Memurların 3600 Ek Gösterge Sorunu
Mahmut ESEN
E. Mülkiye Başmüfettişi
mahmutesen@gmail.com
24 Haziran 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı adayları ve seçimlere katılan siyasi parti yetkilileri seçildikleri/iktidara geldikleri takdirde yapacakları hizmetleri, izleyecekleri politikayı halkımıza açıklamışlar; bu bağlamda özellikle ekonomik yönden sıkıntı çeken dar dar gelirli halk kesimlerinin sıkıntılarının giderileceğine, rahat nefes almalarının sağlayacaklarına yönelik yoğun/bir dizi vaatlerde bulunmuşlardır.
Bu vaatler arasında yer alan, öğretmen/polis memuru/hemşire/din hizmetleri görevlisi vb. bazı kamu personeline 3.600 ek gösterge verileceği ilişkin vaat özel bir öneme sahiptir.
Bu vaat; 2.939.450 çalışan ve 2.249.733 emeklisi ile birlikte toplam 5.189.183 kadrolu kamu personeli ve ailelerinin içinde bulundukları ekonomik sıkıntıların doğal sonucu olarak, kamuoyunda özel bir ilgi/heyecana/umuda yol açmıştır.
Zira memur ve memur emeklilerin (istisnalar dışında) ekonomik durumları iyi değildir. Memur aylıklarının belirlenmesinde önemli unsurlardan olan: Ek gösterge rakamlarında 1994 yılından, ödenecek zam ve tazminata ilişkin rakamlarda ise 2006 yılından bu yana, (kamu personelinin genelini kapsayan) kayda değer bir iyileşme/değişiklik ne yazık ki yapılmamıştır.
24 Haziran Seçimleri sonrasında, memur ve memur emeklileri, haklı olarak, verilen sözlerin tutulması, mali durumlarında kısmi iyileşme sağlayacağı düşünülen ve bu bağlamda kamuoyunda sembol hale gelmiş 3.600 ek göstergenin verilmesi beklentisi içine girmişlerdir.
Seçimlerden bu yana vaatlerin gerçekleştirilmesi için 2,5 yıl gibi uzun süre geçmiştir.
Seçim döneminin yarısı tamamlanmıştır.
Buna karşın 3.600 ek gösterge sözü halen yerine getirilmemiştir.
İktidar yetkililerince 3.600 ek gösterge verileceğine ilişkin sıklıkla açıklamalar yapılmakta ve bu amaçla ilgili bakanlıklar nezdinde çalışmaların devam ettiği belirtilmektedir.
Verilmiş sözün makul bir süre içinde yerine getirilmemiş olmasından ve çalışmaların halen devam ettiğine ilişkin açıklamalardan, 3.600 ek gösterge verilmesi konusunda iktidar yetkililerinin yeterince istekli olmadığı, sorunun zamana yayılmak istendiği ve bu suretle sorunun kendiliğinden çözümlenmesinin beklendiği anlaşılmaktadır.
3.600 ek gösterge konusunun zamanla kendiliğinden nasıl çözüldüğü, esasen çözülmekte olduğu aşağıda açıklanmıştır.
3.600 ek gösterge verilmesi öncelikle öğretmenler, polis memurları, hemşire ve din görevlilerine vaat edilmiştir.
Halen görevli öğretmenlerin sayısı 956.114, polis memurların sayısı 266.042’dir. Sadece bu iki meslek grubu mensuplarının toplamı 1.222.156 olup, toplam memurlarımızın %41’ini oluşturmaktadır.
Öğretmen/polis memurlarına bugün aldıkları 3.000 ek gösterge yerine 3.600 verilmesi halinde, ek gösterge artışı ile birinci derece kadroda görev yapan öğretmen ve polis memurlarının aylıkları sadece 71 TL (net) artacaktır.
Bunların emeklilerinin aylıklarında ise 814,7 TL artış olacaktır.
Görüldüğü üzere (emekli aylığı bağlanmasında eşik oluşturan) 3.600 ek göstergenin, memur emekli aylıkları açısından özel bir önemi bulunmaktadır.
Ancak bu oranda artıştan yararlanabilmesi için memurun 1.10.2008 tarihinden önce göreve başlamış olması gerekmektedir.
5510 sayılı Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra göreve başlayan memurların emekli aylıkları ise işçilerde olduğu gibi ödedikleri SGK keseneklerine göre hesap edilmektedir. Bu yüzden 2008 yılından sonra göreve başlayan memurların emekli aylıklarında 3.600 ek gösterge kaynaklı en fazla 63,9 TL artış olacaktır.
Buradan ek gösterge verilmesinin kamuya mali yükünün her geçen yıl azalacağı görülmektedir.
Zira 01.10.2008 tarihinden sonra göreve başlamış olan ve emeklilik statüsü farklı memurların sayısı her yıl hızla artmaktadır. Bu durumda olanlara (3.600 ek göstergeden kaynaklı) daha düşük emekli aylığı bağlanacağı için kamunun mali yükü de azalacaktır.
Bu gidişle çok değil, 8-10 yıl sonra, halen çalışmakta olan kamu personelinin ve emeklilerinin 3.600 ek gösterge konulu bir sorunları da kalmayacak, sorun kendiliğinden ve çözümlenmeden ortadan kalkmış olacaktır.
Bu durumu Milli Eğitim Bakanlığında halen görev yapmakta olan 956.114 öğretmenin emeklilik statülerine (SGK/Emekli Sandığı) göre somut biçimde açıklamak/göstermek olanaklıdır.
Halen görevli öğretmenlerimizin 485.180’i (%50,7) 2009-2019 arasında (1.10.2008 tarihinden sonra) açıktan/ilk kez kadrolu göreve atanmıştır.
Bu yüzden görevli öğretmenlerimizin yarısının (Emekli Sandığı Kanununa tabi olmadıkları için) şimdiden 3.600 ek gösterge olayı doğrudan/anlamlı bir ilgileri kalmamıştır.
Her yıl ortalama 40.000 yeni öğretmen alımı ile bu oran daha da artacaktır. 10-12 yıl sonra 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa tabi öğretmen yok denecek kadar azalacaktır.
Sonuç itibarıyla 3.600 ek gösterge sözünün hızla yerine getirilmesi gerekmektedir. Vaadin zamana yayılması ve gecikmeli olarak yerine getirilmesi halinde ek gösterge verilmiş olmasının fazla bir cazibesi ve anlamı kalmayacaktır.