mahcuz malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla olması halinde, tatbik edilen hacizler, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı mahcuz mal değerinin altına inmediği müddetçe kaldırılmaz. Tecilli borca karşılık alınan teminat ise, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarının zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır” hükmü yer almaktadır. Buna göre, borçlunun malları üzerine haciz tatbik edildikten sonra borcun tecil edilmesi halinde, daha önce haczedilmiş malları, tecil ve taksitlendirilen borçları için değeri tutarınca teminat yerine geçecektir. Şöyle ki;
— 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılan takip muamelesi sonucunda malları haczedilmiş amme borçlularından aranılan amme alacaklarının tecil edilmesi durumunda tecilden önce tatbik edilen ve alacağın tamamını karşılayacak değerde olan hacizler, yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacak ve buna isabet eden teminatlar bölünebilir nitelikte ise iade edilecektir.
— Borcun tecilinden önce haczedilmiş malların değeri tecil edilen borç tutarından az, zorunlu teminat tutarından fazla ise tatbik edilmiş olan hacizler, tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksitler sonucunda kalan borç tutarı, hacizli mal değerinin altına inmediği sürece kaldırılmayacak, tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler neticesinde kalan tecilli borç tutarı hacizli malın değerinin altına indikten sonra, yapılan ödemeler nispetinde ve bölünebilir nitelikte olması şartıyla kaldırılacaktır.
— Borcun tecilinden önce haczedilmiş malların değeri, tecil edilen borç tutarından ve madde hükmüne göre istenilmesi gereken zorunlu teminat tutarından az ise haczedilen malların değeri ile gösterilmesi gereken zorunlu teminat tutarı arasındaki fark kadar teminat gösterilmesi istenilecektir.
Not: Amme borçlusunun tecil ve taksitlendirilen borç tutarı teminat aranılmayacak 50.000 TL’lik sınırın altında olsa dahi tecilden önce haciz tatbik edilen hallerde yukarıda açıklandığı şekilde tatbik edilmiş hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacaktır.
Örnek 4: Üsküdar Vergi Dairesi mükellefi Ergün Bey’in 600.000 TL’lik borcu için vergi dairesince 400.000 TL değerindeki gayrimenkullerine haciz tatbik edilmiştir. Mükellef vergi dairesinden borçlarının tecil ve taksitlendirmesini talep etmiş, söz konusu borçlar 12 ayda ve 12 eşit taksitte ödenmek üzere tecil edilmiştir. Haczedilen gayrimenkullerin değeri tecil edilen borç tutarından az, ancak madde hükmüne göre gösterilmesi zorunlu teminat tutarı olan [(600.000-50.000=) 550.000/2=] 275.000 TL’den fazladır. Bu nedenle mükelleften tecil edilen borçlara karşılık teminat istenilmeyecektir. Mükellef ilk 5 taksit tutarı olan toplam 250.000 TL’yi ödedikten sonra kalan tecilli borç tutarı (600.000 – 250.000= 350.000 TL) hacizli gayrimenkullerin değeri olan 400.000 TL’nin altına inmesine ve hacizli gayrimenkullerin değerinin zorunlu teminat tutarı olan 275.000 TL’nin üstünde olmasına rağmen bölünebilir nitelikte olması koşuluyla kaldırılabilecek haciz tutarı 50.000 TL olacaktır. Mükellefin tecil şartlarına uygun olarak yapacağı ödemeler üzerine malları üzerindeki hacizler, bölünebilir nitelikte olması şartıyla yapılan ödemeler nispetinde kaldırılabilecektir. (Örnekte tahsili gereken tecil faizi ihmal edilmiştir)
1.1.Tecil Faizi
6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesi ile Hazine ve Maliye Bakanlığına tanınan yetkiye istinaden belirlenen ve 14.11.2023 tarihinden itibaren (bu tarih dahil) uygulanmakta olan yıllık tecil faiz oranı %36 olarak belirlenmiştir.
Tecil faizi oranı yıllık olarak belirlenmektedir. Tecil faizi; basit faiz usulü uygulanarak ve müracaat tarihinden ödeme tarihine (bu tarihler dahil) kadar geçen günler için, ödenecek taksit tutarları üzerinden hesaplanacaktır.
Tecil Faizi = |
Taksit Tutarı X Yıllık Tecil Faizi Oranı X Gün Sayısı |
———————————————————— |
36.000 |
Not: Burada dikkat edilmesi gereken husus, tecil faizinin borcun tamamı üzerinden değil, her taksit için öngörülen tutar üzerinden hesaplanacağıdır. Her taksit için gün sayısının hesaplanmasında yukarıda da belirtildiği gibi, müracaat tarihi esas alınacak ve ödeme günü dahil geçen gün sayısı belirlenecektir.
Örnek 5: Erzincan Vergi Dairesi mükellefi Hüseyin Bey’in 30.04.2024 vadeli Kurumlar Vergisinden olan 100.000 TL borcunun 26.04.2024 tarihinde 12 ay süreyle ödenmek üzere tecili talep edilmiştir. Mükellefin bu talebi incelenmiş ve Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos ve Eylül 2024 aylarında 5 ayda ve 5 eşit taksitte ödenmek üzere 10.05.2024 tarihinde tecil edilmiştir. Tecil edilen bu borcun mükellef tarafından 30.05.2024, 30.06.2024, 31.07.2024, 29.08.2024 ve 30.09.2024 tarihlerinde ödenmesi uygun görülmüştür. 30.04.2024 vadeli Kurumlar Vergisinden olan 100.000 TL borç için vadesinden önce 26.04.2024 tarihinde tecil talebinde bulunulduğundan tecil faizi vade tarihinden (vade tarihi hariç) itibaren uygulanacaktır.
|
Tecil Faizi Uygulanacak Süre |
|
Faiz Hesaplamasına Esas Olan Tarih |
Ödeme Günü |
1’inci Taksit için |
01.05.2024 |
30.05.2024=30 gün |
2’nci Taksit için |
01.05.2024 |
30.06.2024=60 gün |
3’üncü Taksit için |
01.05.2024 |
31.07.2024= 91 gün |
4’üncü Taksit için |
01.05.2024 |
29.08.2024= 120 gün |
5’inci Taksit için |
01.05.2024 |
30.09.2024= 151 gün |
Taksit tutarı: 100.000 / 5 = 20.000
1’inci taksit için tecil faizi = 20.000*36*30 / 36.000 = 600 TL
2’nci taksit için tecil faizi = 20.000*36*60 / 36.000 1.200 TL
3’üncü taksit için tecil faizi = 20.000*36*91 / 36.000 = 1.820 TL
4’üncü taksit için tecil faizi = 20.000*36*120/36.000= 2.400 TL
5’inci taksit için tecil faizi = 20.000*36*151/36.000= 3.020 TL olarak hesaplanacaktır.
Hüseyin Bey’den tecil faizleriyle birlikte,
1’inci Taksit için |
20.000 |
600 |
20.600 TL |
2’nci Taksit için |
20.000 |
1200 |
21.200 TL |
3’üncü Taksit için |
20.000 |
1820 |
21.820 TL |
4’üncü Taksit için |
20.000 |
2400 |
22.400 TL |
5’inci Taksit için |
20.000 |
3020 |
23.020 TL |
TOPLAM |
100.000 |
9.040 |
109.040 TL |
tahsil edilecektir.
1.2. Tecilin İhlali Halinde Ödenmiş Olan Tecil Faizlerinin Mahsup Edilip/Edilemeyeceği
6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesinin son fıkrasında yer alan “Tecil edilen amme alacağının gecikme zammı tatbik edilmeyen alacaklardan olması halinde, ödenen tecil faizleri iade veya mahsup edilmez” şeklindeki hüküm uyarınca, tecil edilen ancak tecil şartlarına uygun ödenmeyen amme alacağının gecikme zammı uygulanmayan alacaklardan oluşması halinde bu alacaklar için tecilin bir bedeli olarak ödenmiş bulunan tecil faizi borçlulara red ve iade edilemeyeceği gibi borçlarına da mahsup edilmeyecektir. Ancak, tecil edilen amme alacağının bir kısmının gecikme zammı uygulanabilecek, bir kısmının da gecikme zammı uygulanamayacak alacaklardan oluşması ve bu tür tecillerin ihlal edilmiş olması halinde, ödenen tecil faizlerinden, gecikme zammı uygulanabilecek alacağa isabet eden kısmı ödenmesi gereken gecikme zammından mahsup edilecektir.
Örnek 6: Gelir (Stopaj) Vergisinden 40.000 TL Kurumlar Vergisinden 60.000 TL ve Gecikme Zammından 20.000 TL olmak üzere toplam 120.000 TL borç tecil edilmiş, ancak belli bir süre geçtikten sonra tecil ihlal edilmiştir. Tecil süresince tahsil edilen 25.000 TL’nin 20.000 TL’si vergi aslından olan borçlara ait olup ayrıca 5.000 TL tecil faizi için ödeme yapılmıştır.
Bu durumda, mahsup edilecek tecil faizi tutarı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.
Vergi Aslına İsabet Eden Tecil Faizi = |
Ödenen Vergi Aslı Tutarı x Tahsil Edilen Tecil Faizi |
———————————————————— |
Tahsil Edilen Toplam Borç Tutarı |
= 20.000*5.000 / 25.000 = 4.000 TL |
Buna göre, 4.000 TL tutarındaki tecil faizi, vergi asılları için hesaplanacak gecikme zammından mahsup edilecektir. Diğer taraftan, 5.000 – 4.000 = 1000 TL tecil faizi ise gecikme zammı uygulanmayan amme alacağına ilişkin olduğundan bu tutar, borçluya red ve iade edilmeyeceği gibi borçlarına da mahsup edilmeyerek gelir yazılacaktır.
1.3.Özellik Arz Eden Diğer Hususlar
6183 sayılı Kanunun 48’inci maddesine göre tecil yapılabilmesi için borçlunun yazılı müracaatı şarttır. Borçlu bu müracaatı bizzat yapabileceği gibi kanuni temsilcileri veya bu konuda özel olarak vekalet verilen kişiler marifetiyle de yapabilecektir.
Kanunun tecil için öngördüğü şartlardan borç ödemede iyi niyet sahibi olma şartına da tecil taleplerinin değerlendirilmesi sırasında dikkat edilecek, öteden beri borç ödeme alışkanlığı bulunmayan borçluların önerdikleri ödeme planlarının gerçekçi olmadığı kanaatına ulaşılan hallerde tecil talepleri, çok zor durumda olmaları halinde dahi, kabul edilmeyecektir.
Tecilin, tecil ve taksitlendirme şartlarının borçlu tarafından kabul edilmesiyle hüküm ifade ettiği hususu da dikkate alınarak “tecil edilen borç tutarının %10’u ödenmedikçe ilgili tahsil dairesine borcu bulunmadığını gösteren yazının verilmemesi” tecil şartı olarak belirlenmiştir.
Tecile yetkili olan makamlar, tecil yetkilerini kullanırken;
a)Borçlu tarafından daha kısa bir süre önerilmemiş olması halinde, amme alacağının aylık taksitler halinde taksitlendirilmesi,
b)Borçlunun talep dilekçesinde belirttiği taksit süresinden daha uzun taksit süresi verilmemesi,
c)Taksit tutarları belirlenirken ödemesiz aya yer verilmemesi,
d) Taksit tutarlarının mutlaka eşit olma şartının aranılmaması gerekmektedir.
Tecil ve taksitlendirilmiş borçların tecil şartlarına uygun ödenmemesi durumunda, tecil ihlal edilmiş sayılacaktır. Tecil şartlarını ihlal eden borçluların, tecilin geçerli sayılması için tecile yetkili makamlara yapacakları başvuru üzerine bu makamlarca gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra tecilin geçerli sayılmasına karar verilebilecektir. Daha evvel tecil edilen bir borca karşılık yapılan ödemelerin tecilli sayılması ve kalan tutarın da belirlenen bir plan dahilinde ödenmesine izin verilmesi anlamına gelen “tecilin geçerli sayılması” uygulamasında, tecil faizi geçerli sayılan tecil için yapılmış ilk müracaat tarihi esas alınarak hesaplanacaktır. Tecilin geçerli sayılması durumunda da tecile yetkili makamların borçlunun ilk müracaat tarihinden itibaren verilebilecek azami süreyi geçmeyecek şekilde ödeme süresi vermeleri gerektiği tabiidir.
Örnek 7: Beykoz Vergi Dairesi mükellefi Tülin Hanım 15.01.2024 tarihinde bağlı olduğu vergi dairesine müracaat ederek borçlarını 18 ay süreyle ödemek üzere tecilini talep etmiştir. Vergi dairesi mükellefin 15.01.2024 tarihi itibarıyla (bu tarih hariç) gecikme zammı dahil toplam 240.000 TL borcu olduğunu tespit etmiş ve söz konusu borcun Şubat ayından başlamak üzere 12 ayda 12 eşit taksitte ödenmesini uygun görmüştür. İlk 3 taksidini ödeme planına uygun olarak ödeyen mükellef, Mayıs ayında ödemesi gereken 4üncü taksidini süresinde ödemeyerek tecili ihlal etmiştir. Bağlı bulunduğu vergi dairesine 10.07.2024 tarihinde müracaat eden mükellef, elinde olmayan nedenlerle ödeme yapamadığını belirterek tecilinin geçerli sayılmasını ve kalan borcunun Temmuz ayından başlamak üzere 12 ayda eşit taksitler halinde ödenmesine imkan verilmesini talep etmiştir. Vergi dairesince mükellefin talebi değerlendirilmiş ve söz konusu borç tecilli sayılarak kalan borcun Temmuz ayından başlamak üzere 10 ayda ve 10 eşit taksitte ödenmesine karar verilmiştir. Örnek olayda tecil ihlaline kadar tüm taksitler tecil faizleri ile birlikte ödenmiştir. Bu nedenle mükellefin kalan borcu için ödeme tarihlerine göre tecil faizleri hesaplanacaktır. Mükellefin, Temmuz ayında ödemesi gereken taksitini 15.07.2024 tarihinde ödediği varsayıldığında tecil faizi aşağıdaki gibi hesaplanacaktır. Mükellefin talebi kabul edilerek tecil geçerli sayıldığından, Temmuz ayında ödenmesi geren taksit için ilk müracaat tarihi olan 15.01.2024 ile ödeme günü olan 15.07.2024 tarihleri arasında geçen süreye;
18.000*36*183 / 36.000 = 3.294 TL tecil faizi hesaplanacaktır.
Böylece Tülin Hanım’ın 15.07.2024 tarihinde ödeyeceği taksit tutarı tecil faizi dahil toplam (18.000+3.294=) 21.294 TL olacaktır. (Örnekte, mükellefin daha sonra ödeyeceği taksitlere ilişkin tecil faizi hesaplamasına yer verilmemiş olmakla birlikte bu taksitlerin ödenmesinde de aynı esaslar dahilinde tecil faizi hesaplanacağı tabiidir)
Geçici Vergi, ÖTV, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, ÖİV, Harçlar (İkmalen Tarhiyata Dayalı Tapu Harçları hariç), Fonlar ve Paylar, Eğitime Katkı Payı ve Gecikme Zammı, İhale Sözleşmesi Damga Vergisi tecil edilemeyecektir.
2016/2 Tahsilat İç Genelgesine Göre Katma Değer Vergisinin müracaat tarihinden itibaren 6 ayı geçmeyecek şekilde azami 6 taksitte tecil ve taksitlendirilmesi uygun görülmüştür.
2019/1 Tahsilat İç Genelgesi ile Ecrimisil ve Haklardan olan alacakların 6183 sayılı Kanununun 48’inci maddesine göre tecili uygun görülmüştür.
2023/2 Tahsilat İç Genelgesi ile “Ek Kurumlar Vergisinin” müracaat tarihinden itibaren 12 ayı geçmeyecek şekilde tecil ve taksitlendirilmesi uygun görülmüştür.
2023/3 Tahsilat İç Genelgesi ile 7440 sayılı Kanunun 6ıncı maddesine göre işletme kayıtları ile kasa mevcutları ve ortaklardan alacaklar hesabı kayıtlarını düzelten mükelleflerin bu işlemler üzerine tahakkuk eden vergilerinin 6183 sayılı Kanun’un 48inci maddesine göre tecili uygun görülmüştür.
2023/6 Tahsilat İç Genelgesine göre “Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi” müracaat tarihinden itibaren 12 ayı geçmeyecek şekilde tecil ve taksitlendirilmesi uygun görülmüştür.
Kaynakça
— 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun
— Tahsilat Genel Tebliği (Seri:A – Sıra No: 1)
— Tahsilat Genel Tebliği (Seri: C – Sıra No:7)
— 2016/2 Tahsilat İç Genelgesi
— 2019/1 Tahsilat İç Genelgesi
— 2023/2 Tahsilat İç Genelgesi
— 2023/3 Tahsilat İç Genelgesi
— 2023/6 Tahsilat İç Genelgesine
— Selahattin Tuncer, Vergi Hukuku Açısından Tecil ve Taksitlendirme
— N.C.Karadağ – F.Karabuğa, 6183 sayılı Kanunda Yer Alan Tecil Düzenlemesi ile Diğer Hukuk Dallarındaki Düzenlemelerin Karşılaştırmalı Olarak Değerlendirilmesi
— B.Çitil, Vergi Hukukunda Tecilin İhlalinin Ödeme ve Tahsil Kavramları ile İlişkisi ve Tahsil Zamanaşımına Etkisi
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.