Sosyal Medya ve İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi
Saltuk Aziz GÖKALP (*)
Yönetim Bilimleri Uzmanı
Doktora Öğrencisi
saltukazizgokalp@gmail.com
İnternet, bir iletişim devrimini mümkün kılarak anlık bilgi gönderip alabilme yeteneği ile çalışma ve yaşam şeklimizi değiştirmiştir (Neumann vd., 2005: 472). Günümüzde artık küreselleşme kavramının kullanımı yaygınlaşmış ve dünya yaşadığımız çağda adeta bir köye dönüşmüştür. Kıtalar ve ülkeler arası mesafeler kısalmış, bilgiye ulaşım daha kolay ve hızlı hale gelmiştir. Tüm bunların da etkisiyle artık bireyler ihtiyaç duydukları bilgiye anında erişebilmekte ve yine ihtiyaç duydukları mal ve hizmetten de bu yolla faydalanabilmektedir. Ülkemizde de 1990’lı yıllardan itibaren teknolojinin hızlı gelişimi ve buna bağlı olarak internetin kullanılmaya başlanması ile iletişimde büyük bir devrim yaşanmış ve artık neredeyse her bireyin internete erişimi söz konusu olmuştur. Özellikle 1990’dan itibaren mobil telefonların kullanılmaya başlaması ve bunu 2000’li yıllardan itibaren akıllı mobil telefonların izlemesi ile birlikte iletişim devrimi daha büyük bir gelişme kaydetmiştir. Günümüzde “yeni medya” olarak adlandırılan bu kavram ile artık internet ve beraberinde gelişen “sosyal medya” kavramı da geleneksel medyadan uzaklaşmayı beraberinde getirmiştir. Yeni medya araçları arasında bilgisayar oyunları, CD-romlar, web siteleri, bloglar, e-postalar, elektronik kiosklar, interaktif televizyon, mobil medya, podcastler ve sosyal medya kanalları (facebook, twitter, instagram, linkedin vb.) sayılabilir. (Öztürk, 2015: 288) Günümüzde genel olarak “sosyal ağ” olarak adlandırılan bu siteler web 2.0 olarak tanımlanan ve kullanıcıların profil oluşturarak kendi aralarında bilgi paylaşımına imkan veren web tabanlı platformlar olarak tanımlanabilir. (Fuchs, 2011: 141).
Geleneksel medyada ses, durağan görüntü (resim), hareketli görüntü veya bunların bileşimleri zaman ve mekân sınırlamalarına bağlı iken sosyal medya ile bu sınırlamalar büyük ölçüde aşılarak yayılmaktadır. (Uluç ve Yarcı, 2017: 90) Bu da aslında bir “ağ”ın ürünüdür. Ağlar (Networkler), en basit şekliyle, çiftler halinde çizgilerle birleştirilen bir noktalar topluluğu olarak ifade edilebilir (Newman, 2018: 1) Bu sosyal ağlar düğümlerin insanları temsil ettiği ve kenarların, aralarında arkadaşlık gibi bir tür bağlantıyı temsil ettiği yapılar olarak tanımlanır ve Facebook veya Twitter gibi çevrimiçi sosyal medyaya atıfta bulunur (Newman, 2018: 47). Sosyal ağlar, iletişim ve bilgilerin bir kişiden diğerine aktarılması ile içerik veya iki kişinin değiş tokuş edebileceği mal ve hizmetlerin değişimine imkan veren yapılardır (Aldrich ve Zimmer, 1986: 11). Bir sosyal ağ ürünü olan sosyal medya da, insanların çevrimiçi olarak fikirleri, içeriği, düşünceleri ve ilişkileri paylaşma yolunu sağlayarak herkesin sosyal medya içeriği oluşturabileceği, yorum yapabileceği ve bunlara ekleme yapabileceği bir ortam sunar (Scott, 2019: 70) Bu yönüyle kitleleri etkileme konusunda da önemli bir role sahiptir. Özellikle 2000’li yıllar ile birlikte gündemdeki yerini alan sosyal medya, Amerika’daki başkanlık seçimlerinde aktif olarak kullanılmıştır. G.W.Bush ve Barack Obama gibi Amerikan başkanları seçim kampanyalarında sosyal medya üzerinden birçok bildirimde bulunmuş ve halk üzerinde etki bırakmıştır. Yine ekonomik anlamda da bu ağların önemli bir etkisi söz konusudur. Castells’ e göre küresel ekonomi, para, bilgi ve işletme organizasyonu ile finanse edilen bir finansal işlemler, üretim alanları, pazarlar ve işgücü havuzları ağıdır. (Castells, 2000: 695) Bu bakımdan ekonomide yer alan tüm enstrümanlar aslında bu ağ çerçevesinde faaliyet göstermektedir. Yeni ekonomi olarak da ifade edebileceğimiz bu sistemde ülkelerin ekonomik ve teknolojik tüm gelişmeleri yakından takip edilmektedir.
Ülkemizde de sosyal medya ortamında yapılan yayınların düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar son dönemde gündemdeki yerini korumuş ve 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”da 19 Şubat 2014 tarihli ve 28918 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile güncelleme yapılmış ve yine 31 Temmuz 2020 tarihli ve 31202 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile son düzenlemeler yapılmıştır.
Bu düzenlemeler ile birlikte;
1. “Sosyal Ağ Sağlayıcı” tanımı yapılarak, sosyal ağ sağlayıcılar, sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiler olarak ifade edilmiştir.
2. Kanunun 9 ve 9/A maddesinde özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğine ilişkin içeriklere yönelik olarak kişiler tarafından yapılacak başvurulara, başvurudan itibaren en geç kırk sekiz saat içinde olumlu ya da olumsuz cevap verileceği ve olumsuz cevapların gerekçeli olarak verileceği belirtilmiş ve 2020 yılında yapılan düzenleme ile birlikte bu yükümlülüğü yerine getirmeyen Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıya, BTK Başkanı tarafından beş milyon Türk lirası ceza kesileceği ifade edilmiştir.
3. Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının, Türkiye’deki kullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırma yönünde gerekli tedbirleri alacağı belirtilmiştir.
4. Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcının, kendisine bildirilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararlarının uygulanmasına ilişkin istatistiksel ve kategorik bilgileri içeren Türkçe hazırlanmış raporları altı aylık dönemlerle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) bildireceği ve özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğine ilişkin içeriklere ilişkin raporları kişisel verilerden arındırmak suretiyle kendi internet sitesinde yayınlayacağı; bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde ise BTK Başkanı tarafından on milyon Türk lirası ceza kesileceği ifade edilmiştir.
Özetle, dijitalleşmeyle birlikte elektronik çağ yerini dijital çağa bırakmaktadır. Dijital çağ da birçok riski beraberinde getirmektedir. Sosyal medya kanalları da bu riski barındırdığı için bu tarz mevzuat düzenlemelerinin yapılması bireylerin kişilik haklarının korunması açısından da önemli bir gelişme olarak gösterilebilir.
KAYNAKÇA
– ALDRICH, Howard, ZIMMER, Catherine, (1986).
“Entrepreneurship Through Social Networks”, The Art And Science Of Entrepreneurship, p. 3-23.
– CASTELLS, M. (2000).
“Toward a Sociology of the Network Society”, American Sociological Association, Vol: 29, No: 5, p. 693-699.
– FUCHS, C. (2011).
“An Alternative View of Privacy on Facebook” Information, Vol: 2., p. 140-165.
– NEUMANN, Marco, HOGAN, Deirdre, MACDONAILL, Ciaran, (2005).
“Semantic Social Network Portal For Collaborative Online”, Journal of European Industrial Training, 29(6), p. 472-487.
– NEWMAN, Mark, (2018).
Networks, Oxford University Press, Second Edition, USA.
– ÖZTÜRK, Şerife, (2015).
“Sosyal Medyada Etik Sorunlar”, Selçuk İletişim, 9 (1), s. 287-311.
– SCOTT, David, Meerman, (2019).
New Rules Of Marketing And Pr, John Wiley Publishing, USA.
– ULUÇ, Güliz, YARCI, Ayşegül, (2017).
“Sosyal Medya Kültürü”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 52, s. 88-102.
Dip Not:
(*) Yönetim Bilimleri Uzmanı, Kırıkkale Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Doktora Öğrencisi,