Mücbir Sebep Vergisel Konular
Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
info@adenymm.com.tr
Yazar Hakkında
I-Giriş
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Vuhan kentinde ortaya çıkan ve birçok ülkeye yayılan Koronavirüs (COVID-19) salgınından ve bu kapsamda alınan tedbirlerden doğrudan etkilenen ve bu Tebliğle belirlenen mükelleflerin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mücbir sebep hükümlerinden faydalandırılması hakkında 518 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu (VUK) Genel Tebliğinde hangi beyan ve vergiler ile hangi mükelleflerin bu kapsamda değerlendirileceği açıklanmıştır.
213 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden;
a) Ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunan mükelleflerin,
b) Koronavirüs salgınından doğrudan etkilenen ve ana faaliyet alanı itibarıyla; alışveriş merkezleri dahil perakende, sağlık hizmetleri, mobilya imalatı, demir çelik ve metal sanayii, madencilik ve taş ocakçılığı, bina inşaat hizmetleri, endüstriyel mutfak imalatı, otomotiv imalatı ve ticareti ile otomotiv sanayii için parça ve aksesuar imalatı, araç kiralama, depolama faaliyetleri dahil lojistik ve ulaşım, sinema ve tiyatro gibi sanatsal hizmetler, matbaacılık dahil kitap, gazete, dergi ve benzeri basılı ürünlerin yayımcılık faaliyetleri, tur operatörleri ve seyahat acenteleri dahil konaklama faaliyetleri, lokanta, kıraathane dahil yiyecek ve içecek hizmetleri, tekstil ve konfeksiyon imalatı ve ticareti ile halkla ilişkiler dahil etkinlik ve organizasyon hizmetleri sektörlerinde faaliyette bulunan mükelleflerin,
c) Ana faaliyet alanı itibarıyla İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler kapsamında geçici süreliğine faaliyetlerine ara verilmesine karar verilen işyerlerinin bulunduğu sektörlerde faaliyette bulunan mükelleflerin,
1/4/2020 ila 30/6/2020 (bu tarihler dâhil) tarihleri arasında mücbir sebep halinde olduğunun kabul edilmesi uygun bulunmuştur.
Ayrıca, mezkur Tebliğin 5. Maddesine göre İçişleri Bakanlığınca alınan tedbirler uyarınca 65 yaş ve üstünde olması veya kronik rahatsızlığı bulunması nedeniyle sokağa çıkma yasağı kapsamına giren mükellefler ve meslek mensupları ile bu Tebliğin yayımlandığı tarih itibarıyla geçerli olan “Aracılık ve Sorumluluk Sözleşmesi” uyarınca beyanname/bildirimleri bu meslek mensuplarınca verilenlerin 22/3/2020 ila sokağa çıkma yasağının sona ereceği tarih (bu tarihler dâhil) arasında mücbir sebep halinde olduğunun kabul edilmesi uygun bulunmuştur.
Bu çalışmada, bahsi geçen Genel Tebliğde yapılması gereken işlemler dışında mücbir sebep kapsamındaki mükellefleri etkileyen diğer vergisel bazı düzenlemelere değineceğiz:
II-Özellikli Vergisel Konular
1-Mücbir Sebep Kapsamında Olan Mükelleflerin “Alımlarında” Kısmı Tevkifat Uygulanmayacaktır
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 9/1 inci maddesinde, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığının, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hüküm altına alınmıştır.
KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I/C-2.1.3.1) bölümünde; kısmi tevkifat uygulayacak alıcılar, (I/C-2.1.3.2) bölümünde; kısmi tevkifat kapsamındaki hizmetler, (I/C-2.1.3.3) bölümünde ise kısmi tevkifat kapsamındaki teslimler sayılmıştır.
Öte yandan, 21/05/2016 tarih ve 29718 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6 Seri Nolu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 2 nci maddesi ile KDV Genel Uygulama Tebliğinin “(I/C-2.1.3.1) Kısmi Tevkifatın Mahiyeti ve Tevkifat Uygulayacak Alıcılar” bölümüne;
“213 sayılı Kanuna göre, mücbir sebebin başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen sürede, mücbir sebepten yararlanan mükelleflerin “vergi ödevleri” ertelenmektedir. Bu kapsamda beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükelleflerin, mücbir sebep halinde bulunduğu süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki alımlarında tevkifat uygulanmaz.”
ifadesi eklenmiştir.
Dolayısıyla, 01.04.2020-30.06.2020 (bu tarihler dahil) arasında “mücbir sebepten yararlanan mükelleflerin” alımlarında kısmi tevkifat uygulanmayacaktır.
Tevkifata konu işlemlere ilişkin faturalardaki KDV tutarları doğrudan satıcılar tarafından beyan edilip ödenecektir. Satıcılar tarafında ödenmeyen KDV’nin, vergi zıyaı cezası ve gecikme faizi ile aranacağı tabiidir.
Fakat, bu kapsamdaki mükelleflerin, yani mücbir sebep kapsamına dahil edilen mükelleflerin kendilerinin yaptığı satışlara ilişkin tevkifata tabi işlemler içinse alıcı mükellefler tarafından KDV tevkifatı yapılacaktır.
Tebliğde, her iki mükellefin (alıcı ve satıcının) mücbir sebep kapsamında olması durumunda tevkifat yapılıp yapılmayacağı belirtilmese de, mücbir sebep döneminde bu tür durumlarda da tevkifat yapılmayacağını düşünmekteyiz.
Mücbir sebep durumundaki mükelleflerin tam tevkifata konu alımlarında ise tevkifat uygulaması devam etmektedir.
2-İhraç Kayıtlı Mal Satışlarında İhracat İçin Aranın Sürenin Uzatılmasına İlişkin 15 Günlük Süre 01.04.2020 Tarihinden İtibaren Başlamaktadır
İhracatın kanunda aranan şartlara uygun olarak 3 ay içinde gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunmaktadır.
Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların 213 sayılı Kanunda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilmektedir.
Tecil veya terkin edilen bu vergiler hakkında ihracatçılar bakımından 3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesi hükmü uygulanmaz.
İhracatçılara mal teslim eden imalatçıların terkin ve iade işlemleri ihracatın gerçekleşmesinden sonra yapılır. İade veya tecil olunacak vergi miktarı, mükellefin ihraç kaydıyla teslimin yapıldığı dönem beyannamesinde yer alan bilgiler mukayese edilmek suretiyle hesaplanır.
İhracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, en geç üç aylık sürenin dolduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde başvuran ihracatçılara üç aya kadar ek süre verilebilir.
Bildiğimiz üzere vergi muamelelerinde süreler vergi kanunları ile belli edilir. VUK’un 15. Maddesine göre 13 üncü maddede yazılı mücbir sebeplerden her hangi birinin bulunması halinde ise bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlememektedir. Bu takdirde tarh zaman aşımı işlemeyen süreler kadar uzar.
Bu durumda, mücbir sebep kapsamındaki mükelleflerin ihracatın tamamlanma süresi mücbir sebep süresi kabul edilen süreler içinde dolarsa, kanunda belirtilen süreler kadar ihracata ilişkin süre işlemeyecektir. Bu süreler dolduktan sonra en geç 15 gün içinde başvuran mükellefler için üç aya kadar ek süre verilebilir.
İhraç kaydıyla teslim aldıkları malları yasal süresi içinde mücbir sebepler veya beklenmedik durumlara bağlı olarak ihraç edemeyen ihracatçıların ek süre talepleri ilgili vergi dairesi başkanlıkları ve defterdarlıklar tarafından değerlendirilir.
Buna göre, 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi uyarınca ihraç kaydıyla teslim edilen bir malın (teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren üçüncü ayın sonuna kadar) ihracatının gerçekleşmemesi halinde, ek süre ihracatçılar tarafından en geç üç aylık sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde ilgili vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlığa verilecek bir dilekçe ile istenir. Bu süreden sonra yapılan veya ihracatçısı tarafından yapılmayan ek süre taleplerinin değerlendirilmesi ve kabulü söz konusu değildir.
İhracatçı ek süre talebine ilişkin dilekçede mücbir sebep veya beklenmedik durumu belirterek, bu dilekçeye yalnızca ihraç kaydıyla teslime ait faturanın bir örneğini ekler. Vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından mükelleflerden ek süre talebine dayanak olay veya durumun tevsikine yönelik herhangi bir belge talep edilmez. 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesinde öngörülen ek süre üç ay ile sınırlıdır. Bu nedenle üç aydan az ek süre isteyen ve bu talebi kabul edilen mükellefler hariç olmak üzere, üç aylık ek süre içinde ihracatın gerçekleştirilememesi halinde ikinci bir ek sürenin verilmesine Kanunen imkan yoktur. Üç aydan az ek süre isteyen mükelleflerin ise sonradan üç aya kadar olan dönem için ilave süre istemeleri mümkündür.
3-Mücbir Sebep İlan Edilen Döneminde Defter Ve Belgelerin Elden Çıkmış Olması Durumunda KDV İadeleri Yapılabilir Mi?
213 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde belirtilen mücbir sebep hali nedeniyle defter ve belgelerinin zayi olduğunu Türk Ticaret Kanununun 82 nci maddesine uygun olarak ispat eden mükelleflerin iade talepleri, iade talebi ile ilgili alış ve giderlere ait KDV’nin satıcılar tarafından ilgili dönem beyanlarına dahil edildiğinin ispatına bağlı olarak yerine getirilir. İndirim konusu yapılan verginin satıcılar tarafından beyan edilip ödendiğinin herhangi bir şekilde tevsik edilememesi halinde vergi inceleme raporuna göre işlem yapılır.
- Mücbir sebep hali bulunan satıcının beyanname verme ve buna ilişkin vergiyi ödeme süresinin 213 sayılı Kanunun 111 inci maddesi uyarınca uzamış olması halinde bu süre içindeki iade talepleri de genel esaslara göre yerine getirilir.
3065 sayılı Kanunun 29 ve 34 üncü maddeleri gereğince KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi için;
a) Vergi, alış faturası veya benzeri vesikalar ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmeli,
b) Söz konusu vesikalar, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla kanuni defterlere kaydedilmelidir.
Buna göre, defter ve belgeleri çeşitli nedenlerle zayi olan mükelleflerin, bu dönemlere ilişkin olarak verdikleri KDV beyannamelerinde indirim konusu yaptıkları vergileri gerçekten yüklenip yüklenmedikleri, defterlerine kaydedip kaydetmedikleri, dolayısıyla indirime hak kazanıp kazanmadıklarının harici delillerle tespiti gerekmektedir.
- Bu kapsamda indirim konusu yapılan verginin satıcılar tarafından beyannamesine dahil edildiğinin tespiti delil olarak kabul edilir.
Fakat, 01.04.2020 ile 30.06.2020 arasındaki mücbir sebep gerekçesi VUK’un 13/2. Bendinde yer alan vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler hükmüne istinaden alınmamıştır. Bu nedenle, sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunmasına uygun şekilde çalınma, yanma, su baskını gibi olaylar tevsik edilemediği sürece doğrudan bulaşıcı hastalık mücbir sebep gerekçesi gösterilerek KDV iadesi talep edilemez.
Buna karşın, aynı mücbir gerekçesinde 65 yaş ve üstü mükellefler için sokağa çıkma yasağı bulunma gerekçesiyle bu mükelleflerin KDV İadelerinin etkilememesi gerekmektedir.
4-Defter Belge İbraz Etmeme
Vergi incelemesine yetkili olanlarca veya takdir komisyonlarınca ibrazı istenen, varlığı noter kayıtları veya sair surette sabit olan defterlerin ve ilgili dönem kayıtlarına esas belgelerin mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle KDV mükellefleri tarafından ibraz edilmemesi durumunda, mükellef özel esaslar kapsamına alınır.
Bu tespitin varlığı için defter ve belge ibrazına ilişkin ek süre dâhil verilen sürenin dolmuş olması gerekmektedir.
Özel esas uygulaması bakımından “defter ve belge” ifadesinden, 213 sayılı Kanun uyarınca tutulan veya düzenlenen, saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan defter ve belgeler anlaşılmalıdır. Mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle defter ve belgelerini ibraz etmedikleri konusunda tespit bulunanların, tespitin ilgili olduğu döneme ait iade talepleri defter ve belgeleri ibraz etmedikleri sürece yerine getirilmez. Henüz sonuçlanmayanlar dâhil diğer dönemlere ait iade talepleri ise iki kat teminat karşılığında veya münhasıran vergi inceleme sonucuna göre yerine getirilir. Teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür.
Defter ve belgelerini 213 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde yer alan mücbir sebep hallerinden biri nedeniyle ibraz edemeyen mükelleflere özel esaslar uygulanmaz.
Mücbir sebep döneminde gerçekleşebilecek bu durumda, ayrıca ITUS (İndirimli Teminat Uygulaması Sisteminde) ve HİS (Hızlı İade Sistemi) belgesinin verilmesine de olumsuz etki etmeyecektir.