Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Gıda Bankacılığı Uygulaması ve Vergisel Boyutu – Mahmut Bülent YILDIRIM, YMM

Gıda Bankacılığı Uygulaması ve Vergisel Boyutu

Mahmut Bülent YILDIRIM
Yeminli Mali Müşavir
Öğretim Görevlisi
b.yildirim@vdd.com.tr
Yazar Hakkında

I-GİRİŞ

Gıda Bankacılığı sistemi 5179 Sayılı Gıdaların Üretim Tüketim ve Denetlenmesine Dair Kanunun[1] 3. Maddesinde tanımlanmış olup; “Gıda bankası: Bağışlanan veya üretim fazlası sağlığa uygun her türlü gıdayı tedarik eden, uygun şartlarda depolayan ve bu ürünleri doğrudan veya değişik yardım kuruluşları vasıtasıyla fakirlere ve doğal afetlerden etkilenenlere ulaştıran ve kâr amacı gütmeyen dernek ve vakıfların oluşturduğu organizasyonları, ifade eder.” Şeklinde hüküm altına alınmıştır. Dünyada da yaygın bir şekilde uygulanan sistemle, kamu örgütlenmesi olan Devlet Kurumunun ihtiyaç sahiplerine ulaşmada ve ulaştırmakta yetersiz kaldığı bazı sosyal yardımların kâr amacı gütmeyen dernek ve vakıflar aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması amaçlanmaktadır. Bu sistem, aynı zamanda sosyal devlet anlayışının gereği olarak vergi avantajlarıyla da kamu otoritesi tarafından desteklenen ve teşvik edilen bir sistemdir. Bu alanda faaliyet gösteren dernek ve vakıflara vergi mevzuatında belirlenen usul ve esaslar dahilinde yapılacak bağış ve yardımlar gelir ve kurumlar mükellefleri tarafından indirim olarak dikkate alınabilecektir.

II-GIDA BANKACILIĞI UYGULAMA ESASLARI

Öncelikle gıda bankacılığı faaliyetinde bulanabilecek organizasyonun dernek veya vakıf olması gerekmektedir. Bağışı kabul edecek dernek veya vakfın resmi senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda yardımı yapabilmesine ilişkin hükümlerin bulunması gerekmektedir. Söz konusu derneğin başka alanlarda da faaliyet gösteriyor olmasının, Bakanlar Kurulunca Vergi Muafiyeti tanınmış vakıf olup olmamasının bu uygulama açısından herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

Gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağışların gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi niteliğinde olması ile birlikte, bu bağışların doğrudan ilgili dernek ve vakfa yapılmış olması gerekmektedir. Gıda, temizlik, giyecek ve yakacak niteliğini taşımayan bağışlar, gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağış olarak değerlendirilmeyecektir. Temizlik, giyim, ve yakacak maddeleri kapsama sonradan dahil edilmiştir. Konuyla ilgili olarak verilmiş olan bir özelge;[2] “5035 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun anılan maddelerine eklenen ve yukarıda bahsi geçen bent hükümlerine göre gıda bankacılığı kapsamında yalnızca gıda maddelerinin bağışı söz konusu iken 5281 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrasında 1/1/2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere temizlik, giyim ve yakacak maddeleri de kapsama alınmıştır.

Buna göre; evlerde ısınma veya yemek pişirmede kullanmaları amacıyla ihtiyaç sahibi ailelere Vakfınız tarafından dağıtımı planlanan ve gerçek veya tüzel kişilerce bu amaçla vakfınıza teslim edilecek mutfak tüplerine ilişkin olarak gerçek veya tüzel kişilerce yapılan giderlerin, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.” Şeklindedir.

Gıda bankacılığı kapsamında bağışı yapılacak olan temizlik ve giyecek maddelerinin kemer, anti bakteriyel jel, traş bıçağı, traş köpüğü, ayakkabı gibi ürünlerden olabileceği yönünde verilmiş olan bir özelge[3]; “ Öte yandan, ihtiyaç sahiplerine bedelsiz hizmet verebilmek amacıyla, 251 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtilen şartlara uygun olarak bağışlanan  kemer, anti bakteriyel jel, traş bıçağı, traş köpüğü, ayakkabı olarak sayılan ürünler temizlik ve giyecek maddeleri olarak gıda bankacılığı kapsamında yapılan bağış olarak değerlendirilebileceğinden, bu bağışın vergi matrahının tespitinde gider veya indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak çanta, cüzdan, giyim aksesuarı, haşere ilaçları, krem, ayakkabı boyası, her türlü kırtasiye ürünü, kozmetik, yara bandı, deodorant, parfüm, oda spreyi vb. olarak sayılan ürünler bu kapsamda değerlendirilemeyeceğinden bu ürünlerin bağışının vergi matrahının tespitinde gider veya indirim olarak dikkate alınamayacağı tabiidir.” Şeklindedir.

III-GIDA BANKACILIĞININ VERGİSEL BOYUTU

Gıda bankacılığı ile ilgili olarak 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu[4] ile 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununda[5] birtakım düzenlemeler yapılmış olup ayrıca 251 Seri Nolu Gelir Vergisi Tebliği[6] ile uygulama esasları açıklanmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun 40. Maddesi “İndirilecek Giderler” başlığını taşımakta olup; 10. Bendi ile Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin matrahtan indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Yine Gelir Vergisi Kanununun 89. Maddesi “Diğer İndirimler” başlığını taşımakta olup; Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamının beyanname üzerinden indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Katma Değer Vergisinin 17. Maddesi “Kültür ve Eğitim Amacını Taşıyan İstisnalar” başlığını taşımakta olup 2-b bendi ile fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin tesliminin katma değer vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.

Söz konusu düzenlemeler çerçevesinde, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince bağışın dernek veya vakfa doğrudan yapılmış olması gerekmektedir. İhtiyaç sahiplerine doğrudan yapılan bağış ve yardımlar ile başka kurum ve kuruluşlara yapılacak olan bağış ve yardımlar bu kapsamda değerlendirilmemektedir. Konu ile ilgili olarak verilmiş olan bir özelge; “Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin 4 numaralı bendinde, genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5’ini (kalkınmada öncelikli yöreler için % 10’unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilebileceği hüküm altına alınmış, bu düzenlemeye paralel olarak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendinde de genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara ve kamu yararına çalışan dernekler ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımların toplamının o yıla ait kurum kazancının %5’ine kadar olan kısmının kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, belediyelere gıda bankacılığı kapsamında gelir/kurumlar vergisi mükelleflerince yapılan bağış ve yardımların, safi kazancın tespitinde Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (10) numaralı bendi ile 89 uncu maddesinin (6) numaralı bendi kapsamında yapılmış bağış olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Ancak 193 sayılı Kanunun 89/4 ve 5520 sayılı Kanunun 10/(1-c) maddeleri uyarınca, söz konusu bağış ve yardımların maliyet bedelinin ilgili yıla ait kurum kazancı veya yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5’ine (gelir vergisi mükellefleri için kalkınmada öncelikli yörelerde % 10’una) kadar olan kısmının kurumlar vergisi beyannamesi ve gelir vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından ve beyan edilecek gelirden indirilebilmesi mümkün bulunmaktadır.” Şeklindedir.

İndirim konusu yapılacak bağışlar, bağışa konu mal bedeli fatura düzenleme sınırının altında kalsa dahi, mutlaka fatura ile belgelendirilecek ve ayrıca taşıma için sevk irsaliyesi düzenlenecektir. Bağışlanan mala ilişkin bilgileri eksiksiz olarak içerecek fatura, bağış yapılan vakıf adına düzenlenecektir. Mal bedeli olarak faturada, bağışa konu malın maliyet bedeli (yüklenilen katma değer vergisi hariç) yazılı olacaktır. Faturada “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır.” ibaresinin yer alması zorunludur. Ticari işletmeye dahil malların bağışlanması durumunda ise bu malların maliyet bedeli Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesi çerçevesinde gider kaydedilir. Bu işlem, faturanın bir yandan gelir bir yandan da gider kaydedilmesi suretiyle gerçekleştirilir. Vakıf veya dernek adına düzenlenecek olan faturalar ilgili kurumlar tarafından muhafaza edilecektir. Buna mukabil vakıf ve dernekler de kendi mevzuatlarının öngördüğü belgeleri düzenleyecek ve bağış yapan mükelleflere bir örneğini vereceklerdir.

Gıda bankacılığı kapsamında yapılan bağışlar Katma Değer Vergisi Kanununun 17/2-b maddesine göre katma değer vergisinden istisnadır. Bu durumda bağışlanan gıda maddesi tesliminde gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince katma değer vergisi hesaplanmayacaktır. Aynı Kanunun 30/a ve 32 nci maddelerine göre, bağış yapılan kısmi istisna mahiyetindeki bu teslimin bünyesine giren katma değer vergisi tutarının indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Gıda bankacılığı kapsamında gıda, giyim, temizlik, yakacak maddesi alımı ve ihtiyaç sahibi kişilere dağıtılması şartıyla bu alanda faaliyet gösteren dernek ve vakıflara yapılan nakdi ödemelerde de yukarıda belirtilen düzenlemeler çerçevesinde ürün tesliminde olduğu gibi vergisel avantajlardan yararlanılabilecektir. Ödemeyi gönderen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince “Gıda bankacılığı faaliyetinde kullanılmak üzere gönderilmiştir.” açıklamalı dekontla havale yapılması, Dernek veya Vakfın da söz konusu gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri adına gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi satın alarak faturanın da bu gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri adına düzenlettirilmesi gerekmektedir. Konuyla ilgili olarak verilmiş olan bir özelge; “… Bu hüküm ve açıklamalara göre, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince Derneğinizin banka hesabına “Gıda bankacılığı faaliyetinde kullanılmak üzere gönderilmiştir.” açıklamalı dekontla havale yapılması, havale edilen meblağ ile Derneğiniz tarafından söz konusu gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri adına gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi alınarak faturanın da bu gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri adına düzenlettirilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun 40 ve 89 uncu maddeleri ile 251 seri no.lu Gelir Vergisi Tebliğinde belirtilen ve yukarıda açıklanan şartların taşınması kaydıyla, gıda bankacılığı kapsamında doğrudan veya dolaylı olarak bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedellerinin vergi matrahının tespitinde bağış yapanın hukuki statüsüne göre gider veya indirim olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde; ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, gıda bankacılığı kapsamında kullanılmak üzere Derneğinizin banka hesabına yapılacak para aktarımları, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmediğinden KDV nin konusuna girmemektedir. Dolayısıyla Derneğiniz hesabına para aktaran KDV mükelleflerinin söz konusu tutarlar üzerinden KDV hesaplamasına gerek bulunmamaktadır.” Şeklindedir.

Gıda bankacılığı faaliyeti, sosyal bir amacının olmasının yanında, bağışçılara vergisel avantajlar da sağlayan bir uygulamadır. Bu organizasyonun artarak yayılması ihtiyaç sahiplerinin gereksinimlerinin daha da fazla karşılanmasına yol açacaktır.

Kaynaklar:

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu

251 Sayılı Gelir Vergisi Tebliği

7194 Sayılı Kanun

– www.gib.gov.tr

– www.ivdb.gov.tr

– www.resmigazete.gov.tr

Dip Notlar

[1] 05.06.2004 tarih ve 25483 sayılı RG yayımlanmıştır.

[2] Erzurum VDB 08.03.2017 tarih ve 30094508-120[2016/1.14]-15 sayılı özelgesi

[3] İstanbul VDB 04.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-442 sayılı özelgesi

[4] 06.01.1961 tarih ve 10700 sayılı RG yayımlanmıştır.

[5] 02.11.1984 tarih ve 18563 sayılı RG yayımlanmıştır.

[6] 21.03.2004 tarih ve 25409 sayılı RG yayımlanmıştır.

Exit mobile version