Mesleğimiz Değerdir
Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
Yazar Hakkında
Bugün 1 Mart Muhasebe Haftasının ilk günü, bugün muhasebe mesleği için her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olduğu gündür. Türkiye genelinde 81 ilde TÜRMOB bünyesinde, 77 SMMM odasına ve 8 YMM odasına kayıtlı 114.105 SMMM ve 4.807 YMM aynı çatı altından toplam 118.912 meslek mensubu 55.136 büroda serbest veya bir işyerine bağlı olarak hizmet vermektedir.
Mesleğimiz değerdir; çünkü bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir sekiz yıl, bir Yeminli Mali Müşavir on sekiz yılda almış olduğu eğitim ve mesleki bilgi ile tecrübe sonrasında katıldıkları sınavlarda başarılı olduktan sonra ruhsat almaya hak kazanmaktadır.
Dün olduğu gibi gelecekte de ülkemizdeki muhasebe meslek mensuplarının en önemli görevi Türkiye’nin dünya ile ekonomik olarak bütünleşme ve rekabet edebilmesine katkı sağlayan meslek camiası olmasıdır. Bunun için her Serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavir devlete; topluma, meslek kuruluşlarına, müşterilerine ve mesleğine karşı toplumsal sorumluluklarının bilincindedirler.
Endüstri 4.0 – Dördüncü sanayi devriminin getirdiği dijitalleşme sürecinde “Muhasebe Mesleğinin Geleceği” konusunda bir tarafta yasal zorunluluklar, diğer tarafta işletmelerin ihtiyaçları ve gelişen vergi teknolojilerinin etkisiyle yeni sistemde muhasebe temelli yeni mesleki kavramlar ortaya çıkacaktır. Çünkü meslekler için dijitalleşme bugünden sonra bir seçim olmaktan çıkmış bir zorunluluk olmuştur. Yaşanan bu değişim sürecinde dördüncü sanayi devriminin gelişimde yapay zekâ gibi teknolojik gelişmeler ışığında muhasebe mesleği de yeniden tanımlanacaktır. Yakın bir gelecekte ise muhasebe profesyonellerinin ortak dilinin dijital muhasebe ve teknolojisi olacağı kaçınılmaz olacaktır.
“Meslek mensupları olarak E-Meslek yol haritasına ihtiyacımız vardır.”
Mesleğinin dijital değişimi aynı zamanda meslek mensuplarının değişimini de zorunlu kılmaktadır. Bunun için bugünden gelecekteki muhasebe mesleğini ve meslek mensubunun konumunu şimdiden belirlemek gerekmektedir. Meslek mensupları olarak kontrolümüz altında olmayan bu değişim sürecinde mesleki açıdan nasıl bir mücadele vermeliyiz?
- Eski alışkanlıklarımızı nasıl bırakacağız?
- Mesleki olarak gelişen dinamiklere karşı tavrımız ne olacak?
- Değişim ve gelişimin getirdiği sorunlarımızı nasıl çözeceğiz?
- Yeni fırsatlar ve avantajlarımızı nasıl oluşturacağız?
- Müşteri planlaması ve birleşmeler?
- Kişisel bilgiden kolektif bilgiye geçiş?
Konularında meslek mensupları olarak, bu gelişim ve değişime uygun kurumsal organizasyonlar, belirli alanlarda uzmanlaşmalar, teknoloji kullanımı ve yenilemesine uyumlu olmak gibi uygun davranışlar ortaya koymamız gerekir.
Meslek camiası olarak 1 – 7 Mart Muhasebe Haftasında sormamız gerek en önemli soru dijitalleşmenin muhasebe mesleğine getirdiği bu değişime hazır mıyız? Olmalıdır.
- e-Fatura/e-Defter uygulamasının bürolara etkisi
- Teknolojik değişim ve müşteri taleplerindeki değişmeler
- Mesleki açıdan hizmet kalite güvence sistemi
- Elektronik ortamda vergi denetimine hazırlıklı olmak
- Elektronik uygulamalarla ilgili karşılaşılan sorunlar
- e-Devlet uygulamaları kapsamında sorumluluklar
- Şifre ve yetki kullanımından doğan sanal suçlar ve sonuçları
- Güvenlik ve gizlilik önlemleri
- Müteselsil sorumluluğun hukuki sonuçları
Dikkate alınarak e-devlet projelerinde meslek mensubunun yeri ve rolü konusunda mesleğin geleceğinin planlamasında E-Meslek yol haritası belirlememiz gerekiyor. Bunun için teknolojik ve hizmet teknik altyapısını oluşturmak. İnsan kaynağı ve finansman desteği gibi konularla birlikte meslek yasamıza uygun olarak mesleki eğitim ve denetimini sağlayarak, mesleğin kamusal güvenini artırmamız gerekmektedir.
Yarının işletmelerinin beklentileri karşılayabilmek için bugünden muhasebe mesleğini geleceğe hazırlamak ve muhasebe mesleğini tanımda yer alan bilim ve sanat yeteneği kapsamında yeniden şekillendirmemiz muhasebe mesleğinin geleneksel ve değişken yapısını teknolojik gelişmelere uyum sağlamamız bizler için zorunluluk olmuştur.
Biz Ayrımcılık Değil, Emeğimizin Karşılığını İstiyoruz.
3568 sayılı kanunun meslek mensuplarına sağladığı kazanımları ve otuz iki yıllık mesleki birikimi bugün yapılan bir takım düzenlemelerle, meslek mensubunun elinden alınmaya çalışılmaktadır. Meslek mensubunun “Yetkisiz Sorumluluğu” artarken sorumluluğu olmayan yetkililer giderek artıyor. “Mesleki bilgi ve birikimi olmayan ruhsatsız kişilere meslek adına yetki verilmemelidir.” Bunu kabullenmemiz asla mümkün değildir. Tüm Türkiye’de 1 Mart’ın Muhasebe Günü olarak kutlandığı bu günde, mesleki açıdan yetki ve sorumluluklar konusunun yeniden değerlendirilmesi önem arz etmektedir. “Muhasebe ve Mali müşavirlik mesleğinin yetkilerinin ve sorumluluklarının ülkemizde de uluslararası standartlara uygun olarak düzenlenmesi en büyük beklentimizdir.
Dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de mali müşavirlik mesleği; kamu maliyesinin güçlenmesine katkı sunmanın yanı sıra, ticari işletmelerin gelişmesinde yol gösterici ve uluslararası alanda rekabet edebilirliğinde ivme kazandırıcı bir görev üstlenmiştir. Önemli bir mesleği icra eden meslek mensupları olarak bizler, her geçen gün artan çalışma standartları ve şartları ile ücret ve tahsilât gibi mesleki sorunlarımız olmasına rağmen, mesleki sorumluluğumuz gereği bu hizmetleri yine de yerine getirmekteyiz. Muhasebe mesleğinin mensupları olarak, sürekli ertelenen ve büyüyen sorunlarımızın artık çözülmesini istiyoruz.”
Devlet bütçesi ve bütçelerin gerçekleşmeleri ile hükümet politikalarının ekonomik hedeflere ulaşılmasının yanı sıra hükümetlerin yönetim performanslarını değerlendirirken hiç kuşku yok ki vergi ve muhasebe politikası önemlidir. Bu konudaki tercihleri ve uygulamaları başarısı muhasebe mesleğini icra eden bizlerin taşıdığı sorumluluk ve büyük özverilerle ortaya konulan emeğin ürünü olarak gerçekleşmektedir.
Ülkemizde devletin en önemli gelir kaynağı vergidir. Devletin vergi alacağını en doğru şekilde hesaplanıp beyan edilmesi sağlıklı bir muhasebe sistemiyle mümkün olmaktadır. Bu nedenle muhasebe/mali müşavirlik mesleğinin değerini ve kamusal faydasını dikkate aldığımızda muhasebe meslek mensuplarının ekonominin kayıt altına alınarak vergi gelirlerinin toplanması ile vergi kayıp ve kaçağının önlenmesindeki rolünü hiç kimse yadsımamalıdır.
Covid-19 salgını sürecinde yaşanan gelişmeler bizlerin en zor şartlarda bile göstermiş olduğumuz özverinin ve yapılan çalışmalar karşılığında verilen emeğinin ve mesleğimizin değerinin bir kez daha ortaya koymuştur.
Bu süreç bir kez daha gösterdi ki “Mesleğimiz değerdir” alınan ekonomik kararların uygulanmasında TÜRMOB Meslek mensuplarının emeği ve katkısı olmadan başarıya ulaşması çok zordur. Çünkü “Muhasebeciler TÜRMOB ile birlikte Türkiye’nin teknolojik dönüşümü en sağlıklı yaşayan meslek mensuplarıdır”
E-devlet projelerinde; meslek mensubunun yeri ve rolü konusunda bizler her türlü siyasi endişelerden uzak bir şekilde yine de geleceğe umutla bakıyoruz. Bu konudaki isteğimiz ve beklentimiz başta siyasi iktidar olmak üzere yetkililerin bu konudaki taleplerimize duyarsız kalmaması, sorunlarımızın çözümü için odalarımızla birlikte üst birliğimiz olan TÜRMOB’un taleplerini dikkate alması ve TÜRMOB ile işbirliği yapmasıdır.
Tüm meslektaşlarımın 1 – 7 Mart Muhasebe Haftasını kutlar mesleki sorunlarının çözümü için haklı mücadelelerinde başarılar dilerim.
Covid-19 salgını sürecinde mesleğini icra ederken korana virüsten etkilenerek hayatını kaybeden Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlere Allah’tan rahmet, tedavisi devam eden tüm hesap emekçilerine acil şifalar dilerim.
Bazı şeylerin bedelleri,
Bazı şeylerin ise değerleri vardır.
Değeri olan şeyi
Bedel karşılığı satanlar
Bozuk para gibi harcanırlar.