Finansal İstikrar Raporu – Mayıs 2022
Önsöz
Finansal İstikrar Raporu’nun son sayısından bu yana iktisadi faaliyetteki güçlü görünüm korunmuş ve jeopolitik gelişmelerin olumsuz ekonomik yansımalarına rağmen dış talebin büyümeye katkısı devam etmiştir. İhracattaki canlı seyir ve turizm sektöründeki toparlanmaya karşın küresel emtia fiyatlarındaki yükseliş ve artan oynaklık cari işlemler açığındaki iyileşmeyi geciktirmektedir.
Reel sektörün borçluluk oranı emsal ülkelere kıyasla olumlu olarak ayrışmaktadır. Şirketler kesiminin kârlılık, borçluluk ve YP pozisyon göstergelerindeki olumlu görünüm korunurken, firmalar dış borçlarını yüzde 100’ün üzerinde yenileyebilme kapasitelerini sürdürmektedirler. Hanehalkının borçluluk oranı emsal ülke ortalamasının altında yer almaya devam etmektedir. Şirketler kesimi ve hanehalkı finansal dayanıklılık göstergeleri genel iyileşme eğilimlerini önceki Rapor dönemi sonrasında da korumaktadır.
Son dönemde hızlanan kredi büyümesinde, yükselen girdi maliyetlerinin işletme sermayesi ihtiyacını artırmasıyla da güçlenen TL firma kredileri belirleyicidir. Bireysel kredi büyümesi geçen yıl uygulamaya alınan makroihtiyati tedbirlerin etkisiyle dengeli bir seyir izlemiştir. Kredilerin büyüme hızının ve finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasını teminen güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin etkileri yakından takip edilmektedir. Kredilerin finansal istikrarla uyumlu büyümesi ve iktisadi faaliyetle sağlıklı buluşması bağlamında ilave tedbirler alınmaya devam edilecektir. Bankacılık sektörünün aktif kalitesi, likidite, kârlılık ve sermaye yeterliliği göstergelerindeki olumlu görünüm devam etmektedir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve “Liralaşma” temel çerçevesi içinde sürdürülebilir finansal istikrar hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Son dönemde devreye alınan uygulamaların önemli bir odağı, fiyat istikrarının sürdürülebilir bir çerçevede yeniden şekillenmesi amacıyla finansal sistemin aktif pasif tüm kalemleri ile kalıcı şekilde liralaşmasını sağlamaktır.
Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak kalıcı istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
Bu çerçevede, finansal istikrara ilişkin güncel durum ve görünümle birlikte yurt dışı ve yurt içi makroekonomik gelişmelere yer verdiğimiz Finansal İstikrar Raporumuzun 34’üncü sayısının tüm okuyucular için faydalı olmasını dilerim.
Prof. Dr. Şahap KAVCIOĞLU
Başkan
Kaynak TCMB