Emekli Maaşları Haczedilebilir mi?
Fatih ERTÜRK
Gelir Uzmanı
fatiherturk29@hotmail.com
I-GİRİŞ
Anayasanın 2 inci maddesinde belirtilen sosyal hukuk devleti, insan haklarına dayanan, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını güvence altına alan, kişi hak ve özgürlükleriyle kamu yararı arasında adil bir denge kurabilen, çalışma hayatını geliştirerek ve ekonomik önlemler alarak çalışanlarını koruyan, onların insan onuruna uygun hayat sürdürmelerini sağlayan, milli gelirin adalete uygun biçimde dağıtılması için gereken önlemleri alan, sosyal güvenlik hakkını yaşama geçirebilen, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti ve toplumsal dengeleri gözeten devlettir.(1)
Devletin kurmuş olduğu sosyal güvenlik sistemi ile vatandaşların gelirine bakmaksızın toplum huzurunu ve refahını bozan sosyal tehlikelerin verdiği zararlardan vatandaşlarını koruma görevi vardır. Bu doğrultuda borçlunun bütün mal varlığına el konulması, borçlu ve ailesini mutlak yoksulluğa düşürerek, ekonomik varlığını kaybedip muhtaç hale gelmesine sebebiyet vermemesi amacıyla bazı özel kanunlarda haczedilemeyecek mal ve haklar öngörülmüştür.
Söz konusu özel kanunlardan biri olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında, sigortalılara ve hak sahiplerine bağlanan gelir, aylık ve ödeneklerin kanunun 88 inci maddesinde belirtilen Sosyal Güvenlik Kurumunun tahsili gereken alacakları ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği belirtilmiştir.
Bu yazımızda vergi dairesi tarafından emekli maaşlarına haciz uygulanıp uygulanamayacağını, haciz uygulanması durumunda borçlunun yapması gereken işlemler incelenecektir.
II- 5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNDA YER ALAN DÜZENLEMELER
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Devir, temlik, haciz ve Kurum alacaklarında zamanaşımı başlıklı 93 üncü maddesinde; “Bu Kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu Kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler; 88’inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez. Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir… “ hükmü,
Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri başlıklı Geçici 1 inci maddesinde; Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla mülga 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edilir. ” hükmü,
Geçici 4 üncü maddesinde; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak çalışmaya başlayanlardan vazife malûllüğü kapsamına girenler hakkında, bu Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasına göre işlem yapılır. (Ek cümle: 4/7/2012-6353/85 md.) 5434 sayılı Kanunun mülga hükümlerine göre vazife malullüğü aylığı bağlananlardan malullüklerinin sürekli olduğuna Kurum Sağlık Kurulunca karar verilen iştirakçiler yine aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde belirtilen yaş hadleri ile özel kanunlarındaki yaş hadlerini doldurduğu tarihe kadar yeniden muayene edilmelerini Kurumdan isteyebilir.
Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır. (Ek cümle: 11/10/2011-KHK-666/5 md.) Bu fıkra kapsamına girenlerden 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 10 uncu maddesi kapsamında bulunanların emekli kesenekleri ile kurum karşılıklarının hesabında, işgal ettikleri kadrolar için ilgili mevzuatında belirlenen unsurlar esas alınır.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır. ..”hükümleri yer almaktadır.
Söz konusu madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun konu ile ilgili maddelerinin yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2008 tarihi itibarıyla, kendisine 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa göre emekli aylığı bağlanmış olanlar ile bu tarihten önce devlet memuru olarak atananlara bağlanacak emekli aylıkları hakkında 5434 sayılı Kanun hükümlerinin (5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılanlar dahil) uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Buna göre, 5510 sayılı Kanunun konu ile ilgili maddelerinin yürürlük tarihi olan 1 Ekim 2008 tarihinden sonra devlet memuru olarak atanmış olanlara bağlanacak emekli aylıkları 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesi kapsamındayken, bu tarihten önce devlet memuru olarak atanmış olanlar ile kendilerine 5434 sayılı Kanuna göre emekli aylığı bağlananlar hakkında 5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesi hükmünün tatbiki mümkün bulunmamaktadır.
Ayrıca kanunun 88 inci maddesi “…haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir.” hükmü emekliler arasında memur, işçi veya bağımsız çalışan emeklisi ayrımı yapılmadan, bütün emekliler için geçerli olacak bir düzenleme getirmiştir. Bu hükümde emekli maaşlarının tamamı haczedilemez olarak nitelendirilmiş olup, kısmen de olsa haczedilmelerine imkan tanınmamıştır.
Bu hükme göre Sosyal Güvenlik Kurumunun 88 inci maddesi gereğince takip ve tahsili gereken alacakları ve nafaka borçları için haciz yasağı söz konusu olmazken, diğer sebeplerden kaynaklanan borçlarda ise emekli maaşına haciz konulabilmesi için, borçlunun hacze muvafakat etmesi gerekmektedir.
III- AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNDA YER ALAN DÜZENLEMELER
A- Emekli Maaşı
Yaşlılık aylığı, belirli bir süre çalıştıktan sonra çalışamamanın ve kazançtan yoksun kalmanın karşılığı olup, amacı da yaşlılık döneminde çalışamama dolayısıyla gelirden yoksun kalmaya yönelik tehlikenin ortadan kaldırılmasını sağlamaktır. Böylece kişilere, yaşlılık nedeniyle çalışamaz duruma geldiklerinde yaşamlarını sürdürebilecekleri bir geliri sağlama güvencesi verilmektedir. ( 2 )
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun Haczedilemeyecek mallar başlıklı 70 inci maddesinde; “Aşağıda gösterilen mallar haczedilemez: 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi kuruluşları, bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları, iştirakleri ve mahalli idarelerin malları hariç olmak üzere Devlet malları ile hususi kanunlarında haczi caiz olmadığı gösteren mallar… “ hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, özel kanunlarında haczedilemeyeceğine ilişkin hüküm bulunan mal, hak ve alacakların 6183 sayılı Kanun kapsamında da haczi mümkün değildir.
Öte yandan, 6183 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde; “Aylıklar, ödenekler, her çeşit ücretler, intifa hakları ve hasılatı, ilama bağlı olmayan nafakalar, emeklilik aylıkları, sigorta ve emeklilik sandıkları tarafından bağlanan gelirler kısmen haczolunabilir. Ancak haczolunacak miktar bunların üçte birinden çok dörtte birinden az olamaz. …” hükmüne yer verilmiştir.
Bu kanun maddelerine göre, 1 Ekim 2008 tarihinden önce devlet memuru olarak atananlara 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre bağlanmış veya bağlanacak olan emekli aylıklarına, aylık sahibinin amme borçları nedeniyle 6183 sayılı Kanunun 71 inci maddesi göz önünde bulundurularak haciz tatbik edilmesi mümkün bulunmaktadır.
B- Emeklilik İkramiyesi
Emeklilik ikramiyesi, emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı almaya hak kazanan kamu çalışanlarına, aylıklarda yapılan emekli kesintilerinden bağımsız olarak çalışmada istikrar ve devamlılığı sağlamak amacıyla ve sosyal devlet ilkesi gereğince bir defaya mahsus olmak üzere yapılan bir ödemedir.( 3 )
Emekli ikramiyesi, toptan ve bir defaya mahsus yapılan bir ödeme olduğundan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında sigortalılara ve hak sahiplerine bağlanan gelir, aylık ve ödenekler kapsamında yer almamaktadır.
Bu nedenle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanununun 70 inci maddesinde sayılan mallar kapsamında olmadığından tamamının haczi mümkündür.
IV- EMEKLİ MAAŞINA VERGİ DAİRESİ TARAFINDAN HACİZ KONULMASI DURUMUNDA YAPILMASI GEREKENLER
6183 Sayılı Kanunun 79 uncu maddesinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden amme borçlarının bankalar nezdinde bulunan her türlü mal, hak ve alacaklarına elektronik ortamda haciz tatbik edilebilmesi için banka genel müdürlükleri arasında haciz protokolü imzalanmıştır. Söz konusu protokol sonucunda vergi dairelerinin sahip olduğu mükellef sayısına göre her vergi dairesine günlük belli sayıda banka hesaplarına haciz yapma yetkisi verilmiştir.
Günümüzde emekli aylıkları emekli adına bankada oluşturulan hesaba yatırılmaktadır. Ancak bankacılık sistemimizde hesapların işleyişiyle ilgili olarak “maaş hesabı” adı altında ayrıca bir hesap düzeni yer almamakla birlikte banka hesabına haciz uygulanan borçlunun da hangi Kanun hükümlerine göre emekli olduğu bilgisi banka kayıtlarından anlaşılamamaktadır.
Ayrıca 6183 Sayılı Kanunun 71 inci maddesinde yer alan hüküm emekli maaşlarına tatbik edilecek hacizlere ilişkin bir kısıtlama olup, emekli maaşlarının yattığı banka hesaplarında bulunan tutarların haczine yönelik bir kısıtlama getirmemektedir. Dolayısıyla, haciz bildirisi gönderildiği anda, emekli maaşlarının yatırıldığı banka hesabında, hesap sahibinin o ayki emekli maaş tutarından daha yüksek bir tutar bulunmakta ise, maaş tutarının üstünde kalan tutarın mevduat olarak değerlendirilmesi ve bu tutarın haczedilmesi mümkündür.
Örnekle açıklamak gerekirse, bankaya yatan emekli maaşı 2.500 TL, bankada bulunan para 30.000 TL ise bu durumda vergi dairesi tarafından haciz uygulanabilecek tutar 30.000-2.500= 27.500 TL olacak olup, vergi dairesi tarafından bu tutar mevduat kabul edilerek tahsil edilebilecektir.
Borçlunun banka hesabına yatan aylık veya üç aylık emekli maaşına haciz uygulanması durumunda, bu durumun haczi uygulayan vergi dairesine bir dilekçe ile bildirilerek haczin kaldırılması ve varsa tahsil edilen paraların iade alınması mümkün olabilecektir.
Söz konusu dilekçeyi alan vergi dairesi, öncelikle emekli maaşının hangi Kanun (506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Sağlık Sigortası Kanunu) kapsamında bağlandığını ve ödenen emekli aylığı tutarını öğrenmek amacıyla borçlunun kimlik bilgilerini bildirerek Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından bilgi talep eder.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından gelen bilgi sonucu, emekli aylığı bağlanan borçlunun 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Sağlık Sigortası Kanunu ve 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu hükümleri uyarınca emeklilik aylığı bağlanmış ise haczin kaldırılması,
Haciz kaldırılırken; haciz tatbik edildiği tarihteki emekli maaşından daha yüksek bir tutarın mevcut olması halinde o ayki maaş tutarını aşan kısmın mevduat olarak kabul edilerek bankadan tahsil edildikten sonra haczin kaldırılması,
Söz konusu maaşın 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa göre bağlanmış olması durumunda bu maaş tutarına ayrıca 6183 Sayılı Kanunun 71 inci maddesine göre kısmi haciz tatbik edilmesi mümkün olduğundan Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bildirilen emekli aylığının kanunda belirtilen oranlar dikkate alınarak hesap edilen kısmının bankada haczedilen tutardan düşülmesi, bulunan tutarın para çekme yazısı ile tahsil edilmesi, bu şekilde tahsil edildikten ve Sosyal Güvenlik Kurumuna haciz bildirisi gönderilip emekli aylığına kısmi haciz tatbik edildikten sonra hesap üzerindeki haczin kaldırılması mümkündür.
V- SONUÇ
Emekli maaşı bağlanan borçlunun, kendisini ve bakmakla yükümlü olduğu kişileri yoksulluğa düşürerek, ekonomik varlığını kaybedip muhtaç hale gelmesine sebebiyet vermemek amacıyla 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında, sigortalılara ve hak sahiplerine bağlanan gelir, aylık ve ödeneklerin söz konusu kanunun 88 inci maddesinde belirtilen Sosyal Güvenlik Kurumunun tahsili gereken alacakları ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği açıktır.
Ancak 5510 sayılı kanunda yer alan hükümler doğrultusunda 1 Ekim 2008 tarihinden önce devlet memuru olarak atanmış olanlar ile kendilerine 5434 sayılı Kanuna göre emekli aylığı bağlananlar hakkında 6183 sayılı Kanunun 71 inci maddesine göre kısmi haciz tatbik edilmesi mümkündür.
Söz konusu kanun maddesi gelir, aylık ve ödenekler için bir haczedilememezlik getirmiş olup, bunun dışında emekli ikramiyesi ve hesapta bulunan paranın o ayki emekli maaşını aşan tutarın mevduat kabul edilerek haczedilebilmesi mümkündür.
Yazımızda anlatılanları özetler nitelikteki tablo aşağıda yer almaktadır.
Emekli Maaşının Bağlandığı Kanun | Haczedilebilme Durumu 6183 sayılı kanuna göre) |
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Sağlık Sigortası Kanunu | Haczedilemez (*) |
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu | Haczedilemez (*) |
1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu | Haczedilemez (*) |
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu (Bu kanun kapsamında emekli maaşı bağlananlar ve 1 Ekim 2008 öncesi devlet memuru olarak atananlar) | Kısmi Haczedilebilir. (Maaşın 1/3’den çok 1/4 ‘den az olmamak üzere |
(*) Sosyal Güvenlik Kurumunun tahsili gereken alacakları ile nafaka borçları için haciz uygulanabilir.
NOT: Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumu bağlamaz; kurumun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.
Kaynakça:
– Topuz, Gökçen: 5510 Sayılı Kanunda Öngörülen Emekli Aylığının Haczedilmezliği Kuralı ve Bu Kuralın Anayasaya Uygunluğu Üzerine Düşünceler, Ankara Üni. Hukuk Fak. Dergisi, Sayı 4, 2016, s.3017-3052.
– 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun
– 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
– http://www.sgk.gov.tr
Dip Notlar:
(1) Anayasa Mahkemesi Kararı, 6.1.2011, 2009/19 E.; 2011/4 K. Resmi Gazete 12.4.2011, Sayı: 27903
(2) Anayasa Mahkemesi Kararı, 6.1.2011, 2009/19 E.; 2011/4 K. Resmi Gazete 12.4.2011, Sayı: 27903
(3) Anayasa Mahkemesi Kararı, 11.07.2018, 2018/8 E.; 2018/85 K. Resmi Gazete 02.12.2018, Sayı: 30615