Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Danıştay 10. Daire Kararı E: 2015/217 – Vergi İhbarları İç Genelgesi Hk.

T.C.

DANIŞTAY

ONUNCU DAİRE

Esas No: 2015/217

Karar No: 2020/5509

DAVACI : … İşletmeleri A.Ş.

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı

DAVANIN KONUSU :

Davacı şirket tarafından, şirket hakkında yapılan ihbar sonucunda 04-06/11/2013 tarihleri arasında yapılan vergi incelemesi ile ilgili olarak ihbarda bulunan şahsın kimliğinin bildirilmesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve .. sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan … tarih ve … sıra nolu Vergi İhbarları İç Genelgesinin 5/b maddesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :

Davacı tarafından, yatırım teşvik belgesi kapsamında aldığı makine ve teçhizat alımları sebebiyle Katma Değer Vergisi Kanunun 13. maddesi gereği sınırlı incelemeye tabi tutulduğu, vergi inceleme raporunda eleştiri konusu hususa rastlanmadığı, bu incelemenin ihbar üzerine başladığı, ihbarın sabit olmadığı, vergi suçu olacak bir duruma rastlanmadığı, asılsız ihbarı yapan kişinin isminin bildirilmesinin istendiği ama reddedildiği, Genelge düzenlemesinin Anayasa ve yasaya aykırı olduğu, kanunda asılsız ihbarda bulunanın isminin açıklanmasını engelleyen hüküm olmadığı, ihbar müessesesinin kanuni dayanağı olan 1905 sayılı Kanunda da ihbarcının kimliğinin gizlenmesiyle ilgili hüküm olmadığı, asılsız ihbarda bulunan kişinin korunmaması gerektiği, şirketin ve ortaklarının iftira ve hakaret mahiyetine sahip bu asılsız ihbardan zarar gördükleri, şirketin haklarını korumak için şikayet başvurusu ve dava hakkının kullanılamadığı ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :

Davalı idare tarafından, öncelikle, usule ilişkin olarak davanın süresinde açılmadığı, esas ilişkin olarak ise; Vergi Usul Kanununun 142. maddesi dışında ihbarcı kimliğinin açıklanamayacağı, gizlilik şartına riayet edilmediği takdirde ihbar sisteminin çalışmasının mümkün olmadığı, ihbar asılsız olsa bile vergi incelemesi arama gerektirmiyorsa muhbirin isminin asla açıklanmadığı, olayda ihbar iddialarının örtüştüğü, ancak vergi ziyaına neden olmadığı, vergi incelemesi ile ticari itibarın zedelenmeyeceği, davacı şirket hakkında herhangi bir arama yapılmadığı, işlemde ve genelge maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : Davacı şirket tarafından, şirket hakkında yapılan ihbar sonucunda 4-6.11.2013 tarihleri arasında yapılan vergi incelemesi ile ilgili olarak ihbarda bulunan şahsın kimliğinin bildirilmesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan … tarih ve … sıra nolu Vergi İhbarları İç Genelgesinin 5/b maddesinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun‘un 2. maddesinde; “Bu Kanun, Türk vatandaşları ve Türkiye’de ikamet eden yabancılar tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi ile idarî makamlara yapılan dilek ve şikâyetler hakkındaki başvuruları kapsar.” hükmü yer almaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 142. maddesinde; “İhbar üzerine yapılan aramada ihbar sabit olmazsa nezdinde arama yapılan kimse muhbirin adının bildirilmesini isteyebilir, bu takdirde, vergi dairesi muhbirin ismini bildirmeye mecburdur.” hükmü düzenlenmiştir.

… tarihli ve … sıra no.lu İhbarlar Şubesi İç Genelgesinin 5/s. maddesinde, yazılı ihbar ve şikayeti doğrudan veya üst makamların havalesi ile alan makamların, muhbir veya şikayetçilerin isimlerini kesinlikle gizli tutacağı, hiçbir şekilde açıklayamayacağı ibaresi yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket hakkında 2008 hesap döneminde yapmış olduğu makina ve teçhizat alımları sebebiyle Katma Değer Vergisi Kanununun hükümleri yönünden yapılan inceleme sonucu düzenlenen Vergi inceleme raporu üzerine, şirketçe incelemenin ihbar üzerine başladığı ve ihbarın sabit olmadığının ortaya çıktığı, vergi suçu oluşturacak olumsuz bir duruma rastlanmadığı, bu nedenle şirketi asılsız olarak Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına ihbar ettiğinden bahisle ihbar eden kişinin kimliğinin ve adresinin taraflarına bildirmesi istemiyle yaptıkları başvurunun reddedilmesi üzerine işlemin ve dayanağı Genelgenin 5/b maddesinin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, davacı şirketçe Vergi Usul Kanununun 142. maddesi uyarınca ihbar eden kişinin bildirilmesi gerektiği öne sürülmekte ise de; Türk Vergi sisteminde ihbarda bulunan bir muhbirin adının karşı tarafa bildirilmesinin tek istisnası, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 142.maddesinde yer alan aramalı vergi incelemesi ile ilgilidir, buna göre mahkeme kararına istinaden ihbar üzerine yapılan aramada, ihbar sabit olmazsa nezdinde arama yapılan kişi, muhbirin adının bildirilmesini isteyebilmekte, bu takdirde vergi dairesi muhbirin ismini bildirmek zorundadır.

Ancak, ihbar asılsız olsa bile eğer vergi incelemesi arama gerektirmiyorsa muhbirin isminin açıklanamayacağı yasa hükmü ve genelge gereğidir.

Öte yandan, davacı şirket inceleme raporlarındaki tespitlerin ihbar edilen hususlarla örtüşmediğini, raporun şirket lehine olumlu sonuçlandığını belirtmekte ise de raporda ihbar edence öne sürülen hususların vergi müfettişi tarafından da saptandığı ancak vergi kanunu açısından eleştirilecek bir hususun bulunmadığı anlaşıldığından davacının ihbarın asılsız çıktığı iddiası dayanaksız kalmaktadır.

Bu durumda, vergi kanunlarındaki usul ve esaslara uygun olarak yapılan bir vergi incelemesinin davacı şirketin ticari itibarı zedeleyeceğinden de sözedilemeyeceğinden mevzuat hükümleri uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde ve dayanağı Genelgenin 5/b maddesinde üst normlara hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :

Bakılan dava, davacı şirket tarafından, şirket hakkında yapılan ihbar sonucunda 04-06/11/2013 tarihleri arasında yapılan vergi incelemesi ile ilgili olarak ihbarda bulunan şahsın kimliğinin bildirilmesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan … tarih ve … sıra nolu Vergi İhbarları İç Genelgesinin 5/b maddesinin hukuka aykırı oldukları iddialarıyla iptalleri istemiyle açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

USUL YÖNÜNDEN:

Davalı idare tarafından, davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüştür.

Uyuşmazlık konusu olayda, davanın süresinde açıldığı görüldüğünden davalı idarenin itirazı yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:

İlgili Mevzuat:

10/11/1984 tarih ve 18571 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun “Dilekçede bulunması zorunlu şartlar” başlıklı 4. maddesinde, “Türkiye Büyük Millet Meclisine veya yetkili makamlara verilen veya gönderilen dilekçelerde, dilekçe sahibinin adı-soyadı ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması gerekir.”,

“İncelenemeyecek dilekçeler” başlıklı 6. maddesinde, “Türkiye Büyük Millet Meclisine veya yetkili makamlara verilen veya gönderilen dilekçelerden;

a) Belli bir konuyu ihtiva etmeyenler,

b) Yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili olanlar,

c) 4 üncü maddede gösterilen şartlardan herhangi birini taşımayanlar incelenemezler.” hükümleri yer almaktadır.

10/01/1961 tarih ve 10705 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanununun “Arama yapılabilecek haller” başlıklı 142. maddesinde, “İhbar veya yapılan incelemeler dolayısiyle, bir mükellefin vergi kaçırdığına delalet eden emareler bulunursa, bu mükellef veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer şahıslar nezdinde ve bunların üzerinde arama yapılabilir.

Aramanın yapılabilmesi için:

1. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların buna lüzum göstermesi ve gerekçeli bir yazı ile arama kararı vermeye yetkili sulh yargıcından bunu istemesi;

2. Sulh yargıcının istenilen yerlerde arama yapılmasına karar vermesi şarttır.

İrtibatları sebebiyle muhtelif şahıslar nezdinde ve mahallerde yapılmasına lüzum gösterilen aramalardan birine karar vermeye yetkili olan sulh yargıcı bunlardan diğer sulh yargıçlarının salahiyetine dahil bulunanlar hakkında da karar vermeye yetkilidir.

İhbar üzerine yapılan aramada ihbar sabit olmazsa nezdinde arama yapılan kimse muhbirin adının bildirilmesini istiyebilir, bu takdirde, vergi dairesi muhbirin ismini bildirmeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır.

… tarih ve … sıra nolu Vergi İhbarları İç Genelgesinin dava konusu 5. maddesinde, “Yazılı ihbar ve şikâyeti doğrudan veya üst Makamların havalesi ile alan Makamlar;

a) Öncelikle muhbir veya şikâyetçinin hüviyetini ve dilekçe verip vermediğini, Vergi Usul Kanunu’nun 135. maddesinde belirtilen incelemeye yetkililer aracılığıyla tespit ettireceklerdir.

b) Muhbir veya şikâyetçilerin isimleri kesinlikle gizli tutulacak, hiçbir şekilde açıklanmayacaktır.

c) Yapılan inceleme sonucundan dilekçedeki adresin yanlış yazıldığı ve/veya ihbar ve şikâyetin hayali isimle yapıldığı anlaşıldığı takdirde dilekçe incelemeye konu edilmeyecektir.

d) Gerçek, dışı ihbar ve şikâyette bulundukları tespit edilenler hakkında, resmi Makamları asılsız ihbarla meşgul ve yanlış yola sevketmeleri dolayısıyla yasal işlem yapılacaktır.” düzenlemesi yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

… tarih ve … sıra nolu Vergi İhbarları İç Genelgesinin dava konusu 5/b maddesinin İncelenmesi:

… tarih ve .. sıra nolu Vergi İhbarları İç Genelgesi ile vergi kayıp ve kaçağı veya Gelir İdaresi hizmetleriyle ilgili konularda Bakanlığa intikal eden ihbar, şikayet veya müracaat dilekçeleriyle ilgili yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Bu kapsamda ihbar, şikayet veya müracaat dilekçelerinin ad, soyad, imza ve adres bilgilerini taşıması gerektiği, bunlardan birinin eksik olması halinde veya dilekçedeki adresin yanlış yazılması, ihbar ve şikayetin hayali isimle yapıldığının anlaşılması halinde dilekçelerin inceleme konusu yapılmadan askıya alınacağı, bununla birlikte gerçek dışı ihbar ve şikayette bulundukları tespit edilenler hakkında da yasal işlem yapılacağı hususları yer almıştır.

Dava konusu düzenleme ile de muhbir ve şikayetçilerin isimlerinin gizli tutulacağı, hiçbir şekilde açıklanmayacağı belirtilmiştir.

Yukarıda yer verilen Vergi Usul Kanunu’nun 142. maddesinde ihbar üzerine yapılan aramada ihbar sabit olmazsa nezdinde arama yapılan kimsenin muhbirin adının bildirilmesini istiyebileceği, bu takdirde, vergi dairesinin muhbirin ismini bildirmeye mecbur olduğu hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümden anlaşıldığı üzere vergi dairesinin muhbirin ismini bildirmesi zorunluluğunun ihbar üzerine arama yapılması ve aramada ihbarın sabit olmaması hali olduğu görülmektedir.
Bu durumda, Vergi Usul Kanunu’ndaki düzenlemeden muhbirin isminin açıklanacağı durumun ihbar üzerine yapılan aramada ihbarın sabit olmaması olarak düzenlendiği, dolayısıyla kural olarak muhbirin isminin açıklanmayacağı anlaşılmakta olup, muhbirin isminin gizli tutulacağı ve açıklanmayacağı yolundaki dava konusu düzenlemede üst normlara ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Dava Konusu İşlemin İncelenmesi:

Davacı şirket tarafından, şirket hakkında yapılan ihbar sonucunda 04-06/11/2013 tarihleri arasında yapılan vergi incelemesi ile ilgili olarak ihbarda bulunan şahsın kimliğinin bildirilmesi istemiyle idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, 2008 yılı hesap döneminde yapmış oldukları makina ve teçhizat alımları sebebiyle Katma Değer Vergisi Kanunu’nun hükümleri yönünden yapılan inceleme sonucu vergi inceleme raporu düzenlendiği, incelemenin ihbar üzerine başladığı ve ihbarın sabit olmadığı, vergi suçu oluşturacak olumsuz bir duruma rastlanmadığı, bu nedenle şirketi asılsız olarak Vergi Denetim Kurulu Başkanlığına ihbar ettiğinden bahisle ihbar eden kişinin kimliğinin ve adresinin taraflarına bildirmesi istemiyle yaptıkları başvurunun dava konusu işlemle reddedildiği görülmektedir.

Yukarıda yer verilen Vergi Usul Kanunu’ndaki düzenleme gereği muhbirin isminin açıklanabilmesinin, ihbar üzerine yapılan aramada ihbarın sabit olmaması şartına bağlandığı, davacı şirket hakkında ihbar üzerine herhangi bir arama yapılmadığı, sadece vergi inceleme raporu düzenlendiği görüldüğünden yapılan vergi incelemesi ile ilgili olarak ihbarda bulunan şahsın kimliğinin bildirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVANIN REDDİNE,

2. Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,

4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 01/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Exit mobile version