KDV Tevkifat Uygulamasında Alt Sınır Artırılmalıdır
Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
Yazar Hakkında
Katma değer vergisi, nihai tüketiciyi vergilemeyi amaçlayan bir işlem vergisidir. Bununla birlikte, birbirini takip eden tüm üretim ve dağıtım safhalarında tahsil edilen vergiden önceki safhalarda ödenen vergi indirildiği için, diğer işlem vergilerinden ayrışmaktadır. Katma değer vergisine getirilen tevkifat uygulaması ile alımlarda yüklenilen KDV yükü işletmelerin üzerinde kalmakta indirim yolu ile giderilememektedir.
Bilindiği üzere Katma Değer Vergisinde tevkifat uygulaması, Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre Hazine ve Maliye Bakanlığınca vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tuttuğu bir uygulamadır. Katma değer vergisi tevkifatı ihtiyari bir uygulama olmayıp, Hazine ve Maliye Bakanlığınca tevkifat uygulaması kapsamına alınan işlemlerde alıcılar tarafından “Tam Tevkifat” veya “Kısmi Tevkifat” şeklinde yapılması zorunludur.
Katma değer vergisi tevkifatı uygulamasına ilişkin en son düzenleme 16 Şubat 2021 tarihli ve 31397 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “35 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile yapıldı. Yapılan yeni düzenlemede kısmi tevkifat uygulamasında belirlenmiş alıcılar kapsamı genişletilerek “sigorta ve reasürans şirketleri, sendikalar ve üst kuruluşları, vakıf üniversiteleri, mobil elektronik haberleşme işletmecileri” de belirlenmiş alıcılar kapsama alınmıştır. Ayrıca Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğüne yapılan teslimler, ticari reklam hizmetleri ve taşımacılık hizmetleri ile diğer hizmetler başlığı altında “kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları ile kalkınma ajanslarına ifa edilen” hizmetlerde KDV tevkifatı kapsamına alınmış ve uygulanmakta olan KDV tevkifat oranlarında değişiklik yapılmıştır.
Yayınlanan tebliğde bizce en önemli değişiklik ise “İade taleplerinin yerine getirilmesinde alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmiş olması şartı” getirilmesidir.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “Tevkifata Tabi İşlemlerde KDV İadesi” başlıklı 2.1.5. bölümün “Genel Açıklamalar” başlıklı (I/C-2.1.5.1.) bölümünün ikinci paragrafında yer alan “şartı aranmaz” ibaresi “şarttır” olarak değiştirilmiştir.
Hatırlanacağı üzere önceki uygulamada tevkifat uygulamasından doğan KDV iadesi alacakları için, satıcının tevkifata konu tutarı 1 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan etmiş olması, alıcının da yaptığı tevkifatla ilgili tutarın beyan edildiği 2 No.lu KDV Beyannamesini vergi dairesine vermiş olması gerekiyordu. KDV tevkifatı iade taleplerine ilişkin talebin yerine getirilmesinde alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk eden KDV’nin ödenmiş olması şartı aranmamaktaydı.
Yapılan düzenleme uyarınca, iade taleplerinin yerine getirilmesinde, alıcı tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’si tutarının ödenmiş olması şartı gelmiştir. Getirilen bu uygulama ile alıcılar tarafından 2 No.lu KDV Beyannamesini beyan edilen ve beyan edilen tutar üzerinden tahakkuk eden verginin ödenmemiş olması KDV iade işlemlerinde ciddi sorunların yaşanmasına neden olacaktır.
2012 yılında yayınlanan 117 Seri No.lu KDV uygulama tebliğinde belirlenen “Her bir işlemin KDV dâhil bedeli 1.000 TL’” aşması halinde tutarın tamamı üzerinden KDV tevkifat yapılır düzenlemesinde yer alan 1.000,00 TL’lık tutar aradan geçen on yıllık süre dikkate alındığında bugün için değerini yitirmiştir. (2012 Yılında KDV tevkifatı için belirlenen 1.000,00 TL’lık alt sınır tutarı yeniden değerleme oranları dikkate alınarak yapılan güncellemede 2021 yılında bu tutar 2.561,80 TL ulaşmaktadır.)
35 Seri No.lu Katma Değer Vergisi tebliği ile uygulamaya konulan 2 No.lu KDV Beyannamesi ile beyan edilen ve tahakkuk ettirilen KDV’nin ödenmiş olması şartı da dikkate alınarak. Bu tutarın e-arşiv fatura uygulamasındaki hadlerde dikkate alınarak her bir işlem için KDV dâhil 5.000 TL olarak uygulanması daha sağlıklı olacaktır.
KDV iade işlemleri başta olmak üzere KDV tevkifat uygulamasındaki 1.000,00 TL’sı alt sınırı uygulamada SMMM meslek mensuplarının iş ve işlemlerin artırmasının yanı sıra ekonomik imkânsızlık içinde faaliyetine devam eden başta nakliyeci kamyoncu olmak üzere işyerlerini (Vergi mükelleflerini) olumsuz etkilemektedir.
Örnek vermek gerekirse; ilgili ay içinde KDV tevkifatına tabi işlemi sadece KDV dâhil 1.000 TL tutarındaki yük taşımacılığına ait bir fatura olan mükellef. KDV dâhil 1.000, TL tutarındaki (847,46 + 152,54) yük taşımacılığına ait bu faturada 2/10 oranında KDV tevkifatı yaparak hesaplanan (152,54 / 10 * 2) 30,50 TL. 2.Nolu KDV beyannamesi ile beyan edilecek ve beyan edilecek bu işlem içinde mükellef tarafından 64,10 TL KDV beyanname damga vergisi ile birlikte 94,60 TL ödeyecektir.
3065 sayılı KDV Kanunun gerekçesi ile yakın zamanda yürürlüğe giren 7104 sayılı Kanunun gerekçesinde KDV’nin temel esası nihai tüketiciyi vergilendirmeyi amaçlayan özü itibariyle nihai tüketicinin katlanmak zorunda kaldığı bir tüketim vergisi olarak açıklanmaktadır. Bu nedenle KDV’yi diğer vergilerden ayıran en önemli özelliği indirim sisteminin olmasıdır. KDV uygulamasında vergiyi doğuran olayın işlemin her aşamasında vergiye tabi tutulması ve bu işlemlerinde kendi sistematiği içinde yüklenilen verginin indirim konusu yapılarak beyan edilmesi modern ve çağdaş vergi sisteminin gereğidir.
Katma Değer Vergisinin tekniğine ters düşen KDV’de tevkifat uygulaması ile KDV’nin indirim mekanizması yoluyla telafi edilebilmesi zorlaşmakta ve uzun süreler alabilmektedir. Bu gibi durumlarda devreden KDV’nin işletme üzerinde uzun süre kalması işletmeler için önemli bir finansman maliyeti oluşturmaktadır. Bugün için uygulamada Katma Değer Vergisi tabi işlemler üzerinden 26+1 farklı kod altında Katma Değer Vergisi tevkifat uygulaması yapılmaktadır. Katma Değer Vergisi tevkifat uygulamasının giderek kapsamının genişletilmesi ve tevkifat oranının artırılması KDV’nin getiriliş amacına ters düşmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığınca vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla getirilen bu uygulama yerine Katma Değer Vergisinin oranlarının yeniden değerlendirilerek aşağıya çekilmesi daha doğru olacaktır.
“Hırsıza Kilit Olmaz. Kilit Dost İçindir.”