e-imza Tarihçesi ve Türk Hukuk Sistemindeki Yeri
Saltuk Aziz GÖKALP (*)
Yönetim Bilimleri Uzmanı
Doktora Öğrencisi
[email protected]
İmza, sözlük anlamı itibariyle “Bir kimsenin herhangi bir belgeyi yazdığını veya onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde kullandığı işaret” (TDK, 2020) olarak tanımlanmaktadır. Kişilerin birbirleri ve idare ile olan ilişkilerinde, sözleşmelerde, borç-alacak ilişkilerinde, ticari işlemlerde, kısacası gündelik yaşamın her anında imza ile ilgili işlemler söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla imzanın kişinin kendisini tanıtan bir işaret olması önem arz etmektedir.
2000’li yıllardan itibaren teknolojinin gelişim hızı kişilerin gündelik yaşamlarında işlemlerinin kolaylaşması ve daha güvenli işlemlerin yapılabilmesi amacıyla imza alanında da etkisini göstermiş ve ülkemizde 2004 yılından itibaren bu anlamda bir başlangıç gerçekleştirilmiştir. Elektronik imza (e-imza) olarak adlandırılan bu süreç 23/01/2004 tarihli ve 25355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu”ile başlamıştır. Daha sonra 20/04/2006 tarihli ve 26145 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “E-Devlet Kapısının Kurulması, İşletilmesi Ve Yönetilmesine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı” ile devam etmiş ve 31/07/2009 tarihli ve 27305 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile kamu hizmetlerinin elektronik ortamda sunulması ile ilgili gelişmeler süregelmiştir.
Ayrıca; 11/01/2011 tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda” güvenli elektronik imzanın el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracağı ifade edilmiş ve 03/09/2016 tarihli ve 29820 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “E-Devlet Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile de ülkemizde kamu hizmetlerinin elektronik ortamdan sunulmasına yönelik çalışmalar ile ilgili yapılması gerekenler yer almıştır.
Ülkemizde bazı mevzuatlar kapsamında elektronik imza düzenlemesi aşağıdaki şekilde özetlenebilir;
5070 sayılı Elektronik İmza Kanununa göre elektronik imza (e-imza)
Elektronik İmza, 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 3. maddesinde “Başka bir elektronik veriye eklenen veya elektronik veriyle mantıksal bağlantısı bulunan ve kimlik doğrulama amacıyla kullanılan elektronik veri” olarak tanımlanmaktadır. Kanunun amacı ise elektronik imzanın hukukî ve teknik yönleri ile kullanımına ilişkin esasların düzenlenmesi olarak belirtilmiştir.
Yine e-imzanın tanımında geçen elektronik veri de “elektronik, optik veya benzeri yollarla üretilen, taşınan veya saklanan kayıtlar”olarak tanımlanmıştır. Ayrıca; kanunun 4. Maddesinde “güvenli elektronik imza” tanımı yapılmış ve bu kapsamda güvenli elektronik imza;
a) Münhasıran imza sahibine bağlı olan,
b) Sadece imza sahibinin tasarrufunda bulunan güvenli elektronik imza oluşturma aracı ile oluşturulan,
c) Nitelikli elektronik sertifikaya dayanarak imza sahibinin kimliğinin tespitini sağlayan,
d) İmzalanmış elektronik veride sonradan herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığının tespitini sağlayan,
Elektronik imza olarak ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 5. Maddesinde de “kanunların resmî şekle veya özel bir merasime tabi tuttuğu hukukî işlemler ile banka teminat mektupları dışındaki teminat sözleşmeleri” dışında yapılan tüm işlemlerde “güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukukî sonucu doğurur” denilmektedir.
Bunun yanında, kanunun 8. Maddesinde “Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcısı” tanımı yapılmış ve Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcısı, elektronik sertifika, zaman damgası ve elektronik imzalarla ilgili hizmetleri sağlayan kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri olarak belirtilmiştir. Yine; “Nitelikli Elektronik Sertifika” tanımı yapılmış ve nitelikli elektronik sertifikada;
a) Sertifikanın “nitelikli elektronik sertifika” olduğuna dair bir ibarenin,
b) Sertifika hizmet sağlayıcısının kimlik bilgileri ve kurulduğu ülke adının,
c) İmza sahibinin teşhis edilebileceği kimlik bilgilerinin,
d) Elektronik imza oluşturma verisine karşılık gelen imza doğrulama verisinin,
e) Sertifikanın geçerlilik süresinin başlangıç ve bitiş tarihlerinin,
f) Sertifikanın seri numarasının,
g) Sertifika sahibi diğer bir kişi adına hareket ediyorsa bu yetkisine ilişkin bilginin,
h) Sertifika sahibi talep ederse meslekî veya diğer kişisel bilgilerinin,
ı) Varsa sertifikanın kullanım şartları ve kullanılacağı işlemlerdeki maddî sınırlamalara ilişkin bilgilerin,
j) Sertifika hizmet sağlayıcısının sertifikada yer alan bilgileri doğrulayan güvenli elektronik imzasının,
bulunması zorunluluğu getirilmiştir.
Bunlara ek olarak, kanunun 14. Maddesinde yabancı elektronik sertikalardan da söz edilmiş ve yabancı bir ülkede kurulu bir elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından verilen elektronik sertifikaların hukukî sonuçlarının milletlerarası anlaşmalarla belirleneceği ve yabancı bir ülkede kurulu bir elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından verilen elektronik sertifikaların, Türkiye’de kurulu bir elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından kabul edilmesi durumunda, bu elektronik sertifikaların nitelikli elektronik sertifika sayılacağı ifade edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa göre elektronik imza (e-imza)
Türk Borçlar Kanununun (TBK) 14. Maddesinde “Yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunludur. Kanunda aksi öngörülmedikçe, imzalı bir mektup, asılları borç altına girenlerce imzalanmış telgraf, teyit edilmiş olmaları kaydıyla faks veya buna benzer iletişim araçları ya da güvenli elektronik imza ile gönderilip saklanabilen metinler de yazılı şekil yerine geçer” denilmek suretiyle güvenli elektronik imza ile oluşturulan belgelerin de yazılı şekilde değerlendirileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Ayrıca TBK’ nın 15. maddesinde “İmzanın, borç altına girenin el yazısıyla atılması zorunludur. Güvenli elektronik imza da, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğurur” denilmek suretiyle de elektronik imzanın el ile atılmış imza ile eşit düzeyde hukuki sonuç oluşturacağı kabul edilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununa göre elektronik imza (e-imza)
2011 yılında yapılan değişiklikler neticesinde 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Güvenli Elektronik İmza” başlıklı 1526. Maddesinde “Poliçe, bono, çek, makbuz senedi, varant ve kambiyo senetlerine benzeyen senetler güvenli elektronik imza ile düzenlenemez. Bu senetlere ilişkin kabul, aval ve ciro gibi senet üzerinde gerçekleştirilen işlemler güvenli elektronik imza ile yapılamaz. Konişmentonun, taşıma senedinin ve sigorta poliçesinin imzası elle, faksimile baskı, zımba, ıstampa, sembol şeklinde mekanik veya elektronik herhangi bir araçla da atılabilir. Düzenlendikleri ülke kanunlarının izin verdiği ölçüde bu senetlerde yer alacak kayıtlar el yazısı, telgraf, teleks, faks ve elektronik diğer araçlarla yazılabilir, oluşturulabilir, gönderilebilir. Ticaret şirketleri ile gerçek ve tüzel kişi diğer tacirlere ilişkin olarak, bu Kanunun zorunlu tuttuğu bütün işlemler elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile de yapılabilir. Bu işlemlerin dayanağı olan belgeler de aynı usulle elektronik ortamda düzenlenebilir. Zaman unsurunun belirlenmesi gereken ve yönetmelikte düzenlenen hâllerde güvenli elektronik imzaya eklenen zaman damgasının tarihi, diğer hâllerde merkezî veri tabanı sistemindeki tarih esas alınır” denilmek suretiyle, elektronik imzanın geçerli olduğu ve olmadığı alanlar belirtilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre elektronik imza (e-imza)
12/01/2011 tarihinde hazırlanarak 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 205. maddesinde “Usulüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan elektronik veriler, senet hükmündedir. Hâkim, mahkemeye delil olarak sunulan elektronik imzalı belgenin, güvenli elektronik imza ile oluşturulmuş olup olmadığını resen inceler” denilmek suretiyle güvenli elektronik imzanın elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğuracağı ifade edilebilir.
Aynı kanunun 210. Maddesinde ise Güvenli elektronik imzayla oluşturulmuş verinin inkârı hâlinde, hâkim tarafından veriyi inkâr eden taraf dinlendikten sonra bir kanaate varılamamışsa, bilirkişi incelemesine başvurulur denilmek suretiyle de hukuki süreçten bahsedilmiştir.
Bunun yanında, kanunun “Elektronik İşlemler” başlıklı 405. Maddesinde “elektronik ortamda, güvenli elektronik imza kullanılarak dava açılabilir, harç ve avans ödenebilir, dava dosyaları incelenebilir. Bu Kanun kapsamında fizikî olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgeler güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanabilir ve gönderilebilir. Güvenli elektronik imza ile oluşturulan tutanak ve belgeler ayrıca fizikî olarak gönderilmez, belge örneği aranmaz” hükmü ile elektronik ortamda yapılabilecek işlemler belirtilmiştir.
Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul Ve Esaslara İlişkin Yönetmelikte Elektronik İmza (E-İmza)
31/07/2009 tarihli ve 27305 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul Ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin “Kamu hizmetlerinin elektronik ortamda sunulması” başlıklı 4. maddesi “Basılı ortamdaki bilgi ve belgelerin elektronik ortama taşınması ve veri tabanlarının diğer idarelerle paylaşılması esastır. İdare, başvuruların elektronik ortamda da yapılmasına, sürecin başvuru sahibince izlenebilmesine ve sonucun ilgilisine elektronik ortamda iletilmesine yönelik tedbirleri alır ve hizmetin e-Devlet Kapısına entegrasyonunu sağlar” denilmek suretiyle, kamu idarelerinin sunmuş oldukları hizmetlerin elektronik ortamdan yapılarak başvuru sahiplerinin işlemlerinin kolaylaştırılmasının hedeflendiği ifade edilebilir.
E-Devlet Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Elektronik İmza (E-İmza)
03/09/2016 tarihli ve 29820 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren E-Devlet Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 2. maddesinde “Bu Yönetmelik, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu eki (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan genel yönetim kapsamındaki Bakanlıklar, Bakanlıklara bağlı, ilgili ve ilişkili kamu idarelerini, üniversiteleri ve sosyal güvenlik kurumları ile mahalli idareler kapsamında görev, yetki ve sorumlulukları 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu ile belirlenmiş kamu tüzel kişiliği olan belediyeler ve il özel idarelerini ve bunların kurdukları kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşlarını, hissesinin yüzde elliden fazlası kamuya ait olan şirketler ve özel kanunlarla kurulan diğer kuruluşları kapsar” denilmek suretiyle e-devlet hizmetlerinin kapsamı belirtilmiş ve e-imzanın geçerliliği ifade edilmiştir.
Ülkemizdeki mevzuatlarda da görüleceği üzere artık idari ve ekonomik alanlarda yapılacak olan işlemlerin elektronik ortamda yapılabilmesine yönelik birçok ilerleme kaydedilmiştir. Son olarak 30/09/2020 tarihinde hazırlanan ve TBMM’ye sunulan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununa “elektronik mühürle” ilgili yeni bir madde eklenmekte ve bu doğrultuda bilişim teknolojilerindeki değişim ve gelişime bağlı olarak Kanunun kapsamına elektronik mühür dahil edilmektedir. Bu kapsamda; elektronik mühür ve elektronik mühür sahibi tanımlanmakta, elektronik mührün işlevi ve niteliği hükme bağlanmakta ve elektronik mührün usul ve esasları düzenlenmektedir. Yine, elektronik mührün hukuki niteliği de açıklığa kavuşturulmakta ve elektronik mührün resmi mühür ile aynı hukuki nitelikte olacağı ve elektronik mührün fiziki olarak kullanılan mühür ile aynı hukuki sonucu doğuracağı belirtilmiştir.
Dip Not:
(*) Yönetim Bilimleri Uzmanı, Kırıkkale Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Doktora Öğrencisi,