SGK Hizmet Tespiti, SPEK Farkları ve Zamanaşımı
Fatih ÇOŞKUN
Sosyal Güvenlik Denetmeni
[email protected]
Çalışma hayatı içerisinde sigortalı çalışmanın olduğu kadar birçok nedenden dolayı tescili sağlanmadan çalışan işçiler ve emekçiler mevcut olup daha sonrasında bu durumun yargıya taşınması halinde açılan davaya hizmet tespit davası diyoruz. Bu davalarda genel olarak; kişinin hiç tescili yapılmaması veya eksik gün üzerinden bildirim yapılması gibi hususlar öncelikle kayıt ve belgeler sonrasında tanıklar vasıtasıyla sonuçlandırılır. Ülkemizde yargı organlarında oluşan iş yükü göz önüne alındığında hizmet tespiti davalarının çok çabuk sonuçlandığı söylenemez. Bu durumda davacının hizmet tespit davası açmadan daha çabuk bir şekilde sonuca ulaşması için çeşitli yollarda bulunmakta olup bunlardan bir tanesi de Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan incelemelerdir.
Sosyal Güvenlik Kurumu, dilekçe veyahut dijital ortamda kendisine yapılan tüm başvuruları değerlendirmekle mükelleftir ve hizmet tespiti, eksik gün nedeni, habersiz giriş-çıkış kayıtları, eksik prime esas kazanç bildirimi gibi hususları ise hem sosyal devlet ilkesi gereği hem de üzerine düşen kayıt dışı ile mücadele misyonu gereği titizlikle incelemektedir. SGK’nın hizmet tespitinde re’sen yaptığı işlemler KADİM servislerince yapılmaktadır. Bu servisleri incelemelerden ayıran husus şudur; KADİM servisleri evrak üzerinden resen işlem yaparlar, yani bir talep veya istek beklemezler. İnceleme ise bir özel-tüzel kişinin veya kurumun talebi üzerine yapılır. 2018 yılına ait SGK tarafından yapılan hizmet tespit istatistiklerine göz atmak faydalı olacaktır.
Yukarıda tabloda görüldüğü üzere Sosyal Güvenlik Denetmenleri, İhbar – Şikayetler ve ALO 170 Hattı yapılan incelemeleri diğer gruplar ise KADİM servislerince yapılan resen işlem sonuçlarını göstermektedir. KADİM servislerince yapılan tespitler re’sen ve belgeye dayandığından yazımızın konusu dışındadır.
Hizmet tespiti amacıyla SGK’ya başvuran kişi halihazırda işyerinde çalışıyorsa yapılacak yerel denetimde işyerinde fiilen çalıştığı görüldüğü takdirde geriye dönük bir yıla kadar hizmetini 5510 Sayılı Kanunun 86. maddesine istinaden o an alabilmektedir. Eğer ki kişi daha öncesine dair hizmet talep ediyorsa, bu sefer işyeri kayıtları incelenecek ve hizmetleri araştırılacaktır.
Hizmet tespiti davalarında zamanaşımı 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 86. maddesinde izah edildiği üzere beş yıl olarak belirtilmiştir. Beş yıllık süre hak düşürücü olmakla beraber kendi içerisinde bazı istisnaları barındırmaktadır. Burada en önemli husus Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bir süre sınırı bulunmamasıdır.
Eğer ki kişi işyerinden çıkmışsa ister hizmet tespit davası için geçerli beş yıllık süreyi kaçırmış olsun veya olmasın istediği zaman SGK’ya başvurup hizmet tespitini talep edebilmektedir. SGK’nın bu durumda yaptığı tespitlere ise kayden tespitler denilmektedir. Kayden tespit yapılırken neler incelenir, neler önemlidir? Aşağıda madde madde anlatılmıştır.
1- İşyeri Defterine İşlenen Ücret Kayıtları
Öncelikle işyerine ait yevmiye-işletme defterleri incelenir ve ücret kayıtlarının mutabık olup olmadığına bakılır, ücret kayıtlarının incelenmesinde ki ana sebep sigorta primine esas kazançlarda matrah farkı olması halinde kolay çıkarım ve sonuca gidilmesi durumudur. Burada en önemli dikkat edilecek husus Sosyal Güvenlik Kurumu mevzuatı içerisinde ücret kayıtlarının ilgili takvim ayı içerisinde son aya kadar işlenebilmesi durumudur, eğer ki bu durum göz önüne alınmazsa işverenin sonraki aylara ücret işlemesi durumunda haksız idari para cezalarına yol açılabilir.
2- Fatura ve Diğer Belgeler
İşyerine ait tüm faturalar incelenir, faturaların inceleme amacı işyerinde çalıştığını iddia eden kişinin imzası veya kimlik bilgilerinin fatura üzerinde tespit edilmesi durumudur. İşyerinin mahiyetine göre birçok belgenin incelenmesi yoluna gidilebilir. Örneğin; bir işyerinde başvuru standında çalışan personel başvuru formlarına kendi adını yazdığı takdirde bu kişinin orada çalıştığına en büyük karinelerden birisi bu formlar olacaktır. Burada önemli olan husus kanıtların yazılı belgelere dayanması ve sonradan düzenlenebilir bir evrak olmamasıdır. Örneğin; bir işyerine ait kara kaplı defter tutularak işçilere ödenen ücretler yazıldıysa, iş bölümü yapıldıysa, görevlendirme yapıldıysa bu gibi sonradan düzenlenebilir belgeler geçerli değildir ve işverenin de ibraz zorunluluğu bulunmamaktadır. İşçinin mümkünse resmi nitelikli evraklara imza, isim-soy isim gibi bilgilerini yazması her zaman kendi menfaatinedir. İspat niteliğinde ki faturaların farklı tarihlerde bulunması halinde aralarındaki zaman farkı ve diğer karinelere göre hizmet aralığı oluşturulacaktır.
3- Banka Kayıtları
Bilindiği üzere beş ve üzeri çalışanı bulunan işyerleri işçi ücretlerini banka kanalı ile ödemek zorundadır, ödemediği takdirde işçi başına 2019 yılı için 236 TL idari para cezası kesilmektedir. Bu ceza her ay ayrı ayrı uygulanmaktadır. SGK tarafından yapılan incelemelerde kişinin ve şirketin hesap hareketlerine bakılarak ücret ödemesi araştırılır ve tespiti halinde ise yatırılan ücretin net ücret olduğu kabul edilerek brüt prime esas kazanç hesaplanarak hizmet kaydı oluşturulur. Banka kayıtlarını diğer delillerden ayıran en önemli özellik ise kişilerin hizmet tespitlerinde net ücretlerine ay ay ulaşılması ve prime esas kazanç matrah farkları olduğu takdirde primlerin gerçek tutara yükseltilme imkanı sağlamasıdır.
4- Kurum ve Kuruluşlardan Alınan Bilgi ve Belgeler
Elbette yapılan işin mahiyetine göre birçok kamu veya özel kurum ve kuruluşlar ile işyerlerinin ilişkisi bulunmakta ve bunlar kayıt altına alınmaktadır. SGK tarafından yapılan incelemelerde kişinin ve işyerinin yaptığı iş özel olarak değerlendirilerek muhtemel kayıt ve belgeler hem kamu kurumlarından hem de özel kurumlardan istenebilmekte ve bunlarda hizmet tespitinde karine olarak kabul edilmektedir. Örneğin; bir otobüs firmasında çalışan şoför hakkında otogar giriş-çıkış kayıtları yedek şoförler vb. bütün kayıtlar istendiğinde çalışan için bir karine oluşturulabilecektir. Bazen ise tek bir evrak hizmet tespiti için yeterli olup bunun en tipik örneğini profesyonel sporcular oluşturmaktadır. Örnek vermek gerekirse profesyonel spor yapan bir kişi geriye dönük hizmet kaydından sigorta tescilinin yapılmadığı bir dönem görüp SGK’ya başvurduğu takdirde federasyon kayıtları (Çıkılan maçlar, sözleşmeler, ücret vb.) kamu kuruluşlarından alınan bilgi ve belge niteliğinde olup hizmet kaydı buna göre oluşturulacaktır.
SGK tarafından yapılan hizmet tespiti incelemelerinde, sadece bordro tanıklarının beyanlarına istinaden veya dijital verilere (görüntü, fotoğraf vb.) dayanarak hizmet kaydı oluşturulamamaktadır. Kişinin çalıştığına kanaat getirilen verilerin kayıt ve belgelerden oluşması zaruridir. Yukarıdaki şartları bulunduran vakalarda direkt SGK’ya başvurmak daha avantajlı olup hem yargı organlarına durum intikal etmemiş ve zaman-emek tasarrufu sağlanmış hem de işlemleriniz daha kısa sürede sonuçlanmış olacaktır. SGK’ya başvurularda zamanaşımı hususunun bulunmadığını tekrar hatırlatmakta fayda vardır.