Gıda Bankacılığının Vergisel Avantajları
Fatih ERTÜRK
Gelir Uzmanı
[email protected]
1.GİRİŞ
Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddelerinden olan 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ‘sosyal bir hukuk devleti’ olduğunu belirtmektedir. Buradan hareketle sosyal bir hukuk devleti olmanın gereği olarak gelir dağılımında eşitliğin sağlanması ve yoksul vatandaşların desteklenmesine yönelik sosyal politikalar oluşturmak, toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi ve sosyal barışın korunması açısından büyük önem arz etmektedir. Son yıllarda ülkemizde adı duyulmaya başlanan ve sağladığı vergisel avantajlarla birlikte önemli bir kavram haline gelen gıda bankacılığı da bu sosyal politikalardan birisidir.
Gıda bankacılığı, tüketilmesinde sağlık açısından bir sakınca olmayan, ekonomik olarak değer taşımayan, son kullanma tarihi yaklaşmış, paketleme hatası, üretim, ihracat veya ihtiyaç fazlası gibi nedenlerle değerini kaybetmiş ürünlerin vakıf ve dernekler aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağlayan bir sistemdir. Gıda, temizlik, giyim ve yakacak maddeleri, gıda bankacılığı kapsamında bağışlanabilen ürünler arasında bulunmaktadır.
İhtiyaç fazlası gıdanın yoksul vatandaşlara dağıtılmasına imkân tanıyan gıda bankacılığı, 5179 sayılı kanunun 3. maddesinde “Bağışlanan veya üretim fazlası sağlığa uygun her türlü gıdayı tedarik eden, uygun şartlarda depolayan ve bu ürünleri doğrudan veya değişik yardım kuruluşları vasıtasıyla fakirlere ve doğal afetlerden etkilenenlere ulaştıran ve kâr amacı gütmeyen dernek ve vakıfların oluşturduğu organizasyonlar” olarak tanımlanmıştır.
En büyük sosyal politika uygulayıcısı olan devletin yanında sivil toplum kuruluşları olan dernek ve vakıflar da sağlık, eğitim ve sosyal yardım gibi ihtiyaçların devlet tarafından tam anlamıyla karşılanamadığı, yetersiz kaldığı alanlarda üstlendikleri destekleyici rolle ülkede var olan sosyal refahı yükseltici bir görev üstlenmektedirler.
Dernek ve vakıfların üstlenmiş oldukları bu rol, sahip oldukları mali güçleriyle doğru orantılıdır. Devlet de bu kuruluşlara maddi destek veren mükelleflere vergisel avantajlar sağlayarak bir nevi bu kuruluşları destekleyici kamu politikası uygulamaktadır.
5035 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ve 89. maddelerinde ve Katma Değer Vergisi Kanununun 17. maddesinde yapılan değişikliklerle ülkemizdeki “Gıda Bankacılığı” sistemi vergisel yönden hukuki bir zemine oturtulmuştur. 21.03.2004 tarih ve 25409 sayı ile Resmi Gazetede yayınlanan 251 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde de Gıda Bankacılığı sisteminin uygulanmasına yönelik usul ve esaslar düzenlenmiştir.
5281 Sayılı Vergi Kanunlarının Yeni Türk Lirasına Uyumu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 43/14-a maddesiyle değişen ibare ile 3065 sayılı KDVK’nun 17/2 maddesinin (b) bendi, “Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin tesliminin KDV’den istisna olduğu” hükme bağlanmıştır. Böylece bağışa konu olan maddelerin kapsamı genişletilerek, temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri de bağışa konu maddelere dahil edilmiştir.
Gıda Bankacılığı sisteminde bağışı yapan kişi ve firmalara 01.01.2004 tarihinde yayınlanan 5035 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 40. ve 89. maddelerinde ve Katma Değer Vergisi Kanununun 17. maddesinde yapılan değişikliklerle fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedellerinin Gelir Vergisi matrahının tespiti sırasında hasılattan indirilmesi ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi üzerinde indirim hakkı şeklinde vergisel avantajlar tanınmıştır.
2. GIDA BANKACILIĞI KAPSAMINDA SAĞLANAN VERGİ AVANTAJLARI
2.1. Kazanç Vergilerine Yönelik Vergisel Avantajlar
Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinin birinci fıkrasına göre “ Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı” beyanname veren, Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerince gider olarak indirilebilir.
Kurumlar Vergisi Kanununda gıda bankacılığı faaliyetleri ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmamakta ancak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6. maddesinin 2. bendinde “Safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır” ifadesine yer verildiğinden Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinde yapılan düzenlemelerden kurumlar vergisine tabi firmalar da yararlanabilecektir.
Gelir Vergisi Kanununun 89/6. maddesi uyarınca “Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik,giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı” gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabilmektedir. Bu madde ile bağışlanan gıda maddelerinin işletmeye dahil olmaması halinde söz konusu malın maliyet bedelinin yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinde indirim konusu yapılmasına imkan verilmektedir.
2.2. Katma Değer Vergisine Yönelik Vergisel Avantajlar
5035 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Katma Değer Vergisi Kanununun 17. Maddesinde yapılan değişikliklerle gıda bankacılığının Katma Değer Vergisi karşısındaki durumu düzenlenmiştir. Belirtilen kanunla getirilen değişiklik ve Katma Değer Vergisi Kanununun sosyal amaç taşıyan istisnalar başlıklı 17/2-b bendine göre, yasal düzenleme gereği, bedelsiz olarak yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları, kültür, eğitim ve sosyal amaçlı istisnadan yararlanan kurum ve kuruluşlara bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimi ve hizmet ifaları ile fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyim ve yakacak maddelerinin teslimi Katma Değer Vergisinden istisna edilmiştir.
Ayrıca 23 no’lu KDV Genel Tebliği ile yapılan değişiklikle 01.01.2019 tarihinden itibaren bu istisna kapsamında yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilir, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilmez hükmü getirilmiştir. 01.01.2019 tarihinden önceki düzenlemede, bağışın yapıldığı dönemde, bağışlanan malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV tutarının hesaplanması ve aynı döneme ait KDV beyannamesine dahil edilmesi, aynı tutarın “indirim KDV” hesaplarından çıkarılarak, gider hesaplarına aktarılması gerekmekte idi.
3.GIDA BANKACILIĞINA YÖNELİK UYGULAMA ESASLARI
Maliye Bakanlığı Gelir Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanununda yer alan maddelere istinaden 251 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağışlara ilişkin usul ve esasları düzenlemiştir.
Bu tebliğ kapsamında belirlenen usul ve esaslar aşağıdaki gibidir:
3.1. Bağışın Yapılacağı Dernek veya Vakıfların Özellikleri
Yapılacak bağış bir dernek veya vakfa yapılmış olmalıdır. Dernek veya vakıf haricinde doğrudan yapılacak bağışlar, bir organizasyon ya da kurum aracılığıyla yapılacak bağışlar gıda bankacılığı kapsamında kabul edilmemektedir.
Bağışı kabul edecek dernek veya vakfın tüzüğünde veya senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda yardımı yapılabilmesine ilişkin hüküm bulunmak zorundadır. Söz konusu dernek veya vakfın başka alanlarda faaliyet göstermesi veya kamuya yararlı dernek veya vakıf olması gıda bankacılığı faaliyetinde bulunmasına engel değildir.
Bağış yapacak işletmelerin, gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin alım satımı veya üretimi ile ilgili bir faaliyette bulunmak gibi bir zorunluluğu yoktur. Zira işletmeler herhangi bir sektörde faaliyet gösterebilirler. Örneğin, eğitim işi yapan bir işletme bu maddeleri satın alıp bağışlayabilir.
Türkiye’de Gıda bankacılığı yapan dernek ve vakıflardan bazıları şunlardır: Kızılay, İHH İnsani Yardım Vakfı, Kardeşeli Derneği, Beşir Derneği, Boğaziçi Vakfı, İyilikder Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Temel İhtiyaç Derneği, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı…
3.2. Bağışa Konu Olacak Mallar ve Bağışın Niteliği
Yapılacak bağışlar bedelsiz olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak şartı ile yapılmalıdır.
Gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağışların gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi niteliğinde olması gerekmektedir.
Gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddesi niteliğini taşımayan bağışlar, gıda bankacılığı kapsamında yapılacak bağış olarak değerlendirilmeyecektir.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 04/05/2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 40-442 sayılı özelgesinde kemer, antibakteriyel jel, traş bıçağı, traş köpüğü, ayakkabı olarak sayılan ürünler gibi temizlik ve giyecek maddelerinin ) gıda bankacılığı kapsamında yapılan bağış olarak değerlendirilebileceği ve bu bağışın vergi matrahının tespitinde gider veya indirim olarak dikkate alınmasının mümkün olacağı, ancak çanta, cüzdan, giyim aksesuarı, haşere ilaçları, krem, ayakkabı boyası, her türlü kırtasiye ürünü, kozmetik, yara bandı, deodorant, parfüm, oda spreyi vb. olarak sayılan ürünlerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği yönünde görüş beyan etmiştir.
3.3. Bağışı Yapanlarca Düzenlenecek Belge
Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesine eklenen hüküm çerçevesinde indirim konusu yapılacak bağışlar, bağışa konu mal bedeli Vergi Usul Kanununun 232 inci maddesinde belirtilen fatura düzenleme sınırının (2019 yılı için bu tutar KDV dahil 1.200 TL’dir.) altında kalsa dahi mutlaka fatura ile belgelendirilecek ve ayrıca taşıma için sevk irsaliyesi düzenlenecektir.
Söz konusu fatura, gerekli bilgiler eksiksiz olarak doldurularak bağış yapılan dernek veya vakıf adına düzenlenecektir.
Mal bedeli olarak faturada, bağışa konu malın maliyet bedeli (yüklenilen katma değer vergisi hariç) yazılı olacaktır.
Faturada “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır.”ibaresinin yer alması zorunludur.
Gelir Vergisi Kanununun 89. maddesinde yapılan düzenleme çerçevesinde, yıllık beyannamede yer alacak gelir vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılacak işlemlerde bağışı yapan tarafından bir belge düzenlenmesine gerek bulunmamakta olup, varsa bağış yapılan malın edinimine ilişkin belgelerin saklanması zorunludur.
Bağış yapacak işletmelerin, gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin alım-satımı veya üretimi ile ilgili bir faaliyette bulunmak gibi bir zorunluluğu yoktur.
3.4. Dernek ve Vakıflarca Düzenlenecek Belge
Dernek ve vakıflar kendi mevzuatlarının öngördüğü belgeleri düzenleyecek ve bağış yapanlara bir örneğini vereceklerdir. Bağışı alan kurumun dernek olması halinde Alındı Belgesi, vakıf olması halinde ise Bağış Makbuzu düzenlemesi gerekmektedir.
Ticari faaliyetle uğraşanlarca düzenlenen faturalar, dernek ve vakıf tarafından muhafaza edilecektir.
3.5. Kayıt Düzeni ve Beyannamelerde Gösterim
Ticari işletmeye dahil malların bağışlanması durumunda bu malların maliyet bedeli Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesi çerçevesinde gider kaydedilir. Bu işlem, faturanın bir yandan gelir bir yandan da gider kaydedilmesi suretiyle gerçekleştirilir.
Gıda bankacılığı kapsamında yapılan bağışlar 3065 sayılı Kanunun 17/2-b maddesine göre Katma Değer Vergisinden müstesnadır. Katma Değer Vergisi mükellefleri, bir vergilendirme döneminde yaptıkları bağışların toplam tutarını ilgili dönem beyannamesinin 6 ve 7 nci satırlarına dahil etmek suretiyle beyanda bulunacaklardır.
Aynı Kanunun 30/a ve 32. maddelerine göre, kısmi istisna mahiyetindeki bu teslimin bünyesine giren KDV tutarının indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle, bağışın yapıldığı dönemde, bağışlanan gıda maddelerinin iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV tutarının hesaplanması ve aynı döneme ait KDV beyannamesinin 20. satırına dahil edilmesi, aynı tutarın defter kayıtlarında “indirim KDV” hesaplarından çıkarılarak, gider hesaplarına aktarılması gerekmektedir.
Bağışlanan gıda maddelerinin işletmeye dahil olmaması halinde ise, söz konusu malın maliyet bedeli (KDV dahil) Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesi çerçevesinde yıllık beyannamenin bağış ve yardımlara ilişkin bölümüne yazılarak gelir vergisi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınacaktır.
4.UYGULAMAYA YÖNELİK ÖRNEK OLAYLAR
4.1. Bağışlanabilecek Ürünlerin Ticareti İle Uğraşan Vergi Mükellefinin İzlemesi Gereken Yol:
Örnek Olay 1:
Kurumlar Vergisi mükellefi İyilik Gıda San. A.Ş., gıda bankacılığı kapsamında bağışlanabilecek malzemelerden (gıda, temizlik, giyecek ve yakacak) olan stoklarında bulunan mercimeği bağışlamak istemektedir. Bu durumda ilk yapması gereken vakıf tüzüğünde veya senedinde ihtiyaç sahiplerine gıda yardımı yapılabilmesine ilişkin hüküm bulunan bir dernek veya vakıfla iletişime geçerek stoklarında bulunan ürünü bağışlamak istediğini bildirmektir.
İkinci aşamada ise bağışlanacak ürüne ait maliyet bedeli üzerinden bağışı alacak vakıf veya dernek adına satış faturası düzenlenecektir. Satış faturasında “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır” ibaresi not düşülerek KDV hesaplanmayacaktır. Sonrasında ürünün sevki için taşıma irsaliyesi düzenlenerek ürün, bağış yapılan dernek veya vakfa teslim edilecektir.
Üçüncü aşamada bağışı alan dernek ise Dernek Alındı belgesi, vakıf ise Bağış Makbuzu düzenlenerek bir örneği İyilik Gıda San. A.Ş.’e verilecektir.
Firma bağışladığı bu mallarla ilgili maliyeti beyan edeceği kurumlar vergisi matrahından indirecektir.
Bu örnek olayımızda İyilik Gıda San. A.Ş. , Kurumlar Vergisi mükellefi olarak 500.000 TL kazancı üzerinden ödemesi gereken vergi (500.000 TL * %22) 110.000 TL olması gerekirken, 200.000 TL tutarındaki mercimek bağışı nedeniyle yapmış olduğu bağışın tamamı kazançtan düşüleceğinden (500.000 – 200.000) 300.000 TL üzerinden 66.000 TL vergi çıkacaktır. Yani gıda bankacılığı kapsamında yapmış olduğu 200.000 TL’lik bağış karşılığında hem iyilik yapmış olacak hem de 110.000 – 66.000= 44.000 TL’lik vergi indiriminden faydalanmış olacaktır.
4.2. Bağışlanabilecek Ürünlerin Ticareti İle Uğraşmayan Vergi Mükellefinin İzlemesi Gereken Yol:
Örnek Olay 2:
Gelir vergisi mükellefi Hüseyin Bey, bir vakfa ait reklamda köylerde yaşayan çocuklar için düzenlenen bot bağışı kampanyasını izleyip çocukların yüzlerindeki mutluluğu görünce bu olaydan etkilenmiştir. Söz konusu vakıfla irtibata geçerek bu kampanyaya katılmak istediğini bildirmiştir. Hüseyin Beyin izlemesi gereken yol şöyledir:
Hüseyin Bey, bot almak için bir ayakkabı firması ile anlaşır. Ayakkabı firması Hüseyin Bey adına bir satış faturası düzenler.
İkinci aşamada Hüseyin Bey almış olduğu faturaya istinaden botları köy çocuklarına ulaştıracak vakfa satış faturası düzenleyecektir. Satış faturasında “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır” ibaresi not düşülerek KDV hesaplanmayacaktır. Sonrasında botların sevki için taşıma irsaliyesi düzenleyerek, botları bağış yapılan vakfa teslim edecektir.
Üçüncü aşamada bağışı alan vakıf Bağış makbuzu düzenleyerek bir örneğini Hüseyin Bey’e verecektir.
Hüseyin Bey bağışladığı bu mallarla ilgili maliyeti beyan edeceği gelir vergisi matrahından indirecektir.
Bu örnek olayımızda Hüseyin Bey’in, gelir vergisi mükellefi olarak 300.000 TL kazancı üzerinden ödemesi gereken vergi 93.460 TL olması gerekirken, 100.000 TL tutarındaki bot bağışı nedeniyle yapmış olduğu bağışın tamamı kazançtan düşüleceğinden (300.000 – 100.000) 200.000 TL üzerinden 58.460 TL vergi çıkacaktır. Yani gıda bankacılığı kapsamında yapmış olduğu 100.000 TL’lik bağış karşılığında hem iyilik yapmış olacak hem de 93.460 – 58.460 = 35.000 TL’lik vergi indiriminden faydalanmış olacaktır.
Her iki örnekte de yapılan işlemlere ilişkin yüklenilen KDV indirilebilecek, ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV iade edilemeyecektir.
5.SONUÇ
Gıda bankacılığı kavramı vergi mükelleflerinin gıda, temizlik, giyim ve yakacak maddeleri olarak kabul edilen, ister kendi ürettiği, isterse satın aldığı ürünleri tüzük veya senetlerinde ihtiyacı olanlara gıda bağışı yapabileceğine dair hüküm bulunan dernek ve vakıflar aracılığıyla ihtiyacı olanlara vererek hem iyilikte bulunması hem de vergi indiriminden faydalanmasıdır.
Yılın bu son günlerinde işletmeler stok revizyonu yaparak risk ve maliyetlerini azaltma yoluna gitmektedirler. İşletmelerin stok seviyelerinin yüksek olması beraberinde birçok sorunu ve göz önünde bulundurulması gereken riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle işletmelerin stoklarında bulunan üretim fazlası, paketleme veya kodlama hatası sebebiyle piyasaya sürülemeyen, raf ömrünün bitimine az bir süre kalan, sağlık şartlarına uygun ancak hasarlı, piyasaya sunulamayan ancak yeniden paketlemeye ihtiyaç duyulan ürünlerinin gıda bankacılığı kapsamında olan ürünlerden olması durumunda bunları bağışlayarak gıda bankacılığının vergisel avantajlarından faydalanma imkanları bulunmaktadır.
KAYNAKÇA :
- 251 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği
- Özelge: https://alomaliye.com/2011/05/04/gida-bankaciligi-hakkinda-ozelge/
- Öğüz Akarçay, Ayça ve Akarçay, Çağatay. Türkiye’de Uygulanan Gıda Bankacılığı Sisteminin İşleyişi ve Vergisel Avantajlarının Diğer Ülkelerle Karşılaştırılması. Marmara Üniversitesi Öneri Dergisi,2012,44,1-16.
- Eren, Metin. “Fakirlere Yardım Etmek Maksadıyla Kurulan Gıda Bankacılığının Vergisel Boyutu ve Muhasebeleştirilmesi” Mali Çözüm Dergisi, Ocak-Şubat 2019:123-143.
- Sayın, Züleyha. “Sosyal Sorumluluk Kapsamında Gıda Bankacılığı Sistemi ve Bir Uygulama”, Yüksek Lisans Tezi. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013.