Arıların Fablı
Bireysel Kötülükler Toplumsal Menfaatleri Yaratır
Deniz ÇEVİK
Gelir Uzmanı
denzcvk@gmail.com
Giriş
Bernard de Mandeville 1670-1733 yılları arasında yaşayıp ahlak ve siyaset felsefesi alanlarında çalışmış Hollandalı düşünürdür. Çalışmalarında özellikle toplum ve birey ilişkisi hakkında bazı orijinal fikirler üretmiştir. Mandeville’in, politik iktisat alanında da farklı çalışmaları olmuştur. Mandeville eserlerinde alışılmışın dışında hicivli bir dil kullanarak fikirlerini anlatmıştır. Eserlerinde düşüncelerini alaylı bir dille betimleyerek yazmış ve sürekli olarak benzetmelerden yararlanmıştır. Bu açıdan Mandeville’in yapmış olduğu en etkili benzetme işbölümü içerisinde toplum çatısı altında bir arada yaşayan insanları, bir kovan içinde yine işbölümü çerçevesinde yaşayan arılara benzetmesidir (Günör, 2016). Mandeville’in bu benzetmeyi yaptığı ve felsefe tarihinde adının duyulmasını sağlayan 1714 yılında yayınladığı “The Fable of the Bees or Private Vices, Publick Benefits” (Arıların Öyküsü veya Kişisel Kötülükler Toplumsal yararı sağlar) isimli eseridir.
Mandeville iktisadi ve felsefi unsurlar taşıyan eserini yaklaşık olarak 24 yılda tamamlamış ve kendisinden sonraki pek çok düşünürü fikirleriyle etkilemiştir. Fablın bu kadar uzun sürede ortaya çıkmasının nedeni Mandeville’in eseri parça parça yazmasından kaynaklıdır. Eserin özellikle şu bölümleri son derece önemlidir: “The Grumbling Hive: or, Knaves Turn’d Honest” (Homurdanan Kovan: veya Düzenbazın Dürüste Dönüşü), “An Enquiry into the Origin of Moral Virtue” (Ahlaki Erdemin Kaynağı ile İlgili İnceleme) ve “A Search into the Nature of Society” (Toplum Doğası Hakkında Bir Araştırma).
Homurdanan kovan
Homurdanan kovanda Mandeville erdemsizlik olarak addedilen lüks düşkünlüğü, para hırsı, açgözlülük, kibir, kıskançlık, savurganlık gibi tutkuların müreffeh bir toplum için gerekli olduğunu ifade eder ve erdemsizlikleri yüceltir (Bernard, 1998). Müreffeh toplumların ahlaki motivasyonlarının iyi niyet, dürüstlük gibi erdemler olmadığını gözler önüne sermeyi amaçlar. Esere göre bireysel kötülükler toplumsal menfaatler sağlamaktadır. Yazar arıların masalı fablında arı kovanını, toplumsal düzen içinde yaşayan insanlardan oluşa bir ülkeye benzetmiştir. Masal fablı türünde olup burada yaşayan arıların yaşayışları anlatılmaktadır. Ülkede başlangıçta her şey çok güzeldir. Halk tam anlamıyla bir zenginlik ve refah içindedir. Ancak bir süre sonra bu refah ortamı bozulur ve her şey bir kaosa ve kabusa dönüşür. Yazara göre bu dönüşümün sebebi arıların dürüst, ahlaklı ve fedakâr bireyler olmasıdır. Erdem sahibi arıların davranışları ülkeyi bu hale getirmiştir (Günör, 2016). .
Mandeville fablında her insanın bencil olduğunu ve bunun aslında hem doğal hem de erdemli bir şey olduğunu iddia eder. Ona göre dürüstlük veya iyilik gibi nitelikler toplumu ileriye götürmemekte hatta gerilemesine sebep olmaktadır. Yazara göre kasaptan manava, berberden doktorlara kadar herkes bencil bir şekilde kendilerini düşündükleri için toplumda inanılmaz bir bolluk yaşanmaktadır. Mandeville göre bireylerin başkalarını düşünerek yapılan eylemlerin toplum için iyi bir şey değil tam tersine toplumu yaşanılmaz hale soktuğunu ifade etmiştir. Ona göre kişinin bencil eylemler peşinden koşması kendiliğinden bir düzeni oluşturmaktadır. Mandeville göre “Erdemsizliklerimiz olmazsa toplumumuz gelişemez mutluluk, erdemsiz olmaya bağlıdır. Kişiyi mutlu kılan bencilliğidir.” Bu durumu ise şu dizelerle ifade etmiştir: “Bare Virtue can’t make Nations live In Splendor; they, that would revive (Salt erdem yetmez ülkeleri yaşatmaya saltanat içinde ve kalkınmışlık yaratmaya) (Bernard, 1732).
Mandeville’in felsefe alanında tanınmasını sağlayan eseri ile birlikte kendisinden sonra gelen pek çok önemli filozofu etkilemiştir. Bu filozoflar arasında Adam Smith ve David Hume sayılabilir. Mandeville iktisadi unsurlarla bireysel çıkarlar arasındaki ilişkinin bir doğal düzen yaratacağı fikrini ortaya koymuştur (Özel, 2002). Bu açıdan Mandeville egoizmin ve iktisadi liberalizmin de önemli temsilcileri arasında gösterilebilir. Mandeville kendiliğinden düzen fikri ile özellikle Adam Smith’i etkileyerek onun “homo economicus” insan tipine ulaşmasında yardımcı olmuştur (Günör, 2016).
Arılar masalının iktisadi etkisi
Düşünüre göre “Bütün ticarette ve üretimde biraz hile vardır. Her ekonomik süreçte biraz düzenbazlık vardır” (Bernard, 1732). Arı kovanında ekonomik faaliyetlerde bencillik ve birey menfaatleri vardır. Mandeville, insanların bencil eylemleri ile düzenbaz eylemleri arasında bir paralellik olduğunu iddia ederek düzenbaz eylemlerin doğal bir yapıda olduğunu söyler. Mandeville fablında bütün meslek dallarından ve bu meslekteki kişilerin düzenbazlıklarından örnekler verir. Örneğin doktorların toplumda saygın bir meslek olduğunu ama bu saygınlığı hastalarını iyileştirmeyerek kazanacağını ifade eder. Yine avukatların davaları bilerek çözmediklerini anlaşmazlıkları sürdürdüğünü ve ücretlerini arttırdığını söyler.
Mandeville’in en fazla düzenbaz olduğunu söylediği kişiler din adamlarıdır, “Din adamlarının çok azı bilgilidir. Geri kalan binlercesi ise cahildir. Kendi tembelliklerini, şehvetlerini ve para tutkularını, dini toplantı kisvesi altında saklarlar”. Toplumda en erdemli davranması beklenen kişiler din adamları iken Mandeville ’ye göre düzenbazlığa en fazla ayak uyduran kesim din adamlarıdır (Bernard, 1998).
Düşünür tüm bu düzenbazlıkları belirterek toplumdaki her insanın kendi çıkarlarını gözeterek ekonomik faaliyetlerde bulunduklarını ve bu durumun kötü bir şey olmayıp hayatın devamlılığını sağladığı düşüncesidir. Bu durumu ise “Her noktada tam bir düzenbazlık olmasına rağmen, toplumun bütünü sanki cennette oturuyorlardı” şeklinde ifade etmiştir (Bernard, 1732).
Mandeville eserinde pek çok farklı toplumsal ilişki ortaya koysa da özellikle daha sonraki liberal düşünceyi etkileyen, bireysel çıkarların toplumda gelişmeyi ve kendiliğinden doğan bir düzenin gelişimini sağladığı şeklindeki fikirleri oldukça önemlidir. Bireylerin hiçbir baskı altında kalmadan sadece kendi çıkarlarını gözeterek ekonomik aktiviteler yapmaları mükemmel bir ekonomik işleyiş yaratmaktadır. Ona göre refah insanların çok çalışmaları veya başkalarını düşünmeleri sonucu değil, yalnızca kendi çıkarlarını düşünmeleri, lüks ve zevk düşkünlüğü sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu durumu ise “Her parça kötülükle doluydu. Fakat bütün dünyevi bir cennetti” sözleriyle ifade etmiştir (Bernard, 1998).
İş bölümü-doğal düzen- homo economicus
Mandeville’in ekonomik düşünce tarihine etkisinin bir yönü de ünlü iş bölümü teorisiyle olan bağlantısıdır. Masalında Mandeville bu teoriyi sıkça kullanmıştır. İş bölümü ve uzmanlaşma kavramları iktisadi literatürde İskoç Aydınlanmasının önemli isimlerinden Adam Smith’in “Ulusların Zenginliği” eserinde karşımıza çıkmaktadır. Bilindiği üzere Smith iktisat biliminin teorilerini ortaya koymasının yanında aynı zamanda ahlak, felsefe, tarih ve edebiyat gibi diğer alanlarla da ilgilenmekteydi. Mandeville’nin fablından izler Smith’in eserlerinde karşımıza çıkmaktadır. Smith’in eserindeki bazı metinler ile Mandeville’nin arıları masalına benzeyen metinlere rastlamak mümkündür.
Smith Ulusların Zenginliğinde kendiliğinden doğan düzen ve serbest piyasa ekonomisi kavramlarından bahsetmiş ve toplumun ilerleyişini sağlayan eylemlerin bencil nitelikteki eylemler olduğunu söylemiştir. Smith, bu konu ile ilgili şu örneği verir: “Yemeğimizi, kasabın, manavın ya da fırıncının iyilikseverliğinden değil, kendi çıkarlarını kollamalarından bekleriz.” Smith toplumda refah yaratacak şeyin Mandeville’nin dediği gibi bencillik ve diğer erdemsiz davranışların olduğunu ifade etmiştir. Smith ekonomide iş bölümü içerisinde iktisadi faaliyetler gerçekleştirildiğinde uzmanlaşmanın gerçekleşeceğini ve bununla birlikte refahın artacağını söylemiştir (Smith, 2011) .
Mandeville ve Smith’in üzerinde durduğu liberalizmin temel kanunlarından biride “laissez-faire” (bırakınız yapsınlar) olarak bilinen ve piyasa ekonomisinin temelini oluşturan felsefedir. Bu teoriye göre devlet ekonomiye en az derecede müdahale etmelidir. Çünkü tüm ekonomik ilişkiler doğal düzen içinde herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan gerçekleşecektir. Devletin müdahalesi sadece işleyen düzeni bozacaktır (Çeşmeli, 2017).
Mandeville ile Adam Smith’in görüşleri arasındaki bir diğer benzerlik de “homo economicus” kavramıdır. Ekonomik insan anlamına gelen homo economicus, ekonomik faaliyetlerde maksimum faydayı akılcı bir şekilde elde etmeyi hedefleyen bir insan tipidir. Liberalizm düşüncesinin temel felsefelerinden biri olan homo economicus, diğer insanları ve toplumun bütününü düşünmeden sadece kendi menfaati doğrultusunda eylemde bulunan insandır. Adam Smith’e göre bu insan tipi en rasyonel kararları alarak hareket edecektir ve böylece doğal düzen herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan ortaya çıkacaktır. Mandeville’in masalındaki insan tipi de her hareketinde bencil olan ve bu bencil olma özelliğinin hem kendisi hem de toplum için en iyi seçenek olduğunu rasyonel olarak bilen insandır.
Sonuç
Sokrates’ten beri herkesin sorduğu temel soru şudur “Nasıl yaşamalıyız?” Genel görüşe göre dürüstlük, fedakârlık ve erdem gibi niteliklerin toplumları bir arada tuttuğuna inanılsa da Mandeville, insanlık tarihindeki genel kabullerden birisini yıkan Hobbes’tan aldığı etkiyle insanların her koşulda kendileri düşünen bencil varlıklar olduğunu iddia etmiştir. Hobbes’a göre her insan bencil ve kendi çıkarının peşinden koşmaktadır. Hobbes bu durumu ise şu felsefi söylemle ortaya koymaktadır “homo homini lupus (insan insanın kurdudur)”. Mandeville Hobbes ile insanın bencil olduğu noktasında aynı yerde olmalarına rağmen Hobbes’ta bu durum bir doğal düzen yaratmamaktadır ve toplumsal huzur için bir toplumsal sözleşme ve devlete ihtiyaç vardır. Mandeville’in etik öğretisinde “bencillik” ile hareket eden insanlar rasyonel davranarak kendi çıkarlarını maksimize etmekte ve bu durum genel bir refah yaratmaktadır. Toplumsal düzende ahlak kurallarına gerek duymadan bencilliğin düzenlediği bir toplumsal yapının herkesin çıkarını artıracağı fikrini ilk kez Mandeville ortaya atmıştır. Mandeville bencillik ve doğal düzen fikriyle kendisinden sonra gelen iktisadi liberalizmi etkilemiştir ve bu yönüyle iktisat tarihinde önemli bir yere sahiptir. Mandeville, Hollanda erken kapitalizminin ruhunu yansıtır. Bu ruh, İngiliz sanayi devriminin de habercisidir (Fazlıoğlu,2016).
Kaynakça
— Bernard, Mandeville (1732), “The Fable of the Bees or Private Vices, Publick Benefits,” Vol.1
— Bernard, Mandeville, (1998), “The Fable of the Bees or Private Vices, Publick Benefits”, Vol. 1-2.
— Çeşmeli, Işıl (2017), “Erdemin Kökeni: Bernard Mandeville’in Hünerli Siyasetçileri”.
— Fazlıoğlu, İhsan (2016), “Kendini Bulmak”, Papersense Yayınları, İstanbul.
— Günör Batu, Recep (2016), “Bernard Mandevılle’in Arıların Masalı Adlı Eseri Hakkında Bir İnceleme”, İdil Dergisi, Cilt 5, Sayı 22.
— Özel, Hüseyin (2002), “Liberalizmin Ütopyacı Tasarımı”, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi.
— Smith, Adam (2011), “Milletlerin Zenginliği”, Çeviri: Tanju Akad, Alan Yayıncılık, İstanbul.
Alomaliyedeki köşemde çoğunlukla ve birazda iş gereği vergi hukuku, vergilendirme politikaları ve bazı dönemlerde ekonomi ile ilgili makaleler ve köşe yazıları yazmaya gayret göstermekteyim. Fakat bu sefer biraz farklı bir alana kayarak daha önce yazdığım bu yazıyı paylaşmak istedim. Umarım okuyucuda farklı bir bakış açısı bırakmıştır. Saygılar..