İzin Belgelerinin Çelişkili Olması, İzin Defteri İçin İmza İncelemesi Yapılmasının Gerekmesi, İmza İncelemesinden Sonra İzin Belgesindeki Çelişkilerin Giderilmesi
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/2884
Karar No: 2022/3872
Tarihi: 22.03.2022
» İzin Belgelerinin Çelişkili Olması
» İzin Defteri İçin İmza İncelemesi Yapılmasının Gerekmesi
» İmza İncelemesinden Sonra İzin Belgesindeki Çelişkilerin Giderilmesi
[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”vista_blue”]
ÖZET: Davacı 13.04.2021 tarihli celsede; “Bana göstermiş olduğunuz personel izin formundaki imza bana ait değildir, ben çalıştığım süre boyunca yıllık izin kullanmadım” şeklinde beyanda bulunmak suretiyle yıllık izin defterinde bulunan, imzalara itiraz etmiştir.
Bu nedenle Mahkemece yapılacak iş; öncelikle dosyada mevcut yıllık izin defterindeki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığı araştırılmalı yani imza incelemesi yaptırılmalı, imzanın davacıya ait olup olmadığı kesin olarak belirlendikten sonra, yıllık izin belgelerindeki çelişkilerde giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. İmza inkarına rağmen gerekli araştırma yapılmadan, eksik inceleme ile davacının hak kazandığı tüm izinleri kullandığı kabulüyle yıllık izin ücreti talebinin reddi hatalı olup kararın bu nedenle tekrar bozulması gerekmiştir.
[/vc_message][vc_column_text]
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ‘nün Ilısu Baraj inşaat yapım işini, davalı ……………. – ………………. ortak girişimine ihale ettiğini, davacının baraj inşaatında çalışan işçilerin yemek ihalesini alan davalı ……………….. Gıda Franc. Nak. Pet. İnş. ve Tic. Ltd. Şti. Nezdinde tüm davalıların işçisi olarak 14.09.2010- 31.08.2014 tarihleri arasında yemekhanede aşçı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili, ihale makamı olduklarını, ihale konusu işin tamamını devrettiğini, asıl işveren sıfatı bulunmadığını, Ilısu konsorsiyumu içerisinde davacının çalışmış olduğunu bildirdiği şirketin bulunmadığını davanın husumet yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ……………….. İnşaat ve Tic. A.Ş ile davalı ………………… İnşaat Sanayi ve Tic. A.Ş. vekili, davacı ile müvekkili ortaklık arasında mevcut bir hizmet sözleşmesi bulunmadığını, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacının taleplerinin haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu savunmuştur.
Davalı …………………. Gıda Franc. Nak. Pet. İnş. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından cevap verilmemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafından dinletilen tek tanık ve mevcut delillere göre davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı ve ………………….. İnşaat, …………….. Gıda Francaysing Nak. Pet. İnş. San. ve Tic. Şti. ve ………………. – …………… Adi Ortaklığı vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2017/27935 esas, 2020/5306 karar sayılı ilamıyla “(…) İş sözleşmesinin davacı tarafından kendi isteği ile ayrılması ile sona erdiği noktasında feshe ilişkin ispat yükü kendisinde olan davalının dosyaya her hangi bir delil sunmadığı anlaşıldığından, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile anılan alacakların reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. (…)Somut olayda; davacı çalıştığı süre boyunca yıllık izin kullanmadığını iddia etmiştir. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü, işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamak zorundadır 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacıya, davalı şirketler vekili tarafından 5. celse dosyaya sunulan işyeri dosyasında bulunan ve izinli olduğu belirtilen tarihler, imzalı belgeler gösterilerek izin kullanıp kullanmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının izin ücret alacağı Mahkemece bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. (…) Kabule göre de, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin Tarifenin 13. maddesi ise “ Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut dosyada, davalılar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2 ve 13. maddeleri gereğince davacı tarafından ıslah edilen ve mahkemece reddedilen tutar üzerinden nispi olarak belirlenmemesi hatalı olmuştur.” gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde davacı ve davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Somut uyuşmazlıkta; davacı dava dilekçesinde yıllık izin ücreti talebinde bulunmuştur. Dosyaya personel izin formu başlıklı bir kısım belgeler ve yıllık izin kayıtları sunulmuştur. Dosya kapsamında bulunan belgeler incelendiğinde; işyerinde işçilerin hafta tatili, bayram, yıllık izin, mazeret izni, ücretsiz izin, ölüm izni, evlilik izni olmak üzere tüm izin istemi durumlarında ‘personel izin formu’ başlıklı bir belgenin düzenlenmesi suretiyle talep edildiği ve işverence onaylanmak suretiyle kullandırıldığı anlaşılmaktadır. Ancak söz konusu personel izin formlarında uyumsuzluk bulunduğu tespit edilmiştir. Örneğin davacının aynı form üzerinde hem yıllık izin hem de hafta tatili ibaresi işaretlenmiş olup davacının aynı süre içinde hem yıllık izin, hem de hafta tatili izni içinde mükerrer şekilde yer alması mümkün değildir.
Kaldı ki, davacı 13.04.2021 tarihli celsede; “Bana göstermiş olduğunuz personel izin formundaki imza bana ait değildir, ben çalıştığım süre boyunca yıllık izin kullanmadım” şeklinde beyanda bulunmak suretiyle yıllık izin defterinde bulunan, imzalara itiraz etmiştir.
Bu nedenle Mahkemece yapılacak iş; öncelikle dosyada mevcut yıllık izin defterindeki imzaların davacının eli ürünü olup olmadığı araştırılmalı yani imza incelemesi yaptırılmalı, imzanın davacıya ait olup olmadığı kesin olarak belirlendikten sonra, yıllık izin belgelerindeki çelişkilerde giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. İmza inkarına rağmen gerekli araştırma yapılmadan, eksik inceleme ile davacının hak kazandığı tüm izinleri kullandığı kabulüyle yıllık izin ücreti talebinin reddi hatalı olup kararın bu nedenle tekrar bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.