Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
6 Şubat 2023 tarihinde önce Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde, sonrasında Elbistan ilçesinde gerçekleşen depremlerin yıkıcı etkisinden on ilimiz olumsuz olarak etkilenmiş, başta insan yaşamı olmak üzere ekonomik ve sosyal yaşam felç olmuştur.
Acımız çok büyük!
Tüm ülkemizin ve meslek camiamızın başı sağ olsun 42 bin canımız bugün artık aramızda yok artık. Günler geçse de acılar dinmiyor. Göz yaşlarımız bitmiyor. Muhasebe mesleği için birlikte mücadele ettiğimiz dönem oda başkanlarımızı ve meslektaşlarımızı kaybettik. Hepsine Allah rahmet etsin mekanları cennet olsun İnşallah.
Her ölüm bir ayrılıktır.
Ölenin yaşı ne olursa olsun her ölüm erken ölümdür.
Çünkü ölüm sevdiğini bir daha göremeyeceğin son gündür.
Dün söylemiştik! Bugün üzülerek yaşıyoruz.
“Vergi affı ekonomiyi öldürür. İmar affı insanı öldürür.” Diye bu nedenle Rant için değil! Oy için değil! Can için bugün deprem muhasebesi yapma günüdür.
Peki, şehirlerimizde bu ölümler yaşanırken bu konuda yetkili ve sorumlular ve bizler ne yapıyoruz?
Bu vurdumduymazlık, bu duyarsızlık, bu adamsendecilik, bu yandaşlık neden? Başta bu konuda yetkililer ve görevliler olarak, bizlerin vazifesi ihmal ve vurdumduymazlıktan uzak, hiçbir eksiklik bırakmadan gerektiği gibi tedbir almak, tedbirden sonra da tevekkül etmek değil midir?
Bugün yaşadıklarımız bizlerin devlet yönetiminde ciddiyet ve öngörü ile eğitim ve liyakatin neden önemli olduğunu bir kez daha anlatması için en acı örnektir. Düzenin sahiplerinin psikolojik olarak kendini topluma güçlü hissettirme ve kendisine muhtaç kılma egosunun gerçekleri gizleyemediğini görmekteyiz. Yaşayarak gördüğümüz gerçek cehaletin siyaseti esir aldığı bir zamanda ölüm ve zulüm kaçınılmaz oldu.
“Yöneticilerin Yetersizliği Kader Değil Tercihtir” İman sahibi bir neslin evlatları olarak: Zengin toprakların fakir insanları, asil bir milletin çaresiz bireyleri olmayı ve bugün yaşananları hak etmiyoruz! 6 Şubat 2023 Pazartesi günü yaşadıklarımız bizim için kavuşamadığımız, özlediğimiz, anlatamadıklarımızın ifadesi, kaybettiğimiz sevdiklerimizin, çektiğimiz acıların şeceresi ne varsa hepsinin özeti oldu hayatımız.
Yaşadıklarımızdan ders almıyoruz.
Deprem bölgesi için hemen hemen her meslek görevli veya gönüllü olarak depremzedelere yardım için yardıma koşarken depremde göçük altında kalan vatandaşlarımızı kurtarmak ve vefat eden vatandaşlarımızın dini vecibelerinin yerine getirilmesi defin işlemlerinde neden imamlar için böyle bir görevlendirme ya da gönüllüleri görmedik. TOBB ve TESK başta olmak üzere iş dünyasının temsilcilerini görmemek bizleri üzdü.
Yüz yıllık şehirlerde uygun yerleşim bölgelerini belirleyemeyen irade 3 günde 10 il de yeni yerleşim bölgelerini belirlemiş. Üzülerek sormak istiyorum hangi teknik bilgi ve veri ile üç günde bu sonuca ulaştınız. Unutmayın dün yapılanlar bir hataydı şimdi hatalar tekrarlanırsa bu hata olmaktan çıkar suç olur. Ve ben bir kez daha belirtmek istiyorum ki “Hata tekrarlanıyorsa bu hata olmaktan çıkar burada ihmal vardır sorumsuzluk vardır. Bu yaşanan ölümler bir cinayettir.”
Depremin ülkeye maliyeti 84 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Bu tutar Türkiye’nin Gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 10’una tekabül ediyor.
Bizler ülkemiz ve milletimiz için enkazlar altında yaşama tutunmak için mücadeleye devam edeceğiz.
Türkiye olarak tek yürek olup hep birlikte bunun üstesinden geleceğiz İnşallah.
Gün ülkemize ve şehrimize sahip çıkma zamanı. Acılarımızı kalbimize gömerek yaşadığımız bu kadim şehirlerimizi yeniden eski haline getirmek için hepimize büyük görevler düşmektedir. Bu ülke bizim bu şehir bizim Malatya, Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep. Adıyaman, Şanlıurfa, Adana, Kilis, Osmaniye, Diyarbakır ve Elâzığ bizim. Ben sevdiğim Malatya’da yaşamaya ve çalışmaya devam edeceğim.
Depremin ilk gününden itibaren muhasebe meslek mensupları olarak çok güzel bir dayanışma örneği verdik. Sürece destek veren tüm meslek mensuplarına ve üst birliğimiz TÜRMOB’a teşekkürü bir borç bilirim.
Ekonomik tedbirler acilen alınmalıdır
Cumhurbaşkanı tarafından depremden etkilenen on ilimizde olağan üstü hal ilan edilmiş. Hazine ve Maliye Bakanlığınca da 06.02.2023-31.07.2023 tarihleri arasındaki vergisel işlemlere yönelik olarak 213 sayılı VUK kapsamında mücbir sebep ilan edilmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı SGK tarafından Afet Bölgesinde bulunan illerde işverenler tarafından verilmesi gereken bildirimler ve bunlara ilişkin ödemlerin süresi ertelenmiştir. 125 sayılı OHAL Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Kısa çalışma Ödeneği ve nakdi ücret desteği uygulaması devreye konulmuştur.
Alınan bu karar bizleri bir nebzede olsa ekonomik ve vergisel işlemlerin sağlıklı yürütülmesi için memnun etmiştir. Ancak ticari işlemler başta olmak üzere bankacılık işlemlerine konu kredi çek senet işlemlerinin ne şekilde yürütüleceği konusunda bir karar alınmamış olması bizleri endişeye sevk etmiştir. Depremden etkilenen illerde ekonomik ve ticari hayatın tamamen durması ve bu illerdeki banka şubelerinin hizmet vermemesi bunda en büyük etkendir.
Bu süre boyunca özellikle bankacılık işlemlerinin ne şekilde yürütüleceği konusunda belirsizliği ortadan kaldıracak açıklama yapılıncaya kadar firmaların müşterileri ile ilgili borç alacak ilişkisi ve banklarla ilgili kredi ve çek senet vb. ödemelerinin sağlıklı bir şekilde yapılmasının mümkün olmadığı aşikârdır.
Yaşanan bu süreçte iş dünyamızın ihtiyaçlarının ve taleplerinin karşılanması yönünde hükümet tarafından bir açıklama yapılması önem arz etmektedir.
Ekonomik olarak alınması gereken tedbir önerileri
Üst birliğimiz olan TÜRMOB tarafından depremin ekonomiye ve iş dünyasına olumsuz etkilerini azaltmak için ortaya koyduğu önerilere katkı olarak aşağıda yer alan hususlara ilişin taleplerin dikkate alınması beklentileri bir ölçüde karşılayacaktır.
— Kahramanmaraş merkezli depremin ülkemiz için bir diğer olumsuz yönü de bölgede bozulan demografik yapının deprem kaynaklı göçlerle iyice bozulmasıdır. Devletin göçü durduracak önemleri acilen alması gerekiyor.
— Depremin getirdiği göçle birlikte bölgedeki beşerî sermaye ile birlikte nakdi sermayede bu şehirleri terk edecektir. Beşerî ve nakdi sermaye kaybı şehirlerin yaşam koşullarını ve sosyal hayatını olumsuz etkileyecektir. Kayıpların karşılanması on yılları bulacaktır.
— Göçün önlenmesi için Malatya, Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye, Elâzığ ve Diyarbakır illerimiz özel teşvik kapsamına alınmalıdır.
— Mücbir sebep kapsamında bulunan illerdeki ihracatçı firmaların ve diğer mükelleflerin KDV başta olmak üzere tüm vergi iadesi alacaklarının vergi dairelerince bekletilmeksizin nakden ödenmesi bu fabrikaların faaliyetine devam etmesi açısından önem arz etmektedir.
— Gümrük Vergileri ve Damga Vergileri de mücbir sebep kapsamına alınmalıdır.
— Deprem nedeniyle araçları kullanılamaz hale gelen firma ve vatandaşlar için ÖTV ve KDV desteği sağlanmalıdır.
— Depremden etkilenen vatandaşlar için VUK’un 115.maddesinde yer alan “Verginin Terkini” ile 6183 sayılı Kanunun 105.maddesinde yer alan “Tabi Afetler Sebebiyle Terkin” düzenlemesine uygun olarak yapılacak yasal düzenleme ile OHAL kapsamındaki iller için geçici bir madde çıkarılması Hazine ve Maliye Bakanlığınca bu konuda bir uygulama tebliğinin yayınlanmasında yarar vardır.
— Olağan üstü hal ve mücbir sebep ilan edilen illerde işletmeler il dışına çıkan personel nedeniyle çalışmaya başlayamıyor. Ya da iş yerleri yıkılan ve sermayesini kaybeden işletmeler personellerine ücret ödeyemiyor. Bu işletmeler için eski yeni tüm personel için sigorta prim teşviki konusunda acilen düzenleme yapılması gerekiyor.
— Ülke genelinde yabancılara konut ve toprak satışı derhal durdurulmalı.
— Yaşanan deprem fırsat gören ev sahiplerine engel olmak, kiralardaki fahiş fiyat artışlarını önlemek ve takip etmek için kira sözleşmeleri emsal bedeline uygun olarak e-devlet üzerinden sisteme girilerek yapılmalıdır. Yanlış beyanda bulunanlara VUK 359 göre ceza uygulanmalıdır.
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.