Belediyeler Tarafından Alınan Devir Ücreti
İsmet Ömer GÜNEŞ
Avukat
ismetomergunes@gmail.com
Daha önceki yazılarımızda belediyelerin şehir için toplu taşımacılık konusunda denetleme ve düzenleme yetkisi olduğundan, bu yetkiye dayanarak şehir içi taşımacılık konusunda bazı plakaları – S plaka , M plaka , J plaka gibi- tahsis ettiğinden bahsetmiştik. Belediyelerce tahsis edilen bahsettiğimiz tahsisli plakaya sahip olmayanların şehir içi taşımacılık yapması hukuken mümkün olmamaktadır. Belediyelerden izin ve dolayısıyla tahsisli ya da tahditli plaka edinmeyen kişiler bu durumun tespiti halinde idari para cezası ve aracın bağlanması şeklinde cezai yaptırımlar ile karşılaşmaktadırlar.
Birçok belediye de öteden beri S plaka, M plaka gibi tahsisli ya da tahditli plakaya sahip olan hak sahiplerinden belediye meclisinin belirlediği tarifeye dayanarak çeşitli adlar altında ücretler tahsil etmektedir. Bu ücretler bazen aylık ya da yıllık olarak ödenen “çalışma ruhsat ücreti” , “araç uygunluk ücreti“, “teknik muayene ücreti” gibi ücretler olabileceği gibi; tahsisli veya tahditli plakaların bir başkasına satılmasından alınan “plaka devir ücreti” gibi ücretler de olabilmektedir. Ancak yapılan bu tahsilatlar, belediyelerin meclis kararı ile vergi ve benzeri yükümlülük ihdas edemeyeceği ve ilgilisinin isteği üzerine sağlanan hizmet karşılığında alınmadığı gerekçesiyle mahkemeler tarafından dava açan plaka sahiplerine iade edilmektedir.
Bazı belediyeler plaka devir ücreti ya da çalışma ruhsat ücreti adı altında tahsil ettikleri ücretlerin iadesi talebiyle açılan davaları istikrarlı bir şekilde kaybetmeleri ve tahsil ettikleri ücretleri hak sahiplerine geri ödemeleri üzerine plaka sahiplerinden aynı ücretleri “bağış” adı altında tahsil etme uygulamasına gitmişlerdir. İşte bu noktada plaka sahiplerinden “bağış” adı altında tahsil edilen ücretlerin mahkemeler tarafından diğer ücret kalemleri gibi iade edilip edilmeyeceği hususu akıllarda soru işareti yaratmaktaydı.
Ancak son yargı kararları belediyelerin gerçekte “plaka devir ücreti” ya da “çalışma ruhsat ücreti” mahiyetinde olup, “bağış” adı altında tahsil ettiği ücretlerin de iadesinin gerektiğini karara bağlayarak bu konudaki soru işaretlerini gidermiştir. Bağışın esasen ilgilisinin, isteğine bağlı olarak karşılık beklemeksizin verdiği para veya eşya olduğu düşünüldüğünde, ilgilisinin rızasına dayanmadan tahsil edilen ücretlerin bağış olarak değerlendirilemeyeceği kuşkusuzdur.
Mahkemeler bağış adı altında tahsil edilen ücretlerin gerçek mahiyetini işlem silsilesini dikkate alarak değerlendirmektedir. Yani bağış adı altında ödeme yapan kişilerin tahsisli plakayı edinmeye ilişkin dilekçesinin verildiği tarihin ve varsa dilekçesinin, plakayı satış evrakının ve ödenen bağışa ilişkin makbuzun mahkemeye sunulması yada ilgili belediyeden istenmesi mahkemenin kanaatini etkileyecektir. Yani “bağış” adı altında yapılan ödemeye kadarki işlem sürecine ilişkin bilgi ve belgeler mahkemelerin karar sürecini etkilemektedir. Gerek mahkemenin ara karar ile ilgili belediyeden temin ettiği belgelerden gerekse de tarafların sunduğu evraklardan yapılan ödemenin esasen bağış olarak yapılmadığının anlaşılması üzerine mahkemeler “bağış” adıyla yapılan tahsilatların yasal faiziyle iadesine karar verilmektedir.