Anayasa Mahkemesinin 2018/36354 Başvuru Numaralı Kararı
Sosyal Medya Paylaşımı
17 Kasım 2022 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 32016
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
LALE ÇALIKOĞLU BAŞVURUSU
Başvuru Numarası: 2018/36354
Karar Tarihi: 18/10/2022
Başkan: Hasan Tahsin GÖKCAN
Üyeler : Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Selahaddin MENTEŞ
Raportör: Ali Erdem ŞAHİN
Başvurucu: Lale ÇALIKOĞLU
Vekili: Av. Mehmed Akif KAVÇAKAR
ÖZET: Sosyal Medya Hesabında Yapılan Paylaşım Dolayısıyla Disiplin Cezası ile Cezalandırılma Nedeniyle İfade Özgürlüğünün İhlal Edilmesi
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü 18/10/2022 tarihinde, Lale Çalıkoğlu (B. No: 2018/36354) başvurusunda Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.
Olaylar
Başvuruya konu olayların yaşandığı tarihte büyükşehir belediyesi su ve atıksu idaresi genel müdürlüğünde mühendis olarak görev yapan başvurucu, sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşımda bulunmuştur. Söz konusu paylaşım, bir gazetede çeşitli eklemeler yapılarak haberleştirilmiştir. Başvurucu hakkında, yapmış olduğu sosyal medya paylaşımının anılan habere kaynak oluşturduğu gerekçesiyle idare tarafından disiplin soruşturması başlatılmıştır. Disiplin soruşturması sonunda başvurucunun uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Anılan disiplin cezası, başvurucunun karara karşı yaptığı itirazın disiplin kurulu tarafından reddiyle kesinleşmiştir. Başvurucu, hakkında tesis edilen disiplin cezasının iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açmış; mahkeme, dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Davalı idare, iptal kararına karşı istinaf talebinde bulunmuş; bölge idare mahkemesi başvurucunun üzerine atılı bulunan fiili işlediği sonucuyla mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.
İddialar
Başvurucu, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşım nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini iddia etmiştir.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Kamu görevlisinin yapmış olduğu sosyal medya paylaşımının devlet memurunun vakarına yakışmayan nitelikte bir tutum ve davranış olarak kabul edildiğinde idare ve yargı mercilerinin şu değerlendirmeleri yapmaları beklenir:
-Söz konusu ifade özgürlüğü olduğu için devlet memurlarının da birer birey olduğu, siyasi görüş sahibi olma, ülke sorunlarıyla ilgilenme, tercih yapma gibi sosyal yönlere sahip olma haklarının bulunduğu gözardı edilmemelidir.
– Hizmet dışında kullanılan ifadelerin dile getirildiği koşullar gözetilmeli ve yapılan ifade açıklamasının kamu görevlisinin bulunduğu konum ve üstlendiği devlet görevinin -içeriğiyle birlikte değerlendirildiğinde- itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte olduğu ortaya konulmalıdır. Bununla birlikte somut olayın koşullarında kamu görevlisinin düşünce açıklamasını kamu görevi statüsünün ve görev yaptığı alanın kendisine sağladığı unvanı dâhil herhangi bir olanağı kullanarak yapmış ise bunun gösterilmesi gerekir.
-Buna ilaveten yapılan düşünce açıklamasının kamu hizmetlerinin sürekliliğini, etkinliğini, verimliliğini ya da gereği gibi yerine getirilmesini ne şekilde etkilediğinin ve cezayı gerekli kılan sonuçların neler olduğunun veya bu tür sonuçlara neden olmasının kuvvetle muhtemel olduğu ortaya konulmalıdır.
-Her durumda kamu görevlisinin ödev ve sorumluluk derecesinin, bulunduğu konum ve görev yaptığı alanla bağlantılı olarak belirlenmelidir.
-Hükmedilen disiplin cezasıyla kamu görevlisinin cezalandırılmasının zorunlu bir sosyal ihtiyaca karşılık geldiği gösterilmeli; düşünce açıklamasının kamu görevini etkileme derecesiyle orantılı bir disiplin cezasına hükmedilmelidir.
-Değerlendirmeler oldukça açık, spesifik ve tekil olarak yapılmalıdır.
Somut olaya konu paylaşım temel olarak başvurucunun görev yaptığı il özelinde Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmalar ile bu kapsamda boşalan kadrolara yapılan yönetici atamalarının eleştirilmesinden ibarettir. Başvurucu anılan eleştirilerinin hangi kurumu ve kişileri işaret ettiği hakkında ise paylaşımında herhangi bir bilgiye yer vermemiştir. Öte yandan başvurucunun eleştirilerini görev yaptığı il kapsamında dile getirmesinden kendi kurumunu ve çalışma arkadaşlarını hedef aldığı sonucu çıkarılabilirse de gerek başvurucunun dosya kapsamındaki beyanları gerekse başvuru dosyasına aksi yönde başkaca bir bilgi veya belge sunulmaması karşısında anılan çıkarıma ulaşmak zorlama bir yorum olacaktır. Dolayısıyla kullanılan ifadelerin başvurucunun görev yaptığı kamu kurumuna yöneldiğini kabul etmek şu hâlde mümkün olmamıştır. Nitekim ilk derece mahkemesi kararında da söz konusu husus detaylı olarak irdelenmiş ve idare açısından matufiyet şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiştir.
Bununla birlikte kullanılan ifadelerin bir an için başvurucunun görev yaptığı kamu kurumuna yöneldiği ve bu nedenle müdahalenin gerçekleştiği kabul edilse dahi idarenin ve bölge idare mahkemesinin, Anayasa Mahkemesinin kamu görevlisinin ifade özgürlüğüne yapılan böyle bir müdahalede yapılmasını beklediği ve yukarıda sıralanan değerlendirmelere göre hareket etmesi beklenir. Ancak hem idarenin hem de bölge idare mahkemesinin başvuruya konu paylaşımın “devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak” kapsamında kaldığını ve eylemin sübuta erdiğini soyut olarak belirtmek dışında Anayasa Mahkemesinin öngördüğü değerlendirmelerin hiçbirini yapmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Sonuç olarak Anayasa Mahkemesinin kabul ettiği standartları uygulamayan idare ve bölge idare mahkemesinin başvurucunun bir disiplin cezası ile cezalandırılmasının zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiğini ilgili ve yeterli bir gerekçe ile ortaya koyduğunun kabul edilmesi mümkün olmamıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. T.C. Anayasa Mahkemesi
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kamu görevlisi olan başvurucunun sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşım nedeniyle disiplin cezası ile cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 30/11/2018 tarihinde yapılmıştır. Komisyon, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.
3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
5. Başvurucu, başvuruya konu olayların yaşandığı tarihte Antalya Büyükşehir Belediyesi Su ve Atıksu İdaresi Genel Müdürlüğünde (ASAT) mühendis olarak görev yapmaktadır.
A. Disiplin Soruşturması Süreci
6. Başvurucu “Su katılmamış bir evetçiden yüzlerce kez yapılmış bir öz eleştiri…” başlığıyla sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşımda bulunmuştur. Anılan paylaşım şöyledir:
“FETÖ temizliği bitti mi? 1 temizlik görevlisi, 3 işçi, 2 bilmem ne… Bu mu??? Adamın çocukları FETÖ’den soruşturuluyor, sülalece yönetici… Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu??? Acaba Antalya bu temizlikten muaf mı??? Antalyalı olmak büyük ayrıcalık mı? Oh, ne ala memleket… Bütün FETÖ’cüler oldu S tarikatından… Sabır sabır da, nereye kadar??? S tarikatına geç AOF’li de olsan hiçbir şey de olamasan, bunlardan da geçtim Sıfır liyakatle yöneticiliği kap… mesai saatinde nargile içmeye gidenden müdür mü istersiniz? (Adamı kendi partisi bile kovmuş.) Daha ne enstantaneler… Düne kadar bize laf sokup, Erdoğan’ı görünce tüylerim diken diken oluyor, ıyy diyenler, şimdi onu karşılamaya gidiyor. Değiştilerse sözüm yok. Doğru yolu bulmak da bir erdemdir. Yok uyduruk sorumlu unvanlarını kaptırmamak içinse, Allah Be…. versin. Bizler gülüp geçiyoruz… Şükür kimsenin yalakası olmadık. Bu yaşa kadar, ne anadan, ne babadan, ne eşten, ne partiden, ne tarikatlardan torpille işimizi yaptırmadık. Allah da torpile güvenecek kadar seviyesiz hale kimseyi getirmesin. Ne diyelim Ne ODTÜ’sü, ne İTÜ’sü, ne liyakati? Hepsi palavra. Sen torpilden haber ver. Hangi tarikattansın, sen ondan haber ver. Sadece Tayyipçi’ysen ya da liyakat üst düzeyde ise, üstüne üstlük dürüst ve sözünü esirgemeyen biri isen YANMIŞSIN ya. Bu güzel gecede her kim kimin hakkını yiyorsa Allah versin cezasını. Bizden geçti de, Rabbim çocuklarımızı böyle hak yiyen, çakma tarikatçılardan korusun. Hala, ama her şeye rağmen hala güvenimiz sonsuz. Cumhurbaşkanımız er ya da geç bu çarpık ve tuhaf adalet sistemi ile yönetilen yerleri mutlaka düzeltecektir. Zira artık bizim de sabrımız tükeniyor. Bari evlatlarımız üzülmesin. Saygı selam ve dua ile ÖNEMLİ NOT: Yukarıdaki mahlukatlara bakıp cumhurbaşkanıma tek bir söz söylemeyin. Çünkü onlar ona tek bir oy bile vermediler. Adımın Lale olduğu kadar da eminim.”
7. Söz konusu paylaşım, Antalya Körfez gazetesinin (gazete) 26/4/2017 tarihli sayısında ASAT’ı karıştıran paylaşımlar başlığıyla çeşitli eklemeler yapılarak haberleştirilmiştir. Orijinal paylaşıma eklenen kısımlar özetle şöyledir:
“ASAT’ta çalışan Lale Çalıkoğlu’nun,…, mesajı kurumu karıştırdı. ASAT’ta çalışan FETÖ’den soruşturulanların sülalece yönetici olduklarını ve kendilerini Süleymancı diye tanıttıklarını iddia eden Lale Çalıkoğlu,…, diye patladı. Süleymancıların tarikatına geçenlerin,…, sıfır liyakatle yöneticiliği kaptığını ileri süren Çalıkoğlu,…, ASAT’ta tarikat torpili döndüğünü gündeme getiren Çalıkoğlu,…, ifadelerini kullandı.”
8. Başvurucunun yaptığı sosyal medya paylaşımının anılan habere kaynak oluşturduğu gerekçesiyle “sosyal medya paylaşımı ile ifade özgürlüğünün sınırları aşılarak dolaylı yoldan kurumun tüzel kişiliği ve idarecilerinin mesnetsiz suçlama ile töhmet altında bırakılıp yıpratılmaya ve kamuoyunda algı oluşturmaya çalışıldığı, böylelikle Devlet memuru vakarına yakışmayan, itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışta bulunduğu” iddiasıyla idare tarafından başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.
9. Disiplin soruşturması kapsamında haberin yazarı gazeteci İ.Ö. ve başvurucunun ifadesine başvurulmuştur. İ.Ö. ifadesinde; yayımladıkları haberin kaynağının başvurucunun sosyal medya paylaşımı olduğunu, kendilerine haber yapma talebinde bulunulmadığını, paylaşımın başvurucunun bir arkadaşının hesabından görülerek haberleştirildiğini, haberde ASAT’la ilişkilendirdiği Fetullahçı Terör Örgütü ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) veya tarikat mensuplarının kimlikleri hakkında bilgi sahibi olmadığını, paylaşımda yazıldığı şekilde haberi yaptığını, paylaşımın yayınlandığı köşenin “Sosyal Medya Körfezi” olarak adlandırılması nedeniyle paylaşımı başvurucunun ağzından yazdığını belirtmiştir. Başvurucu ise ifadesinde; paylaşımında hiçbir kişi, kurum ve tarikat ismine yer vermediğini, paylaşımının bilgisi dışında ve kimliğini bilmediği Facebook arkadaşlarından birisi tarafından iletildiğini düşündüğünü, habere söylemediği ifadelerin eklenerek haberin izinsiz olarak oluşturulduğunu, paylaşımında kurum ve tarikat ismine yer vermediğini belirtmiştir.
10. Başvurucudan soruşturma sürecinde iki defa savunma istenmiştir. Başvurucu ilk savunmasında önceki ifadesine ek olarak paylaşımına yapılan eklemelerin gazete tarafından yapıldığının kabul edildiğini, tekzip amaçlı gönderdiği yazının gazetede yayımlandığını, bu durumun idare tarafından bilindiğini belirterek suçlamaları reddetmiştir. İkinci savunmasında ise önceki beyanlarına ek olarak paylaşımının kurum ve tarikat ismi olmaksızın bir haber değeri taşımadığını, gazetenin paylaşımını çarpıttığını, paylaşımını genel müdüre de gösterdiğinde “O zaman gazeteyi mahkemeye veririz.” karşılığını aldığını, incelemeyi yapan müfettişin şifahen kendisinin haklı olduğunu belirttiğini, soruşturma raporunun müfettişin art niyetli görüşünü yansıttığını ve bu raporun hukuki bir yönünün bulunmadığını belirtmiştir.
Tamamı İçin Tıklayınız (Word)