Dünya Ekonomisinde Son Gelişmeler Bülteni 2021/3 Çeyrek (Temmuz – Eylül)
1 Yönetici Özeti
Kovid-19 varyantları küresel ekonomik canlanmanın hız kesmesine yol açmakta, tedarik zincirinde yaşanan sorunlar ve enflasyonist baskılar devam etmektedir. Küresel ekonomik aktivite 2021 yılının üçüncü çeyreğinde yeni virüs varyantlarının görülmesiyle hız kesmiştir. 2021 yılının üçüncü çeyreğinde de küresel toparlanma hızının ülkeler arasında ayrışmaya devam ettiği gözlenmiştir. Ayrışmanın temelinde ise, aşıya erişim ve politika desteklerindeki farklılıklar yatmaktadır. Söz konusu dönemde şiddetlenen çip krizi, küresel ölçekte otomotiv, elektronik, bilgisayar, beyaz eşya gibi birçok sektördeki üretimin sınırlanmasına neden olmuştur. Öte yandan artan emtia fiyatlarının yarattığı enflasyonist baskı nedeniyle birçok ülkede uygulanan politikalar sıkılaşmaya başlamıştır. Bu gelişmelerle yılın üçüncü çeyreğinde dünya ekonomisinin; yıllık bazda yüzde 4,6 ile bir önceki çeyreğe kıyasla daha ılımlı bir büyüme kaydetmiş olduğu tahmin edilmektedir.
Gelişmiş ekonomilerin performansı, yılın üçüncü çeyreğinde salgın öncesindeki seviyesini yakalamayı başarmıştır. Özellikle ABD, Almanya ve Fransa’da özel tüketim harcamalarının küresel büyümeye önemli bir destek verdiği, İtalya ve İspanya ekonomilerindeki büyümede ise dış talepteki canlılığın etkili olduğu görülmektedir. Birleşik Krallık’ta diğer ülkelere göre daha hızlı artan vaka sayıları nedeniyle özel tüketim bir miktar hız kesmiş, büyüme büyük ölçüde kamu harcamaları kaynaklı olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılının ikinci çeyreği itibarıyla gelişmiş ülkelerin ekonomileri yüzde 4,1 büyümüştür.
Küresel büyümeyi sürükleyen ülkelerden biri olan ABD ekonomisinin toparlanması yavaşlamıştır. Ekonomik Analiz Bürosu tarafından yayınlanan üçüncü GSYH tahminine göre, ABD ekonomisi 2021 yılı üçüncü çeyrekte yüzde 2,3 oranında büyüme kaydetmiştir. Üçüncü çeyrekte reel GSYH’daki yavaşlamada tüketici harcamalarındaki yavaşlama belirleyici olmuştur. Kovid-19 vakalarının yeniden canlanması, ülkenin bazı bölgelerinde işletmelerin yeniden açılmasında yeni kısıtlamalara ve gecikmelere neden olmuştur. Ayrıca, işletmelere sağlanan krediler, eyalet ve yönetimlere verilen hibeler ve hanehalkına yönelik sosyal yardımlar şeklindeki devlet yardım ödemeleri azalmıştır. Bu gelişmelerle ABD ekonomisinin üçüncü çeyrekteki büyümesinin bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 4,7 oranında olduğu tahmin edilmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızında gelişmiş ülkelere göre daha fazla ayrışma gözlenmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin görece ılımlı bir büyüme oranı kaydetmesinde Çin, Brezilya, Meksika, Rusya gibi büyük ekonomilerin büyüme oranlarının yavaşlamış olması etkili olmuştur. Özellikle Çin’de Temmuz ve Ağustos aylarında vaka sayılarındaki artış sonucunda tüketici güveninin azalması, enerji kesintileri nedeniyle bazı bölgelerdeki fabrikaların geçici olarak kapanması, küresel tedarik zincirindeki sıkıntılar nedeniyle üçüncü çeyrekte ekonomik aktivite olumsuz yönde etkilenmiş ve üçüncü çeyrekte önceki dönemlere göre daha zayıf bir büyüme oranı kaydetmiştir. Meksika’da da benzer şekilde artan vaka sayılarının yanı sıra yabancı ülkelerden istihdamı kısıtlayan yasanın yürürlüğe girmesinin etkisiyle ekonomik faaliyetler yavaşlamıştır. Bununla birlikte 2021 yılı üçüncü çeyrekte yıllık olarak bakıldığında gelişmekte olan ülkeler yüzde 5,4 büyürken Çin yüzde 4,9 büyümüş, Hindistan ise yüzde 8,4 büyüme oranı ile ön plana çıkmıştır.
Küresel ticaret salgın dönemine göre belirgin düzeyde toparlanmıştır. Küresel ticarette 2020 yılının ikinci çeyreğinde salgın nedeniyle yaşanan sert düşüş, 2021 itibarıyla yerini toparlanma eğilimine bırakmıştır. Çeyreklik bazda verilere bakıldığında; 2021 yılının ikinci çeyreğinde küresel ticarette güçlü bir toparlanma yaşandığı anlaşılmaktadır. Küresel mal ihracatı, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 23,2 artış kaydetmiştir. Bununla birlikte yılın ikinci yarısında kritik sektörlerdeki aksaklıklar nedeniyle küresel mal ticaret hacmindeki artış hızının yavaşlayabileceği değerlendirilmektedir. Nitekim geçtiğimiz yılın üçüncü çeyreğinde başlayan artış eğiliminin 2021 yılının üçüncü çeyreğinde sekteye uğradığı anlaşılmaktadır. UNCTAD verilerine göre küresel ihracatta 2021 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,9 düzeyinde artış yaşanırken, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,6 oranında düşüş kaydetmiştir. Öte yandan 2021 yıl genelinde ise IMF tahminlerine göre küresel mal ve hizmet ticaretinde yüzde 9,7 oranında artış yaşanması beklenmektedir. Küresel ekonomik büyüme beklentilerinin üzerinde gerçekleşmesi beklenen bu rakama göre, 2021 yılında uluslararası ticaretin, küresel ekonomik toparlanmanın ana itici unsuru olarak ön plana çıkacağı anlaşılmaktadır.
Küresel işgücü piyasası salgın öncesine henüz yakınsayamadı. 2021 yılı üçüncü çeyreğinde işsizlik oranları, işgücü piyasasının toparlanma eğilimine rağmen salgın öncesi döneme göre halen yüksek seyretmektedir. 2021 yılı üçüncü çeyreğinde salgını önlemeye yönelik alınan tedbirlerin etkisiyle ekonomilerde bir önceki yıla kıyasla toparlanmaların yaşanmasıyla iş gücü piyasaları da gerek talep gerekse arz yönlü kısmen toparlanmıştır. Küresel işsizlik oranı salgın öncesi dönemde yüzde 5,4 iken, 2020 yılında yüzde 6,5 oranına yükselmiştir. 2021 yılı genelinde ise yüzde 6,3 oranına gerileyerek küresel toparlanmanın etkileri kısmen de olsa görülmüştür. Bununla birlikte 2022 yılında küresel işsizlik oranının yüzde 5,7 ile salgın öncesi dönemlere yakınsayacağı öngörülmektedir.
Küresel emtia fiyatları yüksek seyretmeye devam etmektedir. Emtia fiyatlarının büyük bir çoğunluğu salgın öncesi dönem fiyatlarının üzerinde seyretmektedir. Küresel ölçekte büyüme beklentilerinin artması, talepte yaşanan toparlanma, bazı emtialarda arz sıkıntılarının görülmesi ve tedarik zincirinde yaşanan aksamalar emtia fiyatlarını 2021 yılı üçüncü çeyreğinde arttıran unsurlar olmuştur. 2021 yılı üçüncü çeyreğinde IMF Temel Emtia Fiyatları Endeksi, küresel ekonomik toparlanmayla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 56,9 oranında artış kaydetmiştir. Endeksin ana bileşenlerinden olan Enerji Emtiaları Fiyat Endeksi, ham petrol, doğalgaz ve kömür fiyatlarında yaşanan artışlarla 2021 yılı üçüncü çeyreğinde yüzde 114,8 oranında yükselmiştir. Diğer taraftan, Enerji Dışı Emtialar Fiyat Endeksinde aynı dönemde yüzde 26,4 oranında artış kaydedilmiştir. Aynı dönemde Enerji Dışı Emtialar Fiyat Endeksinin alt grubu olan Gıda ve İçecekler grubu fiyatlarında, 2021 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 32,4 oranında artış kaydedilmiştir. Bu gelişmede gıdaya olan talepteki canlanma, kuraklık, arz güvenliğinin sağlanamaması ve üretimin zayıflaması gibi çeşitli faktörler etkili olmuştur.
Küresel risk faktörleri arasında virüs varyantları ve katılaşma eğiliminde olan enflasyon dikkat çekmektedir. Henüz delta varyantı ile ilgili endişeler ortadan tamamen kaybolmamasına rağmen, ortaya çıkan omikron, küresel salgında yeni baskın tür olarak görülmektedir. Varyantlar destekleyici politikaların devamı konusunda karar alıcıları istekli olmaya teşvik ederken, karşılığında kalıcı enflasyon riski bulunmaktadır. Salgın öncesinde 2021’de yıllık yüzde 2 civarında seyretmesi beklenen ABD enflasyonu, yüzde 6,8 ile son 40 yılın en yüksek seviyesine yükselmiştir. Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilim, gaz fiyatlarının yükselmesine neden olabilir. İklim değişikliğinin daha yıkıcı hava olayları getirmesiyle birlikte gıda fiyatları artmaya devam edebilir. Fed’in 2022’de faiz artışı yapması halinde; gelişmekte olan piyasalar için finansal sıkıntılar gündeme gelebilir. Aynı zamanda başta ABD olmak üzere küresel ekonomi durgunluk riskiyle karşı karşıya kalabilir. Diğer riskler arasında ticari, politik ve bölgesel gelişmeler ön plana çıkmaktadır. ABD –Çin eksenli ticaret gerilimleri devam etmektedir. Fransa’da seçimlerin yaklaşıyor olması ve aşırı sağın yükselişi Avrupa’da politik bunalımları besleyebilir. Olumsuz iklim koşulları ve yüksek gıda fiyatları ise sosyal huzursuzlukları besleyebilir.
Tamamı İçin Tıklayınız