Sadece Yapılandırma Yetmez
Mustafa Bahadır ALTAŞ
Yeminli Mali Müşavir
mba@mbaymm.com
Yazar Hakkında
Ekonomiyi düzenlemek ve disipline etmek için belirli dönemlerde vergi araç olarak kullanılsa da maliye politikasının sağlıklı işlemesi için belirli dönemlerde de devletin elini taşın altına koyması gerekir. Devlet vergi aldığı, vergiyi ötelediği gibi yeri geldiğinde de vergi almaktan da vazgeçilmelidir.
Hatırlanacağı üzere; Covid-19 salgınının ekonomiye olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bizzat açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi”nde yer alan tedbirler kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayınlanan 518 seri no.lu VUK tebliğiyle Mart-Nisan-Mayıs aylarına ait KDV ve Muhtasar beyannameleri ile 02.04.2020 tarihli SGK genel yazısı ile Mart-Nisan-Mayıs aylarına ait Aylık Hizmet Prim bildirgelerinin ödeme süreleri altı aylık süreler halinde ötelenmişti. Aradan geçen altı aylık süre sonunda ötelenen vergi ve sigorta primleri önümüzdeki Ekim ayından başlamak üzere Kasım ve Aralık aylarında ödenmeye başlayacak.
Covid-19 salgının başladığı Mart-2020 ayından itibaren iş dünyası ve sosyal yaşamda yaşanan olumsuzluklar ekonomiyi doğrudan etkilemiş ve bazı sektörlerin durma noktasına geldiği bazı sektörlerin ise o tarihten itibaren faaliyetine ara verdiği bilinmektedir. Yaşanan bu süreçte vatandaşlar ve özellikle de vergi mükellefleri vergi ödevlerini yerine getirmekte ciddi zorluklar yaşamışlardır.
Ocak-2020 / Eylül-2020 tarihleri arasından 6736 sayılı kanun, 7020 sayılı kanun ve 7143 sayılı kanun kapsamında ödenmesi gereken vergi ve sigorta borç taksitleri ile ilgili mücbir sebep kapsamında yeni bir ödeme takviminin belirlenmemesi nedeniyle bu taksitlerin süresinde ödenmemesinden dolayı yapılandırılan borçların yapılandırmalarının bozulduğu bilinmektedir. Yapılandırması bozulan mükellefler için yeniden ödeme emri düzenlenmesi icra ve haciz işlemlerinin başlatılacak olması idarenin yükünü artıracağı gibi mükellefler içinde telafisi mümkün olmayan bir sürecin başlamasına neden olacaktır.
Vergi mükelleflerinin önemli bir kısmı Ekim ayında Mart-Eylül dönemi, Kasım ayında Nisan-Ekim Dönemi ve Aralık Mayıs-Kasım dönemine ait hem ötelenen, hem de cari dönem vergi ve sigorta prim ödemelerini birlikte yapacaklardır. Birde buna ilk altı ayı ödemesiz olarak kullandırılan kredi taksitlerinin birinci taksit ödemeleri de eklenince daralan piyasa içinde nakit güçlüğü çeken özellikle de küçük esnaf ve KOBİ’lerin bu yükün altından kalkması zor görünmektedir.
Covid-19 salgını ile yaşanan süreçte ekonomiden sosyal yaşama dair yapılan tüm düzenlemeler ve alınan tedbirler muhtemel salgın süresi ile sınırlı olarak alınmıştır. Oysaki salgının yaşandığı dönem kadar bu süreçten çıktıktan sonraki süreçte çok önemlidir.
Gelinen noktada basında yer alan haberlerden ve kamuoyunda oluşan yeni bir yapılandırma beklentisi vatandaşlar için artık bir beklentiden çok zorunluluk olmuştur. Hatta bu sefer konu borçların yeniden yapılandırmasından çok devletin bu borçlardan ne kadar feragat edeceği şeklinde bir beklentiye dönüşmüştür.
Kamuoyunun Beklentilerinin Karşılanması İçin Önerilerimiz
— 30 Eylül 2020 tarihi dâhil vadesi gelen ve ödenemeyen tüm kamu alacakları için yeni bir borç yapılandırma takvimi belirlenmelidir. Ödeme güçlüğü çeken ve aciz halinde olanların belirli borçları içinde devlet alacağından feragat etmelidir.
— Mücbir sebep hali kabul edilen dönemde kasten işlenen suçlar hariç olmak üzere vergi ödevlerinden kaynaklı kesilen idari para cezası ve usulsüzlük cezası uygulanmaması. (Süre yönünden hak kaybı yaşanmaması.)
— 6736 sayılı kanun, 7020 sayılı kanun ve 7143 sayılı kanun kapsamında ödenmesi gereken vergi ve sigorta borç taksitlerinin süresinde ödenmemesinden dolayı yapılandırmaların bozulmaması (yapılandırma hak kaybı olması) için düzenleme yapılması.
— 6183 sayılı kanun kapsamında yapılan tecil taksitlendirmesi (Tecil şartlarına riayet edilmemesi) geciken taksitlerin belirlenen takvime göre ödenmesi halinde tecilin bozulmaması.
— Covid-19 salgın sürecinde süresinde ödenemeyen sigorta primlerinin belirlenen takvim içinde ödenmesi halinde devlet tarafından sağlanan Sigorta Prim Teşviklerinden yararlanma imkânı sağlanmalı. (Primlerin süresinde ödenmemesinden kaynaklı olarak teşvikler yanmamalıdır.)
— Covid-19 tedbirleri kapsamında mücbir sebep ilanı ile faaliyeti kısıtlanan sektörlerdeki bu döneme isabet eden bağ-kur primlerinin tamamı devlet desteği olarak karşılanmalı. Mücbir sebep ilan edilen dönem dışında kalan süreler için tüm BAĞ-KUR sigortalıları için BAĞ-KUR primlerinde peşin ödeme devlet desteği uygulaması %100 artırılarak ödenen ve yapılandırılan tüm BAĞ-KUR primleri için 31.12.2020 tarihine kadar sağlanmalı.
— Mükelleflere tüm vergiler ve sigorta primleri için ödeme anında “Vergide/Sigorta Priminde Peşin ödeme indirimi” uygulaması getirilerek vergisini ve primini zamanında ödeme gayreti içinde olan mükelleflere destek olunmalıdır.
— 2020 yılı dâhil olmak üzere Gelir ve Kurumlar Vergisi oranları düşürülmeli. 2020 yılında V. dönem geçici vergi alınmamalı,
— Maliyet etkeni olarak işveren ve işçi ilişkilerini sağlıklı kılmak ve piyasalara destek olmak çalışanların gelirindeki azalma etkisini bertaraf etmek için ücret/gelir kapsamında Ekim-2020 döneminden itibaren asgari ücret vergi dışı bırakılmalı,
— Yüzde 18 olan Genel KDV oranı yasada yer alan %10’a çekilmeli (3065 sayılı kanun madde 28. Katma değer vergisi oranı, vergiye tabi her bir işlem için % 10’dur.)
Geride kalan dönemde Covid-19 salgınından en çok en çok gelir düzeyi düşük vatandaşların etkilediği görülmektedir. Salgınla birlikte ülke genelinde işsizlik oranında meydana gelen artış, belirli sektörlerde yaşanan gelir ve servet kayıpları dikkate alındığında yaşanan bu süreç vatandaş ile devlet arasında güven bunalımına neden olmaktadır. Bu güvenin yeniden sağlanması salgının neden olduğu ekonomik krizin neden olduğu olumsuzlukların vatandaşlar ve özellikle de küçük esnaf ve iş dünyası üzerindeki olumsuz etkilerini aza indirmek adına yönetim iradesinin ortaya konulması büyük önem arz etmektedir.
Bu nedenle toplumda artan beklenti ve yaşanan belirsizlik kamuoyunda farklı algılara ve yorumlara neden olmaktadır. Bunun için en kısa sürede hükümet tarafından tüm vatandaşları ve vergi mükelleflerinin haklarını kapsayacak ve koruyacak “Vazgeçilen Vergi Alacağı Reform Paketi” devreye sokulmalıdır. Bu sürecin başlatılması için hükümetin daha gerçekçi ve uzlaşmacı bir davranış içinde olması ve muhalefetteki siyasi partilerin de hükümete destek olmaları gerekmektedir.