Dr. Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
[email protected]
0. Giriş
Belli yargı mercilerinde, taraflardan birinin kollandığı izlenimi toplum içinde yaygındır. İş mahkemelerinde işçi, aile mahkemelerinde kadın, vergi mahkemelerinde mükellef adına verilen kararlardan yola çıkarak zaman içinde yaygın bir kanaat oluşmuştur. Bu sebeple mükelleflerin, idarenin cezalı vergi istemlerine “dava açarsak kazanırız” söylemi ile yaklaştıkları gözlenmektedir.
Mükelleflerin haklarında yapılan vergi tarhiyatlarını veya diğer vergisel idari işlemleri dava konusu etmeleri başta haklı oldukları ya da haksızlığa uğradıkları düşüncesine, idari yargıda mükelleflerin kollandığı inancına, idari yollar ile ihtilafın çözümünün mümkün olmaması düşüncesine, geçmişte aynı konuda açılmış davaların akıbetine, beklenen af kanunlarından faydalanma amacıyla zaman kazanma vb. saiklere dayanmaktadır.
Yazımızda mükelleflerin son yıllarda açtığı davalarda kazanma oranları ile kimi gelişmelere değinilecektir.
1. Mükellef Lehine Kalıplaşmış Kararlar İdare Lehine Evriliyor
Son yıllarda vergi yargısında, mükelleflerin öteden beri ileri sürdükleri gerekçelerin dikkate alınmadığı, mükellef lehine olan kararların idare lehine evrildiğini izliyoruz.
Örneğin;
- Vergi tekniği raporunun tebliğ edilmemesi halinin artık vergi/ceza ihbarnamelerinin iptali sebebi olarak kabul edilmemesi,
- Zaman aşımının son yılında zaman aşımı süresini uzatmak için yapılan takdire sevk işlemlerinin yargı organlarınca artık kabul görmesi,
- Hesap dönemi kapandıktan sonra belge düzenlenmediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezalarının kabul görmesi,
- …
Bu durum, geçmişteki yargı kararlarının emsal olarak kullanılmasını anlamsız kıldığı gibi, mükellefin idari yargıya güvenini de olumsuz etkilemektedir. Aynı olayın farklı zaman dilimlerinde aynı yargı organlarınca farklı şekilde karara bağlanması adalete olan inancı zedeleyebilecektir.
2. Mükellefe “Dava Açma/Davadan Vazgeç Uzlaşalım” Diyen Yasa Koyucu
Bilindiği üzere vergi ihtilaflarının yargıya gitmeden çözülmesi için öteden beri tarhiyat öncesi uzlaşma, tarhiyat sonrası uzlaşma ve indirim gibi Vergi Usul Kanununda yer alan barışçıl müesseseler uygulanmaktadır. Ancak bu müesseseler yeterli olmadığından açılan vergi dava sayıları yıldan yıla artarak;
– 2018 yılında 90.973 iken;
– 2019 yılında 101.804,
– 2020 yılında 128.063,
– 2021 yılında 130.482 olmuştur.
Tabi bu artışta mükellef sayısı artışı, personel ve teknolojik alt yapı destekli idari işlem sayısı artışı da etkilidir.
İhtilafların yargıya gitmeden hatta yargı aşamasında çözümünü mümkün hale getirmek için son yıllarda idari çözüm yollarında mükellef lehine kimi düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler aşağıda belirtilmiş olup, etkinliklerinin ölçülmesi amacıyla idari aşamada çözülen idari işlem sayısı/tutarı ve dava konusu edilerek iptali istenen işlem sayısı/tutarının toplam içerisindeki ağırlıklarının yıldan yıla değişkenliğe bakmak uygun olacaktır.
2.1. Kanun Yolundan Vazgeçene Vergi İndirimi
İdare ile mükellefler arasında vergi ve cezalara ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafların yargı aşamasında mükelleflerin tercihlerine bağlı olarak sonlandırılması, yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması ile uyuşmazlık konusu vergi ve cezaların müessese kapsamında tahakkuku ve tahsilinin sağlanması amacıyla 7/12/2019 tarihli ve 30971 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 27’nci maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 379’uncu maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmek suretiyle vergi sistemimizde “Kanun yolundan vazgeçme” müessesesi ihdas edilmiştir.
Vergi Usul Kanununun 379. maddesinde yapılan düzenleme ile, vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştay’ın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);
√ Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,
√ Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359’uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i,
mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.
Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Şu kadar ki, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır.
Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilir ve bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilir. Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaf sürdürülmez. Kanun yolundan vazgeçildiği hâlde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması durumunda ise bu başvurular incelenmez.
Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için bu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, bu madde hükmüne göre ödenecek tutarlara mahsup edilir.
Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz.
|
Kaldırılmasına karar verilen vergi/ceza ödeme oranı |
Tasdikine karar verilen vergi/ceza ödeme oranı |
Dava Konusu |
Normal |
İndirimli |
Normal |
İndirimli |
Vergi aslı |
%60 |
%48 |
%100 |
%100 |
Vergi ziyaı cezası |
0 |
0 |
%75 |
%60 |
Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları |
%25 |
%20 |
%75 |
%60 |
2.2. Vergi Ceza İndiriminde Yapılan Değişiklik
7194 Sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Vergi Usul Kanununda vergi cezalarında indirimi düzenleyen 376’ncı maddede değişiklik yapılarak, vergi ziyaı cezalarında ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın indirim oranı %50 olarak belirlenmiştir. Ayrıca, aynı düzenlemeye göre uzlaşmanın vaki olması halinde ödenecek vergi ziyaı cezası için maddede yer alan şartlar dâhilinde %25 oranında indirimden yararlanılmasına imkan sağlanmıştır.
376. maddenin değişiklikten sonraki hali:
“Mükellef veya vergi sorumlusu;
İkmalen, resen veya idarece tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yarısını ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı,
Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezasının %75’ini, bu Kanunun ek 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i,
indirilir.”
2.3. Usulsüzlük Cezalarının Uzlaşma Kapsamına Alınması
26.10.2021 Tarih ve 31640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7338 sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanununda yapılan değişiklikler ile 5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma mümkün hale gelmiştir. Vergi Usul Kanununun Uzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınacak ve 5.000 Türk lirasını aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için Kanunun 376 ncı maddesindeki indirim oranı %50 artırımlı olarak uygulanacaktır. 2023 yılı için 5.000 TL olarak bahsedilen had, 15.000 TL olarak uygulanmaktadır.[1]
3. Son 7 Yılın Vergi Mahkemesi İstatistikleri
2576 Sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca vergi mahkemeleri:
a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,
b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,
c) Diğer kanunlarla verilen işleri,
çözümler.
Vergi mahkemeleri vergisel ihtilaflara bakan ilk derece mahkemelerdir. Vergi uyuşmazlıklarının yargı yolu ile çözümünde uyuşmazlık konusu tutar bu mahkemelerin kararının nihai olup olmadığını belirlemektedir. Bu konudaki yazımız için tıklayınız
Yıllar itibariyle vergi mahkemelerinde karara bağlanan mükellef lehine olan (iptal) karar sayısı ile idare lehine olan (ret) karar sayıları aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir.[2] Tablolarda yalnızca iptal ve ret kararlarına yer verilmiştir. Kısmen iptal-kısmen ret, birleştirme, dilekçe ret gibi diğer karar türlerine yer verilmemiştir. İstinaf ve temyiz süreçleri bilinmemektedir. Yine ret ve iptal kararları içerisinde bozma kararına uyma, ısrar gibi sebeplerle verilmiş kararlar da vardır.
Son 7 yıl içinde vergi mahkemelerinde karara bağlanan davaların genel görünümü:
Karar Yılı |
Yıl İçinde Gelen |
Karara Bağlanan |
Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) |
Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı |
İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) |
İdare Lehine Kararların Ağırlığı |
2021 |
130.482,00 |
136.249,00 |
62.264,00 |
77,21% |
18.382,00 |
22,79% |
2020 |
128.063,00 |
117.809,00 |
60.051,00 |
78,22% |
16.724,00 |
21,78% |
2019 |
101.804,00 |
101.411,00 |
50.126,00 |
74,51% |
17.144,00 |
25,49% |
2018 |
90.973,00 |
116.042,00 |
50.717,00 |
73,47% |
18.313,00 |
26,53% |
2017 |
95.749,00 |
94.112,00 |
46.290,00 |
73,59% |
16.616,00 |
26,41% |
2016 |
104.410,00 |
110.519,00 |
47.406,00 |
72,50% |
17.981,00 |
27,50% |
2015 |
98.667,00 |
108.242,00 |
55.191,00 |
73,06% |
20.347,00 |
26,94% |
Genel görünüme bakıldığında kararların genel olarak yıldan yıla mükellef lehine evrildiği düşünülebilir. Ancak ayrıntılar incelendiğinde bu evrilmenin yıldan yıla dava ve karara bağlanma sayısı çok hızlı artan ayrıca kazanma ihtimali “yoruma gerek duyulmaksızın açık bir şekilde yapılan hataların düzeltilmesinin talebi” sebebiyle yüksek olan “düzeltme işlemlerinin reddinden doğan” davalardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Düzeltme işlemlerinin reddinden doğan işlere ilişkin davaların genel görünümü:
Karar Yılı |
Toplam Karara Bağlanan Davalar İçerisindeki Ağırlığı |
Karara Bağlanan |
Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) |
Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı |
İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) |
İdare Lehine Kararların Ağırlığı |
2021 |
11,28% |
15.363,00 |
10.348,00 |
91,33% |
982,00 |
8,67% |
2020 |
10,65% |
12.543,00 |
8.671,00 |
86,77% |
1.322,00 |
13,23% |
2019 |
11,51% |
11.676,00 |
6.250,00 |
71,99% |
2.432,00 |
28,01% |
2018 |
9,24% |
10.717,00 |
5.669,00 |
65,36% |
3.004,00 |
34,64% |
2017 |
3,53% |
3.318,00 |
1.564,00 |
58,40% |
1.114,00 |
41,60% |
2016 |
1,53% |
1.693,00 |
959,00 |
74,17% |
334,00 |
25,83% |
2015 |
2,04% |
2.211,00 |
1.434,00 |
82,99% |
294,00 |
17,01% |
Düzeltme işlemlerinin reddinden doğan işlere ilişkin davalar genel tablodan elimine edildiğinde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmaktadır.
Karar Yılı |
Yıl İçinde Gelen |
Karara Bağlanan |
Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) |
Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı |
İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) |
İdare Lehine Kararların Ağırlığı |
2021 |
130.482,00 |
136.249,00 |
51.916,00 |
74,90% |
17.400,00 |
25,10% |
2020 |
128.063,00 |
117.809,00 |
51.380,00 |
76,94% |
15.402,00 |
23,06% |
2019 |
101.804,00 |
101.411,00 |
43.876,00 |
74,89% |
14.712,00 |
25,11% |
2018 |
90.973,00 |
116.042,00 |
45.048,00 |
74,64% |
15.309,00 |
25,36% |
2017 |
95.749,00 |
94.112,00 |
44.726,00 |
74,26% |
15.502,00 |
25,74% |
2016 |
104.410,00 |
110.519,00 |
46.447,00 |
72,47% |
17.647,00 |
27,53% |
2015 |
98.667,00 |
108.242,00 |
53.757,00 |
72,83% |
20.053,00 |
27,17% |
Genel tablo, düzeltme işlemlerinin reddinden doğan işlere ilişkin davalar elimine edilmiş şekilde dikkate alındığında uyuşmazlıklar sonucunda vergi mahkemesi tarafından verilen ret ve iptal kararlarının son 7 yılda birbirine yakın oranlarda gerçekleştiği görülmektedir.
Ancak daha ayrıntıya inilip dava türü olarak vergi mahkemelerinde önemli yer işgal eden KDV, kurumlar, ÖTV, vergi cezaları, gelir vergisi gibi başlıca uyuşmazlık konularında son 7 yıldaki kararlar incelendiğinde, aşağıdaki tablolardan anlaşılacağı üzere amme alacaklarının tahsili konusu hariç diğer ihtilaf konularında genel görünüm, yıllar itibariyle mükellef aleyhine yani idare lehine olan kararların oranında artış olarak karşımıza çıkmaktadır.
a. Katma Değer Vergisi İhtilafları (Toplam karar sayısı içerisindeki ağırlığı: %19,7)
Karar Yılı |
Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) |
Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı |
İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) |
İdare Lehine Kararların Ağırlığı |
2021 |
7.473 |
55,71% |
5.940 |
44,29% |
2020 |
4.885 |
55,30% |
3.949 |
44,70% |
2019 |
5.649 |
64,12% |
3.161 |
35,88% |
2018 |
9.414 |
75,05% |
3.130 |
24,95% |
2017 |
12.724 |
76,23% |
3.968 |
23,77% |
2016 |
12.499 |
68,97% |
5.624 |
31,03% |
2015 |
12.097 |
67,21% |
5.902 |
32,79% |
b. Vergi Cezaları (Toplam karar sayısı içerisindeki ağırlığı: %9,2)
Karar Yılı |
Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) |
Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı |
İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) |
İdare Lehine Kararların Ağırlığı |
2021 |
7.266 |
77,37% |
2.125 |
22,63% |
2020 |
5.297 |
76,82% |
1.598 |
23,18% |
2019 |
4.853 |
76,65% |
1.478 |
23,35% |
2018 |
4.801 |
78,42% |
1.321 |
21,58% |
2017 |
6.183 |
81,43% |
1.410 |
18,57% |
2016 |
8.355 |
78,90% |
2.234 |
21,10% |
2015 |
13.042 |
83,05% |
2.662 |
16,95% |
c. Özel Tüketim Vergisi İhtilafları (Toplam karar sayısı içerisindeki oranı: %2,1)
Karar Yılı |
Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) |
Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı |
İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) |
İdare Lehine Kararların Ağırlığı |
2021 |
1.275 |
61,48% |
799 |
38,52% |
2020 |
860 |
61,21% |
545 |
38,79% |
2019 |
883 |
58,36% |
630 |
41,64% |
2018 |
1.247 |
68,55% |
572 |
31,45% |
2017 |
1.253 |
71,03% |
511 |
28,97% |
2016 |
876 |
58,83% |
613 |
41,17% |
2015 |
1.040 |
69,19% |
463 |
30,81% |
d. Kurumlar Vergisi İhtilafları (Toplam karar sayısı içerisindeki oranı: %3,4)
Karar Yılı |
Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) |
Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı |
İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) |
İdare Lehine Kararların Ağırlığı |
2021 |
1.446 |
69,42% |
637 |
30,58% |
2020 |
834 |
63,47% |
480 |
36,53% |
2019 |
1.104 |
72,02% |
429 |
27,98% |
2018 |
1.011 |
71,25% |
408 |
28,75% |
2017 |
1.326 |
70,76% |
548 |
29,24% |
2016 |
1.535 |
73,30% |
559 |
26,70% |
2015 |
1.913 |
74,06% |
670 |
25,94% |
e. Amme Alacaklarının Tahsili (Toplam karar sayısı içerisindeki ağırlığı: %11,15)
Karar Yılı |
Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) |
Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı |
İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) |
İdare Lehine Kararların Ağırlığı |
2021 |
6.023 |
73,82% |
2.136 |
26,18% |
2020 |
8.115 |
73,91% |
2.864 |
26,09% |
2019 |
7.832 |
68,99% |
3.520 |
31,01% |
2018 |
7.759 |
67,80% |
3.685 |
32,20% |
2017 |
5.934 |
68,49% |
2.730 |
31,51% |
2016 |
8.084 |
68,58% |
3.704 |
31,42% |
2015 |
6.425 |
68,39% |
2.970 |
31,61% |
f. Gelir Vergisi İhtilafları (Toplam karar sayısı içerisindeki oranı: %8,5)
Karar Yılı |
Mükellef Lehine Karar Sayısı (İptal) |
Mükellef Lehine Kararların Ağırlığı |
İdare Lehine Karar Sayısı (Ret) |
İdare Lehine Kararların Ağırlığı |
2021 |
3.226 |
75,06% |
1.072 |
24,94% |
2020 |
2.904 |
69,74% |
1.260 |
30,26% |
2019 |
2.905 |
79,28% |
759 |
20,72% |
2018 |
3.956 |
83,35% |
790 |
16,65% |
2017 |
3.447 |
81,80% |
767 |
18,20% |
2016 |
2.757 |
80,92% |
650 |
19,08% |
2015 |
2.978 |
77,77% |
851 |
22,23% |
4. Değerlendirme ve Sonuç
Vergi yargısında öteden beri mükellef lehine verilen kimi kalıplaşmış kararların gerekçesi sayılan argümanların, bugün iptal kararına gerekçe sayılmaması, emsal sayılan kararların güvenilirliğinin sorgulanmasına ve adalete olan inancın zedelenmesine yol açabilecektir.
İdare ile mükellefler arasında vergi ve cezalara ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafları, yargı aşamasından önce ya da yargı aşamasında çözmeyi amaçlayan yeni vergi ve/veya ceza indirimi düzenlemelerinin etkinliği zaman içerisinde daha iyi görülecektir. Ancak düzenlemeler sık sık çıkan vergi barışı düzenlemelerine nispeten daha az avantajlı olduğundan, mükellefler dava açmak suretiyle olası vergi barışı düzenlemelerine kadar zaman kazanmak isteyebilir.
Son yıllarda, vergi mahkemelerinde önemli yer işgal eden KDV, kurumlar, ÖTV, vergi cezaları, gelir vergisi gibi başlıca uyuşmazlık konularında amme alacaklarının tahsili haricinde özellikle KDV ihtilaflarında idare lehine olan kararların oranındaki artış dikkat çekmektedir. Tabi bu duruma, İdarenin ret kararlarına sebep olan hususları iyi değerlendirmesi ve önlemler alması da önemli bir etkendir.
Geldiğimiz noktada mükelleflerin vergi idaresi ile olan ihtilaflarını yargıya taşırken “ne de olsa kazanırız” düşüncesini bir kenara koymaları, durumun analizini daha gerçekçi yapmaları ve güncel yargı kararlarını dikkate almaları önem taşımaktadır.
Dip Notlar:
[1] Uzlaşma kapsamına alınan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tutarı, 213 sayılı Kanunun mükerrer 414’üncü maddesi uyarınca, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesine göre tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle belirlenmekte olup belirlenen tutarlar Hazine ve Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete’de ilan edilmektedir.
[2] Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün yıllık istatistik yayınlarından derlenmiştir.
Bu makalenin tüm hakları www.alomaliye.com’a aittir. İktibas belirtilmeden ve linkimiz verilmeden (kaynak belirtilmeden) tamamı ya da bir kısmı herhangi bir ortamda (yazılı-görsel-işitsel-sanal-bulut-eğitim vb. ortamlar) kullanılamaz. Aksi kullanımlarda gerekli yasal işlemler yapılır.