Ertelenen Sigorta Primi ve Ticari Kazanç Çelişkisi
Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
mba@mbaymm.com
Yazar Hakkında
Yeni bir yapılandırma öncesinde yeniden ertelenen (Taksitlendirilecek olan) Sigorta Primleri için “Kurumca belirlenecek tarihe kadar ödenmeleri halinde bu aylara ilişkin primler o ay için belirlenmiş olan süresinde ödenmiş sayılır” düzenlemesinin yasaya muhakkak eklenmesi gerekiyor.
Hatırlanacağı üzere mart ayında ülkemizi de etkisi altına alan ve ekonomide ciddi sıkıntılar yaşanmasına neden olan korona salgının olumsuz etkilerini azaltmak için hükümet tarafından bir dizi önemler alınmıştır. Bunlardan biriside işverenlerin istihdam üzerindeki yükünü hafifletmek ve belirli bir süre için prim bedellerinden vazgeçerek işverenlere finans desteği sağlamasıdır. Bu kapsamda Mart-Nisan ve Mayıs 2020 aylarına ait sigorta primleri altı ay süre ile ertelenmişti.
Hükümet tarafından yapılan bu düzenleme o dönemde iş dünyasının nakit ihtiyacının karşılamada ekonomik bir rahatlama sağlamıştır. Ancak aradan geçen zamanda salgının devam etmesi ve ekonomide beklenen olumlu gelişmenin yaşanmaması, piyasada yaşanan nakit sıkıntısı, işverenleri ve özellikle de küçük esnafı zor durumda bırakmıştır. İş dünyasından yoğun bir şekilde gelen yeni erteleme ve taksitlendirme talebi üzerine hazırlanan yasa teklifi geçtiğimiz hafta meclise sunuldu.
TBMM görüşülmekte olan yasa teklifi ile getirilmesi düşünülen sigorta prim borçlarının ertelenmesi, ertelenen borçların taksitlendirilmesi gibi düzenlemenin ileride telafisi mümkün olmayan sonuçlar oluşturmaması için yasa metninde ertelenen sigorta primlerinin “Kurumca belirlenecek tarihe kadar ödenmeleri halinde bu aylara ilişkin primler o ay için belirlenmiş olan süresinde ödenmiş sayılır” hükmünün de yer almasında artık bir zorunluluk olmuştur. Aksi takdirde işletmelerin ihtiyaç duyduğu finansman ihtiyacını karşılamak üzere yapılan prim ertelemesi düzenlemesi amacı dışına çıkacak ve fayda beklenen bir işlem işverenlere külfet olarak dönecektir.
Bizim konuyu ısrarla takip etmemiz ve sürekli gündeme getirmemiz yaklaşık otuz yıl önce sosyal güvenlik kurumunun içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklar. Yüksek enflasyon, Yüksek faizin olduğu bir dönemde gecikme faizinin düşük olması nedeniyle işverenlerin sigorta prim ödemelerini geciktirmesi önlemek için
Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun da (Yerine 5510 sayılı Kanun Yürürlüğe girdi madde 88 ) değişiklik yapılarak “Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, gelir vergisi ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılamaz” şeklinde hüküm eklenmiştir.
Bu konuda geçmiş tarihlerde alomaliye.com da yayınlanan
İdarenin Yasayla Ödeme Süresini Ertelediği Sigorta Primi Gider Yazılmalıdır
https://alomaliye.com/2017/04/12/yasayla-odeme-suresi-ertelenen-sigorta-primi/
Gider Yazamazsın! (Ertelenen Sigorta Primi) Özelgesi Üzerine Değerlendirme
https://alomaliye.com/2017/04/28/gider-yazamazsin-ertelenen-sigorta-primi-ozelgesi/
Ertelenen Sigorta Priminin Süresinde Ödenmemesi Yüksek Tutarda Teşvik İptaline Yol Açabilir!
https://alomaliye.com/2017/10/26/ertelen-sigorta-priminin-odenmemesi/
Sigorta Prim Teşvikleri Muhasebeleştirilmesi Üzerine Değerlendirme
https://alomaliye.com/2018/01/22/sigorta-prim-tesvikleri-muhasebelestirilmesi/
Geriye Yönelik Sigorta Prim Teşviği Alanlar Geriye Yönelik Vergi Ödeyecek mi?
https://alomaliye.com/2018/04/13/geriye-yonelik-prim-tesvigi-vergi/
Başlıklı makalelerimde özellikle sigorta prim ödemlerinin ödenmesi ile ilgili uygulamada yaşanan sorunları dile getirerek çözüm önerisi sunmuştum.
Yapmış olduğum çözüm önerilerinden birisi bence de en önemlisi Ticari kazancın tahakkuk esasına bağlı olduğu ülkemizde “TİCARİ KAZANCIN TESPİTİ ESASI ARTIK TARTIŞMAYA AÇILMALIDIR” önerisidir.
Yıllardır vergi kanunlarımızda yapılması düşünülen köklü değişikliklerin yapılmaması vergilemedeki sorunları sürekli ötelemiş bu ötelemede sorunların artarak çoğalmasına ve büyümesine neden olmuştur.
İnsan yaşamında ve sosyal hayatında önemli değişiklikler olmasına neden olan korana salgını aynı zamanda da iş dünyası ve ekonomiyi de olumsuz etkilemiş bazı değişim ve dönümlerin olmasını zorunluluk halinde getirmiştir.
Afet durumu, mücbir sebep ve olumsuz ekonomik koşulların varlığı halinde yasalar ile getirilen düzenlemelerin getiriliş amacının lafzı ve ruhu ile değerlendirilerek uygulanmaması ekonomiyi doğrudan etkilemekte özellikle gerçek olmayan matrah üzerinden mükelleflerin vergilendirilmesine yol açmaktadır. Sonuç böyle olunca iş dünyasının ihtiyaç duyduğu ve işletmeler için önem arz eden vergi planlaması yapmanın bir anlamının olduğundan nasıl bahsedebiliriz?
Bu nedenle korona ile yaşanan bu süreçte yaşananları düşünüldüğünde
Genel kabul görmüş muhasebe ilke ve standartları (dönemsellik, tutarlılık, maliyet esası, önemlilik ve özün önceliği ilkesi) gereği 5510 sayılı yasada yer alan süresinde ödenmeyen sigorta primleri ile ilgili olarak;
Finansal Raporlama Kavramsal Çerçevede yer alan “Tahakkuk esasına göre yansıtılan finansal performans” ve
“Gerçeğe uygun şekilde sunum”
Bağımsız Denetimde “Finansal Tabloların Denetimi”
Vergi Mevzuatında “Dönemsellik İlkesi” ve “Ticari Kazancın Tespiti”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Safî Kurum Kazancı tanımı ve hesaplanması dikkate alınarak
Tahakkuk esasına göre ticari kazancın hesaplamasında yıllardır devam eden vergi kanunları ile diğer kanunların kendi içindeki çelişkisine son verilmelidir.
Sonuç; Muhasebe mesleğini icra edenler olarak muhasebe bilimi ve teknikleri kullanılarak kamunun vergi kaybına engel olmakla birlikte mükelleflerin de haksız vergiden kaçınmasını sağlamak bizim görevimiz olmalıdır. Yukarıda özetle açıklanan bilgilere göre muhasebenin tanımından hareketle finansal tabloların raporlanmasında; Tek Düzen Hesap Planı, Türkiye Finansal Raporlama Standartları, Türkiye Muhasebe Standartları, Bağımsız Denetim Standardı ile Vergi mevzuatı ve Yeni Türk Ticaret Kanunu kapsamında ticari kazancın tespitinde gelir ve giderin muhasebeleştirilmesi tahakkuk esası ve dönemsellik ilkesi birlikte düşünülerek, mevzuatta belirlenen esaslar çerçevesinde kayıt altına alınması ve vergi matrahının gerçeğe uygun değere üzerinden doğru olarak hesaplanması esastır.
Ticari kazancın tahakkuk esasına bağlı olduğu ülkemizde “TİCARİ KAZANCIN TESPİTİ ESASI ARTIK TARTIŞMAYA AÇILMALIDIR”