2021 Yılında Vergi Kanunlarında Neler Değişti?
Mehmet Mürsel SAÇAN
Vergi Başmüfettişi
mmurselsacan@yahoo.com
Yazar Hakkında
1-Vergi Affı
Mükelleflerin kamuya olan borç yükünün azaltılarak borçlara taksitle ödeme imkânının sağlanması, ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması, vergi incelemesinde olan konuların dava yoluna gidilmeksizin çözümlenmesi, vergilemede öngörülebilirliğin artırılarak geçmiş vergilendirme dönemleri ile ilgili olası risklerin ortadan kaldırılması, işletme kayıtlarının fiili durumlarına uygun hale getirilerek kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi amacıyla 9 Haziran 2021 tarihli ve 31506 sayılı Resmi Gazete’de 7326 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” yayımlandı.
Bu kanun ile Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilen amme alacakları, il özel idareleri ve belediyeler ile Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarına ait alacakların yapılandırılması, matrah ve vergi artırımı, işletme kayıtlarının düzeltilmesi konularında düzenlemeye gidildi. Konunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 14/6/2021 tarihli ve 31511 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 1 Seri No.lu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7326 Sayılı Kanun Genel Tebliğinde açıklandı.
2-Basit Usule Getirilen İstisna
26/10/2021 tarihli ve 31640 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7338 sayılı “Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Gelir Vergisi Kanunu (GVK)’na basit usulde tespit edilen kazançlara gelir vergisi istisnası getiren, mükerrer 20/A maddesi eklendi ve 1/1/2021 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere basit usule tabi mükelleflerin kazançları gelir vergisinden istisna edildi. Bu düzenlemeyle beraber kapsama giren mükellefler artık kazançları dolaysıyla yıllık beyanname vermek zorunda olmayacak.
3- Sosyal İçerik Üreticilerine ve Mobil Cihazlar İçin Uygulama Geliştiriciliğine Getirilen İstisna
7338 sayılı Kanun ile GVK’ya 1/1/2022 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere, “Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası” başlıklı mükerrer 20/B maddesi eklendi.
Buna göre, internet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden istisna edildi. Ancak bu istisna 2022 yılı için geçerli olan 880.000 TL’ ye (GVK 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir dilimi) kadar olan kazançlar için geçerli. Bu tutardan fazlası istisna kapsamında değil. Yani 2022 yılında 880.000 TL üzerinde kazancı olan ilgili kişiler gelir vergisi beyannamesi vermek zorunda olacak. Konunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 318 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklandı.
Diğer taraftan Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 17/4-a maddesi ile bu kapsamda vergilendirilen kazançlara konu teslim ve hizmetler de KDV’ den istisna edildi.
4- Tarımsal Destekleme Ödemeleri Üzerinden Yapılan Tevkifat Kaldırıldı
GVK’ya eklenen “Tarımsal destekleme ödemelerinde kazanç istisnası” başlıklı mükerrer 20/C maddesi ile 26/10/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destekleme ödemeleri gelir vergisinden istisna edildi. Aynı Kanun’a eklenen geçici 92’inci madde ile 26/10/2021 tarihinden önce kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destek ödemeleri üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisinin iade edilebilmesine yönelik düzenleme yapıldı. Bu kapsamda, çiftçilerin düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK)’nun düzeltmeye ilişkin hükümleri uyarınca, tahsil tarihinden itibaren aynı Kanun un 112’nci maddesinin (4) numaralı fıkrası hükmüne göre hesaplanacak faizi ile iade edilebilmesine yönelik düzenlemeye gidildi. Konunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 316 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde açıklandı.
5- Ücret Ödemeleri Üzerinden Asgari Ücretin Brüt Tutarına İsabet Eden Kısım İçin Gelir ve Damga Vergisi Kaldırıldı
GVK’nın 23’üncü maddesine eklenen 18’inci fıkra ile 1/1/2022 tarihinden itibaren yapılan ücret ödemelerine uygulanmak üzere, hizmet erbabının, ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan tutarına isabet eden ücretleri gelir vergisinden istisna edildi. Birden fazla işverenden ücret alınması durumunda bu istisna sadece en yüksek olan ücrete uygulanacak.
Damga Vergisi Kanunu (DVK)’na ekli (II) sayılı tablonun “IV – Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar” bölümünün 34’üncü fıkrasına “Gelir Vergisi Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kâğıtlar (Bu maddenin birinci fıkrasının (18) numaralı bendinde düzenlenen ücretlerde istisna, aylık brüt asgari ücrete isabet eden kısım için uygulanır)” ibaresi eklenerek asgari ücrete isabet eden ücret ödemeleri damga vergisinden istisna tutuldu.
6- Asgari Geçim İndirimi (AGİ) Uygulaması Kaldırıldı
GVK’nın 32’inci maddesinde düzenlenen ve 01/01/2008 tarihinden itibaren gerçek ücretlerin vergilendirilmesinde kullanılan AGİ uygulaması, 7349 sayılı kanunun 3’üncü maddesiyle 01/01/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırıldı.
7- Geçici Vergi Dönemi Üçe İndirildi
2022 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilecek beyannamelerden itibaren uygulanmak üzere, GVK’nın mükerrer 120’inci maddesinde yapılan değişiklik ile geçici vergi dönemi üçe indirildi.
Ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, GVK’nın ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümleri uyarınca ilgili hesap döneminin ilk dokuz ayı için belirlenen üçer aylık dönem (Ocak-Mart, Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül) kazançları üzerinden 103’üncü maddede yer alan tarifenin ilk gelir dilimine uygulanan oranda geçici vergi ödeyecekler.
8- Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi Şartı Esnetildi
Bilindiği üzere, GVK mükerrer 121’inci maddede yer alan düzenleme ile ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), belirli şartlar dahilinde yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indiriliyordu. Bu şartlardan bir tanesi de haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması idi. Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmıyordu.
7338 sayılı Kanun ile yapılan yeni düzenleme ile 01/01/2022 yılından itibaren geçerli olmak üzere, beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış tarhiyatların, belirlenen indirim tutarı sınırının (2022 yılı için 2.000.00 TL) %1’ini aşmaması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmayacak.
9- Varlık Barışı Düzenlemesi
GVK’ ya eklenen Geçici 93’üncü madde ile, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, bu maddede yer alan hükümler çerçevesinde, 30/6/2021 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecekler.
Kanun metninde son tarih 30/6/2021 olarak belirtilse de son olarak 5058 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ‘’Varlık Barışı’’ kapsamındaki süreler 30 Haziran 2022 tarihine kadar uzatıldı.
10- Nakdi Sermaye Artışı İndirimine Getirilen Düzenleme
Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nun “Diğer İndirimler” başlıklı 10’uncu maddesinin (ı) bendi, nakdi sermaye artışına yönelik Kurumlar Vergisi beyannamesi üzerinden yapılabilecek indirimle ilgili. Buna göre, Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan “Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı” dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50’si Kurumlar Vergisi beyannamesi üzerinden indirime konu ediliyor. Bu bende, 7338 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile nakdi sermaye artışlarının, yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için indirim oranı 26/10/2021 tarihinden itibaren %75 olarak uygulanacak.
11- Yatırıma Katkı Tutarı Kullanımının Kapsamı Genişledi
KVK’da İndirimli Kurumlar Vergisini düzenleyen 32/A maddesine 7338 sayılı Kanun ile ekleme yapılarak, 01/01/2022 tarihinden itibaren yapılan yatırım harcamalarına uygulanmak üzere, yatırım teşvik belgesi bazında yapılan yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10’luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilecek.
Terkin talebinde bulunulabilecek tutar, hak edilen yatırıma katkı tutarından indirimli kurumlar vergisi yoluyla kullanılan yatırıma katkı tutarının düşülmesinden sonra bulunan tutarın yarısından fazla olamayacak.
Diğer vergi borçlarının terkini suretiyle kullanılan tutarın bir katına isabet eden yatırıma katkı tutarından vazgeçildiği kabul edilecek ve diğer vergilerden terkini talep edilen tutar ile vazgeçilen yatırıma katkı tutarları dolayısıyla vergi matrahına indirimli oranda kurumlar vergisi uygulanmayacak. Bu düzenleme kapsamında diğer vergi borçlarından terkin edilebilecek toplam tutar, ilgili yatırım teşvik belgesi kapsamında fiilen yapılan yatırım harcamalarına, yatırıma katkı oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan tutarın %10’undan fazla olamayacak.
12- Vergi Usul Kanununda Yer Alan Değerleme Ölçülerine “Alış Bedeli” Eklendi
VUK’a eklenen 268/A maddesi ile “Alış Bedeli” değerleme ölçüsü getirildi. Buna göre alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedelidir. İktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi ile ilgili diğer giderler alış bedeline dâhil değildir.
13- Gün Esaslı Amortisman Hesaplama Yöntemi Geldi
7338 sayılı Kanun ile VUK’un 320’inci maddesine ekleme yapılarak, 26/10/2021 tarihinden sonra işletme aktifine alınan amortismana tabi iktisadi kıymetler için gün esaslı amortisman hesaplama hakkı tanındı. Buna göre, dileyen mükellefler amortisman işlemine, işletme aktifine yeni kaydedilecek iktisadi kıymetler için bunların kullanıma hazır olduğu tarihte başlayıp ve her bir hesap dönemi için kıymetin aktifte kaldığı süre kadar gün esasına göre amortisman ayırabilecek. Sürenin gün olarak hesaplanması için Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen faydalı ömür süreleri 365 ile çarpılacak. Ancak bu düzenlemeden, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere işletme aktifine alınan binek otomobiller hakkında uygulanamayacak.
14- Küçük Alacak Kavramı Netleşti
Şüpheli Alacak kavramını düzenleyen VUK’un 323’üncü maddesinde şüpheli alacak sayılabilme şartları sayılmış ve bu kapsamda;
Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
– Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar ile
– Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların
şüpheli alacak sayılacağı hükmü bulunmaktaydı. Kanun metninde yer alan “küçük alacak” kavramı çoğu kez mükellefler ile mali idareyi karşı karşıya getirmekle birlikte uygulama noktasında bir belirsizlik içermekteydi.
7338 sayılı Kanunla 26/10/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, VUK’un 323’ üncü maddesinde geçen “dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük” ifadesi “ve 3.000 Türk lirasını aşmayan” şeklinde değiştirildi. Buna göre, artık 3.000 TL ve altında olan alacaklar dava takibine değmeyecek derecede “küçük alacak” olarak netleştirilmiş oldu. Ayrıca şüpheli alacak hükümlerinin işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler tarafından da uygulanmasına imkân tanındı.
15- Yenilenme Amacıyla Satılan ATİK’lere İlişkin Süre Konusundaki Belirsizlik Giderildi
VUK’un 328’inci maddesi amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması durumunda yapılması gereken işlemleri düzenliyor. Yenileme amacıyla ATİK satışından doğan kâr seçimlik hak olarak pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulur ve burada yer alan tutar yeni alınan ATİK’ in amortismandan itfa edilir. 3 yıllık sürenin başlangıcı olarak hangi tarihin dikkate alınacağı konusunda mali idare ile Danıştay arasında görüş ayrılığı bulunuyordu. Mali idare bu sürenin satışın yapıldığı tarihten itibaren dikkate alınması gerektiğini savunurken, Danıştay kararlarında bu süre, satışın yapıldığı yılı takip eden takvim yılının başından itibaren dikkate alınması gerektiği yönündeydi. (Danıştay 4. Dairesi 20.02.1974 tarih ve E. 1973/4073, K. 1974/55 sayılı kararı, Danıştay 4. Dairesi 11.10.1991 tarih ve E. 1988/4562 ve K. 1991/3074 sayılı kararı, Danıştay 4. Dairesi 17.1.1994 tarih E. 1992/3956 K. 1994/159 sayılı kararı- vd.)
7338 sayılı Kanun ile 26/10/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, Danıştay kararlarında sabit olan görüş benimsendi ve bu süre “satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabilir” ibaresi eklenerek başlangıç süresinin ne olacağı konusu netleşti.
Yine aynı şekilde VUK’un “Amortismana Tabi Malların Sigorta Tazminatı” başlıklı 329’uncu maddesinde geçen 3 yıllık süre konusunda da aynı düzenleme yapılarak bu süre, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonu olarak düzenlendi.
16- Tekerrür Hükümlerine Gelen Düzenleme
Bilindiği üzere, VUK’un 339’uncu maddesinde yer alan tekerrür hükümleri vergi ziyaı ve usulsüzlük cezalarını kapsıyor. Buna göre, söz konusu cezaların kesinleşmesinden itibaren tekrar işlenmesi durumunda vergi ziyaının %50, usulsüzlük cezası %25 oranında artırılmak suretiyle uygulanıyor.
26/10/2021 tarihinde yürürlüğe giren 7338 sayılı Kanun ile VUK’un 339’uncu maddesine gelen düzenleme öncesindeki mevcut kanun hükmünde yer alan “cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere” ifadesi yargı ve mali idare tarafından farklı yorumlanıyordu. Mali idare, “cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere” ibaresinin, sürenin sona ereceği tarihi tespit ile ilgili olduğunu, tekerrür uygulamasına cezanın kesinleşmesini izleyen takvim yılı başından itibaren başlanacağını, dolayısıyla cezanın kesinleştiği tarihten itibaren takip eden yılın başına kadar olan süre içinde de aynı neviden bir ceza kesilmesi durumunda tekerrür hükümlerine uygun şekilde cezanın artırımlı olarak uygulanması gerektiğini savunmaktaydı. Yargı kararları ise sonraki cezanın kesinleşmesi durumunun, ilk kesilen cezanın kesinleştiği takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren dikkate alınması gerektiği yönündeydi. (Danıştay 4. Dairesi E.2014/4451 K. 2016/2209 – “ … 31.7.2008 tarihinde kesinleşen cezaların ancak, 1.1.2009 tarihinden sonra gerçekleşen eylemler için tekerrür hükümlerinin uygulanmasında esas alınması mümkün olduğundan…)
7338 sayılı Kanun ile yorum farkına neden olan ifade daha net şekilde düzenlenerek VUK’un 339’uncu maddesi “vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda” şeklinde yeniden düzenlenerek cezanın kesinleştiği tarihten itibaren takip eden yılının başına kadar olan süre içinde de aynı neviden bir ceza kesilmesi durumunda tekerrür hükümlerine uygun şekilde ceza artırımlı olarak uygulanacak.
Tekerrür hükümlerine yapılan diğer önemli bir düzenleme, tekerrür hükümlerine istinaden yapılan artırım tutarı kesinleşen cezadan fazla olamayacak. Kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseği dikkate alınacak.
17- İncelemenin Yapılacağı Yer
7338 sayılı Kanun ile VUK’un “İncelemenin Yapılacağı Yer” başlıklı 139’uncu maddesinde yapılan değişiklik 01/07/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, vergi incelemesi esas itibariyle dairede yapılacak. Mükellef ve vergi sorumlusunun talep etmesi ve iş yerinin müsait olması halinde inceleme iş yerinde de yapılabilecek. Ancak iş yerinde inceleme yapılması konusu inceleme elemanın takdirinde. Bu düzenlemeyle, bir bakıma mevcut uygulanmakta olan durum Kanun ile hüküm altına alınmış oldu.
18- VUK 359’uncu Maddeye Yapılan Düzenleme
VUK’ un 359’uncu maddesine 7318 sayılı Kanunun 4’üncü maddesiyle 30/04/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere (ç) bendi eklendi. Buna göre,
“ç) Hazine ve Maliye Bakanlığınca yetkilendirilmediği halde, ödeme kaydedici cihaz mührünü kaldıran, donanım veya yazılımını değiştiren veya yetkilendirilmiş olsun ya da olmasın ödeme kaydedici cihazın hafıza birimlerine, elektronik devre elemanlarına veya harici donanım veya yazılımlarla olan bağlantı sistemine ya da kayıt dışı satışın önlenmesi için kurulan elektronik kontrol ve denetim sistemleri veya ilgili diğer sistemlere fiziksel veya bilişim yoluyla müdahale ederek; gerçekleştirilen satışlara ait mali belge veya bilgilerin cihazda kayıt altına alınmasını engelleyen, cihazda kayıt altına alınan bilgileri değiştiren veya silen, ödeme kaydedici cihaz veya bağlantılı diğer donanım ve sistemler ya da kayıt dışı satışın önlenmesi için kurulan elektronik kontrol ve denetim sistemleri veya ilgili diğer sistemler tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına elektronik ortamda iletilmesi gereken belge, bilgi veya verilerin iletilmesini önleyen veya bunların gerçeğe uygun olmayan şekilde iletilmesine sebebiyet verenler üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Yine 7318 sayılı Kanun ile VUK’un “Bazı Kaçakçılık Suçlarının Cezalandırılmasında Usul” başlıklı maddesine 30/04/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aşağıdaki fıkra hükmü eklendi.
“359 uncu maddenin (ç) fıkrasında yazılı suçların işlendiğinin inceleme sırasında tespiti halinde incelemenin tamamlanması beklenmeksizin, sair suretlerle öğrenilmesi halinde ise incelemeye başlanmaksızın Vergi Müfettişleri ve Vergi Müfettiş Yardımcıları tarafından bu tespitlere ilişkin rapor düzenlenir ve rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla birlikte keyfiyet Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Kamu davasının açılması için incelemenin tamamlanması şartı aranmaz.”
19- Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezaları Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Kapsamına Tekrar Alındı
VUK’un “Tarhiyat Öncesi Uzlaşma” başlıklı Ek-11’inci maddesinde, 7103 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle beraber 27/03/2018 tarihinden geçerli olmak üzere, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamından çıkarılmıştı.
7338 sayılı Kanun ile anılan maddede değişiklik yapılarak, 5.000 Türk Lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları 26/10/2021 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına tekrar alındı.
20- Yeniden Değerleme Müessesesi
7326 sayılı Kanunun 11’inci maddesiyle 09/06/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, VUK Geçici 31’inci maddeye eklenen fıkra ile 31/12/2021 tarihine kadar, tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (finans ve bankacılık sektöründe faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri, emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları, münhasıran sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler ile bu Kanunun 215’inci maddesi uyarınca kendilerine kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç) 09/06/2021 tarihi itibarıyla aktiflerine kayıtlı bulunan taşınmazlarını (sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar hariç) aktife kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetleri (sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmaz ve iktisadi kıymetler hariç) için yeniden değerleme müessesesinden yararlanma imkânı getirildi. Buna göre, yeniden değerleme sonrası pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarı üzerinden %2 oranında vergi ödemek yeterli olacak. Konunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, 530 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklandı.