Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
Öğretim Görevlisi
Alomaliye.com Yayın Kurulu Başkanı
[email protected]
11 ilimizi etkileyen büyük deprem felaketinin, 50 bine yakın can kaybı dışında yaklaşık 90 milyar dolar civarında maddi kayba sebep olduğu tahmin ediliyor. Devlet yardımları dışında, yurtiçinden ve yurtdışından çok sayıda yardım ve destek bölgeye gitmeye devam ediyor…
DOĞAL afet sonucunda kıymeti düşen malların değerlenmesine ilişkin düzenleme Vergi Usul Kanununun (VUK) 278’inci maddesinde yer almaktadır. İlgili madde hükmüne göre; “Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia emsal bedel ile değerlenir.” Deprem nedeniyle ticari emtiası kısmen ya da tamamen değer kaybına maruz kalan mükellefler, yukarıda zikredilen madde hükmü gereği, bu durumdaki emtialarını emsal bedel ile değerleyebilirler, böylece emtiadaki kıymet kaybını gider olarak dikkate alabilirler. Vergi Usul Kanunu açısından denilebilir ki her zayi olan mal aynı zamanda kıymeti düşen mal olabilir ancak her kıymeti düşen mal aynı zamanda zayi olan mal demek değildir. Zayi olan mallar VUK ve gelir üzerinden alınan kanunlarda kıymeti düşen malla benzer hükme tabi iken, KDV Kanunu açısından farklı hükümlere tabidir.
DEĞERİ DÜŞENLER
VUK’un 258. maddesine göre yangın, deprem su basması gibi afetler gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutat olmayan mallar emsal bedeli ile değerlendirilir. Malın emsal bedeli ise VUK’un 267. maddesine göre takdir komisyonu tarafından belirlenir. Vergi hukukuna göre malları değer kaybına uğrayan mükellefler, bu zararı ancak takdir komisyonunun alacağı karar uyarınca gider yazabilirler. Buna istinaden belediye, itfaiye, jandarma gibi kurum ve kuruluşlardan alınan belgelerin vergi hukukunda kabul edilen bir ispat aracı olmadığını ifade etmek gerekir. VUK’un 267. maddesindeki yukarıdaki esaslarla mukayyet olmaksızın kaza mercilerinin resen biçtikleri değerler de emsal bedeli yerine geçmektedir. Buna göre değeri düşen mallar için yargı organlarınca takdir edilen değerlerin (takdir komisyonuna başvurmaya gerek olmadan) emsal bedel olarak kabul edilmesi ve bu değerle değerlenmesi mümkündür. Malların tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli derecede düşüklük meydana gelmesi halinde, malın zayi olması hükümlerine göre değil değeri düşen mallar olarak işlem görmesi gerekecek.
ZAYİ OLANLAR
KDV sisteminde alış belgelerinde gösterilen verginin indirilmesi, bu malların satışı sırasında mala eklenen değerin vergilendirileceği düşüncesine dayanmaktadır. 1 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde, zayi olan mallar için satış ve dolayısıyla yaratılan bir katma değer olmayacağından, bu mallara ilişkin alış vesikalarında gösterilen verginin indirilmesinin, zayi olan mallar üzerindeki vergi yükünü tamamen ortadan kaldıracağı; bu nedenle Kanunun 30/c maddesi uyarınca, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen KDV’nin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği belirtilmiştir. Ancak depremde kısmen veya tamamen zayi olan malların katma değer vergisi düzeltilmeyecek, indirim imkanı da devam edecektir. Zayi olan mal kavramının vergi hukukunda tanımlanmamış olması nedeniyle her olayın koşulları irdelenerek sağlıklı bir yoruma ulaşılması mümkün olacaktır.
ZAYİ OLAN MALLARIN SİGORTALI OLMASI DURUMU
Herhangi bir nedenle emtianın değer kaybetmesi neticesinde sigorta tazminatı alınmışsa yukarıdaki bölümlerde de açıkladığımız nedenler ve vergi idaresi görüşleri uyarınca ayrıca takdir komisyonu kararına gerek olmaksızın maliyet bedeli ile sigorta tazminatı arasındaki farkın kâr-zarar yazılması mümkün olabilecektir. Deprem nedeniyle hasara uğrayan mallar için alınan sigorta tazminatları ile ilgili VUK’un 329 uncu maddesinde göre; “Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen zıyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı bunların değerlerinden (Amortismanı olanlarda ayrılmış olan Amortisman çıktıktan sonra kalan değerden) fazla veya eksik olduğu takdirde farkı kar veya zarar hesabına geçirilir” ifadesi yer almaktadır.
Görüldüğü üzere; deprem sadece konutları vurmayıp, bölgede üretim yapan işletmelere ve ticarethanelere de zarar vermiştir. Depremden etkilenen iş yerlerinde bulunan mallar ile amortismana tabi iktisadi kıymetler de zarar görmüştür. Deprem nedeniyle malları zayi olan veya tamamen zayi olmazsa da değerini kısmen yitiren mallarla ilgili, idare tarafından yapılacak hasar tespiti sonucu vergi avantajları dışında, ilgili malların sigortalı olması halinde alacakları sigorta tazminatları da söz konusudur. Takdir komisyonu kararı olmaksızın bölgedeki resmi hasar tespit komisyonlarının kararları emsal bedel olarak kabul edilecektir.
Depremde kısmen veya tamamen zarar gören emtiaya ilişkin sigorta şirketlerince ödenecek tazminatların ayrıca gelir yazılacağı ortadadır. Ancak deprem nedeniyle kişi veya kuruluşlar şimdilik mallarıyla fazla ilgilenecek halde değillerdir. Mücbir sebep hali 31/7/2023 tarihine kadar devam etmekte olup, kişilerin bu konudaki hakları da bu tarihe kadar devam edecektir.
İktibas: Paradergi