Şirket Hisselerinin Devrinin Muvazaalı Olduğunun Değerlendirilmesine Bağlı Olarak Verilen Elkoyma ve Kayyım Atama Kararlarının Mülkiyet Hakkını İhlal Etmediği
09 Kasım 2023 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 32364
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Başvuru Numarası 2018/27526
Karar Tarihi: 14/9/2023
GENEL KURUL
KARAR
Ö.K. BAŞVURUSU
Başkan |
: |
Zühtü ARSLAN |
Başkanvekili |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Başkanvekili |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler
|
: |
Engin YILDIRIM |
|
Muammer TOPAL |
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
|
Selahaddin MENTEŞ |
|
Basri BAĞCI |
|
İrfan FİDAN |
|
Kenan YAŞAR |
|
Muhterem İNCE |
Raportör |
: |
Ayhan KILIÇ |
Başvurucu |
: |
Ö.K. |
Vekili |
: |
Av. Atıl UĞUR |
Şirket Hisselerinin Devrinin Muvazaalı Olduğunun Değerlendirilmesine Bağlı Olarak Verilen Elkoyma ve Kayyım Atama Kararlarının Mülkiyet Hakkını İhlal Etmediği
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 14/9/2023 tarihinde, Ö.K. (B. No: 2018/27526) başvurusunda Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Olaylar
Başvurucu, kardeşi ile birlikte satın almak istedikleri gayrimenkulün bir şirkete ait olduğunu öğrendiklerini ve nama yazılı hisseleri 7/4/2016 tarihinde ciro yoluyla satın almak suretiyle şirkete malik olduklarını iddia etmektedir. Şirketin kurucuları olup Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) dâhil oldukları gerekçesiyle, 29/7/2016 tarihinde haklarında yakalama emri çıkarılan C.Y. ve M.K. 10/10/2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan kararla yönetim kurulu üyeliklerinden istifa etmiş, bunların yerine başvurucu ve kardeşi yönetim kurulu üyesi olmuştur. Yine aynı kararla şirketin ünvanı değiştirilmiştir.
Başsavcılığın talebi üzerine şirketin her türlü hak ve alacaklarına, kıymetli evraklarına, ortaklık paylarına, kiralık kasa mevcutlarına, diğer tüm menkul değerlerine tedbiren el konulmasına karar verilmiştir. Başvurucu ve kardeşi; şirketin nama yazılı hisse senetlerini 7/4/2016 tarihinde ciro edilme ve pay defterine işlenme suretiyle devraldıklarını, M.K. ile C.Y.nin bu tarih itibarıyla şirketle ilgilerinin kalmadığını belirterek karara itiraz etmiş, sulh ceza hâkimliği itirazı reddetmiştir. Başsavcılığın talebi üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun (TMSF) şirkete kayyım olarak atanmasına karar verilmiş, başvurucu ve kardeşinin bu karara itirazı da reddedilmiştir.
İddialar
Başvurucu, anonim şirketin mal varlığına tedbiren el konulması ve şirketin yönetimine kayyım atanması sebebiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Somut olayda başvurucunun ortağı ve yöneticisi olduğu şirketin mal varlığına, bunların suçtan elde edildiği veya suçta kullanılacağı şüphesiyle el konulmuş ve bu malların idaresi için şirketin yönetimine TMSF kayyım olarak atanmıştır. Suçtan elde edildiği veya suçta kullanılacağı hususunda şüphe bulunan mal varlığına el konulmasının ve bu malların yönetimi için kayyım atanmasının kural olarak terörizmin finansmanının önlenmesi ve muhtemel bir müsaderenin güvence altına alınması amacı bakımından elverişli olduğu açıktır. Şirketin hisselerinin devrinin hukuken geçerli bir işleme dayanıp dayanmadığı konusunda kamu makamlarının ciddi kuşkularının olduğu gözönünde bulundurulduğunda somut olaydaki koruma tedbirlerinin elverişlilik kriterini sağladığı sonucuna ulaşılmıştır.
Şirketler üzerindeki yönetim yetkisini bütünüyle sonlandıran kayyım atama işlemi son derece ağır bir müdahale olup bu derece ağır bir tedbirin uygulanabilmesi ancak çok istisnai hâllerde haklı görülebilir. FETÖ/PDY’nin karmaşık yapısı ve gelir elde etme yöntemi gözönünde bulundurulduğunda gelirlerinin terör örgütünün faaliyetleri kapsamında işlenen bir suçtan elde edildiği veya yine terör örgütüyle bağlantılı bir suçta kullanılacağı hususunda somut verilerin bulunması hâlinde şirketlerin yönetimine kayyım atanması haklı hâle gelir. Bu bağlamda somut olaydaki kayyım atama işleminin gerekli olduğu değerlendirilmiştir.
Öte yandan başvurucu; anılan kişilerin iddia edilen örgüt ile bağlantısını bilebilecek durumda olmadıklarını, şirketin hisselerinin mülkiyetini hukuka uygun olarak edindiklerini ve önceki maliklerin fiillerinden sorumlu tutulamayacaklarını iddia etmiştir. Başvurucu, devir işleminin 7/4/2016 tarihinde gerçekleştiğini belirtmekte ise de ünvan ve yönetim kurulu değişikliğinin darbe girişimi sonrası döneme denk gelmesi kamu makamlarınca dikkat çekici bulunmuştur. Kamu makamlarının bu alandaki takdir yetkileri dikkate alındığında somut olayın şartları altında müdahalenin gerekliliği hususunda kamu makamlarınca yapılan değerlendirmenin haksız olduğuna dair bir sonuca ulaşılmamıştır.
Bununla birlikte bir gayrimenkul satın alma niyetindeki başvurucunun gayrimenkulün kendisini değil de bu gayrimenkulün ait olduğu bir danışmanlık şirketinin hisselerini devralması şüpheli bir durum ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca şirketin ünvanının değiştirilme tarihi, şirkete el konulmasından önceki bir tarih olmakla birlikte terör örgütüne üye olma suçundan haklarında soruşturma yürütülen M.K. ve C.Y.ye ait avukatlık ortaklığının tüm mal varlığına el konulma kararından sonradır. Şirketin nama yazılı hisse senetlerinin devralınmasına rağmen hisse devrine ilişkin genel kurulun yaklaşık altı ay boyunca neden yapılmadığı da ciddi soru işaretleri barındırmaktadır. Üstelik -başvurucunun beyanına göre tanınmış kişiler olan- şüpheliler tutuklandıkları hâlde aylar boyunca şirketin yönetiminde yer almaya devam etmişlerdir. Şirketin ünvanı değiştirilmiş olmasına rağmen tapuya isim değişikliği başvurusunun yaklaşık iki yıl sonra yapılması da dikkat çekicidir. Başvurucunun şirketin hissesini almadaki asıl gayesinin gayrimenkul edinmek olduğunu iddia ettiği dikkate alındığında asıl amacı sağlayacak işlemde bu kadar uzun süre beklenmesi normal görünmemektedir. Ayrıca bir şirketin hâkim ortağı olan başvurucu ve kardeşinin şirkete el konulması ve şirkete kayyım tayin edilmesinden tapuya kayıt başvurusuna kadar haberdar olmamaları da oldukça ilginçtir.
Bu açıklamalar ışığında kamu makamlarınca başvurucunun şirketin hisse senetlerinin mülkiyetini devralmasına ilişkin işlemin muvazaalı olduğunun değerlendirilmesinde bir takdir hatası veya keyfîlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda şirket hakkında uygulanan elkoyma ve kayyım atama tedbirlerinin başvurucuya aşırı külfet yüklemediği, mülkiyet hakkının korunmasındaki kişisel yarar ile anılan tedbirlerin uygulanmasındaki kamusal yarar arasındaki adil dengenin başvurucu aleyhine bozulmadığı kanaatine varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. (T.C. Anayasa Mahkemesi)
I.BAŞVURUNUN KONUSU
1.Başvuru, anonim şirketin mal varlığına tedbiren el konulması ve şirketin yönetimine kayyım atanması sebebiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/9/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilemez olduğu hususunda oybirliği sağlanamaması nedeniyle kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
8. İkinci Bölüm tarafından 29/6/2021 tarihinde yapılan toplantıda, niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden başvurunun Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 28. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Genel Kurula sevkine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
10. Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı olan başvurucu 1997 doğumlu olup Almanya’da ikamet etmektedir.
A. Olayın Arka Planı
11. C.Y. ve M.K. tarafından 20/6/2013 tarihinde Karbon Yıldırım Danışmanlık Hizmetleri Anonim Şirketi (Şirket) kurulmuştur. Şirket, İstanbul ili Şişli ilçesi Mecidiyeköy Büyükdere Caddesi 307 pafta 1956 ada 3 parsel sayılı yerde bulunan Astoria isimli binadaki dört bağımsız bölümü 20/6/2013 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan işlemle M.S.den satın almıştır.
12. Soruşturma dosyasına yansıyan belgelere göre anılan bağımsız bölümlerde yine C.Y. ve M.K.ya ait olan Y.K. Avukatlık Ortaklığı faaliyet göstermektedir.
13. Türkiye 15 Temmuz 2016 gecesi silahlı bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış ve Bakanlar Kurulu tarafından ülke genelinde 21/7/2016 tarihinden itibaren doksan gün süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan edilmesine karar verilmiştir. OHAL 19/7/2018 tarihinde yeniden uzatılmayarak son bulmuştur. Darbe teşebbüsüne ilişkin süreç, OHAL ilanı, OHAL döneminin gerektirdiği tedbirlere ilişkin detaylı açıklamalar Anayasa Mahkemesinin Aydın Yavuz ve diğerleri ([GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, §§ 12-20, 47-66) kararında yer almaktadır.
14. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (Başsavcılık) 22/7/2016 tarihli talebi üzerine İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/7/2016 tarihli kararıyla Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) avukatlık yapılanmasına dâhil olduğu değerlendirilen M.K. ve C.Y. hakkında terör örgütüne üye olma suçundan yakalama emri çıkarılmıştır.
15. Başsavcılığın 23/7/2016 tarihli yazıyla talep etmesi üzerine İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliğinin 23/7/2016 tarihli kararıyla Y.K. Avukatlık Ortaklığının faaliyet gösterdiği işyerlerinde arama yapılmasına ve arama sonucu elde edilecek suç eşyasına el konulmasına karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
“Büyükdere Caddesi … Şişli İSTANBUL [adresinde] faaliyet gösteren Astoria Alışveriş Merkezinde B Blok/Kule 24. Katında [Y.K.] Avukatlık Ortaklığı ve sahiplerine ait hukuk bürosunda, yukarıda cins, model ve plakaları verilen araçlar üzerinde ve Alışveriş Merkezinin (Rezidans) eksi 6 (-6) ve eksi 5 (-5) katında bulunan B6 – D06 -D14 sayılı oda/depoda3 gün içerisinde 1 defaya mahsus olmak üzere geceleyin veya gündüzleyin ARAMA YAPILMASI,
Yapılan arama neticesinde elde edilmesi muhtemel suç unsuru materyallere CMK 127. Maddesi uyarınca EL KONULMASINA …”
16. Arama sonucu ele geçirilen ve çoğunluğu elektronik olan eşyaya el konulmasına İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliğince 24/7/2016 tarihinde karar verilmiştir.
17. Kolluk birimlerince yapılan araştırma neticesinde Y.K. Avukatlık Ortaklığının belge ve arşivinin R. Arşiv Yönetimi Anonim Şirketinin İstanbul’un Gebze ilçesindeki adresinde bulunduğunun tespiti üzerine İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 22/7/2016 tarihli kararıyla anılan adreste de arama yapılmasına karar verilmiştir.
18. Bunun yanında soruşturma dosyasına yansıyan belgelerden anlaşıldığına göre Y.K. Avukatlık Ortaklığının yönetimine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyım olarak atanmıştır.
19. Başvurucu, iddiasına göre ailesinin Almanya’da elde ettiği birikimleriyle Türkiye’de yatırım yapmak amacıyla İstanbul’da Astoria isimli binada satılık olan gayrimenkulü kız kardeşiyle birlikte satın almak istemiş; buranın Şirkete ait olduğunu öğrenmeleri üzerine nama yazılı hisseleri ciro yoluyla satın almak suretiyle Şirkete malik olmuşlardır. Başvuru dosyasında bulunan 7/4/2016 tarihli Şirket Yönetim Kurulu kararına göre C.Y. tüm hisselerini başvurucunun kız kardeşi olan Z.K.ye, M.K. ise tüm hisselerini başvurucuya ciro ederek teslim etmiştir. Anılan karara göre başvurucu ve kız kardeşi yüzde ellişer payla Şirketin tüm hisselerinin sahibi olmuştur.
20. Şirketin 10/10/2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan 28/9/2016 tarihli Olağanüstü Genel Kurul kararıyla ünvanı Karabulut Yıldırım Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. olarak değiştirilmiştir. Yine söz konusu karara göre M.K. ve C.Y. Yönetim Kurulu üyeliklerinden istifa etmiş; bunların yerine Z.K. ve başvurucu, Yönetim Kurulu üyesi olmuştur.
Tamamı İçin Tıklayınız – Word