Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ADEM ERDEM BAŞVURUSU
Başvuru Numarası: 2018/13415
Karar Tarihi: 29/6/2021
Başkan: Kadir ÖZKAYA
Üyeler: Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Yıldız SEFERİNOĞLU
Basri BAĞCI
Raportör: Fatma Burcu NACAR YÜCE
Başvurucu: Adem ERDEM
[vc_row][vc_column][vc_message message_box_color=”juicy_pink”]
ÖZET:
Tanığın Çekinmesine Dair Bir Değerlendirme Yapılmadan Davanın Reddine Karar Verilmesi Nedeniyle Silahların Eşitliği İlkesinin İhlal Edilmesi.
Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 29/6/2021 tarihinde, Adem Erdem (B. No: 2018/13415) başvurusunda, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Olaylar
Başvurucu, özel bir şirket (Şirket) aleyhine İş Mahkemesinde (Mahkeme) işe iade davası açmıştır. Fetullahçı Terör Örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle iş akdinin feshedileceği söylenerek üzerinde baskı kurulduğunu, kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek istifa etmek zorunda bırakıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu aynı işyerinde çalışan H.U.nun tanık olarak dinlenmesini istediğini zira Şirket yetkililerinin kendisini istifaya zorladığı sırada H.U.nun da yanlarında bulunduğunu belirtmiştir.
H.U., yargılama sırasında Mahkemeye verdiği dilekçeyle davalı Şirkette direktör olduğunu, menfaat ihlali tehlikesi nedeniyle tanıklıktan çekinmek istediğini belirtmiştir. Mahkemece H.U.nun çekinme talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamış, H.U. tanık olarak dinlenmemiştir. Mahkeme, iş akdinin başvurucunun isteğiyle sonlandırıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Başvurucu, Mahkemenin kararına karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemini reddetmiştir. Başvurucunun temyiz talebi üzerine Yargıtay hükmü onamış ve karar kesinleşmiştir.
İddialar
Başvurucu, işe iade davasında gösterilen tanığın tanıklıktan çekinme talep etmesi üzerine bu talep incelenmeden ve tanık dinlenmeden davanın reddine karar verilmesi nedeniyle silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Taraflarca gösterilen bir tanığın kanunda sayılan sınırlı şartları gerekçe göstererek tanıklıktan çekinmesi mümkün ise de çekinmenin kanunda sayılan haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı hususunda mahkemelerin değerlendirme yapması gerektiği açıktır. Özellikle bir tarafın iddiasını ispat etmede tanık tek ve belirleyici bir delilse bu gereklilik daha da önem arz etmektedir.
Somut olayda başvurucunun iddiasını ispat etmek üzere dosyaya bildirdiği tek tanığın, tanıklıktan çekinme talebinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve sonuçları hususunda Mahkemece değerlendirme yapılmaksızın doğrudan davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Başvurucu tarafından dile getirildiği hâlde Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından da tanığın çekinmesine dair bir değerlendirme yapılmamıştır. Başvurucunun istifa dilekçesinin baskı altında imzalatıldığı ve gerçek iradesini yansıtmadığı iddiasını ispat etmede belirleyici delil olan tanığın çekinmesi, başvurucuyu aleyhindeki delillerin aksini ispat imkânı hususunda davalı işverene nazaran zayıf bir konuma düşürmüştür. Bu itibarla yargılama makamlarınca başvurucunun dezavantajlı durumunu gidermek için ilgili usul kurallarında öngörülen ve Yargıtay içtihadında da benimsenen şekilde dengeleyici imkânların sağlanması gerektiği hâlde bu yönde bir değerlendirme dahi yapılmamış olmasının bir bütün olarak yargılamanın hakkaniyetini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Bu basın duyurusu Genel Sekreterlik tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup bağlayıcı değildir. (T.C. Anayasa Mahkemesi)
[/vc_message][vc_column_text]
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, işe iade davasında gösterilen tanığın tanıklıktan çekinme talep etmesi üzerine bu talep incelenmeden ve tanık dinlenmeden davanın reddine karar verilmesi nedeniyle silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/5/2018 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu, Özel bir şirket (şirket) aleyhine Ankara 48. İş Mahkemesinde (Mahkeme) işe iade davası açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde özetle davalı şirket nezdinde 9/11/2009 tarihinden beri çalıştığını, 22/7/2016 tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle iş akdinin feshedileceği söylenerek üzerinde baskı kurulduğunu ve böylece İstifaya zorlandığını, kıdem ve İhbar tazminatları ödenerek istifa etmek zorunda bırakıldığını ileri sürmüştür. Başvurucu aynı işyerinde çalışan H.U.nun tanık olarak dinlenmesini istediğini zira şirket yetkililerinin kendisini istifaya zorladığı sırada H.U.nun da yanlarında bulunduğunu belirtmiştir.
9. H.U., yargılama sırasında Mahkemeye verdiği dilekçeyle davalı şirkette direktör olduğunu, menfaat İhlali tehlikesi nedeniyle tanıklıktan çekinmek istediğini belirtmiştir, Mahkemece H.U.nun çekinme talebi hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamış, H,U. tanık olarak dinlenmemiştir.
10. Mahkeme 28/11/2016 tarihli kararıyla iş akdinin başvurucunun isteğiyle sonlandırıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
11. Başvurucu, mahkeme kararına karşı istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf dilekçesinde ilk derece mahkemesinde ileri sürdüğü iddiaları tekrarlamış, ayrıca karara esas alman istifa dilekçesinin olayın tek görgü tanığı olan H.U.nun bulunduğu bir ortamda baskı altında alınması nedeniyle Mahkemece bu tanık dinlenmeden ve iradesinin fesada uğradığı iddiası araştırılmadan davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
12. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 7/4/2017 tarihli kararıyla istinaf istemini -başvurucunun İddialarına ilişkin ayrı bir değerlendirmeye yer vermeden-reddetmiştir.
13. Başvurucunun temyiz talebi üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 15/3/2018 tarihli kararıyla hükmü onamış ve karar kesinleşmiştir. Onama kararında başvurucunun iddialarına ilişkin ayrı bir değerlendirmeye yer verilmemiştir.
14. Nihai karar başvurucuya 27/4/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
15. Başvurucu 18/5/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.