Mali Müşavirlik Mesleğinde Dijital Dönüşüm
Yadigar ŞENÖZ
SMMM
[email protected]
I- MUHASEBECİLİK MESLEĞİNE DAİR BİR GİRİŞGÂH
Anadolu’da kurulan Lidya medeniyetinin ilk madeni parayı bulması ve alışverişlerde ödeme aracı olarak kullanması ve takas sisteminin varlığı bu medeniyetin finansın öncüsü olduğunu göstermektedir.
Osmanlı döneminde de, Türk muhasebe düşüncesinde, merdiven yönteminden sonra en belirgin dönüm noktası, çift yanlı kayıt yöntemine geçiş kararları 1879 yılında olmuştur.[1] Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1879 yılında çift taraflı kayıt yönteminin benimsenmesi ile çok sayıda defter tutulmuştur. Bunlar; günlük defter, büyük defter, masraf izleme defteri, kişi hesaplarını izleme defteri, müfredat defteri, devlet gelir ve giderlerinin yıllık olarak bir araya getirildiği defter, Devlet vergilerinin tanıtıldığı kitap adlı kayıt defterleridir.
Arşivdeki muhasebe defterleri incelendiğinde önce günlük defter kayıtlarının yapıldığı sonra kayıtların bu defterden, büyük defter niteliğindeki konularına göre ayrılmış deftere aktarıldığı görülmektedir.[2]
21 Haziran 1879 yılında Heyeti Teftişiye-i Maliye’nin kurulması ile birlikte maliye müfettişliğe atanacak müfettişlerin muhasebe mesleğinden gelmesi arzu edilmiş ve Bunun için 10 adet başmüfettiş, on iki birinci, on beş ikinci, on sekiz üçüncü sınıf müfettişi ile yirmi dört müfettiş muavininden terekküp eylediği ve müfettişlerin defterdarlık, muhasebecilik ve ahkâmı Maliye de müdürlük, muavinlik, mümeyyizlik etmiş olanlar arasından tayin olunacağı, muavinlerin ise (ahkâmı maliye) de istihdam edilen kâtipler arasından imtihanla seçileceği ifade edilmektedir.[3]
Bu meyanda 1879 yılında Sınıfı Evvel Müfettiş Karahisarısahip Muhasebecisi Izzetlû Necib Bey, Sınıfı Sâlis Müfettiş, Sabık Zor Muhasebecisi Nehri Beyin atanması muhasebe mesleğinin ne kadar liyakatli salahiyetli bir meslek olduğunun bir göstergesidir.
Cumhuriyet dönenimde, beyana dayanan vergiler ile birlikte muhasebecilik mesleğinde de kurumsal bir kimliğe ihtiyaç duyulmuştur. Bu meyanda, muhasebecilik mesleğinin, 3568 Sayılı “Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu” ile 1989 yılında yasal bir yapıya kavuşturulmuş olması önemli bir aşama olmuştur.[4]
Nitekim adı geçen kanunla oluşturulan meslek odalarının yoğun ilgi ve destekleri sonucunda; Vergi Usul Kanunu uyarınca oluşturulan “Tekdüzen Genel Hesap Planı ve Açıklamaları Komisyonu”nun hazırladığı “Tekdüzen Muhasebe Sistemi” Maliye Bakanlığı’nın 1 sıra No’lu “Muhasebe Uygulama Genel Tebliği” ile 1994 yılı başından itibaren yürürlüğe konulmuştur.
Bu anlamda, meslek mensupları vergi gelirlerin artırılması noktasında mükellef ile mali idare arasında önemli görevler üstenmiş, 7716 serbest muhasebeci, 105025 serbest muhasebeci mali müşavir olmak üzere 112741 kişi muhasebe mesleğini icra etmektedir. Bunun yanında 8 YMM odasına kayıtlı 4800 Yeminli mali müşavir bulunmakta olup 2810 kişi bağımsız olarak faaliyet göstermektedir.[5]
II- MUHASEBE UYGULAMALARINDA E- DÖNÜŞÜM SÜRECİ
Yaşadığımız 21 inci yüzyılda, bilgi teknolojileri yaşanan gelişim ve değişim başta olmak üzere, birçok alanda kişi ve kurumların iş süreçlerini ve yaşam biçimlerini hızla değiştirmiştir. Küresel çapta, ticari hayatta yaşanan hızlı elektronik dönüşüm, sistemin işleyişindeki en önemli unsurlardan olan bizim faaliyet alanımız muhasebe ve vergi alanında olmuştur.
Günümüzde bilişim teknolojileri, sağladıkları verimlilik ve maliyet avantajı gibi nedenlerle büyük bir hızla ilerlemektedir. Bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler hayatın her alanında etkisini göstermiş, işletmeler iş süreçlerinde gittikçe daha yoğun bir şekilde bilişim teknolojilerinden yararlanmaya başlamıştır. Bu durum, özellikle yüksek sayıda yasal defter, belge ve kayıt ile ilgili süreçleri kâğıt ortamında yürütmek zorunda olan mükelleflere bir kolaylık getirilmiştir.
Özellikle muhasebe müşavirlik alanında da dönüşümü zorunlu hale getirmiştir. Bu yeni döneme, gerek meslek mensupları, gerekse iş dünyasının hazır olabilmesi için yoğun bir şekilde bilgilendirme ve eğitim çalışmalarının yapılması ile yasal düzenlemelerle birlikte teknolojik altyapının da en etkin şekilde oluşturulması gerekmektedir.
Bu kapsamda, 19.10.2019 tarihinde yayınlanan 509 No’lu VUK Genel Tebliğ[6] ile de muhasebe alanında yeni dönüşüm ve gelişimler yaşanmaya başlanılmıştır. 509 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile;
√ e-Fatura uygulamasına geçme zorunluluğu bulunan mükelleflerimizin aynı zamanda e-Arşiv Fatura uygulamasına da geçmek zorunda olduğuna ilişkin düzenleme yapılmıştır.
√ e-Ticaret paydaşı olan internet satış platformları, internet ortamında ilan yayınlayanlar ve internet reklam aracıları e-Fatura ve e-Arşiv Fatura uygulamasına geçilmesi,
√ e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce, 1/1/2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturaların, vergiler dahil toplam tutarının 30 Bin TL’yi (vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dahil toplam tutarı 5 Bin TL’yi) aşması halinde, söz konusu faturaların, “e-Arşiv Fatura” olarak Başkanlıkça sunulan e-Belge düzenleme portali üzerinden düzenlenmesi zorunlu hale getirilmiştir.
√ Tüm serbest meslek erbapları (avukatlar, mali müşavirler, serbest çalışan doktorlar, mimarlar, mühendisler vb.) 2020 yılı Haziran ayından itibaren serbest meslek makbuzlarını e-Serbest Meslek Makbuzu olarak düzenlenmesi,
√ Hal kayıt sistemi kapsamında sebze ve meyvelerin ticareti ile iştigal eden tüccar ve komisyoncular 1/1/2020 tarihinden itibaren e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-İrsaliye, e-Müstahsil Makbuzu uygulamaları ile e-Defter uygulamalarına başlanmıştır,
√ Sigorta, emeklilik ve reasürans şirketleri Sigorta Poliçeleri ile Sigorta Komisyon Gider Belgelerini, bankalar dekont belgesini, yetkili döviz müesseseleri de Döviz Alım-Satım belgelerini ve tüm mükelleflerce kullanılan Gider Pusulası belgesi e-Belge olarak düzenlenebilecektir.
√ Akaryakıt istasyonları dahil olmak üzere EPDK’dan akaryakıt sektöründe faaliyette bulunmaya ilişkin lisans alan tüm mükelleflere Tebliğde öngörülen geçiş zamanlarında e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-İrsaliye ve e-Defter uygulamalarına geçiş zorunluluğu,
√ Gübre takip sistemi kapsamında bulunan mükelleflerce gerçekleştirilen sistem kapsamındaki malların sevkinde e-İrsaliye kullanma zorunluluğu,
√ Demir çelik sektöründe, madencilik alanında vergi kayıp ve kaçağını azaltmak ve sektörde haksız rekabeti engellemek amacıyla imalat, ihracat veya ithalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin e-İrsaliye uygulamasına geçiş zorunluluğu,
√ E-Fatura uygulamasına dahil olan mükelleflerin çiftçilerden gerçekleştirdikleri zirai mahsül alımlarında kağıt ortamda düzenledikleri müstahsil makbuzlarının elektronik ortamda e-Müstahsil Makbuzu olarak düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir.
II.1. E- FATURA
213 Sayılı Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 230 uncu maddesinde ise faturanın şekli belirtilerek içermesi gereken asgari bilgiler sayılmıştır. Kanunun 231 inci maddesinde de fatura düzenlenmesinde uyulacak kaidelere, 232 nci maddesinde ise fatura kullanma mecburiyetine ilişkin esaslara yer verilmiştir.
e-Fatura uygulaması, Kanunun mükerrer 242 nci maddesinin 2 numaralı fıkrasında yer alan hükmün Bakanlığa verdiği yetkiye istinaden; düzenlenmesi, müşteriye verilmesi, müşteri tarafından da istenmesi ve alınması zorunlu olan faturanın, kağıt belge yerine elektronik ortamda, elektronik belge olarak düzenlenmesi, muhatabına iletilmesi ve elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine imkan veren uygulamadır. Bu Tebliğde düzenlenen e-Fatura belgesi, yeni bir belge türü olmayıp, kâğıt ortamdaki “Fatura” belgesi ile aynı hukuki niteliklere sahiptir.
e-Fatura uygulamasına kayıtlı mükelleflerin, birbirlerine sattıkları mallar ve ifa ettikleri hizmetler için düzenledikleri faturaları e-Fatura olarak göndermeleri ve almaları zorunludur. e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükellefler, uygulamaya kayıtlı olmayan mükelleflere yaptıkları mal teslimi ve hizmet ifası için genel hükümler çerçevesinde kağıt ortamdaki fatura (e-Arşiv uygulamasına dahil olanlar/dahil olma zorunluluğu getirilenler ise e-Arşiv Fatura) düzenlemek zorundadırlar.
5 Milyon TL ve üzeri olan brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) şartını 2018 veya 2019 hesap dönemlerinde sağlayan mükellefler 01.07.2020 tarihinden itibaren, 2020 veya müteakip hesap dönemlerinde sağlayan mükellefler, 01.07.2021 başından itibaren, e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.
2020 Hesap döneminde 5 milyon ve üzeri brüt satış hasılatı elde edenler 01.07.2021 tarihinde e-faturaya geçmek zorundalar.
Elektronik fatura uygulamasına dâhil olan mükelleflerin elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere düzenleyecekleri faturaların elektronik fatura olması zorunludur. Bu zorunluluğa uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanacaktır.[7]
Buna göre, kâğıt ortamında bir fatura düzenlense bile, zorunluluk kapsamındaki mükelleflerin düzenlemesi gereken asıl belge olan e-faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde düzenlenmemiş olması durumunda, düzenlenmeyen e-fatura için bu belgeyi düzenlemek ve almak zorunda olanlara Kanunun 353 üncü maddesinin birinci bendine göre özel usulsüzlük cezasının kesilmesi gerekmektedir.
II.1. E- ARŞİV FATURA
Kanun hükümlerine göre fatura, kâğıt ortamında en az iki nüsha olarak düzenlenerek ilk nüshası (aslı) müşteriye verilen, ikinci nüshası ise yine kâğıt ortamında aynı Kanunun muhafaza ve ibraz hükümlerine göre mükelleflerce saklanılan bir belgedir.
e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olma izni alan mükellefler, e-Fatura uygulamasına kayıtlı olmayan kullanıcılara (vergi mükellefleri veya vergi mükellefi olmayanlar) düzenleyecekleri faturaları da elektronik ortamda e-Arşiv Fatura olarak oluşturur, alıcının talebine göre e-Arşiv Faturayı kağıt veya elektronik ortamda iletir ve düzenleyene ait nüshayı ise elektronik ortamda muhafaza ve ibraz ederler.
Elektronik ortamda oluşturulan faturanın, alıcısına kâğıt olarak gönderilen veya elektronik ortamda iletilen şekli belgenin aslı, düzenleyen tarafından muhafaza edilen elektronik hali ise ikinci nüsha hükmündedir. e-Arşiv Fatura belgesi, yeni bir belge türü olmayıp, kağıt ortamdaki “Fatura” belgesi ile aynı hukuki niteliklere sahiptir.
e-Arşiv Fatura uygulamasına kayıtlı mükelleflerin, e-Fatura uygulamasına kayıtlı mükelleflere gerçekleştirmiş olduğu mal satışları ile hizmet ifalarında faturayı e-Fatura olarak, e-Fatura uygulamasına kayıtlı olmayan vergi mükellefleri ile vergi mükellefi olmayanlara gerçekleştirmiş olduğu mal satışları ile hizmet ifalarında ise faturayı e-Arşiv Fatura olarak düzenlemeleri zorunludur.
e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce, 01.01.2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturaların, vergiler dahil toplam tutarının 30.000 TL’yi (vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dahil toplam tutarı 5.000 TL’yi) aşması halinde, söz konusu faturaların, “e-Arşiv Fatura” olarak e-Belge düzenleme portalı üzerinden düzenlenmesi zorunluluğu getirilmiştir. Belirtilen tutarın altındaki faturalar ise öteden beri olduğu gibi kağıt (matbu) fatura olarak düzenlenmeye devam edilebilecektir.
01.01.2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturaların, vergiler dahil toplam tutarının 30.000 TL’yi (vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dahil toplam tutarı 5.000 TL’yi) aşması halinde e-arşiv zorunludur.
433 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, Vergi Usul Kanunu uyarınca kâğıt ortamında düzenlenmek, muhafaza ve ibraz edilmek zorunluluğu bulunan faturanın elektronik ortamda düzenlenmesi ve ikinci nüshasının elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine imkân tanıyan e-Arşiv Uygulamasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiş olup, söz konusu Genel Tebliğ kapsamında elektronik ortamda mali mühür/elektronik imza ile imzalanarak düzenlenen e-Arşiv Faturaları üzerinde sonradan herhangi bir değişiklik yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Bununla birlikte oluşturulan e-Arşiv Faturada yer alan “alıcı ad-soyad/unvan”, “vergi kimlik numarası” bilgilerinin hatalı olduğu veya ürünün alıcısına gönderilmesine rağmen alıcısına ulaşmadan geri döndüğü durumlarda; bu durumların tevsiki için gerekli belge ya da dokümanların (kargo iade belgeleri vb. tevsik edici belgeler) bulunması ve aynı hesap dönemi içinde olması şartıyla ilgili e-Arşiv Faturaya ait iptal bilgilerinin e-Arşiv Raporunun “iptal” elemanına (alanına) eklenmesi ile e-Arşiv Faturanın teknik olarak iptal edilmesi mümkündür.
III.3. E-İRSALİYE
Mal hareketlerinin elektronik ortamda düzenli bir şekilde izlenebilmesi amacıyla; Kanunun 230 uncu maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendine göre hali hazırda kağıt ortamda düzenlenmekte olan “sevk irsaliyesi”nin, elektronik belge olarak elektronik ortamda düzenlenmesi, alıcısına elektronik ortamda iletilmesi ve elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesine ilişkin yapılan düzenlemeler bu bölümün konusunu oluşturmaktadır. e-İrsaliye belgesi, yeni bir belge türü olmayıp, kağıt ortamdaki “sevk irsaliyesi” belgesi ile aynı hukuki niteliklere sahiptir.
Vergi Usul Kanununda sevk irsaliyesi belgesine ilişkin olarak “Faturanın Şekli” Başlıklı 230. maddesinin 5.bendinde; “Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.
Malın, bir mükellefin birden çok iş yerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir. Bu bentte yazılı irsaliyeler hakkında fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere, bu madde hükmü ile 231 inci madde hükmü uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirtilir.
Şu kadar ki nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya taşıttırması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmaz.)” hükümlerine yer verilmiştir.
Bu çerçevede, Vergi Usul Kanununun Hazine ve Maliye Bakanlığına tanıdığı yetkilere istinaden, yaygın olarak kullanılan belgelerden biri olan sevk irsaliyesinin de elektronik belge olarak düzenlenmesi, elektronik ortamda iletilmesi, muhafaza ve ibraz edilmesine ilişkin usul ve esaslara 487 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer verilmiştir.
√ E-fatura uygulamasına kayıtlı olan ve 2018 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı 25 Milyon TL ve üzeri olan mükelleflerin, 1 Temmuz 2020 tarihi ile e-irsaliye uygulamasına geçiş zorunluluğu getirilmiştir.
√ E-irsaliye uygulamasına kayıtlı olmayan alıcılara da sevk irsaliyesinin e-irsaliye olarak düzenlenmesi ve muhatabına talebi doğrultusunda kâğıt veya elektronik ortamda iletilmesi mümkündür.
III.4. E-MÜSTAHSİL MAKBUZU
Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden mal satın alınmasında fatura yerine geçen ticari bir vesika olarak kullanılmakta olan müstahsil makbuzunun, elektronik ortamda düzenlenebilmesi amacıyla, Kanunun 235 inci maddesine göre hali hazırda kağıt ortamda düzenlenmekte olan “müstahsil makbuzu”nun, elektronik belge olarak düzenlenmesi ile kağıt ve elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilmesi ve Başkanlığa elektronik ortamda iletilmesine veya raporlanabilmesine ilişkin düzenlemeler bu bölümün konusunu oluşturmaktadır. Bu Tebliğde düzenlenen e-Müstahsil Makbuzu, yeni bir belge türü olmayıp, kâğıt ortamdaki “Müstahsil Makbuzu” ile aynı hukuki niteliklere sahiptir.
e-Fatura uygulamasına geçmek zorunda olan mükelleflerden faaliyetleri gereği aynı zamanda müstahsil makbuzu düzenlemek zorunda olanlar 01.07.2020 tarihinden itibaren e-müstahsil uygulamasına geçmek zorundadır.
√ Hal Kayıt Sistemine bildirim yapma yükümlülüğü bulunan ve komisyoncu veya tüccar olarak sebze ve meyve ticareti ile iştigal eden mükellefler, 01.01.2020 tarihinden itibariyle müstahsil makbuzlarını, e-Müstahsil Makbuzu olarak düzenlemek zorundadırlar.
√ 2020 veya müteakip yıllarda e-Fatura uygulamasına geçen ve Müstahsil Makbuzu düzenleme zorunluluğu bulunan mükellefler ise; e-Fatura uygulamasına geçiş süresi içinde gerekli başvuruları yaparak e-Müstahsil Makbuzu uygulamasına geçmeleri gerekmektedir,
II.5. E-GİDER PUSULASI
Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler ile defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler tarafından vergiden muaf esnafa; yaptırılan işler veya onlardan satın alınan emtia için tanzim edilerek işi yapana veya emtiayı satana imza ettirilen gider pusulasının elektronik ortamda düzenlenen belgenin adı e- gider pusulasıdır.
Kanunun 234 üncü maddesine göre ve Bakanlıkça yapılan diğer idari düzenlemeler uyarınca gider pusulası ile tevsik edilmesi uygun görülen mal/hizmet alım-satım işlemlerinde, hali hazırda kâğıt ortamda düzenlenmekte olan “gider pusulası”nın, elektronik belge olarak düzenlenmesi, muhatabının talebi doğrultusunda elektronik ortamda veya kâğıt olarak iletilebilmesi, elektronik ortamda muhafaza ve ibraz edilebilmesi ve Başkanlığa elektronik ortamda iletilmesine veya raporlanabilmesine imkan verilmiştir. e-Gider Pusulası, yeni bir belge türü olmayıp, kâğıt ortamdaki “Gider Pusulası” ile aynı hukuki niteliklere sahiptir.
Başkanlık, yapılan analiz veya inceleme çalışmaları neticesinde riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olduğu tespit edilen mükellefleri veya mükellef gruplarını faaliyet, sektör ve ciro tutarına bağlı olmaksızın, yazılı bildirim yapmak ve geçiş hazırlıkları için en az 3 ay süre vermek suretiyle e-Gider Pusulası uygulamasına geçme zorunluluğu getirmeye yetkilidir.
Kendisine yazılı bildirim yapılan mükelleflerin, yazılı bildirimde belirtilen süreler içinde e-Gider Pusulası uygulamasına dâhil olması gerekmektedir.
III- SONUÇ:
Teknolojik gelişmelerin muhasebe mesleğine etkisi tüm dünyada yaşandığı gibi ülkemizde de yaşanmaktadır. Dolayısıyla, dünyadaki teknolojik gelişmelere uyumun sağlanması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Teknolojik gelişmeler yakından takip edilmeli mümkün olduğunca günlük hayata entegre edilmeli ve hayatı kolaylaştırıcı işlemler için kullanılmalıdır.
Muhasebe meslek mensuplarının yüksek hızda değişen dijital ortama beklentileri karşılayacak donanımda olmaları sağlanmalarıdır. Bunun için öncelikle meslek öncesi alınan muhasebe eğitiminin güncel gelişmelerle paralel olması, ardından meslek sonrası ise sürekli meslek içi gelişim kurslarıyla dijital dünyaya uyum sağlanması gerekliliğini doğurmaktadır.
Gelecekte, muhasebe ve denetim mesleklerinin tamamen yok olması mümkün değilse de istihdam sayısında azalma olabileceğini ifade edebiliriz. Muhasebe ve denetim mesleklerinin dijital dönüşümünde mesleğe biçilen görev ve tanımlamalar da değişime uğramaktadır. Artık muhasebe ve denetimin birçok işlevinin yapay zekâlar tarafından gerçekleştirilebilmesi, mali müşavirlerin ve denetçilerin rollerini de etkilemektedir.
Artık muhasebe ve denetim verilerini elde etmek oldukça kolay hale gelecek, önemli olan bu büyük veriyi yönetmek olacaktır. Meslek mensuplarının da ellerindeki verileri kullanarak, multidisipliner, işletmenin diğer departmanlarıyla işbirliği halinde çalışarak, yeni stratejiler geliştirmeleri mümkün olabilecektir.
Dip Notlar:
[1] Prof. Dr. Oktay GÜVEMLİ ve Mehmet Ali KAYA. Osmanlı İmparatorluğu’nda XIX. Yüzyılın Ortalarında Muhasebe Düşüncesindeki Büyük Değişim.
[2] Doç. Dr. Oğuzhan AYDEMİR, Doç.Dr. Mehmet ERKAN. Merdiven Kayıt Yöntemi ve Günümüz Muhasebe Sistemi. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/319989
[3] Prof. Dr Ahmet TABAKOĞLU, Arş Görevlisi Okan Çağlar TAŞDİREK: Osmanlı’da Mali Denetimin Kurumsal Gelişimi. Maliye Teftiş Kurulunun Kuruluşu. http://dergipark.ulakbim.gov.tr
[4] 13/06/1989 tarih ve 20194 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[5] https://turmob.org.tr/istatistikler/72930aad-2c4a-4592-b492-6b5f4df1c503/calisanlarin-kutuge-kayitli-olanlar—olmayanlar-ozet-tablosu
[6] 19.10.2019 tarihli ve 30923 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[7] 397 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “9. Sorumluluk ve Diğer Müeyyideler” (447 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile değişen bölüm) başlıklı bölüm.