Güven ilişkisinin bozulduğu gerekçesine dayanılarak iş akdine son verilmesi üzerine açılan işe iade davasında adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
27 Eylül 2023 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 32322
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SELÇUK BAYRAKTUTAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2019/25202)
Karar Tarihi: 11/5/2023
Başkan |
: |
Kadir ÖZKAYA |
Üyeler |
: |
M. Emin KUZ |
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU |
|
|
Basri BAĞCI |
|
|
Kenan YAŞAR |
Raportör |
: |
Duygu KALUKÇU |
Başvurucu |
: |
Selçuk BAYRAKTUTAN |
Vekili |
: |
Av. Serhat BAYRAKTUTAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, güven ilişkisinin bozulduğu gerekçesine dayanılarak iş akdine son verilmesi üzerine açılan işe iade davasında adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru, 18/7/2019 tarihinde yapılmıştır.
3. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde, yargılama sürecindeki dava dosyalarında ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden elde edilen bilgi ve belgelerde yer aldığı şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. 1972 doğumlu olan başvurucu, 11/10/1996 tarihinden itibaren bir kamu bankasında (kurum) çalışmaya başlamış; en son Doğu Anadolu Bölge İstihbarat Müdürlüğü bünyesinde müdür olarak çalışmakta iken 28/7/2016 tarihinde başvurucunun iş akdi feshedilmiştir.
7. İşveren Yönetim Kurulu tarafından 28/7/2016 tarihinde alınan kararda, ülkede yaşanan darbe teşebbüsü sonrasında kurumun halka açık bir banka niteliğinde olması ve bu kapsamda çalışma alanında oluşabilecek zafiyet ile kurumun itibarı da dikkate alınarak 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu‘nun 17. maddesine istinaden tüm hakları ödenmek suretiyle başvurucunun da aralarında olduğu 63 kişinin iş akdine son verildiği belirtilmiştir.
8. Başvurucu, feshin geçersizliğinin tespitine ve işe iadesine karar verilmesi talebiyle işveren aleyhine 31/8/2016 tarihinde dava açmıştır. Erzurum 1. İş Mahkemesine (Mahkeme) sunduğu dava dilekçesinde başvurucu; feshin usule aykırı olduğunu, fesih bildiriminde feshin açık ve kesin sebebinin belirtilmediğini, savunmasının dahi alınmadan işine son verildiğini ileri sürmüştür.
9. Mahkeme tarafından işveren kuruma, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık), Palandöken İlçe Emniyet Müdürlüğüne (Emniyet), Erzurum Valiliği Olağanüstü Hâl (OHAL) Bürosuna müzekkereler yazılarak başvurucu hakkındaki bilgi ve belgelerin gönderilmesi talep edilmiştir. Bu kapsamda Başsavcılıktan gelen cevabi yazıda başvurucu hakkında yürütülen bir soruşturma olmadığı bildirilmiştir.
10. Mahkeme 9/3/2017 tarihli kararıyla davanın reddine hükmetmiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:
“Tüm dosya kapsamına göre davalı bankanın kamu bankalarından sayılması, davacının bankada yaptığı işin istihbarat müdürlüğü olmakla müşteri hesaplarına ulaşma araştırma yetkisinin bulunması bu haliyle davacının çalışmaya devam etmesinin kurumun güvenliği için mümkün olmadığı, bankanın değerlendirmeyi usulünce yapıp28.07.2016 tarih 2821,27 nolu yönetim kurulu kararıyla fesih işlemini gerçekleştirmesinin şüphe feshi olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmış, fesih kararı İK’nın 18. Maddesine uygun geçerli bir fesih olduğundan davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.”
11. Başvurucu, karara karşı istinaf talebinde bulunmuş; dava dilekçesi ve aşamalardaki savunmasını tekrar etmek suretiyle hakkında soruşturma yahut kovuşturma bulunmadığını, işveren kurum tarafından somut hiçbir delile dayanılmadığını, iş akdinin usul ve yasaya aykırı bir şekilde, tamamen keyfî olarak sonlandırıldığını ileri sürmüştür.
12. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 24/10/2017 tarihli kararla eksik inceleme gerekçesine dayanarak dosyanın geri çevrilmesine karar vermiş, 9/5/2018 tarihli kararla da istinaf talebinin kabulüne ve başvurucunun işe iadesine hükmetmiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
“… getirtilen kayıtlardan davacı hakkında terör örgütü üyeliği ile ilgili olarak herhangi bir soruşturma veya kovuşturma olmadığı anlaşılmaktadır. Feshin dayanağı olarak gösterilen ve dosyaya gönderilen davalı bankanın yönetim kurulu kararı incelendiğinde, davacının, terör örgütü ile irtibatını ortaya koyan bir kayıt veya belge içermediği gibi söz konusu yönetim kurulu kararında terör örgütü irtibatı dışında performansı yeterli olmayan kişilerin de iş akdinin sona erdirilmesine karar verildiği görülmektedir. Davacının terör örgütü irtibatı yada performans düşüklüğü nedeniyle iş akdinin sona erdirildiği yönünde yönetim kurulu kararında herhangi bir ayrım yapılmamış, performansının düşük olması nedeniyle iş akdinin feshedildiği de iddia ve ispat edilmemiştir. Bu hali ile davacının iş akdinin feshinin şüphe feshi olarak kabul edilip davanın reddine karar verilmesinin hatalıdır. Davacının istinaf talebi yerindedir. Bununla birlikte bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılması gerekli olmadığından kararın kaldırılarak davanın kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
13. İşveren kurumun temyiz talebi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozma kararı vermiştir.
14. Dosyanın kendisine geldiği Bölge Adliye Mahkemesi, bozma ilamı doğrultusunda yaptığı inceleme neticesinde başvurucunun kardeşi S.A. hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yürütüldüğü bilgisi edinmiştir. Bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi 6/3/2019 tarihli kararla davanın reddine hükmetmiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:
“Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma neticesinde, davacının kardeşi hakkında terör örgütü ile irtibatlı olduğuna ilişkin ceza soruşturması olduğu nazara alındığında; taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği, işverenden, iş akdinin devamının beklenemeyecek derecede şüphe meydana geldiği (Benzer yönde Dairemizin 2018/856 Esas-2018/1266 Karar sayılı kararını onayan Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin 2018/10440 Esas, 2018/18229 Karar sayılı ilamı) sonucuna varılmıştır. Bu nedenle işe iade davası bakımından geçerli nedenin bulunduğu anlaşılmakla davanın reddi gerekmiştir.”
15. Başvurucu, istinaf kararına karşı temyiz talebinde bulunmuş; kardeşi ile ilgili tespitin kendisi hakkında şüphe teşkil edemeyeceğini, bu durumun suç ve cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
16. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 15/5/2019 tarihli kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına hükmetmiştir.
17. Nihai karar 30/6/2019 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiştir.
18. Başvurucu 18/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
Tamamı İçin Tıklayınız (word)