Devreden KDV Sorunu
Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
Öğretim Görevlisi
Alomaliye.com Yayın Kurulu Başkanı
t.apak@apakymm.com
Aşırı fiyat artışlarının oluşturduğu maliyet ve finansman sorununa can suyu olması adına reel sektörün Maliyeden beklentileri bulunuyor. 150 milyar lirayı aştığı tahmin edilen ‘Devreden KDV’nin nakten veya mahsuben iadesinin yanı sıra teminat olarak kullanılması çözüm olabilir…
1985 yılından beri ülkemizde uygulanmakta olan ve bugüne kadar çok değişikliğe uğrayarak uygulanan KDV sistemimizin, halen tartışılan birçok hususu bulunuyor. Tartışılan hususların başında, uygulandığı yıldan bugüne kadar devam eden devreden KDV sorunu bulunuyor. 2018 yılı başlarında. ‘Devreden KDV’nin iadesine yönelik hazırlanan bir tasarı çok tartışılmış ve ses getirmişti. Ancak meclis görüşmeleri sırasında bütçe sorunu nedeniyle son anda tasarıdan çıkarılmıştı.
DEVREDEN KDV NEDİR?
KDV Mevzuatımıza göre, iade hakkı doğuran işlemler dışında indirim yoluyla giderilemeyen KDV’ler mükellefe iade edilemez ve sonraki döneme devreder. Diğer bir ifadeyle toplam bir vergilendirme döneminde indirilecek KDV toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan KDV toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki farkın sonraki dönemlere devredilmesi ve iade edilmemesidir. Yıllardır sorun olan ve firmalar üzerinde ciddi yük olarak duran, daha da ötesi devletten alacak olarak gözüken “Devreden KDV”nin telafisi (iade, mahsup veya gider yazılması) yönünde çözüm veya beklentiler, tekrar reel piyasanın gündemine gelmiş bulunuyor.
Kamu ve özel sektörün, maliyeden alacaklı olduğu ‘Devreden KDV tutarının 150 milyar lirayı aştığı tahmin ediliyor. Tutarı her geçen gün artarak büyüyen “Devreden KDV” işletmelerde ciddi finansman sorunu oluşmasına neden olmaktadır. Devreden KDV’nin oluşmasının başlıca önemli nedenleri ise aşağıdaki gibi sıralanabilir.
− Mükellefin alışlarının satışlarından fazla olması, devamlı stoklu çalışılması.
− Yatırım yapılması ve üretim ile satış süreci arasında uzun süreler olması.
− İndirimli orana tabi veya istisna kapsamında mal satılması.
− Zararına mal veya hizmet satılması,
− Kayıt dışı mal veya hizmet satılması.
− Gerçek olmayan mal ve hizmet karşılığı sahte belge kullanımı.
Kayıt dışı mal/hizmet satışı veya sahte belge kullanımı dışındaki nedenlerle biriken KDV gerçek KDV olup, “Devreden KDV”nin bir kısmı çeşitli satışlar (ihracat veya indirimli oranlı) nedeniyle iadeye dönüşüyor, kalan yüksek kısım ise sonraki dönemlere devredilmek üzere idareden alacaklı olarak devam ediyor.
İADE VEYA KAMU BORÇLARINA MAHSUP EDİLEBİLMELİ
Özellikle son aylarda piyasalarda yaşanan finansal soruna çözüm olabilmesi ve reel piyasalara canlılık getirmesi açısından “Devreden KDV” sorunu, artık çözüme kavuşturulmalıdır. Haklı olarak: mükellef için bir finansman yükü, idare için ise bütçe sorunu yanı sıra, söz konusu KDV’nin Hazine ye doğru intikal edip etmediği konusundaki tereddütlerin ortadan kalkması için ciddi bir alt/karşıt inceleme gerekiyor. Evet, konunun çözümü o kadar da kolay olamayacaktır. Ancak her defasında “çözümü zordur” diyerek konuyu öteleyerek daha da içinden çıkılamaz bir hale dönüşeceği de aşikardır. Çözüm için radikal bir karar alınması veya yasal düzenleme yapılması da gayet mümkündür. Konunun çözümü için yıllardır dile getirilen birçok öneri de bulunuyor. İş çevrelerinden ve vergi konseyinden çeşitli zamanlarda değişik öneri ve raporların Bakanlığa sunulduğu biliniyor. Gerekirse güncel olarak tekrar iş çevresinden, vergi konseyinden ve mali müşavirler birliğinden görüş veya raporlar alınarak uygulanabilir bir düzenlemeye gidilebilir.
ÖNERİLERİMİZ
KDV mevzuatının ve uygulamasının artık sadeleştirilmesi gerekiyor. “Devreden KDV” için ise KDV Kanunu’nda (radikal) bir madde değişikliği yeterli olacaktır. Uygulamaya yönelik önerilerimizi şöyle sıralayabiliriz:
− Devreden KDV, iade sistemini de içine alacak şekilde tüm KDV iade sisteminin tek çatı (mevzuat) altında toplanması sağlanmalı.
− 2021 sonu itibariyle biriken Devreden KDV ayrı tutularak belli bir inceleme veya YMM raporuyla sadece kamu borçlarına mahsubunda kullanılarak eritilmeli.
− 2022 yılı başından itibaren oluşacak devreden KDV’nin ise. üç ayda bir merkezi inceleme veya YMM raporu ile nakten/mahsuben iadesi sağlanmalı.
Birçok AB ülkesi, Singapur, Güney Kore gibi ülkelerde ‘Devreden KDV alacakları: 30 gün, 3 ay, 6 ay veya izleyen yılın ilk aylarında şirketlere mahsuben ve nakden iade edilmekte. Son olarak Çin, 2019 yılında devir KDV’nin iade edileceği bir sisteme geçti. Global ticaretin geldiği rekabet ortamı ve ticaret savaşları da dikkate alındığında, ülkemizde de bu konunun ivedi olarak bir çözüme kavuşturulmasının zamanı geldi ve geçti diyebiliriz. Ülkemizde konunun çözülmesi önündeki en büyük engel: maliyenin bütçe sorunu dışında, “Devreden KDV”nin doğruluğunun tespiti konusudur. Bunun için, belli bir limite kadar olanı YMM raporuyla üstü için ise vergi müfettişi (merkezi denetim) raporuyla çözümü sağlanabilir.
İktibas: Paradergi