Yeni Bir Uzlaşma Kanun Yolundan Vazgeçme
Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
info@adenymm.com.tr
Yazar Hakkında
I-Giriş
7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 27 nci maddesi ile Vergi Usul Kanununun 379 uncu maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmek suretiyle vergi sistemimizde “Kanun Yolundan Vazgeçme” müessesesi 01.01.2020 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere ihdas edilmiştir.
Buna göre, vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda mükelleflerin, istinaf veya temyiz başvuru süresi içerisinde kanun yolundan vazgeçmeleri hâlinde, İdarece de ihtilaflar sürdürülmeyecek, verilen yargı kararının niteliğine göre vergi ve/veya cezalar indirimli olarak tahakkuk edecektir. Bu şekilde tahakkuk eden vergilerin ve/veya cezaların vergiye ilişkin gecikme faiziyle süresinde ödenmesi hâlinde ayrıca ilave bir indirimin daha uygulanması hüküm altına alınmıştır.
İdare ile mükellefler arasında gerçekleşen veya gerçeklemesi beklenen ihtilafların pişmanlık ıslah, cezada indirim, izaha davet, tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma gibi idari aşamada veya idari bir işlem öncesinde çözülmesine yönelik bazı düzenlemeler meri mevzuatımızda bulunmaktaydı. Bugün gelinen noktada, yargılama sürecinin sonuçlanmasını beklemeksizin tarhiyat ve cezalara ilişkin uyuşmazlıkların yargılama aşamasında da çözümlenmesini ve böylece İdare ile mükellefler arasında tarhiyat ve cezalara ilişkin çözüm ve uyumu her aşamaya yaymayı sağlayacak bir müesseseye ihtiyaç duyulmuştur.
Yargı sürecinin ülkemizde çok uzun olması, yargı kararlarının her iki taraf için bazı olumsuz risklerinin varlığı, verginin enflasyon altında ezilmesi, tahsilatın güçleşmesi, mükellef nezdinde yaşanan bazı kaygıların varlığı bu aşamada da yeni bir çözüm arayışını gerekli ve zorunlu hale getirmiştir.
Bu anlamda, İdare ile mükellefler arasında vergi ve cezalara ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafların yargı aşamasında da mükelleflerin tercihlerine bağlı olarak sonlandırılması, yargı mercilerinin iş yüklerinin azaltılması ile uyuşmazlık konusu vergi ve cezaların müessese kapsamında tahakkuku ve tahsilinin sağlanması amacıyla 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 27 nci maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 379 uncu maddesi başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmek suretiyle vergi sistemimizde “Kanun Yolundan Vazgeçme” müessesesi ihdas edilmiştir.
Yeni bir uzlaşma sistemi olarak tanımladığımız bu düzenlemeye göre, tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşmalardan farklı olarak şartlar sağlandığı ölçüde hiçbir tarafın iradi kararı ön plana çıkmaksızın taraflar arasında ihtilaf kanundaki ilkelere göre son bulacaktır. Bir anlamda, vergi ve cezalar açısından kuralları ve oranları açıkça kanunda tanımlanan bu düzenlemeyi “kanuni uzlaşma”, “kurallı uzlaşma” gibi kavramlarla ifade edebiliriz.
Kanun yolundan vazgeçme hususu da, tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma gibi mükellefin iradi bir kararına dayanırken, bu müesseselerden farklı olarak uzlaşma kapsamına girmeyen kaçakçılık konulu ve özel usulsüzlük gibi vergi ve cezaların da sonradan yargı aşamasında uzlaşılmasına yol açmaktadır. Buna karşın, VUK’un kaçakçılık suçlarının adli makamlarca takibi devam edecektir. Kanun yolundan vazgeçme durumunda, mahkemelerce kaldırılan vergi asıllarında da önemli düzeyde terkin sonucu çıkabilecektir.
20/02/2020 tarihli ve 31045 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde (Sıra No: 517) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Kanun Yolundan Vazgeçme” başlıklı 379 uncu maddesine ilişkin açıklamalar yer almakta ve uygulamaya yönelik usul ve esaslar belirlenmektedir.
II-Kanun Yolundan Vazgeçme Hangi Şartlar Altında Gerçekleşir?
7194 sayılı Kanunun 27 nci maddesiyle 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesi “Kanun yolundan vazgeçme:” başlığı altında;
“Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç);
1. Kaldırılan vergi tutarının %60’ı, tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi tutarına ilişkin vergi ziyaı cezasının %75’i,
2. Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan[1] veya 359 uncu maddede yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılan tutarının %25’i ve tasdik edilen tutarının %75’i,
mükellef için geçerli olan kanun yoluna başvuru süresi içerisinde, dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin ilgili vergi dairesine verilmesi şartıyla kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin verildiği tarih itibarıyla başkaca bir işleme gerek kalmaksızın tahakkuk eder.
Bu şekilde tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezalarının %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bu sürede tamamen ödenmesi şartıyla, vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır. Şu kadar ki, tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında indirim yapılmaz. İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve/veya vergi cezaları ile gecikme faizlerinin birlikte bu fıkra kapsamında ödenmesi şarttır.
Tahakkuk tarihinden bir ay içinde vergi ve cezaların ödenmemesi kanun yolundan vazgeçilmenin iptali anlamına gelmeyecek ve gecikme faizi ile birlikte mükellef nezdinde aranmaya devam edilecektir.
Kanun yolundan vazgeçme dilekçesi vergi dairesince ilgili yargı merciine gönderilir ve bu dilekçenin vergi dairesine verildiği tarih kanun yolundan vazgeçme tarihi olarak kabul edilir. Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaf sürdürülmez. Kanun yolundan vazgeçildiği hâlde istinaf veya temyiz yoluna başvurulması durumunda ise bu başvurular incelenmez.
Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve vergi ziyaı cezası için bu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, bu madde hükmüne göre ödenecek tutarlara mahsup edilir.
Bu madde uyarınca istinaf ve temyiz yolundan vazgeçilen davaya ilişkin kararlarda hükmedilen yargılama giderleri, avukatlık ücretleri ve fer’ileri karşılıklı olarak talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.” şeklinde düzenlenmiş olup, ayrıca 7194 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle de 213 sayılı Kanunun 112 nci maddesinin gecikme faizinin hesaplanmasıyla ilgili (3) numaralı fıkrasına (b) bendinden sonra gelmek üzere “379 uncu madde kapsamında kanun yolundan vazgeçilmesi durumunda söz konusu maddeye göre hesaplanacak vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar;” hükmünün yer aldığı (c) bendi eklenmiştir.
III-Hangi İşlemler-Kararlar Kanun Yolundan Vazgeçme Hükmündedir?
Yasal düzenlemeye göre vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan davalarda, vergi mahkemesince verilen istinaf yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlar (Danıştayın bozma kararı üzerine verilen kararlar hariç) kanun yolundan vazgeçme kapsamındadır. Dolayısıyla, bir yargı kararının kanun yolundan vazgeçme kapsamında olması için;
1. Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde açılan dava sonucu verilen karar olması,
2. Vergi mahkemesince verilen karara karşı istinaf veya bölge idare mahkemesince verilen karara karşı temyiz yolunun açık olması,
3. Kararın Danıştayın bozma kararı üzerine verilmemiş olması,
şartlarını birlikte taşıması gerekmektedir.
Bu itibarla, Tebliğdeki açıklamalara göre örneğin;
– Vergi/ceza ihbarnamesine karşı süresinde dava açılmaması nedeniyle davanın süre aşımı gerekçesiyle reddi yönünde verilen,
– Davanın ehliyet yönünden reddi şeklinde verilen,
– İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde verilen,
– Vergi mahkemesince verilip istinaf yolu açık olmayan kesin nitelikli,
– Bölge idare mahkemesince verilip temyiz yolu açık olmayan kesin nitelikli,
– Danıştayın bozma kararı üzerine verilen,
– Vergi/ceza ihbarnamesine karşı açılmamış olan davalarda verilen,
– Beyanname verilmesi üzerine tahakkuk fişi esasına göre yapılan tarhiyatlara açılan davalarda verilen,
– 213 sayılı Kanun kapsamında yapılan şikâyet yoluyla müracaatın reddi üzerine açılan davalarda verilen,
– Ödeme emrinin tebliği, haciz gibi takip ve tahsilat işlemlerine karşı açılan davalarda verilen,
kararlar ile buna benzer kararlar kanun yolundan vazgeçme müessesesi kapsamında değildir.
Ayrıca, müteselsil sorumluluk kapsamında tebliğ edilen vergi ve ceza ödeme emirleri için de kanun yoluna başvurma imkanları bulunmamaktadır. Fakat, vergi ve cezasının asıl borçlusu mükellefler kanun yolundan vazgeçme yoluna giderse, müteselsil sorumlu nezdindeki süreçlerin de açıklığa kavuşturulması gerekecektir. Zira, kanun yoluna başvurulması neticesinde kesinleşen ve takibe bağlı olan tutarlar yasal düzenlemeye göre değişmiş olacaktır.
IV-Kanun Yolundan Vazgeçme Şartları
Kanun yolundan vazgeçme müessesesinden yararlanabilmek için;
1. Bu müessese kapsamında olan yargı kararının mahkemece mükellefe tebliği üzerine, mükellef için geçerli olan istinaf veya temyiz başvuru süresi içerisinde (idareye ne zaman tebliğ edilirse edilsin farketmez), kanun yolundan vazgeçildiğine ilişkin dilekçenin dava konusu edilen vergi/ceza ihbarnamesini düzenleyen vergi dairesine verilmesi,
2. Kanun yolunun kullanılmasından vazgeçilen kararın mükellefe tebliğ edildiği tarihi gösteren belge (mahkemeden alınan belge, tebliğ tarihini gösteren tebligata ilişkin belge vs.) ile birlikte verilen karar örneğinin bu dilekçeye eklenmesi,
3. Verilen dilekçede dava konusu vergi ve/veya vergi cezalarının tümü için kanun yolundan vazgeçildiğinin beyan edilmesi
gerekmektedir.
Bu itibarla, başvuruların, mükellef için geçerli olan istinaf ve temyiz süreleri içerisinde yapılması gerekmekte olup, bu sürelerden sonra yapılan başvurular için 213 sayılı Kanunun 379 uncu maddesi hükümlerinin uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
- Yapılan başvuruların taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi hâlinde postaya verildiği tarih, adi posta ile gönderilmesi veya özel dağıtım şirketleri tarafından getirilmesi hâlinde ise vergi dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınır.
- Dava konusu edilen vergi ve/veya cezaların bir kısmı için veya birden fazla ihbarnamenin tek davaya konu olması durumunda ihbarnamelerin biri ya da bir kısmı için başvuru yapılmış olması hâlinde söz konusu madde hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
- Dava konusu içerik neyse bu içeriğin tamamına göre davanın devamına veya kanun yolundan vazgeçme imkanına mükellefler tarafından karar verilmesi gerekmektedir.
- Özellikle, maddi ve hukuki bağlantısı nedeniyle tek davada (bağlantılı davalar) görülen ihbarnameler için bunların tamamına kanun yolundan vazgeçme kuralı uygulanacaktır veya uygulanmayacaktır.
- Kısmi kanun yolundan vazgeçme imkanı bulunmamaktadır.
Kanun yolundan vazgeçme başvurusu, mükellefin veya vekilinin ya da temsilcisinin ad ve soyadları veya unvanları ile imzalı olarak ve dava konusu vergi/ceza ihbarnamesini düzenleyen vergi dairesine hitaben yazılan ilgili Genel Tebliğ ekinde yer alan dilekçe (Ek-1) ile yapılır. Kanun yolundan vazgeçilen her bir dava konusu karar için ayrı ayrı dilekçe verilmesi gerekmektedir.
V-Tahakkuk Edecek Vergi Ve Cezalar İle Tahakkuk Tarihinden İtibaren Bir Ay İçinde Ödenme Durumunda İndirim İmkanı
Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde, tahakkuk edecek vergi ve/veya cezaların hesaplanmasında istinaf veya temyiz yolu kullanılmayan yargı kararı dikkate alınacaktır.
Örneğin, vergi mahkemesince verilen karara karşı bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulmuş ve bunun üzerine bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık olan karara karşı kanun yolundan vazgeçilmiş olması hâlinde, kaldırılan ve/veya tasdik edilen vergi ve/veya ceza tutarı üzerinden tahakkuk edecek vergi ve cezaların hesaplanmasında, vergi mahkemesince verilen karar değil bölge idare mahkemesince verilen karar esas alınacaktır.
Kanun yolundan vazgeçilmesi hâlinde, istinaf veya temyiz yolu kullanılmayan yargı kararına göre;
-Konusu sadece vergi olan davalarda, bu verginin kaldırılması durumunda verginin %60’ı tahakkuk edecek, verginin kalan %40’ı terkin edilecek, bu verginin tasdik edilmesi durumunda ise verginin tamamı tahakkuk edecek,
– Vergi ve buna bağlı vergi ziyaı cezasının kaldırılması durumunda, verginin %60’ı tahakkuk edecek, verginin kalan %40’ı ve vergi ziyaı cezasının tamamı terkin edilecek,
– Vergi ve buna bağlı vergi ziyaı cezasının tasdik edilmesi durumunda, verginin tamamı ve vergi ziyaı cezasının %75’i tahakkuk edecek, vergi ziyaı cezasının kalan %25’i terkin edilecek,
– Bağlı olduğu vergi aslı dava konusu yapılmayan veya 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı fiillere iştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı cezaları ile usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması durumunda, bu cezaların %25’i tahakkuk edecek, kalan %75’i terkin edilecek, bu kapsamdaki cezaların tasdik edilmesi hâlinde ise cezaların %75’i tahakkuk edecek, kalan %25’i terkin edilecektir.
Yargı mercilerince vergi ve/veya cezaların kısmen tasdik edilmesi kısmen kaldırılması durumunda da vergi ve/veya cezalar, tasdik edilen ve kaldırılan kısmına göre yukarıda yer verilen oranlarda tahakkuk edeceğinden tahakkuk edecek kısımlar dışında kalan tutarlar terkin edilecektir.
Kanun yolundan vazgeçme kapsamında tahakkuk eden tutarlar tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Tahakkuk eden tutarların vadesinde ödenmemesi kanun yolundan vazgeçilmediği anlamına gelmeyecektir. Vadesinde ödenmeyen tutarlar için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
Tahakkuk eden vergilere 213 sayılı Kanunun 112 nci maddesinin (3) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden kanun yolundan vazgeçme dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarihe kadar gecikme faizi hesaplanır.
Kanun yolundan vazgeçme kapsamında tahakkuk eden vergi ve cezaların %80’inin, hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte bir ay içinde tamamen ödenmesi şartıyla vergi ve ceza tutarından %20 oranında indirim yapılır.
- Genel Tebliğde açık bir ifade olmamakla beraber, KDV, gelir ve kurumlar vergisi gibi iade alacaklarının tahakkuk edecek bu vergi ve cezalardan mahsubunun mümkün olabileceğini, bu tür durumlarda kanun yolundan vazgeçmeyi engelleyen bir durumun olmaması gerektiğini düşünmekteyiz (benzer şekilde tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, kanun yolundan vazgeçme kapsamında ödenecek tutarlara mahsup edileceği hüküm altına alınacağına dair hüküm bulunduğunu hatırlatmak isteriz).
Bu durumda, gecikme faizi verginin indirimden sonra kalan %80’lik kısmı üzerinden hesaplanır. Ancak, mahkeme kararında tasdik edilerek tahakkuk eden vergi tutarında bu indirim yapılmaz. Dolayısıyla, vergide söz konusu indirim ancak, kanun yolundan vazgeçme kapsamındaki kararda verginin kısmen ya da tamamen kaldırılan kısmı üzerinden tahakkuk eden tutardan yapılabilir.
- İndirim hükmünden yararlanılabilmesi için dava konusu yapılan ve bu maddeye göre tahakkuk eden vergi ve vergi cezaları ile gecikme faizinin birlikte ve tamamen (indirilen kısımları hariç) süresinde ödenmesi şarttır.
- Bu itibarla, ödemenin süresinde yapılmaması veya ödenmesi gereken gecikme faizi, vergi ve cezaların tamamı yerine bir kısmının ödenmesi durumunda söz konusu indirimden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.
Kanun yolundan vazgeçilen vergi ve cezalar için 379 uncu maddeye göre yapılan tahakkuktan önce ödenen gecikme faizi ve gecikme zammı da dâhil tutarlar, kanun yolundan vazgeçme kapsamında ödenecek tutarlara mahsup edilir. Söz konusu mahsup işleminden dolayı iadesi gereken bir tutar bulunması hâlinde ise 6183 sayılı Kanun kapsamında ret ve iade işlemi yapılır.
Dip Not:
[1] Geçici vergiler gibi.