Yeni Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği Üzerine Notlar
Mahmut ESEN
E. Mülkiye Başmüfettişi
[email protected]
Üç milyon memuru (kadrolu kamu personelini) doğrudan ilgilendiren “Devlet Memurları Yönetmeliği”; Cumhurbaşkanı kararıyla kabul edilerek 30.04.2021 günlü Resmi Gazete’de yayınlanmış; 40 yıla yakın bir uygulamada olan önceki yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.
Öncekine oranla yeni Yönetmelikteki görülebilen bazı farklılıklar/değerlendirmelerim aşağıya çıkarılmıştır.
1-Parlamenter sistemde kamu personeline uygulanacak disiplin işleri konularında Cumhurbaşkanına herhangi bir yetki verilmemiştir. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde görevli memurların disiplin işleri de Genel Sekretere bırakılmıştır.
2018 yılından itibaren uygulanmakta olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ise yürütme yetkisi tümüyle Cumhurbaşkanına bırakılmıştır.
Bu durumun gereği/doğal sonucu olarak yeni Yönetmelikle, Cumhurbaşkanı tüm kamu idarelerinde görevli memurların disiplin amirliği yetkisine sahip hale getirilmiştir.
2-Belediye hizmetleri yapısı itibarıyla özgün nitelikli olup genel idare hizmetlerinden farklılık göstermektedir.
Belediyelerde halen toplam 103 bin memur görev yapmaktadır.
Belirtilen nedenlerle belediyelere özgü disiplin kurullarına gereksinim duyulmaktadır. Bu bağlamda belediyeler için oluşturulmuş mevcut disiplin kurullarının korunup/kollanması ve geliştirilmesi gerekmektedir.
Ancak Yönetmelikte belediyelerdeki disiplin kurullarının geliştirilmesi, günün koşullarına uyar hale getirilmesi bir yana, 2005 yılında büyükşehir belediyeleri için oluşturulmuş olan “büyükşehir belediyesi yüksek disiplin kurulunun” bile kaldırılması yoluna gidilmiştir.
Büyükşehir belediyeleri dahil tüm belediyelerin, yüksek disiplin kurulu olarak, İçişleri Bakanlığı yüksek disiplin kurulu kabul edilmiştir.
Bununla birlikte anılan görevin İçişleri Bakanlığınca yerine getirilmesi kolay değildir. Yasal/yönetsel yönlerden önemli sorunlar vardır.
Zira İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunda; kuruluş yasası gereği olarak, dosyası görüşülecek/karara bağlanacak memurların yaptıkları görevleriyle ilgili ana hizmet biriminin en üst amirinin de katılımı gerekmektedir.
(Örneğin EGM personeli ile ilgili toplantılara Emniyet Genel Müdürü de katılmaktadır.)
Diğer yandan İçişleri Bakanlığında, yüksek disiplin kurulunda görüşmeler/kararlar sırasında, belediye personelinin dosyalarında sekretarya hizmetlerini yerine getirecek, mahalli idarelerle doğrudan ilgili hizmet birimi kalmamıştır.
Bilindiği üzere kuruluşundan beri İçişleri Bakanlığına bağlı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü;
– Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde (2018 yılında) kaldırılmış, bazı personeli de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında (ÇŞB) yeni oluşturulmuş olan Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü devredilmiştir.
– Mahalli idarelerle ilgili merkezi idare tarafından yerine getirilmesi gereken görev/hizmetler ÇŞB verilmiştir.
Ancak Anayasa’nın 127 md. uyarınca İçişleri Bakanlığının mahalli idareler üzerinde vesayet yetkisinden kaynaklanan görev ve yetkileri vardır. Bu bağlamda mahalli idarelerin seçilmiş/atanmış organ ve üyeleriyle diğer kamu görevlileri hakkında inceleme/araştırma/soruşturma ve görevden uzaklaştırma işlemleri İçişleri Bakanlığınca yapılmaktadır.
Diğer yandan halen il özel idareleri, muhtarlıklar, bazı mahalli idare birliklerinin iş ve işlemleri İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülmeye devam edilmektedir.
Sanki kökü İçişleri Bakanlığındaki ağacın bazı dalları ÇŞB bırakılmıştır.
Bu yüzden günümüzde anılan bakanlıkların görev/yetki ve sorumluluk alanlarını dahi belirlemek/ayırt etmek ilgili bakanlık yetkileri için bile kolay değildir.
Bu durumun merkezi idare tarafından mahalli idarelere verilecek hizmetleri; etkinlik/verimlilik/hız/kalite yönlerinden olumsuz etkileyeceği açıktır.
Belediyeler için yüksek disiplin kurulu oluşturulmamış olması anılan olumsuzluklara yeni bir boyut katacaktır. Yüksek disiplin kurulunda belediye personelinin görev alanı ile doğrudan üye bulunmaması, alınacak kararların adalete/ hakkaniyete uygun olmasını zorlaştıracaktır.
Sözü edilen sorunların giderilmesi/hafifletilmesi için büyükşehir belediyeleri yüksek disiplin kurullarının yeniden kurulması veya Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün İçişleri Bakanlığına bağlanması sağlanmalıdır.
(https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/mahalli-idareler-icisleri-bakanligina-baglanmalidir-41511488 )
3-Sayıları 397 olan belde belediyelerinde disiplin kurulu olarak belediye encümeni belirlenmiştir. Encümenin belediye başkanının başkanlığında toplandığı, bu suretle belediye başkanı tarafından verilmiş uyarı/ihtar/aylıktan kesme cezalarına itiraz vb. konuların bu kurul tarafından görüşülerek karara bağlanmasının kanun/hukuka aykırı olacağı gerçeği göz ardı edilmiştir.
Önceki yönetmelikten uyarlama sırasında gereken dikkat/özenin gösterilmemesinden de kaynaklandığı görülen bu hatanın hızla giderilmesi gerekmektedir.
4-657 sayılı DMK disiplinle ilgili çok sayıda kuralı aynen aktarılmak suretiyle Yönetmelik içeriği gereksiz yere genişletilmiş, buna karşın Yönetmelikle düzenlenmesinde yarar olan temel/ayrıntılı bazı konulara değinilmemiştir.
Örneğin; disiplin kurulu kararının yedi gün içinde gerekçeli olarak raportör tarafından yazılacağı, başkan ve üyelerce imza edileceği açıklanmıştır.
Bununla birlikte; disiplin kuruluna havale edilen evrakın kaydı, verilen kararın özetinin tespiti ve daha sonra gördüğü işlemlerin sonucunun bir arada görünmesini sağlamak üzere tutulması gerekecek disiplin kurulu karar özetleri tutanak defteri, karar özetlerinin çıktısının alınarak toplantı tamamlanmadan imzalanması, genişletilmiş gerekçeli kararların ayrıca imzalanacağı, genişletilmiş kararların dosyalanarak muhafaza edilmesi vb. konulara ilişkin düzenleme yapılması göz ardı edilmiştir.
5-657 sayılı DMK 130. maddedeki açık düzenlemeye karşın soruşturma yapmakla görevlendirilmiş denetim elemanları ve muhakkiklere (soruşturmacı) sadece ifade alma yetkisi tanınmış, savunmanın son aşamasında disiplin amiri tarafından istenileceği koşulu getirilmiştir.
İlk bakışta ifade alma ve savunma isteme konularının birbirinden ayrılmış olması; memurların lehine, hoşa giden güzel bir uygulama olarak gözükmekle birlikte, bu durumun disiplin soruşturması sürecini olumsuz etkileyeceği ve sonuçta memurun mağdur olacağı değerlendirilmektedir.
Böylesi bir durumda kısa sürede sonuçlandırılması, bu suretle memur üzerinde uzun süreli baskı oluşturmaması gereken soruşturması süreci uzayacaktır. Dosyasının içeriğine yeterince vakıf olmayan disiplin amiri tarafından savunma talep edilmesi kamu hizmeti gereklerine uygun olmayacaktır. Sözlü savunma alınmasını gerektiren hallerde disiplin amiri fiilen soruşturmacı görevini üstlenmiş, açıkça olayda taraf haline gelmiş olacaktır. Savunmanın disiplin amirine verilmesi durumunda soruşturmacıların hazırlayacakları disiplin raporlarının sonu, ister/istemez ucu açık bırakılacaktır. Disiplin amirine verilecek savunma sonrası yeniden/ek soruşturma yapılması yapılmasına ihtiyaç duyulabilecektir.
Diğer yandan ceza uygulamasından önce disiplin amiri tarafından gerek duyulması halinde son söz niteliğinde memurun savunmasının yazılı/sözlü alınmasının her türlü olanakları bulunmaktadır. Bu yüzden soruşturma sürecinin durdurulmasına, sürüncemede bırakılmasına gerek yoktur.
Konunun yeniden ele alınmasında/düzenlenmesinde yarar vardır.
6- Yerleşik mevzuat hükümleri de dikkate alınarak belirli konuyu içermeyen veya somut delile dayanmayan vb. ihbar/şikayetlerin işleme konulmayacağı belirtilmiştir. (Madde 38)
Ancak belirtilen nedenlerle işleme konulmamasına karar verilen ihbar/şikayetin sonucunun, ihbar/şikayette bulunana bildirilmesine ilişkin düzenlemeye yer verilmemiştir.
Belirtilen noksanlık giderilmelidir.
7– İllerde görevli olup milli eğitim/emniyet mensupları gibi özel disiplin kurulları olmayan çok sayıda devlet memurunu ilgilendiren il disiplin kurullarının özel bir yeri ve ağırlığı bulunmaktadır. Bu yüzden yürürlükten kaldırılmış yönetmelikte; il disiplin kurulu defterdar; milli eğitim, çevre ve şehircilik müdürü vb. ilin özel statülü (makam tazminatı alan) bakanlık il müdürlerinden oluşturulmuştur. Üyeler yönetmelikle belirlenmiş ve valiye üye seçim/görevlendirme yapma olanağı tanınmamıştır.
Yeni Yönetmelikte ise il disiplin kuruluna bakanlık il müdürleri yerine, il idare kurulu müdürü alınmış, valinin belirleyeceği üç il idare şube müdürünün de üye olarak görevlendirilmesi yöntemine geçilmiştir.
Diğer yandan disiplin kurulunda görevlendirilmiş üyelerin, görev süreleri, iki yıldan, üç yıla çıkarılmıştır.