Sahte Sigortalılık
Fatih ÇOŞKUN
Sosyal Güvenlik Denetmeni
fatihsgk.uzman@hotmail.com
Sahte Sigortalılık, bir kişinin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildiriminin yapıldığı işyerinde fiilen çalışmaması demektir. Günümüzde bu duruma sıkça rastlanılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu da buna karşılık birtakım önlemler ve düzenlemeler yapmıştır. İşyerlerini belli sınıflandırmaya tabi tutmuş ve bunlara;
– Şüpheli İşyeri,
– Kontrollü İşyeri,
– Sahte İşyeri gibi kodlar vermiştir. En önemlisi bu kodlama, sigortalının hizmet cetvelinde (Kuruma bildirimi yapılan işyerleri) görüldüğü takdirde emekli olunurken ciddi problemler yaşanmaktadır.
Sahte sigortalılık olgusunun üç tarafı mevcuttur, bir tarafında sigortalı, diğer tarafta işveren ve bir diğer tarafta ise devlet yer almaktadır. Sahte sigortalılık konusu sosyal sigorta mevzuatının karışık olmasından dolayı yanlış anlaşılmaya müsaittir. Normal olarak kişiler kendilerine anlatılanlara inanmak durumunda kalırlar. O yüzden net anlaşılması için temel cümle şudur; “siz bir işyerinde çalışmadığınız halde sigortalı olarak SGK’YA BİLDİRİLEMEZSİNİZ“, “ama primleri ödüyoruz bir sıkıntı olmaz.” demeyin.
Sosyal sigorta uygulamaları kişiyi çalışma hayatında korumak için tasarlanmıştır. Örneğin; rahatsızlanan ve 8 günlük iş göremezlik raporu alan bir kişi için sosyal devlet, kişinin gelirinde çalışılmayan günler nedeniyle oluşacak gelir kaybını telafi için rapor parası (Geçici İş Göremezlik Ödeneği) verir. Kişi çalışmadığı bir yerden sigortalı bildirildiği takdirde bu parayı haksız yere alır. Bu örneği çoğaltabiliriz, aynı durum emeklilik, sürekli iş göremezlik geliri, gelir/aylıklar için de geçerlidir. Tüm ödemeler, ödenekler, gelir ve aylıklar işyerinde çalışma üzerine devletin bizzat kendisi tarafından ödenen yani kasasından çıkan ödemelerdir.
Şu durum kişileri yanıltmamalıdır; sistemde hizmetlerin görülmesi o işyerinde fiili çalışıldığı manasına gelmez. Yani “hizmet dökümümde olan tüm işyerlerinde çalıştım.” denilmesi somut gerçekliği değiştirmemektedir ve tespiti halinde ağır yaptırımları mevcuttur.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından çalışmadığı halde sigortalı bildirildiği tespit edilen kişilerin öncelikle sağlık hizmetlerinden ne kadar faydalandığı tespit edilir. Söz konusu alacaklar 5510 Sayılı Kanun’un 96. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı hususu da dikkate alınarak yersiz ödeme kapsamında faiziyle birlikte kişiden istenir. Emekli olan kişiler için ise geriye dönük emekli maaşları faiziyle geri istenir ve emekli maaşları kesilir. Emekli maaşı kesilen kişinin iptal edilen sigorta prim gün sayısı kadar toplam prim gün sayısı düşer. Bu sefer maaşı kesilen kişi silinen prim gün sayısını Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği de yapılan son değişiklik ile geri kazanabilir veya tekrar çalışma hayatına girerek eksik günleri tamamlayabilir.
Bir diğer yanlış ise kişilerin bu durumu İsteğe bağlı sigorta gibi düşünmeleridir. İsteğe bağlı sigorta 5510 Sayılı Kanun’un 51. ve 52. maddelerinde düzenlenmiş olup beyan edilen tutarın %32 si kadarının SGK banka hesaplarına yatırılmasıdır. Genellikle kişiler, çalışmadığı bir işyerinden SGK’na bildirimlerinin yapılması durumunu isteğe bağlı sigorta gibi düşünerek primleri de aracı olan üçüncü şahıslara vermektedirler. SGK, memurları veya üçüncü tekil şahıslar vasıtasıyla prim alacaklarını tahsil yoluna gidemez ve böyle bir ödeme yöntemi bulunmamaktadır. İsteğe bağlı sigorta, SGK’ya verilen başvuru formu ile başlar ve talebiniz halinde sonlanır. Bu düşünce ile SGK harici elden ödediğiniz primlerin Kurum nezdinde hiçbir geçerliliği olmamakla birlikte çalışmadığınız işyerlerinden yapılan hizmetleriniz silinecek, yersiz ödeme kapsamında yararlandığınız sağlık hizmet bedelleri, emekli maaşlar vb. istenecek ve üçüncü tekil şahıslara ödediğiniz paralar ise boşa gidecektir.
Bir diğer durum ise işverenlerin talimatı dışında SGK’ya yapılan bildirimlerdir. Son yapılandırma döneminde işverenlerden çok sayıda sahte sigortalılık konusunda dilekçe ve başvuru SGK’ya yapılmıştır. Nedeni ise; işverenin yapılandırma için SGK’ya gittiğinde borcunun tahmin ettiğinden fazla çıkması ve sahibi olduğu işyerinden haberi olmadan SGK’ya tanımadığı kişilerin bildirilmesidir. İşveren tarafından verilen bu dilekçelere istinaden SGK tarafından hemen inceleme başlatılmaktadır. Burada en önemli husus, işverenin bu durumu fark etmeden prim ödemesine devam etmesidir. İşveren, sahte sigortalılık kendisinden habersiz yapıldıysa, farkında olmadan prim ödemesinde bulunduğu takdirde bu primler Kuruma irat kaydedilir ve bu primleri geri alamaz. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde belirtilen hükümler gereği Cumhuriyet Savcılığına hakkında suç duyurusunda bulunulur. Eğer ki primleri ödemediyse bu sefer SGK’ya bildirildiği halde çalışmayan kişilerin hizmetlerinin iptali sonrasında prim borçlarında (tahakkuk eden primler için) azalma meydana gelecektir.
Çalışılmayan bir işyerinden sigortalı gösterilmenin (Sahte Sigortalılığın) suç olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumunu zarara uğrattığını ve ileride telafisi mümkün olmayan geri ödemeler ile muhatap olunabileceğinin bilinmesi gerekmektedir. İşverenlerin dikkat etmesi gereken en önemli husus aylık bordro ve hesap pusulaların düzenlenmesi, prim ödeme imkanı bulunmasa dahi ileride bir sürpriz ile karşılaşılmaması için işyerinden SGK’ya yapılan bildirimlerin kontrol edilmesidir. Eğer ki kendi talimatı dışında bir bildirim söz konusu ise hemen SGK’ya bir dilekçe vererek e-bildirge şifresini askıya aldırması, daha sonrasında ise yeni bir muhasebeci bularak Kuruma başvurması ve yeni bir şifre alması gereklidir.
Kaynak
– 5510 sayılı kanun
– Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği