Gerçek Faydalanıcı Bildirimi
Caner SAMANCI
Vergi Müfettişi
canersamanci@gmail.com
28.06.2022 tarihinde TBMM’ye sunularak 5 Temmuz 2022 tarih 31887 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7417 sayılı Kanun içerisinde gerçek faydalanıcı bildirimine yönelik vergisel düzenlemeler yer alıyor.
Daha önce 529 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile düzenlenen alana ilişkin kanunlaştırma gereksinimi ile yola çıkıldığı anlaşılan teklif ile aynı zamanda bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunda kesilecek cezalara ilişkin Mükerrer 355. maddeye yeni bentler ilave edildiği anlaşılmaktadır.
Yazımızda maddeyi açıklamaktan ziyade gerçek faydalanıcı bildirimine ilişkin düzenlemeye yönelik olarak kanaatlerimize yer verilecektir.
Gerçek faydalanıcı nedir?
Tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri nihai olarak kontrolünde bulunduran ya da bunlar üzerinde nihai nüfuz sahibi olan gerçek kişi veya kişileri ifade etmektedir.
Gerçek faydalanıcının nasıl belirlenmektedir?
1) Tüzel kişilerde;
a) Tüzel kişiliğin %25’i aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları,
b) Tüzel kişiliğin %25’i aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi veya bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişiler,
c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentleri kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişiler
gerçek faydalanıcı olarak kabul edilerek bildirime konu edilecektir.
Gerçek Faydalanıcı Bildirimi Ne Kadar Gerekli?
Gerçek faydalanıcıya ilişkin yukarıdaki metinden anlaşılacağı üzere mükelleflerden bildirilmesi istenilen konular biri hariç, esasen, TTK, VUK ve sair kanunlar ile bildirimi zorunlu olan konulardır.
Gerçek faydalanıcıya ilişkin değişimleri öncelikle idarenin ilgili birimlerine hali hazırda iletmek durumunda olan şirketler; kurumun ortakları, icraya yetkili olan müdürleri hakkında aldıkları kararları zaten Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan etmektedirler.
Hal böyle iken, idare, farklı birimlerinde bildiği hususları koordine ederek bir sistem dahilinde toparlamak yerine, kurumlara ve kurumların müşavirlerine ilave bir iş yükü doğurarak ayrıca bildirimde bulunmalarını istemekte, yerine getirilmemesi halinde uygulanacak cezayı da bu kanun ile artırmaktadır.
Gerçekten Etkili Mi?
Bir diğer çelişkili konu ise, kurumların istihdam ettiği ya da hizmet satın aldığı kişilerden, bir diğer ifade ile kurumlar ile çıkar ilişkisi olanlardan, gerçek faydalanıcıya ilişkin şüphelerini bildirmesi istenilmesi hususudur.
Bir sonraki ay maaşını ya da müşavirlik ücretini tehlikeye atarak ‘ihbar’ niteliğindeki bildirimlerin gönderilmesinin istenilmesinin uygulamada ne kadar karşılık bulacağı hususu bir kenara, bu bildirimlerin kurumsal firmalarda yönetici onayından geçemeyecek olması da kuvvetle muhtemeldir.
Bu bakımdan cezaların artırılmasından ziyade gerçek faydalanıcının belirlenmesine yönelik farklı bir yaklaşımda bulunulmasında fayda görülmektedir.