Muhatabın Tebellüğden İmtina Etmesi ve Adresinde Bulunamaması
Yadigâr ŞENÖZ
SMMM
[email protected]
213 sayılı Vergi Usul Kanunu;
“Tebliğ evrakının teslimi:
Madde 102- (Değişik: 28/11/2017-7061/17 md.)
Tebliğ olunacak evrakı içeren zarf posta idaresince muhatabına verilir ve bu durum muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunur.
Muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya herhangi bir sebeple imza edemeyecek durumda bulunursa sol elinin başparmağı bastırılmak suretiyle tebliğ edilir.
Muhatap tebellüğden imtina ederse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Posta memuru, durumu tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza ederek, tebliğ olunacak evrakı tebliği yaptıran idareye teslim eder. Bu durumda tebliğ, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılır.
Bu Kanunun 101’inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan işyeri adreslerine tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunamaması durumunda (Bulmamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bu durumda bu Kanunun 101’inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre işlem yapılır.
Bu Kanunun 101’inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda (Bulmamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı, gönderildiği idareye iade edilir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. ”
1. Şahsın kendisinin evrakı tebellüğden imtina etmesi
7061 Sayılı Kanunla 102’nci madde de yapılan en önemli değişiklilerden biri de muhatap tebellüğden imtina ederse ne şekilde işlem yapılacağına dair düzenlemedir.
Mülga düzenlemeye göre, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 102’nci maddesinde, muhatap tebellüğden imtina ederse tebliğ edilecek evrakın önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edileceği ve bunun komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyetin taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tesbit edilmek suretiyle yapılmaktaydı.[1]
Yeni düzenlemeye göre ise, muhatap tebellüğden imtina ederse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir PUSULA kapıya yapıştırılır. Posta memuru, durumu tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza ederek, tebliğ olunacak evrakı tebliği yaptıran idareye teslim eder. Bu durumda tebliğ, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılır.
Bu meyanda, ödevlinin şahsının evrakı tebellüğden imtina etmesi halinde adresteki binanın kapısına yapıştırması suretiyle tebliğ işlemlerinin tamamlanacağının kurala bağlandığı ve düzenlemede komşulardan birine, varsa yönetici veya kapıcıya haber verme zorunluluğu bulunmamaktadır.[2]
2. Şahsın kendisinin dışında birinin evrakı tebellüğden imtina etmesi
Tebellüğden imtina; muhatabın işyeri veya yerleşim yeri adresinde bulunmasına ve tebliğe çıkan memuru kapıyı açmasına rağmen gönderilen tebliğ evrakını almak istememesi durumunu ifade eder.
Bu nedenle tebliğ evrakının adına düzenlendiği mükellef dışındaki kişilerin (eşi, kardeşi, çocuğu ve kayınvalidesi vs.) tebliğ evrakını almak istememesi durumunda tebellüğden imtina hükümlerinin uygulanmaması, bunun yerine muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan yerleşim yeri adresinde İKİNCİ DEFA da olmak üzere tebliğ cihetine gidilmesi, ancak bunun da mümkün olmaması halinde KAPIYA YAPIŞTIRMA yöntemine başvurulması gerekmektedir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 17.02.2020 tarihli Kararında[3], tebligat yapılacak olan adreste mükellefin bulunmaması halinde adreste bulunan kişilerden mükellefin adreste bulunmama sebebinin sorularak araştırılması, mükellefin başka bir yere gittiğinin beyan edilmesi halinde, tebliğ edilemeyen evrak, çıkaran mercie iade olunması gerekirken, mükellefin adreste bulunmama sebebi araştırılmadan, istek yazısının, annesine verilmek suretiyle yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğundan, sanığın beraatı yerine mahkûmiyetine hükmolunmasına karar verilmesini bozmuştur.
3. Muhatabın adresinde bulunamaması hali
Vergi Usul Kanununun 101’inci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (2) numaralı bentlerinde sayılan işyeri adreslerine tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunamaması durumunda (Bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Bu durumda bu Kanunun 101’inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre işlem yapılır.
Bu Kanunun 101’inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda (Bulunamama durumu o adresten geçici ayrılmaları da kapsar.) durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir.
Bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir PUSULA KAPIYA YAPIŞTIRILIR. Bu durum, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakı, gönderildiği idareye iade edilir. Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise 15. günde tebliğ yapılmış sayılır.[4]
Görüleceği üzere, adres kayıt sisteminde yer alan yerleşim yeri adresine İLK defa tebliğe çıkılan hallerde, geçici ayrılmalar da dâhil olmak üzere tebliğ yapılacak olanların bu adreste bulunamaması halinde kapıya pusula yapıştırılmaz. Bulunamama durumu tebliğe çıkan memur tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek tebliğ evrakı derhal gönderen vergi dairesine iade edilir.
Tebliğ evrakını gönderen vergi dairesi kendisine iade edilen tebliğ evrakını MÜNASİP bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarmadan önce mükellefin adres kayıt sisteminde yer alan yerleşim yeri adresini kontrol eder, adresin aynı olması durumunda mevcut tebliğ evrakının, farklı olması durumunda yeni düzenlenecek tebliğ evrakının üzerine İKİNCİ DEFA TEBLİĞ kaşesi vurmak suretiyle yerleşim yeri adresinde ikinci defa tebliğ çıkartılır. İkinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusula kapıya yapıştırılır.
Tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılır.
Bunun yanı sıra Kanun koyucunun, tebliğ tarihi olarak pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihi değil, tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğin yapılmış sayılacağını kurala bağlamak suretiyle tebligatın bilgilendirme unsurunu gerçekleştirmek amacıyla başka bir tedbir aldığı anlaşılmaktadır.
Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından tesis edilen işlemlere ilişkin olarak aşağıdaki hususlara riayet edilmesi gerekmektedir:
» 213 sayılı Kanunun 102. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca yapıldığı belirtilen tebligatın çıkarıldığı adresin, muhatabın 5490 sayılı Kanun’a göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olup olmadığı,
» Adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat yapılmadan önce en son bilinen adresine tebligat çıkarılıp çıkarılmadığı,
» Adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine iki kez tebligat çıkarılıp çıkarılmadığı,
» İki tebligat arasında idare tarafından belirlenen sürenin somut durumun şartlarına göre kişilerin işlemden haberdar olmalarına imkân tanıyacak nitelikte olup olmadığı,
» İkinci defa çıkarılan tebligatı gönderen idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusulanın kapıya yapıştırılıp yapıştırılmadığı,
» Kapıya yapıştırma işleminin ardından bu durumun posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek tebliğ evrakının gönderildiği idareye iade edilip edilmediği kontrol edilmelidir.
Dip Notlar:
[1] Muharrem ÖZDEMİR. E. Defterdar. YMM. Vergi Tekniği Kitabı. 2021 baskı. Sayfa:93
[2] Anayasa Mahkemesi Başkanlığının Esas No: 2021/37, Karar No:20121/63 Karar Tarihi: 22.09.2021
[3] Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 17.02.2020 tarihli Kararı 2017/10531 E. , 2020/1403 K.
[4] Gelir İdaresi Başkanlığının 2017/8 Seri No.lu Uygulama İç Genelgesi