Ramazan Paketlerinin Vergisel Boyutu
Fatih ERTÜRK
Gelir Uzmanı
[email protected]
I- GİRİŞ
Ramazan ayının gelişi ile birlikte toplumumuzda oluşan manevi havanın etkisiyle bağış ve yardım faaliyetleri daha da artmaktadır. Bu bağış ve yardım faaliyetlerinin en başta geleni Ramazan paketi adı altında hazırlanan, içinde temel gıda maddelerinin olduğu çeşitli boyutlardaki gıda kolileridir.
Bu yazımızda vergi mükellefleri tarafından Ramazan paketlerinin işletme çalışanlarına ve gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflar üzerinden ihtiyaç sahiplerine dağıtımının vergisel boyutu incelenmeye çalışılmıştır.
II- İŞVERENLER TARAFINDAN ÇALIŞANLARA VERİLEN RAMAZAN PAKETLERİ
A- Gelir ve Kurumlar Vergisi Yönünden Değerlendirilmesi
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “ücretin tarifi” başlıklı 61. maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükümleri bulunmaktadır.
Yine aynı kanunun 63. maddesinde ise “Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır.
Hizmet erbabına verilen ayınlar, verildiği gün ve yerdeki ortalama perakende fiyatlarına göre; konut tedariki ve sair suretle sağlanan menfaatler, konutun emsal kirasına veya menfaatin emsal bedeline göre değerlenir.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere çalışan personele verilecek yardım paketlerinin ayni ücret olarak kabul edilerek verildiği gün ve yerdeki perakende fiyatlarına göre nakdi değerinin belirlenerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Ancak burada unutulmaması gereken, verilen bu yardım paketlerinin net ücret olarak kabul edilerek vergilendirme aşamasında brüt hale getirilmesi, sonrasında ise çalışanlara ait ücret matrahına dahil edilerek vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Ayrıca söz konusu yardım paketleri genel giderler kapsamında indirim konusu yapılabilmektedir.
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6. maddesinin 2. bendinde “Safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır” ifadesine yer verildiğinden çalışanlara verilecek Ramazan paketlerinin Kurumlar Vergisi Kanununa göre de gider niteliğindedir.
B- Katma Değer Vergisi Yönünden Değerlendirilmesi
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesine göre Türkiye’de ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabidir.
Aynı kanunun 3. maddesinde ise teslim konusundaki tereddütleri gidermek amacıyla bazı özel hallerin de teslim sayılacağı hükme bağlanmıştır. Bu maddeye göre; Vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, Vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi, teslim sayılarak vergiye tabi tutulmaktadır.
Teslim sayılan bu gibi durumlarda işletmeden çekilen değerlerin Katma Değer Vergisi Kanununun 27. maddesine göre emsal bedeli ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Söz konusu maddeye göre bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrah, işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücretidir. Emsal bedeli ve emsal ücreti 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 267. maddesi hükmüne göre tespit edilecektir.
İşletme tarafından verilen Ramazan paketlerindeki ürünler kendi aktifinde bulunan ürünler ise bu ürünlerin alımında indirdiği KDV’yi, söz konusu paketlerin verildiği dönemde düzelterek KDV beyannamesinin İlave Edilecek KDV satırında göstermesi gerekmektedir.
İşletme tarafından verilen Ramazan paketlerindeki ürünler dışarıdan temin edilerek çalışanlara verilmesi durumunda KDV dahil tutar çalışanlara ödenen net ücret olarak kabul edilecektir.
Ramazan paketleri içinde yer alan ürünlere katma değer vergisi oranının bütün halinde mi yoksa paket içinde bulunan her ürün itibariyle ayrı ayrı mı uygulanacağına ilişkin olarak talep edilen özelgeye, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı “birbirinden bağımsız olarak tüketilebilen ve farklı KDV oranlarına tabi olan ürünlerin paketlenmesi durumunda; Fatura ve benzeri vesikalarda malın cinsinin “Ramazan Paketi”, tutarının da tek bir tutar olarak gösterilmesi halinde, bu pakete, paket içindeki KDV’si en yüksek olan ürünün tabi olduğu oranın uygulanması, Fatura veya benzeri vesikalarda paket içindeki ürünlerin ayrı ayrı fiyatlandırılması ve ayrı kalemler halinde gösterilmesi halinde ise her bir ürüne tabi olduğu KDV oranının uygulanması gerekmektedir. ” şeklinde açıklama yapılmıştır. Bu açıklamalar ışığında işletmeler tercihte bulunabileceklerdir.
C- Damga Vergisi Yönünden Değerlendirilmesi
488 Sayılı Damga Vergisi Kanununa göre, bu kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga Vergisine tabidir. Söz konusu ekli (1) sayılı tablonun ” Makbuzlar ve Diğer Kağıtlar” başlıklı bölümünde maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı gibi ödemelerin binde 7,59 oranında damga vergisine tabi olduğu belirtildiğinden ücret ödemesi ister para isterse ayın olarak ödenmiş olsun her iki halde de damga vergisinin konusuna girmektedir.
Bu nedenle, işverenlerin ayni olarak yapmış oldukları KDV dahil ücret ödemelerinden binde 7,59 oranında damga vergisi keserek vergi dairesine beyan edip ödemeleri gerekmektedir.
III- GIDA BANKACILIĞI KAPSAMINDA VERİLEN RAMAZAN PAKETLERİ
İşletmelerin ihtiyaç sahibi kişilere gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflar aracılığıyla belirli şartlar dahilinde yapacağı gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri bağışlarında Kazanç Vergileri ve Katma Değer Vergisi yönünden önemli vergisel avantajlar bulunmaktadır.(1)
Bu kapsamda işletmelerin gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflara ihtiyaç sahibi kişilere dağıtılmak üzere vereceği Ramazan paketlerinin maliyet bedellerinin tamamı Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerince gider olarak indirilebilecektir. Ayrıca söz konusu paketler Katma Değer Vergisinden de istisnadır.
Bağış yapacak işletmelerin, gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin alım satımı veya üretimi ile ilgili bir faaliyette bulunmak gibi bir zorunluluğu yoktur. İşletmeler kendi üretim yaptığı ürünleri bağışlayabileceği gibi dışarıdan almış olduğu ürünleri de bağışlayabilmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanununda yer alan maddelere istinaden 251 seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağışlara ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. İşletmelerin söz konusu dernek ve vakıflar üzerinden yapacakları Ramazan paketi bağışlarında aşağıdaki hususlara dikkat etmeleri gerekmektedir.
Yapılacak bağış, tüzüğünde veya senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda yardımı yapılabilmesine ilişkin hüküm bulunan dernek ve vakıflar aracılığıyla yapılmak zorundadır.(2)
Yapılacak bağışlar bedelsiz olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak şartı ile yapılmalıdır.
Bağışlar, mutlaka fatura ile belgelendirilecek ve ayrıca taşıma için sevk irsaliyesi düzenlenecektir.
Söz konusu fatura, gerekli bilgiler eksiksiz olarak doldurularak bağış yapılan dernek veya vakıf adına düzenlenecektir.
Faturada “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır.” ibaresinin yer alması zorunludur.
Dernek ve vakıflar kendi mevzuatlarının öngördüğü belgeleri düzenleyecek ve bağış yapanlara bir örneğini vereceklerdir.
Ticari işletmeye dahil malların bağışlanması durumunda bu malların maliyet bedeli Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesi çerçevesinde gider kaydedilecek. Bu işlem, faturanın bir yandan gelir bir yandan da gider kaydedilmesi suretiyle gerçekleştirilecektir.
Gıda bankacılığı kapsamında yapılan bağışlar 3065 sayılı Kanunun 17/2-b maddesine göre Katma Değer Vergisinden müstesnadır. Katma Değer Vergisi mükellefleri, bir vergilendirme döneminde yaptıkları bağışların toplam tutarını ilgili dönem beyannamesinin 6 ve 7 nci satırlarına dahil etmek suretiyle beyanda bulunacaklardır.
IV- SONUÇ
İşletmelerin çalışanlarına yapmış olduğu ayni yardımların Ramazan ayında yapılması ile diğer zamanlarda yapılması arasında herhangi vergisel bir avantaj bulunmamaktadır. Ancak içinde bulunduğumuz koronavirüs salgını nedeniyle ekonomik olarak sıkıntılı bir süreç yaşanacağı öngörülse de, özellikle böyle bir ortamda çalışanlara verilecek Ramazan paketleri çalışanların iş motivasyonlarını, işletmeye bağlılıklarını artıracak, onları maddi açıdan da rahatlatacaktır.
Yine işletmelerin ihtiyaç sahibi kişilere gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflar aracılığıyla dağıtacağı Ramazan paketleri ile toplumda sosyal yardımlaşmanın güzel bir örneği sergilenmiş olacaktır.
Ancak işletmelerin gıda bankacılığı kapsamında yapmış olduğu bağışlar belli şartlar altında vergisel avantajlar sağladığı halde, özellikle sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayı olan Ramazan ayında kendi çalışanlarına yapmış olduğu gıda bağışları işletmelere ilave bir vergi yükü çıkarmaktadır. Bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılarak Ramazan ayında çalışanlara bu tür gıda bağışlarına yönelik vergi avantajı sağlanması yerinde olacaktır.
NOT: Bu yazıda yapılan açıklamalar, tamamıyla yazarına ait olup, hiçbir şekilde yazarın çalıştığı kurumu bağlamaz; kurumun görüşü olarak kullanılamaz ve değerlendirilemez.
Kaynakça
– 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
– 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
– 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu
– İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 39044742-130-E.837431 sayılı özelgesi
– 251 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği
Dipnotlar
(1) Detaylı bilgi ve uygulama örnekleri için daha önce yayınlanmış olan Gıda Bankacılığının Vergisel Avantajları başlıklı makalemi inceleyebilirsiniz. https://alomaliye.com/2019/12/26/gida-bankaciliginin-vergisel-avantajlari/
(2) Türkiye’de Gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflardan bazıları şunlardır: Kızılay, İHH İnsani Yardım Vakfı, Kardeşeli Derneği, Beşir Derneği, Boğaziçi Vakfı, İyilikder Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Temel İhtiyaç Derneği, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı…