Kurumlar Vergisi Kanunu İdarenin Son Özelgeleri – 2
Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
E. Hesap Uzmanı
info@adenymm.com.tr
Yazar Hakkında
I-Giriş:
Aşağıdaki çalışmada 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu açısından son dönemlerde (2020) verilen bazı özel Özelge konularına yer verilmekte, konular hakkında bu çalışma kapsamında kişisel bir değerlendirme ise yapılmamaktadır.
II-Özelgeler:
1. Aktifte Kayıtlı Gayrimenkulün “Mevcut Borca Karşılık Devrinde” İstisna Hükmünden Faydalanılıp Faydalanılmayacağı
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin taşımacılık faaliyetinde bulunduğunu, ………………. Şti.’nden 8 adet otobüs satın aldığını, karşılığında 3.760.000 TL borçlandığını, bu borca karşılık şirketinizin 22.02.2011 tarihinde satın almış olduğu araziyi rızaen devir ettiğini belirterek, Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesinde yer alan istisna kapsamında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
… Bu istisnayla, kurumların bağlı değerlerinin nakde çevrilerek, işletmelerin sağlam mali kaynaklara kavuşturulması ve maddenin gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere işletmelerin bağlı değerlerinin nakde dönüştürülmesi yoluyla aktif bir şekilde ekonomiye katılması, finansman sıkıntılarının giderilmesi, faaliyetlerinin öz kaynaklarla devam ettirilebilmesi ve mali yapılarının güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Bir işletmenin bağlı değerlerinin satılarak sağlanan hasılatın aynı veya başkaca bağlı değerler alınması amacıyla kullanılması halinde kanun koyucunun bu istisnayla gerçekleştirmeye çalıştığı amaç sağlanamayacaktır.
Özelge talep formunuz ekinde yer alan faturaların incelenmesinden, şirketinizce satın alınan otobüslerin 06.02.2018 tarihli ve 23.02.2018 tarihli faturalarla şirketinize fatura edildiği; tarla vasıflı taşınmazların da 30.03.2018 tarihinde şirketinizce …’ye fatura edildiği anlaşılmıştır. Buna göre, esas faaliyeti taşımacılık olan şirketinizin tarla vasıflı taşınmazları otobüs niteliğindeki taşıtlarla trampa etmesinden[1] doğan kazancın anılan Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnaya konu edilmesi mümkün değildir.
2. Resen Terk Eden Mükellefin Yeniden İşe Başlaması Halinde Geçmiş Yıllara Ait Zararların Mahsubu
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda şirketinizin 2016 yılında re’sen terk ettirildiği, 28.03.2018 tarihi itibariyle faaliyetine tekrar başladığı belirtilerek; 2016 yılında en son verilen KDV beyannamesinden devreden katma değer vergisini 04/2018 KDV beyannamesinde indirim konusu yapıp yapamayacağınız ve şirketinizin 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin zarar tutarlarını kurumlar vergisi beyannamesinde mahsup edip edemeyeceğiniz hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Kanunun 153 üncü maddesi uygulamasına ilişkin olarak 2016/5, 2018/1 ve 2018/3 Sıra No.lu Uygulama İç Genelgelerinde; 160 ıncı maddesi uygulanmasına ilişkin olarak ise 12/5/2016 tarihli ve 2016/2 Seri No.lu Uygulama İç Genelgesinde açıklamalar yapılmış olup anılan Uygulama İç Genelgesinin;
“Gayri Faal Mükelleflerin Mükellefiyet Kaydının Terkin Edileceği Tarihin Belirlenmesi” başlıklı I/C bölümünün “Tüzel Kişiler” başlıklı 2 nci maddesinde;
“… Yapılan yoklama ve araştırmalar sonucunda, işini terk ettiği tespit edilen, bilinen adreslerinde bulunamayan ve başka bir adreste de faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilemeyen kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan tüzel kişiliğin;
a- işini terk ettiği tarihin kamu kurum ve kuruluşları tarafından tutulan kayıt ve siciller veya diğer kanaat getirici vesikalarla tespit edilmesi halinde bu tarih itibarıyla,
b- işini terk ettiği tarihin kanaat getirici vesikalarla tespit edilememesi durumunda, aylık veya üç aylık olarak verilen en son beyannamesinin içerdiği dönem sonu itibarıyla,
c- işini terk ettiği tarihin kanaat getirici vesikalarla tespit edilememesi ve faaliyetine ilişkin herhangi bir beyanname de vermemesi halinde ise bu iç Genelgenin (I1B-1-b) bölümü kapsamında işyeri adresinde yapılan yoklama tarihi itibarıyla mükellefiyet kayıtlarının terkin edilmesi gerekmektedir.”,
“Mükellefiyet Kayıtları Terkin Edilen Mükelleflerden Faaliyetine Devam Ettiği Tespit Edilenler Hakkında Yapılacak İşlemler” başlıklı I.D bölümünde ise;
– Faaliyetlerine başka bir adreste devam ettiği tespit edilenlerin mükellefiyet kaydı mükellefiyetin terkin edildiği tarihten itibaren,
– Yeniden faaliyete geçtikleri tespit edilenlerin mükellefiyet kaydı yeniden faaliyete geçtikleri tarihten itibaren,
– Tasfiyeye tabi tutuldukları tespit edilenlerin mükellefiyet kaydı tasfiyeye girildiği tarihten itibaren yeniden tesis edilecek ve mükellefiyetin tesis edildiği tarihten sonraki dönemlere ilişkin yükümlülüklerin tarh zamanaşımı dikkate alınarak yerine getirilmesi sağlanacaktır.
Mükellefiyet kaydı terkin edilen ve üzerine kayıtlı taşıt, gayrimenkul, stok veya demirbaş bulunan mükelleflerin, söz konusu varlıkların satış işlemlerini gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla mükellefiyet kayıtları yeniden tesis edilecektir.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda, 2016/2 Seri No.lu Uygulama İç Genelgesi kapsamında yapılan yoklama ve araştırmalar neticesinde işine devam ettiğine dair herhangi bir bilgi veya belgenin bulunmaması nedeniyle mükellefiyet kaydı 31.12.2016 tarihi itibarıyla re’sen terkin ettirilen Şirketinizin, 10.04.2018 tarihli yoklama fişi ile 28.03.2018 tarihinde yeniden faaliyete başladığı hususunun tespit edilmesi neticesinde, yeniden faaliyete geçtiği tarih itibarıyla mükellefiyetinin tesis ettirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, Şirketinizin re’sen terkten önceki dönemlerle ilgili kurumlar vergisi beyannamelerinin tetkikinden her yıla ilişkin zarar tutarlarının ilgili beyannamelerde ayrı ayrı gösterildiği ancak geçmiş yıl zararlarının gösterilmediği, ayrıca 31.12.2016 tarihi itibariyle resen mükellefiyet terk işleminin yapıldığı ve 28.03.2018 tarihi itibariyle yeni mükellefiyet tesis işleminin yapıldığı ve ara dönemde vergisel ödevlerin yerine getirilmediği görülmüştür.
Bu nedenle geçmiş yıl zararlarının 2018 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 29 uncu maddesinde vergi indiriminin usul ve esasları belirlenmiş, 30 uncu maddesinde ise indirilemeyecek KDV ye ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Buna göre, 31.12.2016 tarihi itibariyle re’sen mükellefiyet terk işleminin gerçekleştirildiği, müracaatınız üzerine 28.03.2018 tarihinde yeni mükellefiyet tesis işleminin yapıldığı ve ara dönemde vergisel ödevlerin yerine getirilmediği dikkate alındığında, terk tarihi itibariyle mevcut bulunan “Sonraki Döneme Devreden KDV“nin, yeni mükellefiyete ilişkin verilecek ilk KDV Beyannamesinde “Önceki Dönemden Devreden KDV” olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
3. Devir Alınan Şirket Zararlarının Mahsubu
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; şirketinizin … vergi kimlik numaralı mükellefi… ile Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 nci maddelerine uygun olarak birleştiği ve aynı Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen şartların da sağlandığı, şirketinizin 7143 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanarak 2017 yılı için matrah artırımında bulunduğu, ancak birleşilen … nin herhangi bir artırımda bulunmadığı ve 7143 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde matrah artırımı hükümlerinden yararlanan mükelleflerin artırımda bulundukları yıllara ilişkin zararlarının %50 sinin 2018 ve izleyen yıllar karından mahsup edilemeyeceğinin hüküm altına alındığı, kendisinin geçmiş yıl zararı bulunmayan ancak birleşilen … 2013, 2014 ve 2015 yılları zararlarının bulunduğu belirtilerek, söz konusu zarar mahsubunun ne şekilde yapılacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
… Diğer taraftan, 7143 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının(ğ) bendinde, Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin matrah artırımında bulundukları yıllara ait zararlarının %50 sinin 2018 ve izleyen yıllar karından mahsup edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, devraldığınız … son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş olması ve söz konusu şirketin faaliyetine devrin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam etmeniz kaydıyla, devraldığınız kurumun devir tarihi itibariyle öz sermaye tutarını geçmeyen zararlarının kurumlar vergisi matrahınızın tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür.
Ayrıca, … matrah artırımı uygulamasından faydalanmadığı için, söz konusu şirketin öz sermayesinin devralınan tutarını geçmeyen zararları, şirketiniz tarafından 7143 sayılı Kanunda belirtilen %50’lik sınırlamaya tabi olmaksızın Kurumlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesi hükümleri dikkate alınmak suretiyle kurumlar vergisi matrahınızın tespitinde beyanname üzerinde indirim olarak dikkate alınabilecektir.
4. Teşvik Belgesi Kapsamında Yatırıma Katkı Tutarının Belirlenmesinde Hangi Tutarın Dikkate Alınacağı
– Finansal kiralama yoluyla temin edilen makina ve teçhizat için indirimli kurumlar vergisine tabi yatırım harcaması tutarının tespitinde, Finansal Kiralama Sözleşmesi gereğince toplam finansal kiralama bedelinin mi yoksa sadece “260-Haklar Hesabında” takip edilen tutarın mı dikkate alınacağı, indirimli kurumlar vergisinden taksit ödemelerinin yapıldığı tarihte mi faydalanılacağı,
– Yatırım süresi içerisinde finansal kiralama bedellerinin tamamının ödenmesinin zorunlu olup olmadığı ile finansal kiralama sözleşmesinin devam ettiği sürede döviz cinsinden yapılan sözleşmeler sonucu oluşacak kur farkının indirimli kurumlar vergisine tabi yatırım harcamasının tespitinde nasıl dikkate alınacağı
hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir.
19.06.2012 tarihli ve 28328 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2012/3305 sayılı BKK’nın;
– 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında, “Finansal kiralama yöntemiyle yapılacak yatırımlarda finansal kiralamaya konu makine ve teçhizata ait toplam tutarın, her bir finansal kiralama şirketi için asgari ikiyüz bin Türk Lirası olması gerekir.”
– 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Finansal kiralama yöntemiyle gerçekleştirilecek yatırımlar için finansal kiralama şirketi adına ayrı bir teşvik belgesi düzenlenmez.“
hükmü yer almaktadır.
20.06.2012 tarihli ve 28329 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2012/1 seri no.lu Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulamasına İlişkin Tebliğin 20 nci maddesinin birinci fıkrasında ise “Teşvik belgesi kapsamında yer alan makine ve teçhizatın tamamı veya bir kısmı finansal kiralama yolu ile temin edilebilir.” açıklaması yer almıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre; yatırım teşvik belgesi kapsamında finansal kiralama yoluyla temin edilen makina ve teçhizata ilişkin olarak indirimli kurumlar vergisi uygulamasında dikkate alınacak yatırıma katkı tutarının belirlenmesinde, yatırım teşvik belgesi kapsamında finansal kiralama yoluyla edinilen iktisadi kıymetler için Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesi hükümleri çerçevesinde tespit edilen “260 Haklar Hesabı”nda yer alan tutarın dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, finansal kiralama sözleşmelerinin devam ettiği sürede döviz cinsinden yapılan sözleşmeler sonucu oluşacak kur farkları indirimli kurumlar vergisine esas olan yatırıma katkı tutarını değiştirmeyecek olup indirimli kurumlar vergisi uygulaması açısından yatırıma katkı tutarının tespitinde yatırımın tamamlanması halinde ilgili Bakanlık tarafından tamamlama vizesi yapılırken kabul edilen “vergi indirimine esas toplam yatırım harcaması” tutarı dikkate alınacaktır.
5. Sermaye Azalışında Meydana Gelen Zararın Kurum Kazancının Tespitinde Gider Olarak Dikkate Alınıp Alınmayacağı
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 2013 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde şirketinizle eşit sermayeli … unvanlı şirketi kurduğunuzu, başlangıç sermayesinin 1.000.000,00 USD olarak belirlendiği, ancak Türkiye’de faaliyet gösteren şirketiniz tarafından yurt dışındaki şirkete sermaye transferi olarak 2017 yılında 1.091.200,00 USD’nin transfer edildiği, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında söz konusu şirketin zarar etmesi dolayısıyla sermaye ihtiyacının karşılanamadığı ve şirket ortaklığından bedelsiz olarak çekilmek zorunda kaldığınızı belirtilerek, söz konusu sermaye transferi tutarının Türkiye’deki şirketinizin 2017 yılı karından indirim konusu yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep edilmektedir.
… Anılan maddelerde iştirak edilen kuruma sermaye olarak konulan tutarın kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Öte yandan, özelge talep formu ekinde yer alan “Ortaklık Hakları Alım Sözleşmesinde” Amerika Birleşik Devletlerindeki … şirketi ile şirketinizin bir ortak girişim olarak faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla kurulduğu ve ortaklık haklarının yüzde ellisini (%50) elinde bulundurduğu anlaşılmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, Amerika Birleşik Devletlerinde kurulan ve ortaklığından bedelsiz olarak çekildiğiniz … unvanlı şirkete koyduğunuz sermaye tutarının (2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında söz konusu şirketin zarar etmesi dolayısıyla bu zararın karşılanması için sermaye transferi olarak gönderilen 1.091.200,00 USD dahil) şirketinizin safi kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.
6. Sulh Protokolüne Göre Ödenen Geçmiş Yıl Kiralarının Hangi Yılın Gideri Olarak Dikkate Alınacağı
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketiniz ile … A.Ş. arasında kira sözleşmesinin mevcut olduğu, … A.Ş. tarafından 2015-2016-2017 yıllarında düzenlenen kira faturaları konusunda aranızda anlaşmazlık olduğu ve anılan firmanın düzenlediği faturaların kabul edilmeyerek şirketiniz tarafından dava konusu yapıldığı, … A.Ş. tarafından da şirketinize icra davalarının açıldığı, şirketiniz tarafından dava açılması nedeniyle … A.Ş. tarafından düzenlenen faturaların defter kayıtlarınıza alınmadığı ancak aynı faturaların … A.Ş. tarafından defter kayıtlarına alındığı, karşılıklı olarak davalar devam ederken 2017 yılında sulh yoluna gidilerek sulh protokolünün yapıldığı, bu protokole göre … A.Ş.’ye vadeli çeklerin verildiği ve çek vadelerinin 25/02/2018 tarihli olması nedeniyle … A.Ş. tarafından düzenlenen faturaların kayda alınıp sulh olunan miktar fazlası için anılan firmaya iade faturasının düzenleneceği belirtilerek, 2015-2016-2017 yıllarında defter kayıtlarına alınmayan faturaların hangi dönemde gider olarak dikkate alınacağı hususunda görüş istenilmekte olup Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, mahkeme süreci devam ederken 2015-2016-2017 yıllarına ait kira ödemelerinin mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem olarak şirketiniz ile … A.Ş.’nin uzlaşması sonucu yapılan Sulh Protokolünün imzalandığı 11/07/2017 tarihinin dikkate alınması ve kira ödemelerinin de 2017 hesap dönemine ilişkin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.
7. İrlanda Mukimi Firmadan İnternet Ortamında Alınan Hizmetlerin 476 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı Kapsamında Değerlendirilip Değerlendirilmeyeceği
İlgide kayıtlı özelge talep formu eki dilekçede, Şirketinizin, kısa adıyla Linkedin diye bilinen İrlanda mukimi Linkedin …unvanlı şirketin internet ortamında sunduğu hizmetlerden yararlandığı, Linkedin platformunda ücretsiz olarak yararlanılabilen hizmetlerin bulunduğu Basic hesaplar ile ücret karşılığı yararlanılabilen hizmetlerin bulunduğu Premium hesapların olduğu, Şirketinizin her iki hesap türünün de bulunduğu dolayısıyla her iki hizmet türünden de yararlandığı belirtilerek, Şirketiniz tarafından Premium hesaplar kullanılarak İrlanda mukimi Linkedin firmasından internet ortamında alınan Şirketinizin personel ihtiyacının karşılanması ve gelişen teknolojiye uyum sağlanması adına alınan eğitimleri kapsayan konulara ilişkin hizmetlerin 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı çerçevesinde reklam hizmeti olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı eki Karar gereğince internet ortamında verilen reklam mahiyetinde olan işler için tam mükellef bir kurum tarafından dar mükellef kuruma 01/01/2019 tarihinden itibaren yapılan ödemelerden Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesi uyarınca % 15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Şirketiniz tarafından İrlanda mukimi Linkedin …unvanlı şirketten Linkedin platformunda, reklam mahiyetinde olmaksızın sadece Şirketinizin personel ihtiyacı doğrultusunda aradığınız özelliklere uygun adayları bulmanız amacıyla yayınladığınız iş ilanları ve gelişen teknolojiye uyum sağlanması adına eğitim hizmetleri almak için yapılan ödemeler üzerinden söz konusu karar kapsamında tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
8. İfraz İşlemi Yapılan Taşınmazın Satışının K.V ve KDV’den İstisna Olup Olmadığı
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Başkanlığımıza bağlı … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu, … tarihinde …Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı iken şirketiniz adına ayni sermaye olarak tapu işlemi gerçekleştirilen .. Ada … Parsel No.lu gayrimenkulün (arsa) … tarihinde … Büyükşehir Belediyesinin … tarih ve … sayılı kararı ile … ayrı parsele ayrılarak ifrazının yapıldığı, bu parsellerden … adedinin açık artırma usulü ile satışa çıkarılacağını, bu nedenle söz konusu satış işleminin kurumlar vergisi ve katma değer vergisinden istisna olup olmayacağı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
…Bu hüküm ve açıklamalara göre, …tarihinde … Büyükşehir Belediyesi adına kayıtlı iken şirketiniz adına ayni sermaye olarak tapu işlemi gerçekleştirilen … Ada … Parsel No.lu gayrimenkulün (arsa) … tarihinde … Büyükşehir Belediyesinin … tarihli ve … sayılı kararı ile … ayrı parsele ayrılarak ifrazının yapılması neticesinde bu parsellerden … adedinin açık artırma usulü ile satışının yapılması durumunda taşınmaz ticareti ile uğraşılmış olunacağından, bu taşınmazların satışından doğan kazançla ilgili olarak Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan kurumlar vergisi istisnasından yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
…Konuya ilişkin olarak KDV Genel Uygulama Tebliğinin “Taşınmaz Satışlarında İstisna Uygulaması” başlıklı (II/F-4.16.1.) bölümünde;
“İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan (taşınmazların mutat olarak alım satımının yapılması veya kiraya verilmesi) kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmazların tesliminde istisna hükmü uygulanmaz.”
açıklamasına yer verilmiştir.
Buna göre, … Ada … Parsel No.lu şirketinize ait taşınmazın, … Büyükşehir Belediyesinin … tarihli ve … sayılı kararı ile … ayrı parsele ayrılarak ifrazının yapılması neticesinde bu parsellerden 4 adedinin açık artırma usulü ile satışının yapılması durumunda taşınmaz ticareti ile uğraşılmış olunacağından, bu taşınmazların şirketiniz tarafından satışında 3065 sayılı KDV Kanununun 17/4-r maddesi kapsamında istisna uygulanması mümkün değildir.
9. Yurt Dışında Açılan Şube İş Yerleri İçin İhracatı Destekleme Fonu Tarafından Kira Yardımı Olarak Ödenen Ve Gelir Olarak Kaydedilen Tutarın Gider Olarak Gösterilip Gösterilmeyeceği
…vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, deri giyim ürünleri imalatı faaliyetinde bulunan firmanızın yurt dışına ihracat yaptığı ve bu ihracatı artırmak için Rusya ve Sırbistan Karadağ’da şube iş yerleri açtığınız ve şubelerden elde edilen gelirin ilgili ülkelerde kullanıldığı, şube iş yerlerinin kirasının şirketiniz tarafından ödendiği, ancak kiranın belli bir oranının ihracatı destekleme fonu tarafından karşılandığı ve şirket hesabına aktarılan bedelin gelir olarak kaydedildiği belirtilerek, gelir olarak kaydedilen söz konusu tutarın gider olarak gösterilip gösterilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin ticari faaliyetiyle ilgili olarak Yurt dışı Birim Marka ve Tanıtım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkındaki 2010/6 sayılı Tebliğ kapsamında, birim kira giderlerinin desteklenmesi ile ilgili olarak ihracatı destekleme fonu tarafından karşılanan destek tutarının, kurum kazancınıza dahil edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, söz konusu yurt dışı şubeleriniz için ödediğiniz kira tutarlarının bu şubelerinizin bulunduğu ülkede elde ettiği kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmekte olup bu kiraların doğrudan şirketinizin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.
10. Merkezi Türkiye’de Olan Şirketin Yurt Dışı Şubesine Verilen Mimari Proje Tasarım Hizmeti
Türkiye merkezli şirketin Türkmenistan şubesine mimari proje tasarım hizmeti verdiğiniz belirtilerek söz konusu faaliyetinizden elde ettiğiniz kazancın %50’sinin Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin (ğ) bendine göre kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Tebliğin,
– “10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu” başlıklı bölümünde; “İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konuları arasında, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi, mesleki eğitim, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak şartıyla birden fazlası da verilebilir.
…”
– “10.5.2.2. Hizmetin, Türkiye’den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması” başlıklı bölümünde ise;
“Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmetlerinin, Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara; eğitim veya sağlık hizmetlerinin de Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilmesi gerekmektedir.
…”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Buna göre, Türkiye merkezli şirketin Türkmenistan şubesine verdiğiniz mimari proje tasarım hizmetinden elde ettiğiniz kazançlarınızın, hizmet verdiğiniz kurumun kanuni ve iş merkezinin Türkiye’de bulunması, dolayısıyla yurt dışı mukimi olmaması nedeniyle Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
11. Reklamasyon ve Kickback Giderlerinin Kabul Edilip Edilmeyeceği
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; “Şirketinizin turizm acenta ve operatörlüğü yapmakta olduğu, yurt dışındaki turizm operatörleri vasıtasıyla gelen turistlere konaklama tesisi temin etme, konaklama tesisine transfer, tur hizmetleri verildiği, şirketinizin söz konusu hizmetleri önceden anlaşılmış belirli teknik ve fiziki koşullar dahilinde yapmakta olduğu, muhtelif zamanlarda belirlenen şartların sağlanamaması, organizasyonda aksaklıklar yaşanması, konaklama tesisinin eksiklikleri nedeniyle önceden anlaşılan hizmet koşullarına uyum sağlanamamasından kaynaklı, şirketinizden hizmet alan turistlerin kendi yurtdışı tur operatörlerine yaptığı şikayetlerin araştırılıp soruşturulması sonucunda yurt dışı tur operatörlerinden tarafınıza reklamasyon, kickback vb. adlar altında iade niteliğinde faturalar gelmekte olduğu, söz konusu faturaların tarihi cari yıl içinde olsa da ilgili olduğu dönemlerin önceki yıllar olabildiği, şirketinizin söz konusu faturalar tarafınıza ulaşana kadar bu durumdan hiç bir surette haberdar olmadığı, sadece faturalar şirketinize ulaşınca anlaşma gereği iade işlemi yapıldığı, ticari sürecinizin doğal bir sonucu olduğu belirtilen, geçmiş döneme ilişkin cari dönem tarihli reklamasyon ve kickback vb. ad altındaki faturaların kurum kazancı hesabında gider olarak kabul edilip edilemeyeceği, edilecekse hangi dönemin gideri olarak kabul edileceği” hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Söz konusu hüküm ve esaslara göre yurt dışı operatörler tarafından önceki yıllarla ilgili olsa da cari yıl içinde faturalandırılmak suretiyle kesinleşen, ticari faaliyetiniz ile ilgili olup sözleşme kapsamında reklamasyon, kickback vb. adlar altında katlanmış olduğunuz giderlerinizi,
– Yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması,
– Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun tevsik edici belgelerle belgelendirilmesi,
–Şirketinizin, ortaklarınızın, yöneticilerinizin veya çalışanlarınızın kusurundan kaynaklanmaması
şartıyla kurum kazancınızın tespitinde dönem gideri olarak dikkate almanız mümkün bulunmaktadır.[2]
12. Bankanın Kullandırdığı Kredilerin Teminatını Oluşturan Gayrimenkullerin Vefa Hakkı Protokolü Kapsamında Bankaya Devredilmesi İşleminin Kurumlar Vergisi Ve Damga Vergisine Tabi Olup Olmadığı
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin aktifine kayıtlı bulunan taşınmazların …’den kullanılan ve finansman sıkıntısı nedeni ile ödenemeyen kredi borçlarınızın karşılığı olarak 14.875.000.00-TL bedelle Vefa (İştira) Hakkı Sözleşmesi kapsamında 16.03.2018 tarihinde …’ye devredildiği, borçlarınızın 16.03.2023 tarihine kadar düzenli olarak ödenmesi halinde banka tarafından söz konusu taşınmaz ve üzerindeki müştemilatlarının Şirketinize bedelsiz olarak devredileceğinden bahisle, söz konusu taşınmazların …’ye şartlı olarak devredilmesi işleminin kurumlar vergisi ve damga vergisine tabi olup olmadığı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
… Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, tapuda vefa hakkı şerhi konularak yapılan satış neticesinde, söz konusu gayrimenkulün alan tarafından satılması halinde Türk Medeni Kanununda belirtilen süre dahilinde sadece vefa hakkı tesis edilen kişiye öncelik tanınmasıdır.
Buna göre; Şirketinizin T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’ye “vefa hakkı tesisi” şerhi ile devrettiği gayrimenkullerin devir işlemi tapuda yeni bir tescil gerektirmekte olup söz konusu gayrimenkuller üzerine vefa hakkı tesisi suretiyle yapılan devir işlemi elden çıkarma olarak değerlendirilecektir ve bu devir işlemi nedeniyle elde ettiğiniz kazancın kurum kazancınıza dahil edilmesi gerekmektedir.
18 seri no.lu Damga Vergisi Sirkülerinin “3-Kredinin Teminatına İlişkin Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması” başlıklı bölümünde, söz konusu istisna kapsamında kullandırılan kredinin teminatına ilişkin olarak düzenlenen kağıtlar ile bu amaçla yapılan işlemlere münhasıran kullandırılan krediye ilişkin olması kaydıyla istisnanın uygulanması gerektiği açıklanmıştır.
Buna göre, Şirketiniz ile … arasında düzenlenen akitin Şirketiniz adına kayıtlı bulunan söz konusu gayrimenkullerin, bankadan kullanılan kredinin teminatını teşkil etmesi ve münhasıran bankadan kullandırılan krediye ilişkin olması kaydıyla adı geçen bankaya devir işlemi ile ilgili kısmının damga vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir.
Ancak, Şirketiniz lehine vefa hakkı tesis edilmesine ilişkin işlem ile ecrimisil bedeli ödenmesine ilişkin işlemin istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, “Vefa (İştira) Hakkı Protokolü” başlıklı kağıdın 488 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca vefa hakkına ilişkin belirtilen bedel ile ecrimisil bedelinin toplanması suretiyle bulunan tutar üzerinden 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
Dip Notlar:
[1] Özelge konusu trampa içermemektedir. İdare muvazaalı işlem olarak görerek trampa değerlendirmesi yaptığını düşünmekteyiz.
[2] Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı, 49327596-125.08[KVK.ÖZ.2018.65]-E.88521 sayı ve 15.06.2020 tarihli Özelge,